1.
sefiller kitabından etkilenmemle birlikte tanıdığım romantik akıma bağlı fransız şair, romancı ve oyun yazarı.
devamını gör...
2.
isminin kısatlması beşinci hugo şeklinde okunmaması gereken yazar.
devamını gör...
3.
"ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
sevmek için güzele mi bakmalı?
çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
solması için gülü dalından mı koparmalı?
pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olamaz mı?" şiirinin sahibi. en sevdiğim şiir olur kendileri.
dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
sevmek için güzele mi bakmalı?
çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
solması için gülü dalından mı koparmalı?
pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olamaz mı?" şiirinin sahibi. en sevdiğim şiir olur kendileri.
devamını gör...
4.
sefiller kitabı gibi efsane bı kitabın yazarı
devamını gör...
5.
en büyük fransız yazarlardan kabul edilir. romantizm akımının önde gelen isimlerinden olup edebi ünü şiirlerinden romanlarından ve tiyatro oyunlarından gelir.
boynuma değen çeliğin soğukluğunu hissedince ürpererek sarsıldım ve boğazımdan boğuk bir feryat çıktı. adamın eli titremeye başladı. “affedersiniz bayım! canınızı mı acıttım?” dedi. doğrusu bu cellatlar da pek hoş adamlar.
-bir idam mahkumunun son günü
boynuma değen çeliğin soğukluğunu hissedince ürpererek sarsıldım ve boğazımdan boğuk bir feryat çıktı. adamın eli titremeye başladı. “affedersiniz bayım! canınızı mı acıttım?” dedi. doğrusu bu cellatlar da pek hoş adamlar.
-bir idam mahkumunun son günü
devamını gör...
6.
19. yüzyılın en etkili ve en meşhur edebiyatçısıdır, yaşadığı dönem avrupada sınıf ayrımlarının en çok dikkat çektiği ve artık yıkılma seslerinin geldiği dönemdir. insanlar onlara üstünlük taslanmasına binlerce yıl sonra ses çıkartmaya başlamıştır.
(bkz: karl marx) (bkz: tolstoy) (bkz: dostoyevski) örneğin karl marx'ın yaşadığı toplum; sınıf mücadeleleri içinde boğulurken marx'ın yazdığı manifesto uzun yıllar sonrasında kendi memleketinden binlerce kilometre uzakta kabul görmüş ve uygulanmıştır. (bkz: ssbc)
victor hugo; kilise baskısından ve batı dünyasındaki sınıf ayrımlarından bıkmış olacak ki islama merak salmış, araştırmış ve islamda baskı altındaki bir sınıf görememesi, hatta fakirliğin erdem sayılması ve budizmdeki gibi hayata müdahaleden uzak olmamaları, bu dinin ifrat ve tefritten uzak olduğunu anlamasını sağlamış. zaten islamın iyi yaşandığı dönemlerde yöneticiler hep fakirlik içinde yaşamış ve halkı el üstünde tutmuşlardır, müslümanların dine karşı bu kadar muhabbet duymasının sebebide budur. hristiyanlıkta alt sınıf içten içe din adamlarından nefret ederken, müslümanlıkta dinini en çok seven alt sınıftır.
victor hugo bu samimiyeti görmüş,
hatta islam peygamberi hz. muhammed* hakkında şiir dahi yazmıştır, fakat anladığım kadarıyla tarihçi gözüyle olaylara bakmış ve müslüman olmamıştır.
(bkz: victor hugo'nun hz muhammed hakkında şiir yazmış olması)
(bkz: karl marx) (bkz: tolstoy) (bkz: dostoyevski) örneğin karl marx'ın yaşadığı toplum; sınıf mücadeleleri içinde boğulurken marx'ın yazdığı manifesto uzun yıllar sonrasında kendi memleketinden binlerce kilometre uzakta kabul görmüş ve uygulanmıştır. (bkz: ssbc)
victor hugo; kilise baskısından ve batı dünyasındaki sınıf ayrımlarından bıkmış olacak ki islama merak salmış, araştırmış ve islamda baskı altındaki bir sınıf görememesi, hatta fakirliğin erdem sayılması ve budizmdeki gibi hayata müdahaleden uzak olmamaları, bu dinin ifrat ve tefritten uzak olduğunu anlamasını sağlamış. zaten islamın iyi yaşandığı dönemlerde yöneticiler hep fakirlik içinde yaşamış ve halkı el üstünde tutmuşlardır, müslümanların dine karşı bu kadar muhabbet duymasının sebebide budur. hristiyanlıkta alt sınıf içten içe din adamlarından nefret ederken, müslümanlıkta dinini en çok seven alt sınıftır.
victor hugo bu samimiyeti görmüş,
hatta islam peygamberi hz. muhammed* hakkında şiir dahi yazmıştır, fakat anladığım kadarıyla tarihçi gözüyle olaylara bakmış ve müslüman olmamıştır.
