#araştırma-inceleme
#ekonomi-emek-iş dünyası
orijinal adı : why nations fail: the origins of power, prosperity, and poverty
yazarlar:
daron acemoğlu, james robinson
yıl: 2013
iki akademisyenin ortak çalışmasının ürünü olan bu eser, ulusların bazıları ekonomik yönden gelişirken diğerlerinin neden geri kalmış olduklarının cevaplarını ekonomi tarihi ve iktisadi açılardan değerlendirir. kölelik, sömürgecilik, kapitalizm ve sosyalizm kavramları açısından da zenginleşmiş ve fakir kalmış toplumları inceler.
yazarlar:
daron acemoğlu, james robinson
yıl: 2013
iki akademisyenin ortak çalışmasının ürünü olan bu eser, ulusların bazıları ekonomik yönden gelişirken diğerlerinin neden geri kalmış olduklarının cevaplarını ekonomi tarihi ve iktisadi açılardan değerlendirir. kölelik, sömürgecilik, kapitalizm ve sosyalizm kavramları açısından da zenginleşmiş ve fakir kalmış toplumları inceler.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "thunderstorm" tarafından 11.12.2020 11:53 tarihinde açılmıştır.
1.
uzun zamandir alışveriş listemde olan ancak bir türlü alıp okuma fırsatı bulamadığım bu kitabı bu kadar geç okuduğum için pişmanlık duyuyorum.
şöyle ki alanında hatırı sayılır bir isim olan daron acemoğlu tarafından kaleme alınan eser ta ki amerika kıtasının keşfi ile başlayan ekonomik eşitsizliklerin sebebini irdeliyor ve bugüne kadar ifade edilen kuramları da gayet güzel bir şekilde eleştirerek tabir caizse çürütüyor.
kitabın henüz ortasındayım ancak benim için ufuk açıcı bir kitap olması bir kenara, kullanılan dil ve tercümenin güzelliği ile resmen kafamı dinleme fırsatı vermiştir. bir süredir özenle aldığım kitapların istediğimi verememesi, -malum artık hep internetten alıyoruz- gerek dil, gerek tercüme açısından beni hüsrana uğratması resmen bitap düşürmüşken bu kitap ilaç gibi gelmiştir. yani kimse demesin kitap hem hacimli, hem konusu ağır; dili gayet güzel.
iyi okumalar efendim.
şöyle ki alanında hatırı sayılır bir isim olan daron acemoğlu tarafından kaleme alınan eser ta ki amerika kıtasının keşfi ile başlayan ekonomik eşitsizliklerin sebebini irdeliyor ve bugüne kadar ifade edilen kuramları da gayet güzel bir şekilde eleştirerek tabir caizse çürütüyor.
kitabın henüz ortasındayım ancak benim için ufuk açıcı bir kitap olması bir kenara, kullanılan dil ve tercümenin güzelliği ile resmen kafamı dinleme fırsatı vermiştir. bir süredir özenle aldığım kitapların istediğimi verememesi, -malum artık hep internetten alıyoruz- gerek dil, gerek tercüme açısından beni hüsrana uğratması resmen bitap düşürmüşken bu kitap ilaç gibi gelmiştir. yani kimse demesin kitap hem hacimli, hem konusu ağır; dili gayet güzel.
iyi okumalar efendim.
devamını gör...
2.
kitabı diğer iktisat kitaplarından ayıran şeylerden aslında en önemlisi, saf veriler üzerinden modelleme yapmak yerine okuyucuya neden sonuç ilişkisiyle sosyolojik ve demografik yapıların, kültür ve dinin ekonomiye etkilerini açıklamasıdır. meksika amerika sınırındaki iki yerin(isimlerini hatırlayamadım) arasındaki yapısal farkı, bürokrasiyi, halkın inanışını ve kurallara bağlılığını inceleyerek iktisadi modeller yapması çok hoşuma gitmişti. tarihe, iktisadi bilimlere ve sosyolojiye ilginiz varsa okumanızı tavsiye ederim.
devamını gör...
