tales of ithiria
başlık "kahpe bizanstaki gavur bey" tarafından 16.06.2022 11:06 tarihinde açılmıştır.
1.
senfonik metal grubu haggard'ın 2008 çıkışlı konsept albümü ve albümün ikinci parçası. diğer albümlerden farklı olarak bu albümde tarihi olay ve kişilerden değil, ithiria adlı kurmaca bir bölgenin düşüşü anlatılır. müzikal ve vokal olarak çok başarılı bulduğum bir albümdür. teknik konulara girecek kadar bilgim olmadığından burada yalnızca hikayeyi biraz toparlamak istiyorum. önce tracklist:
1. the origin
2. chapter ı – tales of ıthiria
3. from deep within
4. chapter ıı – upon fallen autumn leaves
5. ın des königs hallen (allegretto siciliano) (music by hans wolf)
6. chapter ııı – la terra santa
7. vor dem sturme
8. chapter ıv – the sleeping child 6:10
9. hijo de la luna(written by josé maría cano)
10. on these endless fields
11. chapter v – the hidden sign
the origin
bu parçadan öğrendiğimize göre 1700 yıl önce ithiria adlı köy (veya ithiria'ya bağlı bir köy) sonbahar mevsimindeki iki ay bayramı kutlamaları sırasında baskına uğramış, direnenler kılıçtan geçirilmiş ve hayatta kalabilen köylüler ormana sığınarak bulabildikleri silah benzeri her şeyle direnişe başlamış.
chapter ı – tales of ıthiria
quando cœli movendi sunt et terra (yeryüzü ve gökyüzü yerinden oynatıldığında)
dum veneris iudicare sæculum per ignem. (ve dünya'yı ateşle yargılamaya geldiğinde) *
bir babanın oğlunu savaşa gönderme anı. baba eski savaşlarda gözüne bir balta darbesi alıp kör olmuş. şimdi fedakarlık sırası oğlunda. kılıcını verdiği sırada saldırı çanları çalmaya başlıyor, saldırıya uğruyorlar. büyük bir kıyım gerçekleşiyor, esas oğlan yaralı bir halde bir ağacın gölgesinde hayatta kalıyor ancak babası ölüyor. o sırada sonbaharın sona erip kışın geldiğini görüyoruz, muhtemelen ilk kar düşmeye başlıyor. esas oğlanımızın elinde eski bir büyü parşömeni var ve can korkusundan ne yaptığını bilemez halde kadim bir büyü mırıldanmaya başlıyor. gecesinde ise artık unutulmuş olan druidlerin ormanda bir ritüel için toplandığını görüyoruz ve birinci bölüm sona eriyor.
miserere dominus (merhametli efendimiz)
rex tremendae majestatis (muhteşem görkemin kralı)
libera eas (özgür bırak bizi)
miserere dominus (merhametli efendimiz)
from deep within
esas oğlan çiftliğine dönüyor ve babasının iki okla kapıya çivilendiğini görüyor.
chapter ıı – upon fallen autumn leaves
gece vakti gildeon ormanı'nda yürüyor esas oğlanımız. ormanın büyülenmiş kalbinde uzun zaman önce ölmüş druidlerin toplandığını görüyor. sonra sanırım bir kurt tarafından saldırıya uğrayarak hayatını kaybediyor. son gördüğü şey olan bir tekboynuza biniyor ve iki dünyanın çarpıştığı bu ormandan ayrılıyor.
requiem aeternam dona eis, domine (onlara sonsuz huzuru ver efendimiz)
et lux perpetua luceat eis (sonsuz ışığın üzerlerinde parlasın)
te decet hymnus, deus, in ıthiria (ithiria'da dualar edilen tanrım)
sanctus (kutsal olan)
dominus (efendimiz)
quid sum miser tunc dicturus
requiem aeternam (sonsuz huzuru ver) *
chapter ııı – la terra santa
bu kez konuşan ithiria kralı. kalesinde oturuyor, tek bir soru var aklında. ithiria düşecek mi? kahinini çağırıp kehanet istiyor ancak çok da iç açıcı şeyler duymuyor olsa gerek. gece ise eşine veda ediyor, son ordularını topluyor ve şafak vakti göğe uzanan sancaklarının altında üç bin süvari, önlerinde kralın ejderhası uçarken ölüme gidiyor.
