yağmur altında yürüyüş yapmak

rahmet olarak kabul edilen yağmurun gerçekten rahmet olup kişiye şifa, huzur vermesidir.

midnight in paris filminde çok güzel betimlenen tablo.

çok severim.. doğa en iyi şifacıdır..

(bkz: yağmurlu havada yürümek)
(bkz: aramaya inanmak)

hiç haz etmem.

romantizmden ziyade enayilik olarak bakıyorum bu duruma. hele iğrenç ötesi bir rüzgar varsa, dağıtır adamı.

yarım saatliğine yanımızdakine şov yapıcaz diye günlerce, rüzgar yemeye bağlı akut üşütme olaylarına girmemeli. bazı şeyler çok gereksiz atfedilmiş. böyle leyla mecnun olayları çok sakat işler hacım.

şekilciliğe gerek yok, elde sıcak çukulata dizdize kanepeden ağrı dışarıyı izlerken sıcak kalmak daha mantıklı.

ılık havada akşam üzeri, deniz kenarı veya bir parkta yağmur hafif hafif üstüme düşerken müthiş rahatlatan bir yürüyüştür. yukarıda gök döker yaşını aşağıda da ben dökerim. o yürüyüşte sorunlara çözüm bulunur, akan yağmurla beraber insanın içi de temizlenir.

kıyafetimle duş almış gibi oluyorum tercih etmediğim bir durumdur.

yazları yapıldığı zaman insanı rahatlatan ve bir anlık olsa bile düşüncelerden kurtaran aktivite. kışları için aynısını söyleyemeyeceğim. değer mi bilinmez ama işin ucunda hasta olup birkaç gün yatmak var. her şey bir yana eğer yanınızda sizinle beraber yağmurda ıslanmaktan keyif alan birisi varsa çok şanslısınız demektir. ve bu şansı yazları olduğu kadar kışları da değerlendirmek güzel olacaktır.

yağmurda ıslandığımda eve gelip sıcak suyla duş alır ve sonrasında balkonda sigara çay yaparım. beni muazzam mutlu eder.

en sevdiğim yağmur yagsada sokağa ağlasam diye düşündüğüm başlık

boyle bi ortamda tavsiye ederim

aynı zamanda gökyüzüne yada denize bakmak kadar rahatlatan eylemdir.

ince ince yağarken, kapüşon ve kulaklık ile birlikte yapılandır. müzik ruhunu doyurur, damlalar bedeninde ritim tutar ve boş sokaklarda dolaşılır..

hastalanırsınız. macera aramayın.

adam evde eşofman çekmiş, üç şekerli haşlama çayından bi yudum alıp ‘istiklal’de yalınayak yürüyom’ diye zırvalıyor. çünküm bu gibi sekansların genç kızlarımızın gözlerini buğulandırdığının farkında.

halbuki o an yan sekmede iddia sitesi açık değilse bişi bilmiyorum.

takılmayın bunlara. bu heriflerden bi cacık olmaz.

steve mccurry, muson albümü'nden.

nepal, 1984

steve mccurry-national geographic için ilk muson fotoğrafları

yürüdük be yürüdük. çok romantikti.
romantik romantik dondum.
bir de sert deli rüzgar vurdu of of.
efsane bişey. eğer istanbuldaysanız hemen çıkın kendinizi yağmura ve rüzgara bırakın.
öyle şemsiye falan da almayın.
yağmurun her türlüsü bee, süper süper.*

çırılçıplak çıkın koşun kadıköy’de, meraklı bakışlara aldırmadan özgürce koşun.

hemen koşun.

bakın şu an hava aydınlanıyor ancak güneş de tam doğmadı. kuş sesleri geliyor, hafif bir esinti var ve de yağmur yağıyor. işte şu yağmurda yürüyüş yapmak tek kelimeyle enfes olurdu. onun yerine camı açtım, sesi dinleyerek uykuya dalacağım.

severim ama sıcak yağan yağmurlar altında. bazı yağmurlar çok üşütüyor insanı. nasıl desem böyle soğuk yağıyorlar hiç sevmiyorum. soğuk duşu da sevmem zaten. sıcak yağmasa bile ılık yağıp üşütmesin yeter bence. defalarca kez yürüdüğüm oldu yağmurlu havalarda. baya ıslandı her yerim hatta ama kimin umrunda hala devam ederim.

'şöyle bir yürüsek mi?' dedi.
'olur, çok memnun olurum.' dedim.
gökyüzü bulutlarla kaplı ve gece yarısına yakındı saat.
sahildeki dalga seslerine yağmur sesi karıştı birden.
aniden bastıran sağanak yağmur romantizmi de beraberinde getirmişti.
donuna kadar olmak suretiyle ıslandık. daha ıslanacak yerimiz kalmış gibi koşup köprünün altına sığındık. yağmur dinince köprünün altından çıkıp üzerinde yürümeye başladık.
köprünün yarısına gelmeden tekrar indirdi yağmur..
ve birden dedi ki 'kafanı kaldır'
kafamı kaldırmamla yüzlerce kırmızı yıldızın yüzüme yağdığını gördüm. köprünün ışıklarıyla birlikte yağmur damlaları kırmızı birer yıldız olup yağıyordu üstümüze. dakikalarca orada durup dökülen kırmızı yıldızları izledik. sayesinde ömrümde unutamayacağım dakikalar yaşadım. gözümün önünden hiç gitmeyecek bir manzara zihnime kazınmış oldu.