yabancı dil bilmeyenin akademiye girme zorbalığı

akademi ile ilgili çok şey söylenir, atılır tutulur. kimisinde haklılık payı muhakkak vardır. amacımda burada kimseyi yargılamak değil.

yabancı dil sorununu gündeme getiren akademisyen adaylarına söylemek istediğim şey ingilizce bilmeden bilim yapamazsınız. literatür takip edemezsiniz. makale yayınlayamazsınız .
iyi derecede ingilizce ve ispanyolca biliyorum. dil bilmeyen biri benim yanımda doktora yapamaz. kumda oynayacak yaşı geçtik. akademide itibar gören(q0.1, q1 ve q2) dergilerde atıf alan araştırmalar yapamayacaksak, buralarda oyalanmamın anlamı yok. unutma yazmak için çok okumak gerekir, hangi sığ dil bilginle okuyacaksın?
yurtdışında bir sempozyum da nasıl sunum yapacak, nasıl konuyu tartışacaksın?
çok uluslu bir projede nasıl yer alacaksın?
vs. vs.

bunu işin bir parçası olarak görmeyen, zoraki olarak yerine getirmeye çalışan gitsin başka iş yapsın.

ingilizce bilmeyen biri bırakın bilim üretip literatür takip etmeyi, daha oturduğu çevreyi takip edemez şuan ki durumda.mesleğiyle ilgili güncel bilgileri takip edemeyen biri boşuna akademisyen olmamalı.

türkiye'de profesörler için yabancı dil şartının değişimi:

1973 - profesörlük için 2 yabancı dil şartı
1981 - tek yabancı dil şartı getirildi
1983 - dil sınavında 100 üzerinden 70 alma şartı
2000 - dil sınav barajı 65'e indirildi
2018 - dil sınav barajı 55'e indirildi



kaynak: twitter.com/AcademikAhlak/s...

şu ülke ne zaman en az üç dil bilecek. ne olur ben göreyim olur mu ?

şartları biraz daha indirirlerse goriller bile girebilecektir.

dil sınavına kendi odasında kolej mezunu öğrencisiyle giren hocalar var.

doğru olan realitedir. kimse kusura bakmasın lakin, ingilizce bilmeyen insana akademinin kapıları kilitli olmalıdır.

ingilizceyi geçtim, ikinci hatta üçüncü yabancı dil bilmesi gereken pek çok akademisyenimiz ingilizceyi muhabbet kuşu seviyesinde konuşabildikleri zaman kendilerini bir şey sanıyorlar...