1.
savaşa hayır amacı içeren 14 ilkedir.
1. dünya savaşı sonlandıktan sonra abd başkanı woodrow wilson bir daha böyle bir savaş yaşanmasın amacıyla bu ilkeleri yazmıştır.
mantıklı şekilde ortaya çıkıp bir dakika baba biz ne yapıyoruz ayıp değil mi ya üslubu ile hareket etmiştir. tabi dünya o kadar tatlı naif değildir insanoğlu yerler ulan senin ilkelerini diyerek hareket etmeye devam etmiştir.
sonra devletler kafasına göre yorumlayınca bu ilkeleri kılıfa uydurarak 2. dünya savaşı çıkmıştır ve bu ilkeler amacını yitirmiştir.
tabi burada wilson amcanın ne kadar samimi olduğu veya ne kadar barış içerisinde yaşamayı düşündüğü belli değildir bilemiyoruz işin içinde ameriga olabilir.
bu ilkeler şöyledir.
1. tam bir açıklık içinde varılmış barış anlaşmalarından sonra hiçbir özel uluslararası anlaşmaya gidilmemeli ve diplomatik etkinlik her zaman içtenlikle ve kamuoyunun gözü önünde yürütülmelidir.
2. denizlerin uluslararası sözleşmeler gereğince bütünüyle ya da kısmen kapatılabilmesi dışında, savaşta ve barışta karasuları dışındaki bütün denizlerde mutlak seyrüsefer serbestliği sağlanmalıdır.
3. barışı onaylayan ve korumak için anlaşan ülkeler arasındaki bütün ekonomik engeller olabildiğince kaldırılmalı ve ticaretin eşitlik temelinde yürütülmesi sağlanmalıdır.
4. her ülkede silah gücünün iç güvenliği sağlamaya yetecek en düşük düzeye indirilmesi için yeterli güvenceler karşılıklı olarak verilmelidir.
5. sömürgelerin bütün talepleri serbest, açık görüşlü ve tümüyle tarafsız bir yaklaşımla ele alınmalı, bu tür egemenlik sorunlarının çözümünde ilgili halkların çıkarlarıyla egemenliği tartışılan devletin adil taleplerinin eşit ağırlık taşıması ilkesine kesinlikle uyulmalıdır.
6. rusya imparatorluğu’na ait bütün topraklardan yabancı askerler çekilmeli, rusya’yı ilgilendiren bütün sorunlar, kendi siyasal gelişimini ve ulusal politikalarını bağımsızca belirlemesine olanak verecek biçimde dünyanın öbür uluslarının en uygun ve özgür işbirliğiyle çözülmeli, rusya’nın kendi belirleyeceği kurumsal yapıyla özgür uluslar topluluğuna içtenlikle kabul edimesi, hatta gereksinim duyabileceği ya da isteyebileceği her türlü yardımın yapılması sağlanmalıdır. gelecek birkaç ay içinde öbür ulusların rusya’ya karşı tutumları iyi niyetlerinin, rusya’nın gereksinimlerinin kendi çıkarlarından farklılığını kavrayıp kavramadıklarının ve bencillikten uzak, akıllı bir yaklaşımla onun sorunlarına yakınlık duyup duymadıklarının kesin göstergesi olacaktır.
7. yabancı askerler belçika’dan çekilmeli ve bu ülke hiçbir kısıtlama olmaksızın bütün öbür özgür ulusların sahip olduğu egemenlik haklarına yeniden kavuşmalıdır. bunun gerçekleşmesi, ulusların birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla koydukları kurallara duydukları güvenin yeniden sağlanmasında en önemli rolü oynayacaktır. bu düzeltme yapılmadan uluslararası hukukun yapısı ve geçerliliği örselenmiş kalacaktır.
8. bütün fransız toprakları özgürlüğüne kavuşmalı ve işgal edilen kesimler geri verilmelidir. 1871'de alsace-lorraine konusunda fransa’ya prusya tarafından yapılan ve yaklaşık elli yıldır dünyada istikrarlı bir barışın kurulmasını önleyen haksızlık, herkesin çıkarlarına olan barışın yeniden sağlanabilmesi için düzeltilmelidir.
9. italya’nın sınırları, açıkça belirlenmiş ulusal sınırlar temelinde yeniden çizilmelidir.
10. avusturya-macaristan halklarının uluslar arasındaki yeri korunmalı ve güvence altına alınmalı, bu halklara özerk gelişme olanağı tanınmalıdır.