(bkz: victor hugo'nun hz muhammed hakkında şiir yazmış olması)
devamını gör...
7.
vıctor hugo,
26 şubat 1802 yılında fransa'da, cumhuriyetçi bir baba ve kralcı bir annenin oğlu olarak dünyaya geldi ve çocukluğu bu çatışmanın etkisiyle geçti.
1848 devrimi ile cumhuriyetçi ve özgür düşünceyi savunan bir görüşü benimsemeye başladı.
ailesi karşı olmasına rağmen çocukluk aşkıyla evlendi ve bu dönemde pek çok şiir kitabı yazarak adını önemli şairlerin yanına yazdırmayı başardı.
cumhuriyet döneminde yaptığı siyasi atılımlarla ölüm cezası ve toplumsal adaletsizliğe karşı bir duruş sergiledi.
1851'deki askeri darbeyle sürgüne gönderildi ve ııı. napolyon iktidardan çekilene kadar ülkesine dönmedi.
sürgündeyken yazdığı, tamamlaması yıllarını alan sefiller romanı, büyük bir başarı yakaladı. art arda yaşadığı kayıplar ve geçirdiği felçler yüzünden zayıflayan bünyesi zatürreyi kaldıramadı ve 1885'te hayatını kaybetti.
26 şubat 1802 yılında fransa'da, cumhuriyetçi bir baba ve kralcı bir annenin oğlu olarak dünyaya geldi ve çocukluğu bu çatışmanın etkisiyle geçti.
1848 devrimi ile cumhuriyetçi ve özgür düşünceyi savunan bir görüşü benimsemeye başladı.
ailesi karşı olmasına rağmen çocukluk aşkıyla evlendi ve bu dönemde pek çok şiir kitabı yazarak adını önemli şairlerin yanına yazdırmayı başardı.
cumhuriyet döneminde yaptığı siyasi atılımlarla ölüm cezası ve toplumsal adaletsizliğe karşı bir duruş sergiledi.
1851'deki askeri darbeyle sürgüne gönderildi ve ııı. napolyon iktidardan çekilene kadar ülkesine dönmedi.
sürgündeyken yazdığı, tamamlaması yıllarını alan sefiller romanı, büyük bir başarı yakaladı. art arda yaşadığı kayıplar ve geçirdiği felçler yüzünden zayıflayan bünyesi zatürreyi kaldıramadı ve 1885'te hayatını kaybetti.
devamını gör...
8.
26 şubat 1802’de besancon’da doğup 23 mayıs 1885’te paris’te ölen ve cenazesine üç milyondan fazla kişi katılan şair,romancı ve oyun yazarıdır.
devamını gör...
9.
ilginç bir bilgi; victor hugo hayatında hiç görmemesine rağmen izmir şehri hakkında şiir yazmıştır.
izmir bir prensestir
"izmir bir prensestir çok güzel küçük şapkasıyla.
mutlu ilkbaharlar durmaksızın onun çağrısına yanıt verir.
nasıl vazo içindeki çiçekler gülümseyen günbatımı gibiyse,
o da denizler arasından ışıldar.
hatta arşipel' in yaratılışından çok daha tutkulu...."
vıctor hugo (la captıve)
izmir bir prensestir
"izmir bir prensestir çok güzel küçük şapkasıyla.
mutlu ilkbaharlar durmaksızın onun çağrısına yanıt verir.
nasıl vazo içindeki çiçekler gülümseyen günbatımı gibiyse,
o da denizler arasından ışıldar.
hatta arşipel' in yaratılışından çok daha tutkulu...."
vıctor hugo (la captıve)
devamını gör...
10.
tarihçiler 200 yıldır tartışadursun, hugo; waterloo muharebesi'nde napoleon banaparte'nin bu savaşı neden kaybettiğine dair yaptığı tespiti bir şiirinin mısralarına şöyle işler:
"napoleon neden yenildi?
ortalığı bataklığa çeviren lanet yağmur yüzünden mi?
ordusu kalmayan, teslim olmak üzere olan wellington yüzünden mi?
savaşa gelmeyen, hiç savaşmayan blücher yüzünden mi?
hayır.
tanrı yüzünden!"
