orijinal adı : un homme qui dort
yazar : georges perec
yayım yılı : 1967
hayattan kopuk, kendisini başkalarına karşı yabancılaştırıp yalnızlığına gömülmüş bir adamın yarı uyku hallerinin sen dili kullanılarak anlatılan romandır. yaşamın bedeli ağırdır, hayatın çözümü zordur. hem fiziken hem ruhen uykuda bir adamın hikayesidir.
yazar : georges perec
yayım yılı : 1967
hayattan kopuk, kendisini başkalarına karşı yabancılaştırıp yalnızlığına gömülmüş bir adamın yarı uyku hallerinin sen dili kullanılarak anlatılan romandır. yaşamın bedeli ağırdır, hayatın çözümü zordur. hem fiziken hem ruhen uykuda bir adamın hikayesidir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "lalala" tarafından 08.02.2021 06:25 tarihinde açılmıştır.
1.
georges perecromanıdır. kendisi sadık hidayet'in kör baykuş kitabıyla birlikte sözcüklere döküp anlatamadığım kitapların başında gelir. kitapta bir olay örgüsü yoktur ama kitap akıp gider. bendeki nüshasında neredeyse tamamının altınını çizilidir.
"şimdi sessizliğin dehşetinde yaşıyorsun. ama sen herkesten daha sessiz değil misin?"
"şimdi sessizliğin dehşetinde yaşıyorsun. ama sen herkesten daha sessiz değil misin?"
devamını gör...
2.
usta yazar (bkz: georges perec)'in en çok okunan kitaplarından biridir. (bkz: metis yayınları)'dan ilk baskısı 2011 yılında (bkz: sosi dolanoğlu) çevirisi ile yayınlamıştır. sarıp sarmalayan, oldukça tanıdık gelen tasvirleriyle herkesiin bir şeyler bulduğu bu kitaptan bir alıntı yapmam gerekirse şu kısmını paylaşırım.
uyumuyorsun, ama uyku artık gelmeyecek. uyanık değilsin ve hiç uyanmayacaksın. ölü değilsin ve ölüm bile seni kurtaramayacak...
uyumuyorsun, ama uyku artık gelmeyecek. uyanık değilsin ve hiç uyanmayacaksın. ölü değilsin ve ölüm bile seni kurtaramayacak...
devamını gör...
3.
bir georges perec kitabıdır.
filme de çekilmiş olan bu kitap benim için georges perec şaheserlerinden biridir. georges perec durmadan başka şeyler deniyor ve bundan hiç usanmıyor. yazdığı her kitapta okuruna yeni bir bakış açısı kazandırıyor. sanki ölmemiş gibi yazıyorum çünkü henüz onunla ilgili ve eserleri ile ilgili her şeyi anlayabilmiş değiliz.
uyuyan adam dediğimiz yirmi beş yaşında bir öğrenci. ve yirmi beş yaşındaki bütün öğrenciler gibi büyük kararlar almak üzere. daha önce requiem for a dream filminde ve kitabında geçen bir cümleyi hatırlatır bana bu genç adamın tavrı:
-i chose not to choose life.
hayatın dışında kalmaya karar veren genç adam tam ve sürekli ilgisizlik halinde karar kılar. artık dünyaya karşı kendini her şeyden ve herkesten soyutladığı bir tavır içinde uykusuna devam etmektedir. uyku hali ile yarı uyku hali arasında bir durumda hayatına devam eder, ya da belki hayatını bu halde sessize alır. ve bu genç adamın içinde bulunduğu bu durumu en yakından biz hissederiz çünkü yazar okura seslenir gibi anlatır hikayesini.
uyuyan adam modern insanın varoluşlar sancılarının başına musallat ettiği depresyondan uyuyarak kaçmaya çalışan halidir.
filme de çekilmiş olan bu kitap benim için georges perec şaheserlerinden biridir. georges perec durmadan başka şeyler deniyor ve bundan hiç usanmıyor. yazdığı her kitapta okuruna yeni bir bakış açısı kazandırıyor. sanki ölmemiş gibi yazıyorum çünkü henüz onunla ilgili ve eserleri ile ilgili her şeyi anlayabilmiş değiliz.
uyuyan adam dediğimiz yirmi beş yaşında bir öğrenci. ve yirmi beş yaşındaki bütün öğrenciler gibi büyük kararlar almak üzere. daha önce requiem for a dream filminde ve kitabında geçen bir cümleyi hatırlatır bana bu genç adamın tavrı:
-i chose not to choose life.
hayatın dışında kalmaya karar veren genç adam tam ve sürekli ilgisizlik halinde karar kılar. artık dünyaya karşı kendini her şeyden ve herkesten soyutladığı bir tavır içinde uykusuna devam etmektedir. uyku hali ile yarı uyku hali arasında bir durumda hayatına devam eder, ya da belki hayatını bu halde sessize alır. ve bu genç adamın içinde bulunduğu bu durumu en yakından biz hissederiz çünkü yazar okura seslenir gibi anlatır hikayesini.
uyuyan adam modern insanın varoluşlar sancılarının başına musallat ettiği depresyondan uyuyarak kaçmaya çalışan halidir.
devamını gör...