11. yabancı askerler romanya, sırbistan ve karadağ’dan çekilmeli, işgal edilen topraklar geri verilmelidir. sırbistan’a denize serbest ve güvenli çıkış sağlanmalıdır. çeşitli balkan devletleri arasındaki ilişkiler tarihsel bağlılık ve ulusal sınırlar temelinde dostça görüşmeler yoluyla yürütülmelidir. balkan devletlerinin siyasal ve ekonomik bağımsızlığıyla toprak bütünlüğüne ilişkin uluslararası güvenceler anlaşmada yer almalıdır.
12. bugünkü osmanlı imparatorluğu’ndaki türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. ayrıca çanakkale boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır.
13. polonyalıların yaşadığı tartışmasız olan toprakları içine alacak bağımsız bir polonya devleti kurulmalı, bu devletin denize serbest ve güvenli çıkışı sağlanmalı, siyasal ve ekonomik bağımsızlığıyla toprak bütünlüğü de uluslararası sözleşmeyle güvence altına alınmalıdır.
14. büyük küçük bütün devletlerin siyasal bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü konusunda karşılıklı güvence vermek üzere özel sözleşmelerle bütün ulusları içine alan bir birlik oluşturulmalıdır.
1. dünya savaşı sonlandıktan sonra abd başkanı woodrow wilson bir daha böyle bir savaş yaşanmasın amacıyla bu ilkeleri yazmıştır.
mantıklı şekilde ortaya çıkıp bir dakika baba biz ne yapıyoruz ayıp değil mi ya üslubu ile hareket etmiştir. tabi dünya o kadar tatlı naif değildir insanoğlu yerler ulan senin ilkelerini diyerek hareket etmeye devam etmiştir.
sonra devletler kafasına göre yorumlayınca bu ilkeleri kılıfa uydurarak 2. dünya savaşı çıkmıştır ve bu ilkeler amacını yitirmiştir.
tabi burada wilson amcanın ne kadar samimi olduğu veya ne kadar barış içerisinde yaşamayı düşündüğü belli değildir bilemiyoruz işin içinde ameriga olabilir.
bu ilkeler şöyledir.
1. tam bir açıklık içinde varılmış barış anlaşmalarından sonra hiçbir özel uluslararası anlaşmaya gidilmemeli ve diplomatik etkinlik her zaman içtenlikle ve kamuoyunun gözü önünde yürütülmelidir.
2. denizlerin uluslararası sözleşmeler gereğince bütünüyle ya da kısmen kapatılabilmesi dışında, savaşta ve barışta karasuları dışındaki bütün denizlerde mutlak seyrüsefer serbestliği sağlanmalıdır.
3. barışı onaylayan ve korumak için anlaşan ülkeler arasındaki bütün ekonomik engeller olabildiğince kaldırılmalı ve ticaretin eşitlik temelinde yürütülmesi sağlanmalıdır.
4. her ülkede silah gücünün iç güvenliği sağlamaya yetecek en düşük düzeye indirilmesi için yeterli güvenceler karşılıklı olarak verilmelidir.
5. sömürgelerin bütün talepleri serbest, açık görüşlü ve tümüyle tarafsız bir yaklaşımla ele alınmalı, bu tür egemenlik sorunlarının çözümünde ilgili halkların çıkarlarıyla egemenliği tartışılan devletin adil taleplerinin eşit ağırlık taşıması ilkesine kesinlikle uyulmalıdır.
6. rusya imparatorluğu’na ait bütün topraklardan yabancı askerler çekilmeli, rusya’yı ilgilendiren bütün sorunlar, kendi siyasal gelişimini ve ulusal politikalarını bağımsızca belirlemesine olanak verecek biçimde dünyanın öbür uluslarının en uygun ve özgür işbirliğiyle çözülmeli, rusya’nın kendi belirleyeceği kurumsal yapıyla özgür uluslar topluluğuna içtenlikle kabul edimesi, hatta gereksinim duyabileceği ya da isteyebileceği her türlü yardımın yapılması sağlanmalıdır. gelecek birkaç ay içinde öbür ulusların rusya’ya karşı tutumları iyi niyetlerinin, rusya’nın gereksinimlerinin kendi çıkarlarından farklılığını kavrayıp kavramadıklarının ve bencillikten uzak, akıllı bir yaklaşımla onun sorunlarına yakınlık duyup duymadıklarının kesin göstergesi olacaktır.
7. yabancı askerler belçika’dan çekilmeli ve bu ülke hiçbir kısıtlama olmaksızın bütün öbür özgür ulusların sahip olduğu egemenlik haklarına yeniden kavuşmalıdır. bunun gerçekleşmesi, ulusların birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla koydukları kurallara duydukları güvenin yeniden sağlanmasında en önemli rolü oynayacaktır. bu düzeltme yapılmadan uluslararası hukukun yapısı ve geçerliliği örselenmiş kalacaktır.