vor dem sturme
ordumuz kamp yapmış. henüz savaş yok.
chapter ıv – the sleeping child
yine iki ay bayramındayız. ilk baskının ardından bir yıl mı geçti? kral ordusunu toplamak için bir yıl mı bekledi? yoksa iki ay bayramı sıkça kutlanan bir gün mü? açıkçası burayı pek anlayamadım. ama büyük savaş hala yok, ışık var ateş var kutlama var. iki ay'ın birleşmesini kutluyoruz, neşeliyiz. ancak bu kez iki ay ölüm ve yıkım getirecek, çünkü ormanın kalbinde uyanan şeyler harekete geçiyor. ateşin başında bir ozan eskilerin krallarını, büyücülerini, ejderhalarını anlatırken o eski büyüler ölüm şarkısını söylemek için geliyor.
mors stupebit et natura
cum resurget creatura*
on these endless fields
iki ordu nihayet karşılaşıyor. büyük bir savaşın ardından yağan yağmur kan gölünü temizliyor.
chapter v – the hidden sign
tekrar druidlerdeyiz, ithiria'nın kaderi onların elinde. başta esas oğlanımızın elinde olan parşömen artık tekrar druidlerin elinde. karanlık bir gecede bir ritüel gerçekleştiriliyor. bir çeşit nekromansi yapılıyor, bir geçit açılıyor ve ölüler hayata döndürülüyor. gizli işaretin taşıyıcısı, kralların varisi diriliyor ve büyülü sandığı aramak üzere yola düşüyor. ithiria'nın kaderi bu, druidlerin öfkesiyle yok olmak, tıpkı druidlerin kadim zamanlarda onlar tarafından yok edilmesi gibi. artık ithiria'ya ne ithirialılar, ne düşman hükmedecek, kadim uykudan uyanan druidler tek hakim.
quantus tremor est futurus (yerler sarsılacak)
quando judex est venturus (yargılayacak olan geldiğinde)
cuncta stricte discussurus (sıkı yargısıyla) *
1. the origin
2. chapter ı – tales of ıthiria
3. from deep within
4. chapter ıı – upon fallen autumn leaves
5. ın des königs hallen (allegretto siciliano) (music by hans wolf)
6. chapter ııı – la terra santa
7. vor dem sturme
8. chapter ıv – the sleeping child 6:10
9. hijo de la luna(written by josé maría cano)
10. on these endless fields
11. chapter v – the hidden sign
the origin
bu parçadan öğrendiğimize göre 1700 yıl önce ithiria adlı köy (veya ithiria'ya bağlı bir köy) sonbahar mevsimindeki iki ay bayramı kutlamaları sırasında baskına uğramış, direnenler kılıçtan geçirilmiş ve hayatta kalabilen köylüler ormana sığınarak bulabildikleri silah benzeri her şeyle direnişe başlamış.
chapter ı – tales of ıthiria
quando cœli movendi sunt et terra (yeryüzü ve gökyüzü yerinden oynatıldığında)
dum veneris iudicare sæculum per ignem. (ve dünya'yı ateşle yargılamaya geldiğinde) *
bir babanın oğlunu savaşa gönderme anı. baba eski savaşlarda gözüne bir balta darbesi alıp kör olmuş. şimdi fedakarlık sırası oğlunda. kılıcını verdiği sırada saldırı çanları çalmaya başlıyor, saldırıya uğruyorlar. büyük bir kıyım gerçekleşiyor, esas oğlan yaralı bir halde bir ağacın gölgesinde hayatta kalıyor ancak babası ölüyor. o sırada sonbaharın sona erip kışın geldiğini görüyoruz, muhtemelen ilk kar düşmeye başlıyor. esas oğlanımızın elinde eski bir büyü parşömeni var ve can korkusundan ne yaptığını bilemez halde kadim bir büyü mırıldanmaya başlıyor. gecesinde ise artık unutulmuş olan druidlerin ormanda bir ritüel için toplandığını görüyoruz ve birinci bölüm sona eriyor.
