olmak ya da olmamak. oğuz atay'ın tutunamayanlar kitabında; selim ışık'ın notlarında ölmek ya da yaşamak olarak da yer alır.
devamını gör...
there is no try
devamını gör...
çok bilinen bir hamlet repliği. 'to be or not to be, that is the question' diye devam eder. ve hamlet bu sorunun cevabını bulamaz. hangimiz bulduk ki?
devamını gör...
"bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?" (bkz: can yücel).
devamını gör...
en çok bilinen hamlet tiradı olsa bile ona bu ağırlığı veren cümlenin kendisinden ziyade daha sonra william shakespeare tarafından kaleme alınanlardır özünde. ölümden sonrasına duyulan insancıl korku ve yaşamın katlanılmaz ağırlığı arasında bin çeşit ızdırabı sırtlayan insanın kederli kabullenişidir bu cümleler. yaşamak denilen trajediyi katlanılabilir kılan ölüm fikridir ama ölümün belirsizliği fikrini katlanılabilir kılan da yaşamaktır; en azından öyle diyor hamlet. ölüm için yaşama katlanır yaşam için ölüme tahammül ederiz, tüm karmaşanın ana nedeni özünde bu çıkmazdır. bundan ötürü bu tirad başlı başına shakespeare'in dehasının özetidir aslında; aynı cümleler ile siyah ve beyaz kadar zıt iki düşünceyi de aktarabildiği için. şöyle devam ediyor o meşhur tirad:



olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!
düşüncemizin katlanması mı güzel
zalim kaderin yumruklarına, oklarına
yoksa diretip bela denizlerine karşı
dur, yeter demesi mi?
ölmek, uyumak sadece!
düşünün ki uyumakla yalnız
bitebilir bütün acıları yüreğin,
çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
çünkü, o ölüm uykularında
sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
sevgisinin kepaze edilmesine
kanunların bu kadar yavaş
yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
kötülere kul olmasına iyi insanın
bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
kim ister bütün bunlara katlanmak
ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
o kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
ürkütmese yüreğini?
bilmediğimiz belalara atılmaktansa
çektiklerine razı etmese insanları?
bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
yürekten gelenin doğal rengini.
ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
yollarını değiştirip bu yüzden
bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.


yazıldığı dilde ise aşağı yukarı bu şekildedir:


to be, or not to be, that is the question:
whether 'tis nobler in the mind to suffer
the slings and arrows of outrageous fortune,
or to take arms against a sea of troubles
and by opposing end them. to die—to sleep,
no more; and by a sleep to say we end
the heart-ache and the thousand natural shocks
that flesh is heir to: 'tis a consummation
devoutly to be wish'd. to die, to sleep;
to sleep, perchance to dream—ay, there's the rub:
for in that sleep of death what dreams may come,
when we have shuffled off this mortal coil,
must give us pause—there's the respect
that makes calamity of so long life.
for who would bear the whips and scorns of time,
th'oppressor's wrong, the proud man's contumely,
the pangs of dispriz'd love, the law's delay,
the insolence of office, and the spurns
that patient merit of th'unworthy takes,
when he himself might his quietus make
with a bare bodkin? who would fardels bear,
to grunt and sweat under a weary life,
but that the dread of something after death,
the undiscovere'd country, from whose bourn
no traveller returns, puzzles the will,
and makes us rather bear those ills we have
than fly to others that we know not of?
thus conscience does make cowards of us all,
and thus the native hue of resolution
ıs sicklied o'er with the pale cast of thought,
and enterprises of great pitch and moment
with this regard their currents turn awry
and lose the name of action.

devamını gör...
aynı zamanda ahmed arif'in unutamadığım şiirine misafir olmuş ifadedir.


unutamadığım

açardın,
yalnızlığımda
mavi ve yeşil,
açardın.
tavşan kanı, kınalı - berrak.
yenerdim acıları, kahpelikleri...

gitmek,
gözlerinde gitmek sürgüne.
yatmak,
gözlerinde yatmak zindanı
gözlerin hani?

"to be or not to be" değil.
"cogito ergo sum" hiç değil...
asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
durdurulmaz çığı
sonsuz akımı.

içmek,
gözlerinde içmek ayışığını.
varmak,
gözlerinde varmak can tılsımına.
gözlerin hani?

canımın gizlisinde bir can idin ki
kan değil sevdamız akardı geceye,
sıktıkça cellad,
kemendi...

duymak,
gözlerinde duymak üç - ağaçları
susmak,
gözlerinde susmak,
ustura gibi...
gözlerin hani?
devamını gör...
genellikle bu sözün geçtiği sahne tasvir edilirken hamlet elinde bir kurukafa ile sözleri söylediği görülür. aslında bu kısımda hamlet sarayda kendi kendine konuşmaktadır. kurukafa olayı mezarlıkta geçer. eski saray soytarısının mezarının başında mezarcı ve horatio ile beraberdir hamlet.

hamlet

bu mu?

birinci mezarcı

evet bu, ya!

hamlet

ver bakayım bana.

(kafatasını alır.)

vah zavallı yorick! ben tanırdım onu, horatio, şakalarının tadına doyulmazdı; ne ince hoşlukları olan bir adamdı. kaç kez sırtında taşımıştır beni. şimdiyse ne iğrenç geliyor bana! yüreğim bulanıyor baktıkça. şurasında dudakları vardı, kim bilir kaç kez öptüğüm. nerde o şakaların şimdi? o hoş deliliklerin, türkülerin. o birden sofrayı kahkahalara boğan parlak buluşların? bir teki kalmadı mı kendi sırtarışınla alay edecek? hiç mi çenen kalmadı? hadi, koş kraliçenin odasına; git, de ki yüzüne parmak kalınlığında boyalar da sürse boşuna, bu hale gelecek sonunda. güldür bakalım onu bununla. kuzum, horatio, bir şey soracağım sana.
devamını gör...
(bkz: hamlet kompleksi)
devamını gör...
farketmez ikisi de uyar.
devamını gör...
tabii or not tabii.
devamını gör...
bir ihtimal daha var...
devamını gör...
içinde küçük sürprizlerin olduğu bir videosu buradan izlenebilir.
devamını gör...
bu söz bana ahmed arif'in şiirini hatırlattı.
"to be or not to be" değil.
"cogito ergo sum" hiç değil...
asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
durdurulmaz çığı
sonsuz akımı.
içmek,
gözlerinde içmek ayışığını.
varmak,
gözlerinde varmak can tılsımına.
gözlerin hani?"
devamını gör...
işte bütün mesele bu. ama ingilizcesini yazınca havalı olmuyorsunuz sevgili rüyasını ingilizce gören arkadaşlar kulübü.
devamını gör...
shakespeare ile queen arasında geçmesi muhtemel diyalog.
◇: to be or not to be
♤: bismillah nooo! we will not let you go!
devamını gör...
“mesele tahir ile zühre olabilmekte
yani yürekte”
diyordu şair de.
devamını gör...
- to be or not to be.
+ no! to die or not to die in turkey.

hell yeah!
devamını gör...
mesele falan değildi öyle,
to be or not to be kendisi için;
bir akşam uyudu;
uyanmayıverdi.
(bkz: orhan veli)
devamını gör...
şakespare'nin* yanılmıyorsam hamlet adlı eserinde geçen ibare. zamanında uzun bir süre kınaytçılar tarafından nick olarak kullanılıp kirletilmiştir.*

tövbeornottövbe şeklinde anadolu versiyonu da mevcuttur.
devamını gör...
olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu (bkz: shakespeare)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"to be or not to be" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim