hassas kalplerin yaşadığı durum. bir çok kişinin yaşadığı durumdur aynı zamanda. üzüntüden uyku tutmaz, vücut ağırlaşır, göğsüne oturan öküz dakikalar geçtikçe nefes almanı bile zorlaştırır. yapılabilecek her şeyi denersin ama hiçbir şey ruhunu rahatlatamaz.
bir noktada ağlamaya başlarsan ya da yatağın içinde dönüp durursan, sabaha karşı vücut yorgunluktan sızar kalır.
uyuduğun uyku da ağır olur. uyandığında hiç uyumamışsın gibi ama bir yandan da hiç uykun olmadan güne başlarsın. göğsündeki öküz yerinde duruyordur. malesef günün de sıkıntılı geçecektir.
üzüntünün kaynağına çözüm bulmak lazımdır.
devamını gör...
bayılma ile neticelenir.

kan çanağı ve sabit cisme takılı gözler ile geçirilen buhran sonucu beyin pes eder ise ne ala, etmez ise yansın sigara.
devamını gör...
(bkz: kahrolsun bağzı şeyler)
devamını gör...
kafada dönüp duran gerçekleşmeyecek senaryolar da eşlik edince iyice çekilmez bir hal alıyor. tavsiyem kalkıp iki üç gevşeme egzersizi yapmak ve 90lar pop. bir de 'üfff napabilirim yani' tarzı beyne komut vermek işe yarayabilir..
devamını gör...
ciğerimi deşen başarılı olunamayan girişimdir. nedense bu kadar kafaya takan insanlar illa ki biraz iyidir gibi geliyor. hassastır gibi.
aynı şeyin tersini de yatar yatmaz uyuyan insanlar için düşünüyorum.
var mı böyle rahatlık yahu!
devamını gör...
çok yanlış, çok mantıksız, çok saçma. asıl üzgünken uyumak gerek. mutluysan anın tadını çıkar uyuyup heba etmemek lazım o güzelim anı. ama üzgünsen direkt koyup kafayı yatacaksın. sabaha en kötü aç uyanacağın için daha büyük bir derdin olduğundan geçer gider berisi.
bunu yaşam koçunuz söylese en az 600 liranızı alır cebinizden. bedavaya yaşam tricki yazıyorum yine.
devamını gör...
bir sebepten üzgünken düşüne düşene üzülecek yeni sebepler bulursun. sonra bir bakmışsın güneş doğmuş, kuşlar ötüşüyor.
devamını gör...
rahat mı veriyorlar sanki?
normal yaşamaya kendimi layık görmediğim üç an olmuştu; ilki üniversite yıllarımda yine intihar eden öğrencilerden dolayıydı. tabi mezun olduğum yıllardan sonra daha çok artınca daha berbat hisseder hâle geldim.
ikincisi; depremde o kadar insan ölmüşken. verilere gerçekten inandınız mı bilmiyorum ama bir yerde çalışan yakınım sadece hatay'da ölü sayısını yaklaşık 400.000 verdi. ne oldu toplamdan bile fazla mı çıktı?(!)
üçüncüsü; bugün yangın çıkan yeri gezerken(birkaç hafta önce)o insanlar daha doğru düzgün çocukluk yaşamayıp savaşta şehit olmuş. onların öldüğü toprağa onlar sayesinde ayak basıyorsun. o zaman onların varlığına yaraşır bir gençlik yaşayacağıma söz verdim (ne kadar aptallık ettiğimi şu an daha iyi anlıyorum. ilk bozacağım söz bu olabilir.) çünkü onların yerine kendimi koyunca "madem feda olmuşum yaşatmak için, e o hâlde en layığıyla yaşamaları gerekir." diye düşünerek o kararı vermiştim.
biliyor musunuz, oraya giderken hüzün içindeydim. ülkenin geldiği hâle bakınca sebebini anlamak zor değil. biz bu toprakların sahibi değiliz biz bu toprakların emanet edildiği sahipleriyiz. emanete ihanet etmiş kadar ağır, yoğun bir suçluluk ve acı içindeyim. bunu nasıl anlatabilirim ki? bakınca sizin anlamanız gerekiyor aslında!
oraya ve anıtkabir'e gidince başımı dik tutmama rağmen ne heykeliyle ne de balmumuyla göz göze gelmememe neden olan herkesin allah belasını verip üstüne kahrederse sevinirim.
hiçbir ağırlık ne başımı eğdirebilir ne de boynumu büktürebilir. bunun da sebebini anlamış olmanız lazım.
ve gözlerinin icine doğrudan başarmış ve gururla bakmayı çok istiyordum. siz bunu benden çaldınız. birçok şeyi affedebilirim ama bunu asla!
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"üzüntüden uyuyamamak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim