tekirdağ'da 7 bin 104 litre sahte alkol yakalanması

her gün sahte alkol ile ilgili hayatını kaybeden insanların haberleri ile karşılaşıyoruz. fiyat artsa da tüketim miktarı azalmıyor. fiyatların pahalı olması, merdiven altı tabir edilen imalatların satışını arttırdı. en son ankara'da 33 can aldı sahte alkol. yaşatmakla sorumlu olan devletin valisi '' alkol zaten sağlığa zararlı uzak durun '' dedi sadece.
''insanı yaşat ki devlet yaşasın'' alkolün zararlı olduğunu hepimiz biliyoruz.
sahte alkol artık tamamen bir toplum sağlığı sorununa dönüşmüş halde.. cinayetlerin faili vergi, azmettiricisi ötv aslında.
peki sadece alkol mü sahte?
rakamlar sahte, siyaset sahte, diplomalar sahte, gözyaşları sahte, yediğimiz et, bal, içtiğimiz süt sahte, gülüşlerimiz sahte hatta sevmeler bile sahte artık. bir tek şatafat içinde yaşadıkları hayat gerçek..

'' ah, benim insanlarım,
yalanla besliyorlar sizi, halbuki açsınız, etle, ekmekle beslenmeğe muhtaçsınız.
ve beyaz bir sofrada bir kere bile yemek yemeden
doyasıya,
göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan.
insanlar, ah, benim insanlarım...''

kaçak alkol neden var. legaline fahiş miktarda zam üstüne zam yapıldığı ve yasal denetim mekanizmaları çalışmadığı için. türkiyede üretilen türk rakısının pariste londradaki fiyatı ankara'dan ucuz olabilir mi.. bu sadece rakıya özgü de değil. mercedeste, renaultta, petrol de internette dışarda ankaradan istanbuldan daha ucuz. aslında ürünlerin sahiplerinin karı aynı ama türkiyede her aldığınız üründen bir tanesinide hokümata almıyor, ederinin iki üç katı kadar para vermiyorsan alamıyorsun. niye peki, biz almanlardan, ingiliz fransızlardan daha mı zenginiz: hayır. hatta onların en az on katı daha daha yoksuluz. ama bizim hokümatımızın itibarı çok pahalı, biz de ona itibar satın alabilmek için ha bire artan vergiler, zamlar ödüyor, onun itibarı için çalışıyor ve her gün biraz daha yoksullaşıyoruz..
her şey "itibar"! meselesi yani..
itibarın ne olup olmadığını, çağdaş, ileri gelişmiş ülke toplumları gibi görebilirsek ancak o zaman onlar gibi olabileceğiz.
ya da bu itibarlı halimizden şikayet etmeyeceğiz. yani herşey aslında kendi ellerimizde... ellerimize iyi bakalım derim..