miserere dominus (merhametli efendimiz)
rex tremendae majestatis (muhteşem görkemin kralı)
libera eas (özgür bırak bizi)
miserere dominus (merhametli efendimiz)
from deep within
esas oğlan çiftliğine dönüyor ve babasının iki okla kapıya çivilendiğini görüyor.
chapter ıı – upon fallen autumn leaves
gece vakti gildeon ormanı'nda yürüyor esas oğlanımız. ormanın büyülenmiş kalbinde uzun zaman önce ölmüş druidlerin toplandığını görüyor. sonra sanırım bir kurt tarafından saldırıya uğrayarak hayatını kaybediyor. son gördüğü şey olan bir tekboynuza biniyor ve iki dünyanın çarpıştığı bu ormandan ayrılıyor.
requiem aeternam dona eis, domine (onlara sonsuz huzuru ver efendimiz)
et lux perpetua luceat eis (sonsuz ışığın üzerlerinde parlasın)
te decet hymnus, deus, in ıthiria (ithiria'da dualar edilen tanrım)
sanctus (kutsal olan)
dominus (efendimiz)
quid sum miser tunc dicturus
requiem aeternam (sonsuz huzuru ver) *
chapter ııı – la terra santa
bu kez konuşan ithiria kralı. kalesinde oturuyor, tek bir soru var aklında. ithiria düşecek mi? kahinini çağırıp kehanet istiyor ancak çok da iç açıcı şeyler duymuyor olsa gerek. gece ise eşine veda ediyor, son ordularını topluyor ve şafak vakti göğe uzanan sancaklarının altında üç bin süvari, önlerinde kralın ejderhası uçarken ölüme gidiyor.
vor dem sturme
ordumuz kamp yapmış. henüz savaş yok.
chapter ıv – the sleeping child
yine iki ay bayramındayız. ilk baskının ardından bir yıl mı geçti? kral ordusunu toplamak için bir yıl mı bekledi? yoksa iki ay bayramı sıkça kutlanan bir gün mü? açıkçası burayı pek anlayamadım. ama büyük savaş hala yok, ışık var ateş var kutlama var. iki ay'ın birleşmesini kutluyoruz, neşeliyiz. ancak bu kez iki ay ölüm ve yıkım getirecek, çünkü ormanın kalbinde uyanan şeyler harekete geçiyor. ateşin başında bir ozan eskilerin krallarını, büyücülerini, ejderhalarını anlatırken o eski büyüler ölüm şarkısını söylemek için geliyor.
mors stupebit et natura
cum resurget creatura*
on these endless fields
iki ordu nihayet karşılaşıyor. büyük bir savaşın ardından yağan yağmur kan gölünü temizliyor.
chapter v – the hidden sign
tekrar druidlerdeyiz, ithiria'nın kaderi onların elinde. başta esas oğlanımızın elinde olan parşömen artık tekrar druidlerin elinde. karanlık bir gecede bir ritüel gerçekleştiriliyor. bir çeşit nekromansi yapılıyor, bir geçit açılıyor ve ölüler hayata döndürülüyor. gizli işaretin taşıyıcısı, kralların varisi diriliyor ve büyülü sandığı aramak üzere yola düşüyor. ithiria'nın kaderi bu, druidlerin öfkesiyle yok olmak, tıpkı druidlerin kadim zamanlarda onlar tarafından yok edilmesi gibi. artık ithiria'ya ne ithirialılar, ne düşman hükmedecek, kadim uykudan uyanan druidler tek hakim.
quantus tremor est futurus (yerler sarsılacak)
quando judex est venturus (yargılayacak olan geldiğinde)
cuncta stricte discussurus (sıkı yargısıyla) *
devamını gör...