türkiye'nin ekonomide sürekli rekor kırıp zenginleşememesi

türkiye ekonomisi her yıl rekorlar kırıyor derler; ihracat, büyüme, ihracat… ama gel gör ki, zenginlik diye gelen misafir kapıdan girmiyor, belki de kapıyı yanlış açıyoruz!

ekonomi maratonunda herkes koşuyor ama sanki ayağımıza bağlanmış bir ip var; ne kadar hızlı koşarsak koşalım, mesafe değişmiyor.

bir yandan yeni fabrikalar açılıyor, diğer yandan fiyatlar uçuyor; maaşlar ise yerinde sayıyor, hatta bazen geriye gidiyor.

“enflasyonla mücadele” deyince aklımıza gelen tek şey, zam üstüne zam; market alışverişi yaparken cüzdan hafifliyor ama poşetler dolmuyor.

yatırımcılar geliyor, güzel haberler geliyor; ama bir bakıyoruz, vatandaşın cebinde aynı paranın karşılığı daha az.

ekonomi verileri o kadar hızlı yükseliyor ki, bazen şaşırıyoruz: “gerçekten bu rakamlar mı bizim ülkemize ait?” diye…

kısacası türkiye, ekonomik rekorları kırarken zenginleşmeyi biraz geciktiren bir maratoncu gibi. ipleri çözmek, sistemi hızlandırmak lazım. yoksa, rekorlar sadece kağıt üstünde kalır!

turkiye zengin zaten.

aylik 500 dolar maas var, gencler is begenmiyor.