(bkz: waterloo muharebesi)
"napoleon neden yenildi?
ortalığı bataklığa çeviren lanet yağmur yüzünden mi?
ordusu kalmayan, teslim olmak üzere olan wellington yüzünden mi?
savaşa gelmeyen, hiç savaşmayan blücher yüzünden mi?
hayır.
tanrı yüzünden!"
(bkz: waterloo muharebesi)
devamını gör...
11.
uzun süredir kaleminden çıkmış olan bir cümle ile cebelleştiğim ve sonuç alamadığım yazar. bahsi geçen cümle; "there are thoughts which are prayers. there are moments when, whatever the posture of the body, the soul is on its knees." bana çaresizliğin bir tasviri gibi gelmişti cümle ama görünüşe göre bir durumun oluşmasına veya bir şeye karşı duyulan büyük bir istek temsili de olabilir fakat şu var ki bu isteği, düşünceyi olduramama durumundan kaynaklanmaz mı diz çökmek ve bu çaresizlikle benzer bir noktada durmasını sağlamaz mı cümlenin? ben bu ruhun diz çökmesi durumunu acı ile karışık bir çaresizlik olarak yorumluyorum ama ne kadar doğru sayılabilir emin değilim.
edit: ismini vermemek konusunda üç maymunu oynayacağım sevgili bir yazar benimkinden çok daha kaliteli bir bakış açısıyla yaklaştığı için izniyle buraya not düşüyorum.
"tanrının doğanın içinde gizlenmesini beden metaforuyla, insanın onunla her zaman uyum halinde olmasını ruhun diz çökmüş haliyle ifade etmeye çalışmış victor hugo."
edit: ismini vermemek konusunda üç maymunu oynayacağım sevgili bir yazar benimkinden çok daha kaliteli bir bakış açısıyla yaklaştığı için izniyle buraya not düşüyorum.
"tanrının doğanın içinde gizlenmesini beden metaforuyla, insanın onunla her zaman uyum halinde olmasını ruhun diz çökmüş haliyle ifade etmeye çalışmış victor hugo."
devamını gör...
12.
her bahsi geçtiğinde kendisini daima şu anısı ile andığım yazardır:
kendisine bir gün "hayatında en çok mutlu olmanı sağlayan iltifat nedir?" diye sorarlar.
victor hugo anlatır:
"bir akşam tiyatrodan eve dönüyordum. dış kapıya geldiğimde anahtarı yanıma almadığımı fark ettim.
bu arada çok şiddetli bir şekilde ufak su dökmeye ihtiyacım vardı. evde bulunan ahçım, kulakları ağır işittiği için bir türlü zilin sesini duyamadı.
ben de artık dayanamayacağımı anladığım için, hemen evimin duvarına işemeye başladım.
tam o sırada bir sarhoş belirdi ve benim omuzuma vurarak,
"bana bak utanmaz herif! koskoca victor hugo'nun duvarına su dökmeye utanmıyor musun?
defol git buradan bakayım!" dedi.
"işte, hiç tanımadığım, halktan birisinin bu şekilde bana değer vermesi, aldığım en samimi övgüydü."
kendisine bir gün "hayatında en çok mutlu olmanı sağlayan iltifat nedir?" diye sorarlar.
victor hugo anlatır:
"bir akşam tiyatrodan eve dönüyordum. dış kapıya geldiğimde anahtarı yanıma almadığımı fark ettim.
bu arada çok şiddetli bir şekilde ufak su dökmeye ihtiyacım vardı. evde bulunan ahçım, kulakları ağır işittiği için bir türlü zilin sesini duyamadı.
ben de artık dayanamayacağımı anladığım için, hemen evimin duvarına işemeye başladım.
tam o sırada bir sarhoş belirdi ve benim omuzuma vurarak,
"bana bak utanmaz herif! koskoca victor hugo'nun duvarına su dökmeye utanmıyor musun?
defol git buradan bakayım!" dedi.
"işte, hiç tanımadığım, halktan birisinin bu şekilde bana değer vermesi, aldığım en samimi övgüydü."
devamını gör...
13.
'sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! ölüm her şeyi yok edecek. ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz.'
devamını gör...
14.
zalimlerin çarkı cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner. sözünün sahibidir.
devamını gör...
15.
kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz. gemiyi limana getirip getirmediğine bakar...
devamını gör...
16.
trabzonsporun başarılı stoperi. *
düzenleme :trabzonun stoperinin adı vitor hugoymuş. c harfi yok yani.
düzenleme :trabzonun stoperinin adı vitor hugoymuş. c harfi yok yani.
devamını gör...
