1.
bu başlık gibi bi kafa yapısındayım
umutsuz olmayalım, kendim için kendime kadar olan bir kısımda insanlar için. en önemliside yaşadım diyebilmek için. ellerimi uzattığımda uzanamadığım yolculukların arasında dilerim ki yaşama dair umudum hiç yitip gitmez çünkü bazen karanlığın arasındaki mum sizi aydınlığa çıkartır gibi sandığınızda daha ekarte bir karanlığa yol verebiliyor. geçtiğimiz günlerde bunu yaşadım saçma ve çocuksu bir umudumun arasında ve arkasında hüzünüm ile sıkışmış ve yorgunlukta kaldım. anlamayacaktı o hüzün, yorgunluk ve ekarteliği anlamayacaktı…
bence yaşanması ve yaşanmaması gereken kısımların zamanlamasında da durmak gerekiyormuş galiba
gitmen ve yapman gereken işlerin gölgesinde kalmayıp devam edebilmekte yaşamın ve belkide yaşadığının göstergesi oluyor. tüm çığlıklarımın ve çıplaklıkla kaldığım noktalarda olmayacak gibi olan hiçbir işe, noktaya ulaşmama düşüncesinde olan bi kafa yapımın arkasında kaldığım ve aidiyet hissini çiğneyip ancak bu kadar acı verebilirdi diyorum. bu kadar katı görüntümün arkasında bu acı veren yaşanmışlıklar perdesini kapatıyorum ve bu hissi kendimle kendime kadar olan bir kısımda bile hatırlamak istemiyorum. bazı insanları hatırlamak istemiyorum ve bundan hiç bu kadar eminlik duymamıştım. insanlara değer verme noktasınında plastikleşmemesinin haricinde basitleşmemesini ve takıntılara dönmemesini diliyorum. çünkü bazen o kırdığınız insanlar göremeyeceğiniz kadar uzakta olabiliyor ve bazı şeylerinde geri dönüşü olmuyor.
bi daha o yaşa dönmemenin bilincinde bi daha o ânın getirdiğini ve götürdüğünü yaşamıyorsunuz.
hayat size bazı dersler, illüzyonlar veriyor ve bu dersleri geliştirip geçemediğimiz noktada da kişilik bozukluklarımız beliriyor.
öz farkındalıkta burda devreye giriyor. haddim değil belki ama maddeden ziyade maneviyatı doğru analizleyememiş çocuklar aramızda…
yasemin mori’nin aslında bir konu var şarkısında dediği gibi;
umutsuz olmayalım, kendim için kendime kadar olan bir kısımda insanlar için. en önemliside yaşadım diyebilmek için. ellerimi uzattığımda uzanamadığım yolculukların arasında dilerim ki yaşama dair umudum hiç yitip gitmez çünkü bazen karanlığın arasındaki mum sizi aydınlığa çıkartır gibi sandığınızda daha ekarte bir karanlığa yol verebiliyor. geçtiğimiz günlerde bunu yaşadım saçma ve çocuksu bir umudumun arasında ve arkasında hüzünüm ile sıkışmış ve yorgunlukta kaldım. anlamayacaktı o hüzün, yorgunluk ve ekarteliği anlamayacaktı…
bence yaşanması ve yaşanmaması gereken kısımların zamanlamasında da durmak gerekiyormuş galiba
gitmen ve yapman gereken işlerin gölgesinde kalmayıp devam edebilmekte yaşamın ve belkide yaşadığının göstergesi oluyor. tüm çığlıklarımın ve çıplaklıkla kaldığım noktalarda olmayacak gibi olan hiçbir işe, noktaya ulaşmama düşüncesinde olan bi kafa yapımın arkasında kaldığım ve aidiyet hissini çiğneyip ancak bu kadar acı verebilirdi diyorum. bu kadar katı görüntümün arkasında bu acı veren yaşanmışlıklar perdesini kapatıyorum ve bu hissi kendimle kendime kadar olan bir kısımda bile hatırlamak istemiyorum. bazı insanları hatırlamak istemiyorum ve bundan hiç bu kadar eminlik duymamıştım. insanlara değer verme noktasınında plastikleşmemesinin haricinde basitleşmemesini ve takıntılara dönmemesini diliyorum. çünkü bazen o kırdığınız insanlar göremeyeceğiniz kadar uzakta olabiliyor ve bazı şeylerinde geri dönüşü olmuyor.
bi daha o yaşa dönmemenin bilincinde bi daha o ânın getirdiğini ve götürdüğünü yaşamıyorsunuz.
hayat size bazı dersler, illüzyonlar veriyor ve bu dersleri geliştirip geçemediğimiz noktada da kişilik bozukluklarımız beliriyor.
öz farkındalıkta burda devreye giriyor. haddim değil belki ama maddeden ziyade maneviyatı doğru analizleyememiş çocuklar aramızda…
yasemin mori’nin aslında bir konu var şarkısında dediği gibi;
birileri farkında, birileri farketmedi
birileri sağ, birileri sol, birileri farketmedi
o da bunu görmedi, bu da sana hiç yetmedi
birileri sağ, birileri sol, birileri farketmedi
o da bunu görmedi, bu da sana hiç yetmedi
yine gözü apaçık, gözleri apaçık
birileri bize çok acı çektirdiler
birileri bize çok acı çektirdiler
devamını gör...
2.
everything has become ashes and you say not to be hopeless? shame on you bro.
devamını gör...