1978 yılında çekilmiş ve 1 şubat 1979'da gösterime girmiş yerli drama filmidir. senaristler; türker inanoğlu, orhan aksoy, fuat özlüer'dir.
filmin konusu, köyde yaşayan ve yıllarca traktör almak için birikim yapan ve bu nedenle istanbul'a gelen bir ailenin yaşadığı sıkıntılar ele alınmıştır. yaşadıkları sıkıntılar vesilesiyle aile, istanbul'un "taşının toprağının altından" olmadığı acı deneyimlerle öğrenmektedir.
filmin konusu, köyde yaşayan ve yıllarca traktör almak için birikim yapan ve bu nedenle istanbul'a gelen bir ailenin yaşadığı sıkıntılar ele alınmıştır. yaşadıkları sıkıntılar vesilesiyle aile, istanbul'un "taşının toprağının altından" olmadığı acı deneyimlerle öğrenmektedir.
(bkz: levent kırca)
(bkz: ayşegül atik)
(bkz: mahmut gürses)
(bkz: asım par)
(bkz: feri cansel)
(bkz: hüseyin baradan)
(bkz: ayşegül atik)
(bkz: mahmut gürses)
(bkz: asım par)
(bkz: feri cansel)
(bkz: hüseyin baradan)
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "bir göçmen" tarafından 02.08.2021 12:46 tarihinde açılmıştır.
1.
1978 yapımı, köyden kente göç eden bir ailenin dağılmasını anlatan orhan aksoy filmi. levent kırca'nın nadir sinema filmlerinden olup, başrolünü ayşegül atik'le paylaştığı yapımdaki yan roller hayli zengin. erol taş'tan hüseyin baradan'a, hulusi kentmen'den feri cansel'e, kayhan yıldızoğlu'ndan turgut özatay'a yok yok, henüz 14 yaşındaki cem davran da kadrodaki bir diğer isim. ayrıca müzikleri de özdemir erdoğan yapmış olup, orhan veli'nin bedava yaşıyoruz şiirine yaptığı beste de duyulmaktadır.
[[spoiler]]
"taşı toprağı altın" istanbul'a para kazanıp köylerine bir traktör götürmek üzere gelen uyanık ailesi, ailenin annesi fatma'nın amcası* tarafından karşılanır. amca onlara ev tutar, galeriden traktör için kayıt yaptırır ve işler ayarlar: fatma'ya* bir gazino şarkıcısının evinde hizmetçilik, kocası ökkeş'e* o yıllarda unkapanı'nda olan sebze halinde hamallık, ökkeş'in kardeşine bir müteahhidin yanında amelelik, evin küçük oğlunun ilkokula yazdırılamaması üzerine ona da bir çaycı çıraklığı.
filmin gelişme bölümüyse aile fertlerinin dürüstçe çalışarak gittikleri süpermarketteki fiyatları görünce şoka uğramalarıyla başlar. kentte para yetmemektedir, mecburen aile de gözlerini açar, parayı daha çok kazanmaya bakar. köylü kadını fatma, patroniçesinin* elbiseleri ve makyajını taklide çalışır, onun çapkınlığına şaşırsa da alışır. küçük oğlan mehmet, çay taşıdığı bir sigara kaçakçısının* çetesine katılarak daha iyi para kazanmaya başlar. grevcilerin linç etmeye çalıştığı müteahhidi* solculardan koruyan bıçkın kardeş cemal, bunun karşılığında müteahhidin kaçakçılık yaptığı depoya koruma olur, silahıyla caka satmaya başlar. bir tek ökkeş dürüstlükte direnmektedir. kasa kasa malları denize dökerek fiyatların düşmesini engelleyen patronuna* karşı çıkar, polise şikayet edilen kabzımalları denetleyen müfettişlere patronunu ele verir ve hamallıktan atılır. el mahkûm el arabasıyla zerzevat satmaya başlar, burada da iş yaptırmak için mecburen zabıtalara rüşvet verir.
bunca yozlaşmanın üstüne sonuç bölümüyse ailenin felaketini içerir. çeteye giren çocuk haraç isteyen reisi bıçaklar ve ıslah evine girer. patronunun deposuna polis baskın yaptığı zaman "cesedimi çiğnersiniz cart curt" diye bağırıp çatışmaya giren bıçkın kardeş polis tarafından öldürülür. patroniçesinin yanında gazinoda söylemeye başlayan fatma, gazino patronuyla beraber olmaya başlar. tüm ailesini kaybeden ökkeş nihayet traktörünü alır, ama plaka taktırmak üzere trafik şubede beklerken traktörü çalınır, polisler "plakası yok ruhsatı yok, bulamayız bunu" derler. ökkeş hiçbir şeyi olmadan, evden kaçmış bir kadın, hapiste bir çocuk, bir cenaze ve tüm parasını yiyip üstüne kaybolan bir traktörle el elde baş başta kalır...
[[/spoiler]]
[[spoiler]]
"taşı toprağı altın" istanbul'a para kazanıp köylerine bir traktör götürmek üzere gelen uyanık ailesi, ailenin annesi fatma'nın amcası* tarafından karşılanır. amca onlara ev tutar, galeriden traktör için kayıt yaptırır ve işler ayarlar: fatma'ya* bir gazino şarkıcısının evinde hizmetçilik, kocası ökkeş'e* o yıllarda unkapanı'nda olan sebze halinde hamallık, ökkeş'in kardeşine bir müteahhidin yanında amelelik, evin küçük oğlunun ilkokula yazdırılamaması üzerine ona da bir çaycı çıraklığı.
filmin gelişme bölümüyse aile fertlerinin dürüstçe çalışarak gittikleri süpermarketteki fiyatları görünce şoka uğramalarıyla başlar. kentte para yetmemektedir, mecburen aile de gözlerini açar, parayı daha çok kazanmaya bakar. köylü kadını fatma, patroniçesinin* elbiseleri ve makyajını taklide çalışır, onun çapkınlığına şaşırsa da alışır. küçük oğlan mehmet, çay taşıdığı bir sigara kaçakçısının* çetesine katılarak daha iyi para kazanmaya başlar. grevcilerin linç etmeye çalıştığı müteahhidi* solculardan koruyan bıçkın kardeş cemal, bunun karşılığında müteahhidin kaçakçılık yaptığı depoya koruma olur, silahıyla caka satmaya başlar. bir tek ökkeş dürüstlükte direnmektedir. kasa kasa malları denize dökerek fiyatların düşmesini engelleyen patronuna* karşı çıkar, polise şikayet edilen kabzımalları denetleyen müfettişlere patronunu ele verir ve hamallıktan atılır. el mahkûm el arabasıyla zerzevat satmaya başlar, burada da iş yaptırmak için mecburen zabıtalara rüşvet verir.
bunca yozlaşmanın üstüne sonuç bölümüyse ailenin felaketini içerir. çeteye giren çocuk haraç isteyen reisi bıçaklar ve ıslah evine girer. patronunun deposuna polis baskın yaptığı zaman "cesedimi çiğnersiniz cart curt" diye bağırıp çatışmaya giren bıçkın kardeş polis tarafından öldürülür. patroniçesinin yanında gazinoda söylemeye başlayan fatma, gazino patronuyla beraber olmaya başlar. tüm ailesini kaybeden ökkeş nihayet traktörünü alır, ama plaka taktırmak üzere trafik şubede beklerken traktörü çalınır, polisler "plakası yok ruhsatı yok, bulamayız bunu" derler. ökkeş hiçbir şeyi olmadan, evden kaçmış bir kadın, hapiste bir çocuk, bir cenaze ve tüm parasını yiyip üstüne kaybolan bir traktörle el elde baş başta kalır...
[[/spoiler]]
devamını gör...
2.
bir orhan aksoy filmidir.
filmin senaryosunu artık herhangi bir filmin başlangıcında ya da sonunda ismini gördüğümde asla şaşırmadığım erdoğan tünaş yazmıştır. filmin başrollerinde az sayıda filmde gördüğümüz levent kırca ve ayşegül atik oynamaktadır. asım par ve mahmut gürses'in performansları da yabana atılmayacak türdendir.
traktör almak için adıyaman'ın bir köyündeki neleri var neleri yoksa satan ve istanbul'a gelen uyanık ailesinin hikayesi anlatılır. aile çok kısa bir zaman içinde istanbul'a ayak uydurur ve uygarlaşmaya başlar. ve filme göre bu kötü bir şey gibi görünür. elbette ki uygarlaşmayı reddeden tek isim ailenin babası ökkeş uyanık'tır.
ben tam olarak filmdeki eleştiriyi anlayamadım açıkçası. uygarlık kötü bir şey olarak anlatılıyor ama neden böyle bir amaç güdülüyor anlam veremedim. şehirde yaşayan herkes ahlak açısından zayıf, sahtekar, para düşkünü, yalancı ve bunun gibi birçok şey olarak resmedilirken köyden gelenler ise saf, iyi niyetli ama her an bozulmaya hazır insanlar olarak çizilmiş.
kötü bir film diyemesem de verdiği mesajı bu kadar göze sokması ve bütün karakterlerin ya tam kötü ya tam iyi ya da bozulmaya meyyal olması biraz can sıkıcı.
filmin senaryosunu artık herhangi bir filmin başlangıcında ya da sonunda ismini gördüğümde asla şaşırmadığım erdoğan tünaş yazmıştır. filmin başrollerinde az sayıda filmde gördüğümüz levent kırca ve ayşegül atik oynamaktadır. asım par ve mahmut gürses'in performansları da yabana atılmayacak türdendir.
traktör almak için adıyaman'ın bir köyündeki neleri var neleri yoksa satan ve istanbul'a gelen uyanık ailesinin hikayesi anlatılır. aile çok kısa bir zaman içinde istanbul'a ayak uydurur ve uygarlaşmaya başlar. ve filme göre bu kötü bir şey gibi görünür. elbette ki uygarlaşmayı reddeden tek isim ailenin babası ökkeş uyanık'tır.
ben tam olarak filmdeki eleştiriyi anlayamadım açıkçası. uygarlık kötü bir şey olarak anlatılıyor ama neden böyle bir amaç güdülüyor anlam veremedim. şehirde yaşayan herkes ahlak açısından zayıf, sahtekar, para düşkünü, yalancı ve bunun gibi birçok şey olarak resmedilirken köyden gelenler ise saf, iyi niyetli ama her an bozulmaya hazır insanlar olarak çizilmiş.
kötü bir film diyemesem de verdiği mesajı bu kadar göze sokması ve bütün karakterlerin ya tam kötü ya tam iyi ya da bozulmaya meyyal olması biraz can sıkıcı.
devamını gör...
3.
soyadı ile müstesna ökkeş uyanık ve ailesinin büyük şehirde nasıl dağıldığını gösteren efsane bir filmdir. levent kırca'nın neden daha çok filmi olmamış diye insana sordurur bu filmde olan performansını izlerken.
devamını gör...