lâkin olamamak. zor bir şeydir. güneş batar, karanlık çöker kendinizle baş başa kalırsınız. yaptığınız her eylem muhakkak, güneşle birlikte karanlığa gömülmüş olur. mutluluk dağıtırken, tezgahı boşaltırsınız. size kadar kalmaz. kısa günün kârı, uzun vadede zarar olarak gelir size.

tek mutluluk kaynağınız, birilerini mutlu etmektir. gelir-gider tablosu ne yazık ki pek dengeli değildir. öyle işte kardeşim benim, gece gelirse yük biner. güneş doğana kadar yürümeye devam. eyyyvallah.
devamını gör...
kendi değerini bir türlü kabul edememiş insan uğraşı.
devamını gör...
ben kendimi mutlu edemiyom bi de milleti mi mutlu edecem la
devamını gör...
önce kendini mutlu etmelisin bence ya. sen mutlu değilsen karşındakini nasıl mutlu edeceksin ki?
ayrıca karşındaki senden daha mı değerli?
yoo değil.
önce ben mutlu olmalıyım onlar için enerjim olsun
herkese gücüm yetmese de hayatımdaki insanları mutlu edebilirim diye düşünüyorum
kendime bu kadar kötü karşımdakine bu kadar bonkör olamayacağım.
önce kendim.
sonrası sonra...
devamını gör...
ne yaparsanız yapın sonunda yapmasaydın derler. bazı iyilikler, iyi niyetler zamanla göreviniz olur. o yüzden de kimseyi mutlu etmeye çalışmayın. hatta mümkünse ağzınıza geleni söyleyin.

yüz verdik ayıya geldi sıçtı halıya derler. işte bundan sonra o ayıları halkalarından tutup, eğiteceğim.
devamını gör...
çalıştığınızla kalırsınız.
ya herkesi mutlu edin ki edemezsiniz ya da bazısını.
o bazısı, buna değer olmalı. yarın değerini yitirebilir, ona da aldırmamalı.

her şeyi bir kenara bırakınca herkesin içinde öyle bir kişi var ki işte asıl onu mutlu etmeli insan.
kimdir o?
sensin, benim.
evet, kendinsin güzelim.
devamını gör...
imkânsızdır efendim, kimse adana kebap değil ki herkesi mutlu etsin?
devamını gör...
sacmalamak ile ayni sey olsa gerektir.
devamını gör...
bunun imkansız olduğunu askerde çok iyi anlamıştım. depoculuk görevini bana vermişlerdi, haliyle tüm ıvır zıvır malzemeler benim kontrolümdeydi. örnek mesela terhis olmadan önce askerler kıyafetlerini vs bana teslim etmeliler, karakol komutanına kalsa yakalarına yapışıp donlarına kadar almam lazım. fakat ben o adamlarla o kadar vakit geçirmişim, aramızda o kadar arkadaşlık bağı var. üstüne o kadar emek verip o kıyafetleri botları vs eskitmişler, bana gelip "ben götürmek istiyorum anı olsun" diyen adama karşı koymuyordum.

emekliliği gelmiş birkaç rütbeliyi memnun etmektense sevdiğim insanları memnun ederim, zaten ben o kıyafetleri botları vs toplayınca gelip rütbeliler benden sağlamlarını istiyorlardı, kendileri kullanmak için veya yakınlarına vermek için. bunu gördüğümde "size vereceğime emek verip o kıyafeti eskiten asıl insana bırakırım daha iyi" dedim kendi kendime. bana "kıyafetleri topluyor musun, botları alıyor musun" vs sorusunu sorduklarında "alıyorum" deyip geçiştiriyordum. hoş arada teslim edenler oluyordu ki numune olarak iyi oluyordu, elimde var deyip gösteriyordum.

uzun lafın kısası elinizden geldiğince sevdiğiniz insanları mutlu etmeye çalışın, geri kalan mutlu olmasa da olur, çok da umursamayın.
devamını gör...
gün gelir mabadınıza da göz diken olur. o gün görürsünüz hanya'yı, konya'yı.
devamını gör...
çünkü biz pizza değiliz.*
şaka bir yana nasıl olacak ki o birileri elbet üzülecek.
hatta çoğunlukla üzülen siz olursunuz.
hayır demeyi öğrenin, kafanız rahat etsin.
pizza da sevmem zaten ıyyk.
devamını gör...
tatlım bana ne onlardan?
beni mutlu et yeter.
(bkz: askan burcunun harikalığı)*
devamını gör...
asla mümkün olmayandır. kendine kıyman gerekendir. kıyamayın. ben denedim, bir tesiri yok.
devamını gör...
beyhude bir uğraştır. boyun eğici ve aşırı fedakâr insanlarda herkesi mutlu etmeye dair yoğun bir çaba oluyor. hani ben insanlara her türlü fedakârlığı yaparsam, onlar da mutlu olacak, benim kıymetimi bilecek, onlar da beni mutlu etmek için uğraşacaklar zannediyorlar ama maalesef öyle olmuyor işte. fazla fedakârlığın karşılığı nankörlük oluyor. hem ne demişti balzac: "insanlara, onları size nankörlük yapmaya mecbur bırakacak kadar büyük iyiliklerde bulunmayın." bir de asık suratlara karşı alerjisi olan insanlar var mesela onlar da herkesi mutlu etmeye çalışıyorlar. sonra ne mi oluyor? onun bu zaafını çözen insanlar, ona surat asarak onu manipüle ediyorlar. yani konu, hep sınır çizebilmeye geliyor bence. o yüzden de işte, psikolog tülay kök: "her ilişki, aynı zamanda bir sınır mücadelesidir ve bu bir yönüyle kendimiz olma mücadelesidir." derken haklıydı.
devamını gör...
utopyadir. senin mutlu oldugun seye baskasi olmaz ki.
devamını gör...
insanlar hem unutkan hemde çok doyumsuz dur. hep daha fazlasını beklerler. yapmadığınız zamanda unutkanlıkları ortaya efsane bir şekilde giriş yapar. o yüzden herkesi değil kendinizi ve sadece mutlu olmaları sizi mutlu eden insanları mutlu edin.
devamını gör...
herkesi mutlu etmeye çalışırken kendini unutursun demedi deme.
devamını gör...
mutsuzluğun yaşam pınarıdır.
devamını gör...
mallıktan başka bir şey değildir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"herkesi mutlu etmeye çalışmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim