türkiye'de kadınlar seçilme hakkına 2013'te kavuştu

ak parti milletvekili özlem zenginin beyanı.
1935'te 17 kadın milletvekili seçildi diye biliyorum.

akp grup başkanvekili özlem zengin beyanı.
--- alıntı ---
5 aralık, türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesi ile alakalı bir gündür. çok önemli bir gündeyiz. fakat bu hakkın oy verme anlamında kullanılması 2013 yılına kadar olmuştur. oy verme ile ilgili olarak. ama 2013 yılında ilk defa 5 tane kadın milletvekilimiz başörtülü olarak meclise girdiler. ama başörtülü olarak meclise girebilme yani seçilme hakkının gerçek manada kullanılması ilk defa 2015 seçimlerinde olmuştur. bakar mısınız? siz 2035’den bahsettiniz. 35 neresi? 2015 neresi? siz 80 yıl gasp ettiğiniz kadınların hakkıyla alakalı neredesiniz? bunun içerisinde sadece seçme seçilme meselesi değil. eğer türkiye’de bu hakkın gerçek manada kullanılmasından bahsediyorsak, bunu hayata geçiren parti ak parti’dir ve bununda öncüsü sayın cumhurbaşkanımızdır

--- alıntı ---

zaten havva anamız 2002'de yaratıldı diye devam etmiş olması muhtemel açıklama.

akp'li özlem zengin isimli kadın vekilin 5 aralık 2020 tarihli beyanıdır. aslında ''güne bir akp yalanı bırak'' şeklinde başlık açılsa daha yerinde olurdu belki ama her yalanlarını ayrı bir başlık altında incelemek farkındalığı artıracaktır.

daha öncesinde sözlükte kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi başlığı ile bu konu açılmıştı. bilindiği üzere kadınların seçimlere katılabilmesinin yolu aşamalı olarak cumhuriyet döneminde başladı. ilk olarak belediye seçimlerine katılabilen kadınlar sonrasında muhtarlık ve ihtiyar heyetine seçilme hakkı kazandılar. nihayetinde de 1934 yılında bu hak anayasal olarak diğer pek çok ülkeden önce kendilerine tanındı. adıgeçenin iddiası ise ''bu hakkın oy verme anlamında varolduğu fakat seçilme anlamında ilk kez akp döneminde kendilerine -burada türbanlı vekilleri kastediyor- ''nasip'' olduğu'' yönündedir. peki bu bilgi doğru mudur?

cevabı basit: hayır. daha önceki entrilerimde de yazdığım gibi bir akp'linin her söylediği derin mantık ve değerlendirme süzgecinden geçirilmeden asla kabul edilmemelidir. çünkü yüksek olasılıkla yalandır. (bkz: rakamlar yalan söylemez)

uzağa gitmeyelim: meral akşener, tansu çiller, rahşan ecevit mesela. bunlar kadın değil midir? bunları kim nereden getirdi? seçimle mi girdiler meclise yoksa atamayla mı? 1935'ten bugüne değin kadınlar sayıları erkeklere kıyasla maalesef hep düşük olsa da meclis çatısı altında hep varolmuşlardır. konuyu uzatmadan hafıza tazeleme adına 1985'te kadınlar hakkında verilen beyana göz atalım:

--- alıntı ---

"kadının yeri evidir. oy kullanmanın dışında hiçbir siyasal katılma göstermemelidir. türkiye'nin bu anarşik ortama gelmesinin nedeni, kadının evden dışarı çıkması, şefkat ve sevgiden mahrum terörist gençliğin yetişmesine neden olmuştur."

--- alıntı ---

kaynak: erdoğan röportajı, 27 nisan 1985 tarihli milli gazete.

iyi hatırlatırım tansu çiller 2015 yılında başbakan seçilmişti.

ak parti milletvekili'nden sonrasını okumadığım beyan. yemin ederim ak partili olup da doğru konuşanı bu zamana kadar görmedim. hayatları yalan.

yalnız manipülasyon yapmaya gerek yok. kadın diyor ki kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiş olabilir ama türbanlı milletvekili meclise giremiyorsa bu hak reel olarak yoktur diyor. merve kavakçı mevzusu.

(bkz: burası devlete meydan okunacak yer değildir)

"tansu çiller kaportacı mıydı?" diye sordurtan önerme.

boş boş açıklamalar. gerçekten vaktinde ankara'da bu insanlar arasında 2-3 yılını geçirmiş biri olarak bir tane düzgün söyleminize ne resmiyette ne özelde denk geldim. büyük başarı, ciddiyim.

resmen (bkz: sazan avi)

iyice azıttı bunlar ya. çünkü etrafta "sen ne diyorsun be' diyebilecek bir gazeteci kalmadı. eskiden siyaset meydanı vardı, böyle şeyler söyleyemezdi kimse, rezil ederlerdi.

yalan dolandan fazlası olmayan açıklamadır. zaten buzdolabını suyu falan da siz getirmiştiniz dimi?

doğrusu 2002 olan tarihtir. *

bunlar sadece başörtülüleri kadın olarak görüyor heralde onlar adına konuşmuşlar çünkü ne desem bilemedim.

1935te seçilen kadın milletvekilleri de allah tarafından gönderildi sanırım.

türkiye tarihi ile kendi tarihleri bir türlü cakismadi ki.. yine olmadı..

seçim tanımının eksik olduğunu düşünüp kafasındaki seçimin 2013'te başladığı sananın açıklamasıdır.

hep derim 2002'den önce kadın yoktu diye.. prometheus akp'lidir, bunu inkar eden de dhkp-c'li bi samuraydır.

açıklamayı okuyunca pek haksız değil gibi!
merve kavakçı denen kişinin meclisten kovulma anı hala aklimiz ve internet köşelerinde duruyor.
yani o zaman kapalılar pek kadın yerine konulmuyordu.
eşitlik dediğin böyle olur.

aynen ondan öncekiler vahiy aracılığıyla allah tarafından seçiliyordu zaten.