3.
kitap iki ana teoriye dayanmaktadır: sömürücü kurumlar ve yaratıcı yıkım. sömürücü kurumlar, toplumun bir kesimini* zengin edip geri kalan kitleleri yoksullaştıran kurumlardır. toplumdaki gelir ve servet eşitsizliğini artırır. bu eşitsizlik büyüdükçe toplum artı değer yaratma kapasitesini daha çok kaybeder ve bunun yerine sömürücü kurumları elinde tutan kaymak tabakanın verimsiz faaliyetleri ekonomiye hakim olur. eşit bireylere sahip olamayan toplumlar kapsayıcılıktan ve demokrasiden daha da uzaklaşır ve sömürücü kurumların etkinliği daha da artar. bu bir nevi toplum kanseridir.
toplum bu kanseri yenebilirse buna yaratıcı yıkım denir. yaratıcı yıkım ile yüzlerce binlerce yıllık geleneği olan köklü kurumlar temizlenir. bu bir yıkım gibi görünse de toplumdaki eşitliği artıran hızlı müdahaleler olduğu için yaratıcı etkiye sahiptir. haliyle nispeten daha eşitlenmiş bir toplum daha kapsayıcı olur, katma değer üretme kapasitesi artar.
toplum bu kanseri yenebilirse buna yaratıcı yıkım denir. yaratıcı yıkım ile yüzlerce binlerce yıllık geleneği olan köklü kurumlar temizlenir. bu bir yıkım gibi görünse de toplumdaki eşitliği artıran hızlı müdahaleler olduğu için yaratıcı etkiye sahiptir. haliyle nispeten daha eşitlenmiş bir toplum daha kapsayıcı olur, katma değer üretme kapasitesi artar.
devamını gör...
4.
daron acemoğlu ve james robinson'ın 2012'de yayımladıkları kitap.
acemoğlu ve robinson ulusların düşüşü'nde iktisadın klasik sorularından birine cevap arıyor: "neden bazı milletler zengin ve diğerleri fakir?"
bu soruya daha önce max weber* din, david landes* kültür, jared diamond* coğrafya cevabını vermişti. acemoğlu ve robinson ise farklı bir açıdan yaklaşıp "siyasi ve ekonomik kurumlar" cevabını veriyor.
bir ülkede siyasi ve ekonomik kurumlar ne kadar kapsayıcı* ve siyaset ne kadar çoğulcu* olursa, merkezi otorite kuralları ne kadar istisnasız uygulayabilir, mülkiyeti ve fikri hakları ne kadar etkin şekilde koruyabilirse ülke o kadar gelişiyor. örneğin kuzey kore ve güney kore halkı biyolojik ve kültürel açıdan birbirlerinin hemen hemen aynısı olsa da kuzey kore halkı dünyanın en fakirleri arasındayken, güney kore halkı en zenginleri arasında. acemoğlu ve robinson'a göre bu farkın sebebi güney kore'nin teşvikler yaratan, yeniliği ödüllendiren ve herkesin ekonomik katılımına izin veren bir toplum oluşturması.
ayrıca bakınız #2324792
acemoğlu ve robinson ulusların düşüşü'nde iktisadın klasik sorularından birine cevap arıyor: "neden bazı milletler zengin ve diğerleri fakir?"
bu soruya daha önce max weber* din, david landes* kültür, jared diamond* coğrafya cevabını vermişti. acemoğlu ve robinson ise farklı bir açıdan yaklaşıp "siyasi ve ekonomik kurumlar" cevabını veriyor.
bir ülkede siyasi ve ekonomik kurumlar ne kadar kapsayıcı* ve siyaset ne kadar çoğulcu* olursa, merkezi otorite kuralları ne kadar istisnasız uygulayabilir, mülkiyeti ve fikri hakları ne kadar etkin şekilde koruyabilirse ülke o kadar gelişiyor. örneğin kuzey kore ve güney kore halkı biyolojik ve kültürel açıdan birbirlerinin hemen hemen aynısı olsa da kuzey kore halkı dünyanın en fakirleri arasındayken, güney kore halkı en zenginleri arasında. acemoğlu ve robinson'a göre bu farkın sebebi güney kore'nin teşvikler yaratan, yeniliği ödüllendiren ve herkesin ekonomik katılımına izin veren bir toplum oluşturması.
ayrıca bakınız #2324792
devamını gör...