sahilde yürüyüş yapmak

düzenli olarak yapıldığında bir kaç ay içerisinde kesin sonuç verecek eylemdir. ayrıca en doğal kilo verme yöntemidir. günde 10.000 ve üzeri adım atarsanız yağ oranınız gün geçtikçe azalmaya başlar.

zevkli bir eylemdir. özellikle kulakta sevilen bir şarkı çalıyorsa ya da sevdiğin bir insanla sohbet ederek yürünüyorsa tadından yenmez. koronanın bitmesini dört gözle bekleten eylemlerden biridir aynı zamanda.

bu sıralar denersem yürüyüşten çok kayağa dönecek eylem. fiuuuuuu.

taa şuramda yara olan eylem.* bizim sahilimiz yok hiç olmadı.

insanı rahatlatan bir eylemdir. elinize biranızı alırsınız. hafif esen o tatlı rüzgar saçlarınızın arasından kayıp gider.

fiziksel ve psikolojik açıdan oldukça faydalı bir eylem.yürüyüş yapmak mutluluk kimyasallarının üretilmesinde yardımcı olur, haliyle de yürüyüşün, stresle mücadelede mükemmel bir yöntem olduğunu söylemek gerekir.hem iyi gelir deniz havası.hayattan kısa süreli en sevimli kaçışımızdır.

5.4. km ile bugün yaptığım müthiş olay, o yorgunluk üstüne duş ve çay, yetmez gibi burda caka satması da ayrı bir keyif*

şehirde deniz olmadığı için yapamadığım aktivitedir. ama güzel olduğuna eminim.

okula gidip gelirken bağdat caddesi göztepe sahilinden bostancıya kadar hemen hemen her gün yaptığım yürüyüştür.

kafayı açar ve çok yararlıdır.

her gün yapmak istediğim eylem. yolu yarılayınca durup denizi seyretmek, gökyüzüne bakmak daha da huzur veriyor.

spor yapmam umuda koşarım dediğim eylemdir.

sakince yürürken düşüncelere dalar, hayatı sorgulamaya başlarsınız. düşünceler üst üste gelmeye başladığı anda temiz deniz havası alır rahatlarsınız. güzel bir terapi yöntemidir.

farkına varmadan binlerce adım atarsınız, mis gibi deniz kokusu.. daha ne olsun.. en iyi terapi yöntemi bence.

paçaları da kıvırdık mı hoff bee.

böyle sekanslar işin deniz tanrısı sahildeki teknelerin yanına bambu çubukları bırakıyor. onlardan birini kapıp deli gibi amaçsızca dolaşıyoruz, hüzün basıyor birden, özellikle herkesi geçmişimizde kalan birisine benzetiyoruz, ıssız adam olayları var. halbuki şizofreni başlangıcı, fazlası yok.

insana meditasyon gibi gelen ruhunu dinlendiren en güzel şey sabah 8 kalkacaksın denizde hiç dalga yok dümdüz güvercinlere sahilde ekmek atmak pahabicilmez . balıkçı kayıkları kıyılarda yavaş yavaş hazırlanır. sahil deniz kum güneş insana iyi gelen nadir şeyler .

yaşadığım şehirde sahil yok ama olsun kenarında yürüyecek su bol. bir tek eksik varo da.. neyse ya hüzünlendim yazamayacağım şimdi.

veronika lake - love is blue, şarkısı eşliğinde sahilde yürürken hayata dair değişik anlamlar kazanabiliyorsunuz. bir kez denemeyen çok şey kaybeder, sarıp sarıp dinlediğimi bilirim.

başlığı görünce gözümde canlandı o güzel yürüyüşlerim. hem öyle kısa yürüyüşler de değil, sahil şeridi boyunca 30-35 km kadar yürürüm.

yürüyorum saatime bakmadan, yolun sonu olacak mı diye düşünmeden.
sol tarafımda deniz, sağ tarafımda yeşillik. işte benim için yaşam işte benim için sevinç.
bazen durur seyrederim; martılar uçuşuyor, karabataklar denize dalıp dalıp çıkıyor,
bir kayboluyor bir görünüyorlar. deniz anaları kıyıya geliyorlar.
koşuyorum kumsala. çıkarıyorum ayakkabılarımı, çorabımı.
katlıyorum pantolonumu. yavaş yavaş ilerliyorum suda,
hissediyorum soğukluğunu. diz boyuna kadar ilerliyorum,
gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıyorum. sonra gözlerimi açıp gökyüzünü
seyrediyorum. yaşadığımı hissediyorum. yaşadığımı...

ağzın varken ye, gözlerin varken gör, dilin varken tat al; hissedebiliyorken sev, ellerin varken tokalaş ve yardım et; kolların varken sarıl, ayakların varken yürü hatta koş koşa bildiğin kadar. bugünün tekrarı yok. - servet saygınoğlu

gece suyun sesi, ayın ışığı, ve belki de bir kedinin ayak izleri.

üniversiteler baslayınca yapacağim ilk etkinliktir