sürekli dert anlatan tipler

herkesin derdi var ama sanki dünya üzerindeki tek dert onun derdiymiş gibi davranan insanlar acil kendinize bir dert dinleyici tutun

kendini yorduğu kadar karşısındakini de yoran tiplerdir. tamam bir kere iki kere anlatırsın derdine derman ararsın da sürekli aynı şeyden yakınmak karşıdaki insanı da yorar. düşünceli olmak lazım.

kaçarak uzaklaşılması gereken tiplerdir. kimsenin derdi kimsenin umrunda değil daha niye hem kendilerini hem bizi yoruyorlar anlamıyorum. gram umrumda değil insanların kafa şişiren meseleleri pozitif şeyleri hadi neyse ama dertler falan hiiç çekilmiyor. bazen söylüyorum bazen de boş boş bakarak anlamalarını bekliyorum.

insanin acısını insan alır ilkesiyle hareket ettiğim için dinlemeye çalıştığım tiplerdir.
fakat sadece bunun için sizinle arkadaşlık etmeleri rahatsız edicidir.

kafa s*ker çok yüz verilmemesi gereken insan tipidir. ilk dönemler outdoor takılır iş ileri boyuta gelince evde dert anlatmaya başlar. karın ağrısı gibidir geldi mi gitmek bilmez uykusu gelsin istersin gelmez.

en gıcık olduğum insan tipi.
bu insanların bir de soyle bir ozellikleri vardir. senin o an modun cok düşüktür birine anlatmak istersin konuyu actiginda karsindaki o da bir sey mi diyip kendi derdini anlatmaya başlar.
bu asla şaşmaz.
tamam en dertli sizsiniz. hayattaki en büyük acıları hep siz yaşadınız. aynen oyle.

bazen gevezelikten degil, anlasılma isteklerinden ötürü böyledirler. bencil bir kisilige sahip olmadıkları sürece hayatımda bu insanları hor görmüyorum.

en yakın arkadaşımın da içinde bulunduğu tiptir. senin saçma dertlerini dinlemek bana dert oluyor bencil insan.

"sürekli kızgın veya şikayetçi isen, insanların sana ayıracak vakti olmayacak."
stephen hawking.

sürekli dert anlatırsanız da aynı şey geçerli. kimsenin o kadar hayat enerjisi yok, mütemadiyen sizi dinleyip teselli veremez. sizin de karşınızdaki kişiye bir kaç çiçek sunmanız, onun hayatında olumlu olarak yer almanız lazım. aksi halde yalnız kalabilirsiniz. sürekli şikayet etmek, dert anlatmak kolay, biraz da "seni de yormayayım, zaten bu ara dalgınsın" demek, karşıdakinin de ruh halini fark etmek lazım.

bir tür bozukluk taşıyan tiplerdir.

çalıştığım işyerinde yaşça küçük bir kadın var, ofisteki bedeni emeğiyle çalışan tek kişi. belli saatler dışında sürekli boş kalıyor. ve genelde mutfakta bulunduğu için, sigara molalarım(ız) kendisinin basketbol maçı gibi geçen ilişki hayatını dinleyerek geçiyor. bir de içinde mantık bulunmayan düşünce sistemini tek doğru sayması, kendini küçük düşüren cinsiyetçi tavırları; başka insanlarla başka konular konuşulurken sürekli söz kesip "dün kurbağa* bana böyle yaptı.", "ben sevgili yaptım ya kurbağa duyunca mosmor kaldı.", "kurbağa sanırım mısır püskülünü* kıskanıyor" gibi laflarla konuyu sürekli kendine çekmesi gibi unsurlar birleşince gerçekten rahatsız ediyor. sırf bunun yüzünden acaba ben de böyle mi görünüyorumdur diye düşünüp arkadaşlarıma dert anlatmaya çekinir oldum.

arkadaşlar lütfen dertlerinizi sizi dinlemek isteyen ve dinlemesi gereken insanlara anlatın diye bağırmak istiyorum.

başkasının derdini hiç dinlemeyen tiptir

genelde bu tarz insanların uğradığı ilk durak oluyorum. ben tam tersi hiç dert anlatan biri değilim çok ketumum bu konuda .o yüzden hoşlarına gidiyor heralde onları söz kesmeden dinlemem. sadece dert anlatmak için gelmedikleri sürece sıkıntı yok dinlerim canım nolucak yani. elimden geldiğince de yardımcı olmaya çalışırım.

ya çok dertli tiplerdir ya da hiç dertleri yoktur.

ben. aslında çok sinir bozucu bir insan tipi farkındayım ama ben ayriyetten dert de dinlerim dertlesmeyi severim yani. 2 yıl önce böyle bir insan da değildim. iki yıldır içim disim dert anlatabilecegim başka hiçbir şey kalmadı. ben cidden neşeli bir insandim ya

bende nasıl bir enerji var bilmiyorum ama beni gelip bulurlar. başkalarına akıl vermekte çok iyiyimdir belki de o yüzden dert dinlemeyi severim ama aynı aklı, bir türlü kendime veremezdim ta ki bir arkadaşıma akıl veriyormuş gibi kendime akıl vermeyi akledene kadar...

anlatan kişi eğer çok sevdiğim biriyse ve gerçekten içini rahatlatmak ve benden çözüm ummak için anlatıyorsa ona kıyamam. ama normal bir arkadaşımsa açık açık konuşurum, anlatacak kimsen kalmadı da ondan mı geldin diye..

her yerde bu tip insanlar. gitmiyorlar, sülük gibi yapıştı mı hop bitmiştir olay. sen artık onun dert ortağısın. tabii ona göre. sen ucundan kendi derdini anlatmaya kalktığında hemen çemkirirler.

bu benim galiba.onceden böyle değildim,derdim olmadığından hep dert dinler tavsiyeler verirdim.son bir yıldır derdim boyumu aştı sözlük.(fonda ibrahim tatlıses sarhoş çalıyor.)

10 senelik arkadaşlığımı bitirme sebeplerinden biridir. dert yarıştıran ya da sürekli dert anlatan tiplerden haz etmiyorum!

itiraf edin, dert dinlerken içinizden zaten cevap verip kendinizle kıstas ediyoruz hepimiz. yine de ruh emici gibi yapışıyorlar. o sebeple yüz vermeyin derim. herkesin derdi kendisine