türkiye'de tarımın bitmesinin nedenleri

hem mülteciler gitsin diye ağlıyonuz hem tarım bitti diye. gidin orta anadolu'ya bakın bakim tarlalarda kimler çalışıyor koyunları kimler güdüyor. tepkinin bu ekonomik ortamı yaratana değil mülteciye yöneldiği yerde de bu ortamı yaratan siyasi kayıpsız atlatıyor her olayı. kayseri'de mültecilere saldıranların yüzde 99'u akp'li veya mhp'lidir. ama yabancı düşmanlığına prim vermeme söylemiyle ahlaki üstünlüğü elinde tutan yine hükümet. diğer cenah mancınıkla yollıycaz 31'i çekmekle meşgul zira. hee yollarsınız kanzi ahahaha.

kötü yonetim.

hiç öyle uzun uzadıya yazmaya gerek yok.

tek sebebi akp yönetimidir. bunu onlara sahipleri yaptırıyor, yaptırıyor ki yarın sana saldırdığı zaman elinde yiyecek bir şey bile kalmasın tamamen onlara bağımlı ol ki başını kaldırmayı düşünemeyesin.

biz ilkokula giderken anadoluyu bize tahıl ambarı olarak anlatırlardı, şimdi samanı bile dışarıdan alıyoruz.

nereden nereye geldik, cennet gibi topraklarda cehennemi yaşıyoruz.

afrikadan ucuza ithal edilen ürünler . zamanla ülkedeki ciftciler ithalatcilar ile yarışamaz hale geldi. onlar batıncada şimdi ithalatcilar at koşturuyor. üzerine ekonomik kriz ithalat maliyeti derken artık iş işten geçmiş oldu.

(bkz: akp)

"tarım ülkesi" olmak çok da matah bir şey değildir arkadaşlar. kaldı ki türkiye bir tarım ülkesi olamaz, buna ne coğrafyası uygun nede su potansiyeli. tarım ülkesi olman için, uçsuz bucaksız, düz, verimli toprakların olması, bunun yanında da suyun olması lazım. bu kriterlere uygun sadece çukurova var bu ülkede. orada da gereken yapılıyor zaten. iç anadolunun, çorak, verimsiz , susuz topraklarında arpa, buğday ekerek bir şey kazanamazsın, katma değeri yüksek ürün üretmediğin sürece sadece amelelik yapmış olursun. onu da ekeyim, bunu da ekeyim, kenarlara kabak ekeyim ile bu iş olmaz. stratejik ürünler seçmelisin. mesela "zeytin" dünyanın en değerli ürünü bence ve biz bir akdeniz ülkesiyiz...italya, ispanya, yunanistan elimize veriyor zeytin rekoltesinde. mesela narenciye...iklimi en uygun kıyılara sahibiz. neyse uzun mevzu bu, bitmedi, gereksiz kalemler elendi...

tarımın büyük yer tutacağı bir ekonomik model cumhuriyet kurulurken tahayyül edilmişti fakat üzerinde gönülsüzce ısrar edilen toprak reformu girişimleri bile isteye büyük bir başarısızlıkla sonuçlanınca toprağa dayalı her iş türlü destek politikalarına rağmen çökmeye doğru koşaradım gitmeye başladı. 1998'de tob'un gsyih'deki sektörel dağılım oranı %10'un biraz üstündeyken yıllar için 6-7-8 bandına düşüyor ve orada sıkışıp kalıyor. 2023'te tarımın gsyih içerisindeki payı %4,4. türkiye artık neredeyse tamamen hizmet ve imalat sanayii içinde hapsoldu. hizmet sektörü de bildiğiniz üzere kölelik sektörüdür.
meslekler ve çalışan sayıları bunu zaten gösteriyor, aslında sorun bu mesleklerde bu kadar insanın çalışması değil onu da belirteyim, sorun, bu insanların fakirlik içinde, temel ihtiyaçları kadar kazanmaları, ve bunu insanlıkdışı hayvani saatler içinde kazanmaları. düz köle yani kıvırmaya gerek yok.

meslekiegitimharitasi.meb.g...

(gsyih sektörel dağılım)

uzun uzun yazmaya hiç gerek yok. bu ülkedeki her kötü şeyin nedeni akepedir. akepe türk düşmanlarından oluşan içinde bir tane türk bulunmayan bir partidir. oradan anlarsınız işte.

22 yıldan sonra bunun sebebi sorulmaz. herkes hakettiğini yaşar sadece.