4.
georges perec çok başka bi adam. uyuyan adam ve insomnia kombosunu arada bir vururum insanın canını çok sıkıyorlar ama uyuşturucu gibiler aga.
devamını gör...
5.
nereden başlasam bilemiyorum yine. perec'in şeyler kitabını okuduktan sonra da böyle olmuştum. o kadar güzel bir kitap ki. ne desem yetersiz. her satırın altını çizmek, tekrar tekrar okumak istedim.
yirmi beşindeki bir adamdan bahsediyor kitap. hiçbir şey yapmayışından, var olurken var olmamasından bahsediyor. çeyrek yaşam krizi denen şey daha iyi anlatılamazdı sanırım. tam da yirmi beşimde bu kitabı okumuş olmam büyük şans galiba.
bir yandan çok korkunç bir kitap aslında. hayatın bomboşluğunu çarpıveriyor yüzünüze. eylemsizlik başlı başına çaba gerektiren bir eylem. hareketsiz kalsan da çabalasan da, yaşasan da yaşamasan da, yapsan da yapmasan da...
kimim ben? niye varım ve neden yapıyorum? var olurken var olmamak mümkün mü?
tam da şu anda bırakıversem her şeyi. uyuyan adam gibi yaşayamaz mıyım?
karmakarışık yazdım her şeyi çünkü bu kitap insanda böyle bir etki bırakıyor. gerçekten o uyku ile uyanıklık arasındaki bulanıklık hissini yaşatıyor size.
sonsözde kitabın otobiyografik bir yanı olduğu söylenmiş. hiç şaşırmadım. bence herkes bu krizleri, yaşam sancılarını biraz olsun yaşıyor çünkü. yetenekli bir yazar da yaşadıklarını aktarmış, daha doğal bir şey yok...
yirmi beşindeki bir adamdan bahsediyor kitap. hiçbir şey yapmayışından, var olurken var olmamasından bahsediyor. çeyrek yaşam krizi denen şey daha iyi anlatılamazdı sanırım. tam da yirmi beşimde bu kitabı okumuş olmam büyük şans galiba.
bir yandan çok korkunç bir kitap aslında. hayatın bomboşluğunu çarpıveriyor yüzünüze. eylemsizlik başlı başına çaba gerektiren bir eylem. hareketsiz kalsan da çabalasan da, yaşasan da yaşamasan da, yapsan da yapmasan da...
kimim ben? niye varım ve neden yapıyorum? var olurken var olmamak mümkün mü?
tam da şu anda bırakıversem her şeyi. uyuyan adam gibi yaşayamaz mıyım?
karmakarışık yazdım her şeyi çünkü bu kitap insanda böyle bir etki bırakıyor. gerçekten o uyku ile uyanıklık arasındaki bulanıklık hissini yaşatıyor size.
sonsözde kitabın otobiyografik bir yanı olduğu söylenmiş. hiç şaşırmadım. bence herkes bu krizleri, yaşam sancılarını biraz olsun yaşıyor çünkü. yetenekli bir yazar da yaşadıklarını aktarmış, daha doğal bir şey yok...
devamını gör...
6.
pembe plastik leğende kirli çoraplar, odanın duvarında bir rene magritte tablosu (hangisi bilmiyorum) ve escher'in görelilik tablosu, ruhu bomboş bir adam.
kitabı da kafka'dan bir alıntıyla başlıyor.
"evinden çıkman gerekmez. masandan kalkma ve dinle. hatta dinleme, yalnızca bekle. hatta bekleme bile, kesinlikle sessiz ve yalnız ol. dünya, maskesini düşüresin diye, gelip kendini sunacaktır sana, başka türlü olamaz; kendinden geçmiş halde eğilecektir önünde."
kitabı da kafka'dan bir alıntıyla başlıyor.
"evinden çıkman gerekmez. masandan kalkma ve dinle. hatta dinleme, yalnızca bekle. hatta bekleme bile, kesinlikle sessiz ve yalnız ol. dünya, maskesini düşüresin diye, gelip kendini sunacaktır sana, başka türlü olamaz; kendinden geçmiş halde eğilecektir önünde."
devamını gör...