8. bütün fransız toprakları özgürlüğüne kavuşmalı ve işgal edilen kesimler geri verilmelidir. 1871'de alsace-lorraine konusunda fransa’ya prusya tarafından yapılan ve yaklaşık elli yıldır dünyada istikrarlı bir barışın kurulmasını önleyen haksızlık, herkesin çıkarlarına olan barışın yeniden sağlanabilmesi için düzeltilmelidir.
9. italya’nın sınırları, açıkça belirlenmiş ulusal sınırlar temelinde yeniden çizilmelidir.
10. avusturya-macaristan halklarının uluslar arasındaki yeri korunmalı ve güvence altına alınmalı, bu halklara özerk gelişme olanağı tanınmalıdır.
11. yabancı askerler romanya, sırbistan ve karadağ’dan çekilmeli, işgal edilen topraklar geri verilmelidir. sırbistan’a denize serbest ve güvenli çıkış sağlanmalıdır. çeşitli balkan devletleri arasındaki ilişkiler tarihsel bağlılık ve ulusal sınırlar temelinde dostça görüşmeler yoluyla yürütülmelidir. balkan devletlerinin siyasal ve ekonomik bağımsızlığıyla toprak bütünlüğüne ilişkin uluslararası güvenceler anlaşmada yer almalıdır.
12. bugünkü osmanlı imparatorluğu’ndaki türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. ayrıca çanakkale boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır.
13. polonyalıların yaşadığı tartışmasız olan toprakları içine alacak bağımsız bir polonya devleti kurulmalı, bu devletin denize serbest ve güvenli çıkışı sağlanmalı, siyasal ve ekonomik bağımsızlığıyla toprak bütünlüğü de uluslararası sözleşmeyle güvence altına alınmalıdır.
14. büyük küçük bütün devletlerin siyasal bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü konusunda karşılıklı güvence vermek üzere özel sözleşmelerle bütün ulusları içine alan bir birlik oluşturulmalıdır.
devamını gör...
2.
1. dünya savaşı sonunda abd başkanının dünya barışını korumak için çıkardığı ilkelerdir.
osmanlı için önemli olan iki madde şunlardır:
- her milletin kendi kaderini tayin etme hakkı.
- boğazlarda komisyon kurulması.
osmanlı için önemli olan iki madde şunlardır:
- her milletin kendi kaderini tayin etme hakkı.
- boğazlarda komisyon kurulması.
devamını gör...
3.
amerikalı tarihçi edward hallett carr tarafından yerden yere vurulan ilkeler. carr, the twenty years' crisis isimli eserinde bu ilkelerin, bu ilkelerin altında yatan amaçların ve woodrow wilson'ın düşünce sisteminin eleştirisini sert bir biçimde yapıyor. aberystwyth üniversitesi’nde wilson'u onurlandırmak için kurulmuş olan wilson kürsüsünü elde eden carr'ın düşüncelerini bu denli katılaştıran bir kaç ufak detaya değinmeden geçmek olmaz.
carr’ın liberalizme karşı eleştirel bir tutum benimsemesine sebep olan olayların ilk tohumu paris barış konferansı sırasında atıldı. konferansa katılan ingiliz heyetinde yer alan carr, bu vasıtayla amerikalılarla temaslarda bulundu. amerikalıların ve abd başkanı wilson’un liberal ve ahlaki bir söylemle gerçek
niyetlerini, yani rakiplerini kontrol altında tutmayı arzularını, saklamaya çalıştıklarını düşündü (cox, 1999: 646). birinci dünya savaşı sonrası sistemin üzerine inşa edildiği ütopyacı ilkelerin bir diğer sorunu ise uluslararası ahlak teorileri ile birlikte belirli bir grup devletin üstünlüğünü ebedi hale getirmek üzere
araçsallaştırılmış olmalarıydı. dolayısıyla mutlak ve evrensel olarak görünen ilkeler aslında ulusal çıkarların belirli bir şekilde yorumlanmasından başka bir amaca hizmet edememişlerdir (carr, 1946: 79, 87).
carr, birinci dünya savaşı sonrası düzenin yıkılmasına sebep olan şey insanların aptallıkla ve kötülükle davranmayı tercih ederek doğru ilkeleri uygulamayı reddetmesi değil de belki de
ilkelerin uygulanamaz ve yanlış olması tespitinde bulunur. 19. yüzyılda üretilen çözümlerin, temelde ütopyacılık olarak
adlandırdığı liberalizmin, birinci dünya savaşı sonrası siyasette temel düzenleyici ilke olarak kabul edilmesine itiraz etmiştir. carr tarafından kullanım ömrünü tamamlayan bir ilke olarak
tanımlanan liberalizmin, içinde bulunulan dönemdeki sorunlara çözüm olabilmesi imkânsızdı. dolayısıyla yeni bir denge oluşturmak adına geçmiş geleneklerden kurtulmak ve yeni gelenekler üretmek gerekliydi. bunun için de dönemde baskın olan sosyal ve ekonomik koşulların iyi bir şekilde
analiz edilmesi gerekiyordu (cemgil, 2015: 23, 47).
