öne çıkanlar | diğer yorumlar

sosyalizmin en büyük teorisyenlerinden biri olan engels'in kitabıdır. orijinali broşürdür aslında, kitapçık da denilebilir. kısa ama yoğun bir çalışma. sosyalist veya marksist teoriyle ilgili kitaplarda ön sözler çok kıymetlidir. hatta genelde birkaç ön söz karşılar önce okuru. burada da öyle. birilerine cevaplar verilir bu ön sözlerde, farklı dildeki bir baskı için açıklayıcı kimi bilgiler paylaşılır, proletaryaya selam çakılır. erken dönem klasiklerde propaganda çok önemlidir çünkü. devrimin öncü sınıfı proletaryayı bilinçlendirmek amacı vardır. engels kitapta sosyalizmin gelişim seyrini irdeliyor. ütopya olarak ortaya çıkan ilkel sosyalist fikirleri ele alıyor. bu bağlamda anılan üç isim var: saint simon, fourier ve robert owen. saint simon'ın bilincinde din henüz kaybolmuş durumda değil. fazla duygusal ve romantik. hümanist bir bakış var, oldukça iyimser. aslında üçünün ortak noktası bu, bütün insanlığı kurtarmak istiyorlar. bir sınıfın temsilcisi olarak ortaya çıkmıyorlar. evrensel bir kurtuluş öğretisi gibi. saint simon hristiyanlığın özünde buluyor insanlığın kurtuluşunu. gerçekçi değil. fourier kimi açılardan bence daha parlak bir düşünür. kadınların özgürlüğünü filan öne sürmesi ilerici bir tavır. toplumların ilerleme düzeyinin kadınların özgürlüğüyle doğrudan ilişkili olduğunu savunuyor. devrimci bir bakış bu. yine de ütopik bir toplum tasavvur etmekten çok uzaklaşamıyor. bilimsel sosyalizme daha var. benim bu üç isim arasında en ilginç bulduğum robert owen. çağının önde gelen fabrikatörlerinden kendisi. fabrika içinde çalışma saatlerini ve şartlarını iyileştiriyor. müthiş bir sömürü düzeni görüyor kapitalizmde. o dönemki çocuk işçiliği ve kadınların durumu berbat. bunları düzeltmeye çalışıyor. kendi ifadesi, ''işçilerim benim kölelerimdi.'' kapitalizmin işçileri modern köleler hâline getirdiğini görüyor. bu üç ismin görüşleri tabii ki önemsiz değil. daha iyi bir toplum düşünü paylaşıyorlar. ancak düşlemek yeterli değil, olgunlaşmamış görüşler geliştirilmelidir. engels'in ifadesiyle, ''kapitalist üretimin olgunlaşmamış düzeyine, olgunlaşmamış sınıfsal koşullara, olgunlaşmamış teoriler karşılık geliyordu.'' bilimsel sosyalizm için marx'ı beklemek gerekecekti. o kapitalizmin en kapsamlı çözümlemesini yapan ilk kişidir. ütopyacılar genel olarak ''bütün dünya bayram olsa'' diyorlardı. oysa marx kapitalizmin iç yapısını ortaya koymuş ve onun zorunlu olarak yerini sosyalizme bırakacağını ön görmüştü. nasıl feodalizm çökmüş ve yerine kapitalizm gelmişse; aynı şekilde kapitalizm de çökecek ve yerini sosyalizme bırakacaktır. marx'ın tarihe diyalektik olarak baktığını unutmamalıyız. hegel'in baş aşağı ettiği tarihi ayakları üzerine tekrar dikmiştir. bunu toplumları ekonomik alt yapılarına göre açıklayarak yapmıştır. hegel'in diyalektiği idealistti; oysa marx diyalektik materyalizmi en zengin biçimiyle ortaya koymuştur. kapitalist üretim biçimi yazgı değildir. toplumlar dinamik yapıdadırlar, sürekli değişir ve gelişirler. ekonomik sistemler doğar, gelişir ve çökerler. tarihin akışı durdurulamaz. idealist kurgular bu diyalektiğin önüne geçemez. engels'in müthiş cümlesi, ''düşünceyi, düşünen bir maddeden ayırmak mümkün değildir.''
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ütopyadan bilime sosyalizmin gelişimi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu sözlük kütüphanesi online yazarlar kulüpler yazarak kitap kazan puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim