suyla muhabbet ederken bu aralar çok yoğunum diyen cıva
başlık "echabrenef7091" tarafından 09.12.2023 17:18 tarihinde açılmıştır.
1.
işi başından aşkın, hayat mücadelesinden yılmış ve yorgun düşmüş, bunlardan mütevellit yakın çevresine yeterince zaman ayıramamış cıvadır. hasbelkader işten güçten vakit bulur ve yakın arkadaşı su ile muhabbete koyulur. muhabbet de epey koyudur. su cıvaya ''sen de bizi çabuk unuttun, mekâna uğramaz oldun bu ara cıva kardeş!'' şeklinde serzenirken cıva da suya der ki: ''bu aralar çok yoğunum be su kardeş. sen bana kıyasla akıp gidiyorsun, e zeytinyağı desen zaten zeytinyağı gibi üste çıkıyor. bizim kadar yoğunu var mıdır ki şu koca dünyada? dibe batıyoruz vallahi.'' bunun sonucunda da su cıvaya hak verir ve bu yoğun günlerin günün birinde geçeceği şeklinde tesellide bulunur.
''altta kalanın canı çıksın'' felsefesi vardır ya. işte altta kalan da canı çıkan da, alttan alan da, canını dişine takan da hep o cıvadır. emekçinin demir-çelik ve kömürden sonra en büyük simgelerindendir cıva. rengindeki grinin sıkıcılık görünümlü içtenliğiyle bekler durur bir köşede sevilmeyi. benimsenmeyi, anlaşılmayı... ''hava cıva'' tabirinde havayla birlikte sürüklendiği o küçümsenme kaderine rest çeker. isyandadır fakat isyanındaki sessizlik yanıltır diğerlerini. cıva yoğun diye, ağır diye hep üstlenmek zorundadır sanki en amansız yükleri. iyi sanılır, ona komaz sanılır ama kor işte. yoğunluğu bir baştan savma, bir çeşit kandırmaca olarak görmek çağdaş yaşamın gerektirdiği bir fikirdir belki fakat cıva bu konuda samimidir. yoğunum diyorsa yoğundur bu aralar. öyle yükler taşır, öyle deneyimler edinir ve öylesinedir ki yorgunluğu; yalan söylemeye bile enerjisi ve hâli kalmaz. anlayın cıvayı. hacmine oranla ne büyük kütleler binmiştir sırtına. atsa atamaz, satsa para etmez. anlayın...
''altta kalanın canı çıksın'' felsefesi vardır ya. işte altta kalan da canı çıkan da, alttan alan da, canını dişine takan da hep o cıvadır. emekçinin demir-çelik ve kömürden sonra en büyük simgelerindendir cıva. rengindeki grinin sıkıcılık görünümlü içtenliğiyle bekler durur bir köşede sevilmeyi. benimsenmeyi, anlaşılmayı... ''hava cıva'' tabirinde havayla birlikte sürüklendiği o küçümsenme kaderine rest çeker. isyandadır fakat isyanındaki sessizlik yanıltır diğerlerini. cıva yoğun diye, ağır diye hep üstlenmek zorundadır sanki en amansız yükleri. iyi sanılır, ona komaz sanılır ama kor işte. yoğunluğu bir baştan savma, bir çeşit kandırmaca olarak görmek çağdaş yaşamın gerektirdiği bir fikirdir belki fakat cıva bu konuda samimidir. yoğunum diyorsa yoğundur bu aralar. öyle yükler taşır, öyle deneyimler edinir ve öylesinedir ki yorgunluğu; yalan söylemeye bile enerjisi ve hâli kalmaz. anlayın cıvayı. hacmine oranla ne büyük kütleler binmiştir sırtına. atsa atamaz, satsa para etmez. anlayın...
devamını gör...
"suyla muhabbet ederken bu aralar çok yoğunum diyen cıva" ile benzer başlıklar
cıva
17