yalanlardan uyanılan o an
başlık "femina summa prudentia" tarafından 04.08.2023 14:03 tarihinde açılmıştır.
1.
t: karşıdaki kişinin gerçekliği yansıtmayan sözleriyle karşılaşıp, uyumsuzluğu fark ettikten sonraki insanın kendisinin dünyadaki varlığının tekrardan bir anlamı olması (yıkılmaması gerekir çünkü herkesin yalan söyleme potansiyeli var ancak yalanlar ortadan kalkınca, ki genellikle aşırı süslenmiş olur (!), bazı beklentiler de silinir. bizi üzen beklentilerimizin karşılanmaması idir, kandırılmaktır. kimin hakkı var ki buna? kendi kendine yürüyebilmeli insan, kendi kendine yetmeli).
yalanlarla oluşturulan dünyalar yıkılmaya mahkumdur. ne kadar iyi ve ustaca kurgulanmış olsa bile. gün gelir kaçacağın yer olmaz. o yalanlar ortaya çıkar ve gerçek benlik de.
unutmadan, yalan söylemek bir tercihtir. hatta bazı durumlarda karşıdaki kişinin karar almasına izin veremeyecek kadar bencil olmak, ona saygı duymamak bile olabilir.
tepkiler farklı olabilir: kimisi bunu öfkeyle kimisi bunu üzüntüyle kimisi bunu şaşkınlıkla kimisi bunu hayranlıkla izler. şüphesiz olan şudur ki, ikisinin de hayatı artık şimdi başlamıştır. bütün perdeler açılır, gerçekler çıplak gözlerle görülür. pembe gözlükler bir kenara fırlatılıp artık karşındaki insanı 'gerçekten bu haliyle sevebilir miyim' sorusu kalır ortada. cesaret ister böyle olaylar. yani herkesin harcı değildir, ki olsaydı herkes mutlu mesut olurdu, değil mi? yalan söyleyen insanı da kabul etmezsin, değil mi? gönül ile mantık savaşmaya başlar. çık işin içinden çıkabilirsen. kendisine saygısı olan bunun cevabını rüyasında verir ama gerçek hayat o kadar kolay olmadığından bu kararda birçok faktörün de etkisi vardır. manipüle etmeyi artık herkes biliyor oldu, değil mi? teker teker saf piyonlar düşüyor, onların yerine donanımlı ve kendisini iyi geliştirmiş piyonlar geliyor. savaş savaşabilirsen. ilişki savaş alanına dönmeden kaç kurtar kendini. yoksa hem sen hem de sevdiklerin etkilenecek bu durumdan, değil mi? şah mat ne olacak, peki? yoksa hayat tamamiyle bir satranç oyunundan mı ibaret idi? stratejik miydi sadece yoksa hilelerden de mi ibaretti pokerde olduğu gibi? cevapla cevaplayabiliyorsan. sev sevebiliyorsan. savaş savaşabiliyorsan. yaşa yaşabiliyorsan.
yiyip bitirirsin kendini bu sorulara cevap ararken...
bir (bkz: ahterbin (yazar)) ukdesi.
yalanlarla oluşturulan dünyalar yıkılmaya mahkumdur. ne kadar iyi ve ustaca kurgulanmış olsa bile. gün gelir kaçacağın yer olmaz. o yalanlar ortaya çıkar ve gerçek benlik de.
unutmadan, yalan söylemek bir tercihtir. hatta bazı durumlarda karşıdaki kişinin karar almasına izin veremeyecek kadar bencil olmak, ona saygı duymamak bile olabilir.
tepkiler farklı olabilir: kimisi bunu öfkeyle kimisi bunu üzüntüyle kimisi bunu şaşkınlıkla kimisi bunu hayranlıkla izler. şüphesiz olan şudur ki, ikisinin de hayatı artık şimdi başlamıştır. bütün perdeler açılır, gerçekler çıplak gözlerle görülür. pembe gözlükler bir kenara fırlatılıp artık karşındaki insanı 'gerçekten bu haliyle sevebilir miyim' sorusu kalır ortada. cesaret ister böyle olaylar. yani herkesin harcı değildir, ki olsaydı herkes mutlu mesut olurdu, değil mi? yalan söyleyen insanı da kabul etmezsin, değil mi? gönül ile mantık savaşmaya başlar. çık işin içinden çıkabilirsen. kendisine saygısı olan bunun cevabını rüyasında verir ama gerçek hayat o kadar kolay olmadığından bu kararda birçok faktörün de etkisi vardır. manipüle etmeyi artık herkes biliyor oldu, değil mi? teker teker saf piyonlar düşüyor, onların yerine donanımlı ve kendisini iyi geliştirmiş piyonlar geliyor. savaş savaşabilirsen. ilişki savaş alanına dönmeden kaç kurtar kendini. yoksa hem sen hem de sevdiklerin etkilenecek bu durumdan, değil mi? şah mat ne olacak, peki? yoksa hayat tamamiyle bir satranç oyunundan mı ibaret idi? stratejik miydi sadece yoksa hilelerden de mi ibaretti pokerde olduğu gibi? cevapla cevaplayabiliyorsan. sev sevebiliyorsan. savaş savaşabiliyorsan. yaşa yaşabiliyorsan.
yiyip bitirirsin kendini bu sorulara cevap ararken...
bir (bkz: ahterbin (yazar)) ukdesi.
devamını gör...
2.
(bkz: ölüm)
devamını gör...
3.
son 4-5 aydır her gün bir gerçeğe daha ayılıyorum. en çok yaralayıcı olansa bunların kendi kendinize kandığınız, kendinize söylemiş olduğunuzu fark etmediğiniz yalanlar olduğunu fark etmek. oysa kimse size hayal satmamış, hayali siz kendiniz yaratıp kendiniz sarılmışsınız anlamadan. derim hep, insanın kurduğunu bile bilmediği hayalleri kırılınca kanıyor. beklentisiz yaşamanın bile umutsuzca bekleyen bir yanı var. sonra görüyorsun ki bir gün daha yalan olmuş.
devamını gör...
4.
(bkz: solcu olmak)
devamını gör...
5.
uymu memik oğlan uyu, öte gecelerede büyü, büyü de ne zamana kadar
devamını gör...