sürekli erkeğin kadını mutlu etmeye çalıştığı ilişki tipi

gold digger besleyen erkektir.

türk erkeği ve türk kadınının kanserli ilişkisidir. maalesef ülkemizde yüzde 99,9 böyledir. o yüzden çok takılmayın, tencere-kapak misali yuvarlanıp gidin. bir de o yüzde 0.1 çok şanslı.

kadına ipin ucunu verirsen gerisi çorap söküğü gibi gelir, kadın arkadaşlar kusura bakmasın ama bir kadın eşinin maaşını bile bilmemeli, bildiği takdirde eşinin cebindeki paranın hesabını yapar evet yapar ve ne sevdiğini belli edeceksin ne de aşkından yanıp tutuştuğunu, biliyorum zor ama maalesef gerçek bu.

(bkz: sürekli erkek)

zaten ilişkide olması gereken erkeğin kendini heba etmesi, onurunu ayaklar altına alıp, ona zerre kadar değer vermeyen kadına kulluk etmesi değil mi?

kadın her zaman ve her halükarda mutlu edilmeli ve karşısında hiç bir şey vermemelidir.

ilişkiden çok bir kadın bir erkeğe egosunu tatmin ettiriyormuş gibi ve erkeğin de buna katlanarak ulaşmak istediği amaçları varmış gibi duruyor. temelinde dostluk , arkadaşlık bir samimiyet olsa ortak döndürürlerdi zaten.

günümüz ilişkilerin hiçbirine ilişki demem. insanların birbirinde dinlenmesi gerekir delirmesi değil. tek şey keşke bu başlık olsa gerçi bu da oldukça kötü zaten. gereksiz kıskançlıklar, sosyal medya şifreleri vermeceler, arkadaşlarını takipten çıkarmalar, aşko kuşkolar, story atıp "sevgilime yürüyen olursa" tehditleri.. daha neler neler. ülkede ilişki bile yaşanmıyor

türk tipi ilişki falan değil beyler bayanlar. bende böyle bikaç ilişki yaşadım gençken. gayet sıradan bir erkek olarak kız arkadaş bulmak zor, hem de çok zordu. bulmuşken de kaybetmemek için hatun kısmını mutlu etmek için çekmediğimiz ızdırap kalmadı zamanında.

askerden dönüş benim için bi dönüm noktası oldu; iş güç derken kız peşinde koşmayı ikinci plana attım, sonrasında yaşadığım ilişkilerde son derece mutluydum çünkü kimseyi mutlu etmek zorunda değildim ve kimsenin peşinden de deli gibi koşmuyodum... iki tarafta mutluydu... en güzeli de buydu... gençken hormonlar bi şekilde yönetiyo işte seni maalesef...

böyle bir ilişki hastalıktır, saplantıdır ve sonunda erkeğin bir tarafında patlar. yürütemezsin çünkü verdikçe daha fazlasını ister. burada verilen sadece para değildir. kişiliğini de ister, karakterinden ödünler de ister. eski türk filmi klişesidir ama doğrudur. karakterli bir kadın için evladı ve çekirdek ailenin mutluluğu her zaman ön plandadır. bunun için rezidanslarda yaşamasına gerek yoktur. günümüzde bu kadın profili çok az bile demiyorum hiç yok. o yüzden evlilik kurumu anlamını yitirdi. seks çok kolay tatmin edilebilen bir dürtü haline geldi. bireysellik had safhada. salt kadını hedef tahtasına oturtup erkeği aklamak da etik değil. erkek profili de had safhada bozunuma uğramış vaziyette. evin direği baba figürleri tarih oldu. adamın cebi üç kuruş para görünce anası babası dahil kimseyi gözü görmüyor. yeni dünya düzeni diyerek empoze edilen, ana fikri ''zengin ol da nasıl olursan ol'' düsturu tüm etik değerleri yozlaştırdı. bu yozlaşmanın amentüsü ''kullan - at - yenisine bak'' olarak özetlenebilir.

bana tek taraflı olduğunu düşündüren ilişkidir. eğer ortada bir ilişki varsa iki taraf da çabalamalı, karşısındakine verdiği değeri elinden geldiğince yansıtmalıdır. bu mutlu etmek veya her ne olursa olsun böyledir. ilişkide iki taraf da mutlu olmayı hak eder, rabbenâ hep bana anlayışı yalnızca diğer kişiyi yıpratarak zamanla ilişkiden soğutur.