türkan saylan

sevmeniz veya sevmemeniz ayrı mesele. davasına sadakat ve fedakarlık noktasında tartışma götürmez örnek bir insan.

14 yıl önce bugün aramızdan ayrılan türk hekim, aktivist ve yazar.

babası türk, annesi isviçrelidir.
saylan; istanbul üniversitesi tıp fakültesinde okumuş, branşı ise deri ve zührevi hastalıklar üzerinedir.
profesör olmadan önce yurt dışında da çalışmıştır.

1977'de profesör olmuştur.
çağdaş yaşamı destekleme derneği'nin kurucusu ve eski genel başkanlarındandır.
cüzzamla savaş derneği vakfını kurmuş, cüzzam tedavisine ömrünü adamış, çok sayıda insana umut olmuştur.

13 aralık 2002'de, doğumgününde emekliye ayrılmış, 7 yıl sonra hayatını kaybetmiştir...

türkan saylan'a sardılar. ondan bir "cumhuriyet azizesi" yaratmaya çalıştılar.
şimdi gözdeleri muazzez ilmiye çığ, kala kala o kaldı.
belki zamanla emine ülker tarhan'ı da deneyeceklerdir, hele bir yaşlansın. ama unutmayın o sizden bir b.k olmaz dedi çekti gitti. (chp'de hiç benzeri olmayan, gözlüklü güzel sarışın bayan)

tam bir cumhuriyet kadını.guclu kadın figürünün aklıma gelen ilk örneklerinden birisi huzur içinde yatsın. modern ülkeler bu gibi kadınların omzunda yükselir.

ismi maltepe'deki kültür merkezine verilmiş olan doktor.

ülkede cüzzamı bitiren, kız çocuklarını okutan, fetö'nün ne bok olduğunu söylediği için islamcılar tarafından linç edilen gerçek bir cumhuriyet kadınıdır. huzur içinde uyusun.

her ne kadar bazı konularda fikirlerimiz çatışsa da aynı pencerede bakmadığımız durumlar olsa da onu kız çocuklarının okuması için canla başla çalışan bir cumhuriyet kadını olarak tanıdım. türkiye’nin dört bir yanındaki kız çocuklarının okuması için imkân tanıdı, onların kalplerine dokundu. bu yönü bile çoğu şeyi geride bırakır. ruhu şad olsun.

"eğer bir yerde bilime, demokrasiye, barışa ve aydınlığa aç bir çocuk senin ışığını bekliyorsa, sönmeye hakkın yoktur. ölüme saniyeler kalmış olsa bile."

bugün, saygı ve minnetle.

bugün bu dünyadan ayrılışının 16. yıldönümü olan, kendisini insanlığa, gençliğe, ülkesine adayan, eski videolarını izledikçe nasıl şefkat dolu olabildildiğine halen şaşırabildiğim doktor, çydd'nin asla unutulmayacak 19 yıllık genel başkanı. geçmişten bugünleri görüp, nedenlerini açıklayarak çydd'yi partiler üstü yapmış olması büyük ve kesinlikle hakkı verilmesi, değeri bilinmesi gereken hareket. hedefi çydd'nin 100bin öğrenciye ulaşmasıydı, çoktan aşıldı. daha nice (özellikle) kız çocuklarına ulaşılacak, ellerinden tutulacak. içi rahat, ruhu şad olsun.

" anne, babamdan önce kaç sevgilin oldu?" sorusunu sıradanlaştıran luayikçi hatunlardan. sayelerinde bugün bakirelik ve aidiyat mevzusu problem olmaktan çıktı; lakin, luayikçilik yurdum erkeğine avcılıkta yaradı, av olmakta yaramadı.
av olmaya dayanamayanlar ya işi cinnet ve cinayetle bitirdi ya da boşanma ile.

ateşin bol ola türkan saydam.

"para, eğer güzel bir amaca hizmet etmiyorsa, olsa ne çıkar, olmasa ne çıkar. üç beş pahalı elbise giymek, mücevher takmak veya gösterişli davetler vermek için harcanan paralara o kadar acıyorum ki. ben ne paradan, ne de zenginlikten, ne lüksten hoşlandım. alınteriyle kazanılmamış tek kuruş girsin istemem cebime.`:tek ve tek başına türkan`

birkaç gündür kitabını okuyorum. hissettikleri, sadeliği, insanlığı öyle güzel öyle dokunaklı ki. tıpkı bir anne eli gibi şefkatliydi bu memlekete. öksüz/yetim kardelenleri vardı. doktordu ama sadece hastalıkları değil, cehaleti de iyileştirmek için uğraştı. özellikle kız çocuklarının okuması için canla başla çalıştı. hayatını insanlara adamış, zorluklara karşı hep dimdik durmuş bir kadındı. cüzzamla savaşırken hem hastalığı hem de önyargıları tedavi etti. ne malda gözü vardı ne şöhrette. tek derdi: bir çocuğun daha okuyabilmesi, bir hayatın daha kararmaması..

parayı, mevkiyi hiç önemsemeden, alın teriyle, vicdanla yaşadı. onun sözü, onun hayatıydı: "para eğer güzel bir amaca hizmet etmiyorsa, olsa ne çıkar, olmasa ne çıkar"

ruhu şad olsun. böyle insanların izinde yürümek ne büyük onur..