ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı

bu başlığı bu tarihte açmamın nedeni sanırım çok anlaşılabilir..
mustafa kemal, tarihte gerçekleşmesi imkansız sayılacak koşullarda bu ülke ve ulusa bunun için tümüyle yeni bir kaderini belirleme fırsatını verdi/yarattı..
o'ndan sonrası ise kabul edelim ki tümüyle "biz"im hakettiğimiz ve (demekki) kendimize yakıştırdığımız kader gerçekliği...
bağışla bizi büyük insan..

ya da öyle sanmaları...
tarihte hiç bir zaman halkın seçtiği insanların başa geçtiğini düşünmüyorum. her millet için geçerli, belki milattan önce taş devri zamanlarında yapılan oylama gerçektir.
ha şuda var bizim millete cumhuriyet yaramadı, çünkü başta büyük bir saray elit kesimin olmasına alışmışlar, medeni şeyler ağır geliyor. bu nedenle teknokrasiyi savunuyorum, bir kaç on yıl halkın fikrini almayacaksın. çünkü halkın yetişmesi, bilinçlenmesi şart.

ancak gercek bir 'prime' tahta ciktiginda gerceklesebilir. etrafinda da dogru 'autobot'lar bulunur ve de jr. prime'lar layikiyla yetistirilirse hikaye tamamlanir.

avam ise 'decepticon'lari secme egiliminde oldugu icin karanlik ininden cikarilip atese atilmistir. bu kafayla da kandirilip kullanilmaktan kolay kolay kurtulamaz.

kadehlerini kaldır okudum.
şahsen bizzat başka şey de okumak istemiyorum.

ben hilafet göremiyorum. kanunlarda islam'a dair bir iz de göremiyorum. o zaman bu ulusun kaderini başkaları tayin etmiş. malum olduğu üzere ülkenin nüfusu yüzde 99.9 oranında müslüman... idi. şu halde bu işte bir iş var.

ulus var ulus gibi, ulus var uluscuk gibi... ingiliz'i, fransız'ı, türk'ü tarih boyunca kendi kaderini kendi tayin etmiş de hayatlarında devletin d'sini kurmamış her türlü etnik kökene bu hakkı tanırsan dünya bilmem neye döner.