aydın iktisat fakültesi dergisi - e.h. carr’ın “yirmi yıl krizi 1919-1939” kitabında birinci dünya savaşı ve sonrası düzen
carr’ın liberalizme karşı eleştirel bir tutum benimsemesine sebep olan olayların ilk tohumu paris barış konferansı sırasında atıldı. konferansa katılan ingiliz heyetinde yer alan carr, bu vasıtayla amerikalılarla temaslarda bulundu. amerikalıların ve abd başkanı wilson’un liberal ve ahlaki bir söylemle gerçek
niyetlerini, yani rakiplerini kontrol altında tutmayı arzularını, saklamaya çalıştıklarını düşündü (cox, 1999: 646). birinci dünya savaşı sonrası sistemin üzerine inşa edildiği ütopyacı ilkelerin bir diğer sorunu ise uluslararası ahlak teorileri ile birlikte belirli bir grup devletin üstünlüğünü ebedi hale getirmek üzere
araçsallaştırılmış olmalarıydı. dolayısıyla mutlak ve evrensel olarak görünen ilkeler aslında ulusal çıkarların belirli bir şekilde yorumlanmasından başka bir amaca hizmet edememişlerdir (carr, 1946: 79, 87).
carr, birinci dünya savaşı sonrası düzenin yıkılmasına sebep olan şey insanların aptallıkla ve kötülükle davranmayı tercih ederek doğru ilkeleri uygulamayı reddetmesi değil de belki de
ilkelerin uygulanamaz ve yanlış olması tespitinde bulunur. 19. yüzyılda üretilen çözümlerin, temelde ütopyacılık olarak
adlandırdığı liberalizmin, birinci dünya savaşı sonrası siyasette temel düzenleyici ilke olarak kabul edilmesine itiraz etmiştir. carr tarafından kullanım ömrünü tamamlayan bir ilke olarak
tanımlanan liberalizmin, içinde bulunulan dönemdeki sorunlara çözüm olabilmesi imkânsızdı. dolayısıyla yeni bir denge oluşturmak adına geçmiş geleneklerden kurtulmak ve yeni gelenekler üretmek gerekliydi. bunun için de dönemde baskın olan sosyal ve ekonomik koşulların iyi bir şekilde
analiz edilmesi gerekiyordu (cemgil, 2015: 23, 47).
aydın iktisat fakültesi dergisi - e.h. carr’ın “yirmi yıl krizi 1919-1939” kitabında birinci dünya savaşı ve sonrası düzen
devamını gör...
4.
bu ilkelerin bir işe yaramadığı tarih önünde çok geçmeden kanıtlandığı için üzerinde durmanın pek bir anlamı yok kanımca.
devamını gör...
5.
o zamanki abd başkanı woodrow wilson'un 1918 yılında, |. dünya savaşından sonra amerika'da kurulmasını istediği düzene ilişkin 14 maddeden oluşur.
ilk 3 ilke
tam bir açıklık içinde varılmış barış anlaşmalarından sonra hiçbir özel uluslararası anlaşmaya gidilmemeli ve diplomatik etkinlik her zaman içtenlikle ve kamuoyunun gözü önünde yürütülmelidir.
denizlerin uluslararası sözleşmeler gereğince bütünüyle ya da kısmen kapatılabilmesi dışında, savaşta ve barışta karasuları dışındaki bütün denizlerde mutlak seyrüsefer serbestliği sağlanmalıdır.
barışı onaylayan ve korumak için anlaşan ülkeler arasındaki bütün ekonomik engeller olabildiğince kaldırılmalı ve ticaretin eşitlik temelinde yürütülmesi sağlanmalıdır.
ilk 3 ilke
tam bir açıklık içinde varılmış barış anlaşmalarından sonra hiçbir özel uluslararası anlaşmaya gidilmemeli ve diplomatik etkinlik her zaman içtenlikle ve kamuoyunun gözü önünde yürütülmelidir.
denizlerin uluslararası sözleşmeler gereğince bütünüyle ya da kısmen kapatılabilmesi dışında, savaşta ve barışta karasuları dışındaki bütün denizlerde mutlak seyrüsefer serbestliği sağlanmalıdır.
barışı onaylayan ve korumak için anlaşan ülkeler arasındaki bütün ekonomik engeller olabildiğince kaldırılmalı ve ticaretin eşitlik temelinde yürütülmesi sağlanmalıdır.
devamını gör...