17.
yalan zeka işidir.dürüstlük cesaret. eğer zekan yetmiyorsa yalan söyleme. cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene. sözünün sahibidir.
devamını gör...
18.
14 yaşındayken bir parça ekmek çaldığı için 6 ay hapse mahkum edilen yazardır.
devamını gör...
19.
victor hugo, fransız edebiyatının en ünlü yazarlarından biridir. 26 şubat 1802’de, fransa’da siyasi yönden büyük bir çalkantı olan bir dönemde doğmuştur. kendisi iki yaşındayken napolyon başa geçmiştir, on sekiz yaşında ise bourbon monarşisi tekrar başa geçmiştir. babası napolyon’un subaylarından biridir. bu sebepten dolayı napolyon tahttan indirildikten sonra geçim sıkıntısı yaşamışlardır. 1821 yılında annesini kaybeden victor hugo ertesi yıl büyük aşkı olan adele foucher ile evlenmiştir.
victor hugo 1878 yılında beynindeki bir sorun nedeniyle rahatsızlanmıştır. bundan 7 yıl sonra 1885 yılında hayatını kaybetmiştir.
victor hugo, edebi ününü şiirleri ve romanları ile kazanmıştır. romantik akımın en tanınmış adları arasında yer almıştır. toplumsal sorunlar ve politikayla yakından ilgilenmiştir. 1848 yılında kurucu meclise katılmış, daha sonra milletvekilliği yapmıştır. 1852’de louis bonaparte’ın imparatorluğunu ilan ettiği hükümet darbesine karşı çıktığı için sürgün edilmiştir. cezası 1859’da biten victor hugo, 1870’e kadar fransa’ya dönmemiştir. victor hugo 1829 yılında yayınladığı bir idam mahkûmunun son günü adlı romanıyla idam cezasına karşı çıkmış, notre-dame’ın kamburu ve sefiller adlı romanlarıyla dünya edebiyat tarihine geçmiştir.
victor hugo 22 mayıs 1885’te zatürreden dolayı ölmüştür. cenaze törenine iki milyondan fazla insanın katıldığı söylenmektedir.
hugo ölmeden önce arkasında son sözleri olarak yayınlanacak beş cümle bırakmıştır;
« je donne cinquante mille francs aux pauvres. je veux être enterré dans leur corbillard. je refuse l'oraison de toutes les eglises. je demande une prière à toutes les âmes. je crois en dieu. » ("fakirlere 50.000 frank bırakıyorum. mezarlığa onlara mahsus cenaze aracı ile nakledilmek istiyorum. hiçbir kilisenin benim için ayin yapmasını istemiyorum. bütün ruhlardan benim için dua etmelerini rica ediyorum. tanrı'ya inanıyorum.")
victor hugo 1878 yılında beynindeki bir sorun nedeniyle rahatsızlanmıştır. bundan 7 yıl sonra 1885 yılında hayatını kaybetmiştir.
victor hugo, edebi ününü şiirleri ve romanları ile kazanmıştır. romantik akımın en tanınmış adları arasında yer almıştır. toplumsal sorunlar ve politikayla yakından ilgilenmiştir. 1848 yılında kurucu meclise katılmış, daha sonra milletvekilliği yapmıştır. 1852’de louis bonaparte’ın imparatorluğunu ilan ettiği hükümet darbesine karşı çıktığı için sürgün edilmiştir. cezası 1859’da biten victor hugo, 1870’e kadar fransa’ya dönmemiştir. victor hugo 1829 yılında yayınladığı bir idam mahkûmunun son günü adlı romanıyla idam cezasına karşı çıkmış, notre-dame’ın kamburu ve sefiller adlı romanlarıyla dünya edebiyat tarihine geçmiştir.
victor hugo 22 mayıs 1885’te zatürreden dolayı ölmüştür. cenaze törenine iki milyondan fazla insanın katıldığı söylenmektedir.
hugo ölmeden önce arkasında son sözleri olarak yayınlanacak beş cümle bırakmıştır;
« je donne cinquante mille francs aux pauvres. je veux être enterré dans leur corbillard. je refuse l'oraison de toutes les eglises. je demande une prière à toutes les âmes. je crois en dieu. » ("fakirlere 50.000 frank bırakıyorum. mezarlığa onlara mahsus cenaze aracı ile nakledilmek istiyorum. hiçbir kilisenin benim için ayin yapmasını istemiyorum. bütün ruhlardan benim için dua etmelerini rica ediyorum. tanrı'ya inanıyorum.")
devamını gör...
20.
fransiz bir sair kendisi.
nikime de uygunmus be.
nikime de uygunmus be.
devamını gör...