#3680040

şimdi prada black nick'li yazarımız belki anlar diye umarak bu labubu üzerinden gelişen, biraz tatsız olsa da çok daha kötülerini deneyimlediğimden beni o kadar da germeyen etkileşimimiz temelinde örnek vereyim.

birinin neye ne kadar para harcadığı normalde umurumda olmaz, kendime dert falan hiç etmem zaten böyle bir şeyi. yani kendisi bir spor ayakkabısına 2.000 dolar da harcayabilir. buna aptallık demeyeceğim gibi içimden de öyle geçirmem. yoksa ben de nelere ne paralar verdim...

bir oyun konsolu ya da akıllı telefon için akşamdan/geceden kuyruğa girip sabahlara, öğlenlere kadar beklemeyi de aptallık olarak görmem. yani bu gibi şeyler insanların hayatlarının merkezine oturabiliyor zira bir insan gününün çoğunu bunlara endeksli geçirebiliyor.

ama yeni çıkan bir rotring marka kalem ya da ilgili mevzuun geliştiği labubu bebek için öyle kuyruklara girmek, işte ne bileyim blind box'ından istediği çıkmayınca ağlama krizlerine girmek, çıkınca lotodan servet kazanmış gibi sevinmek falan...

evet, bunlar bana göre aptallığa giriyor. size göre girmeyebilir de ilgili başlıkta benim yazım üzerinden çemkirdiniz ve orada kesinlikle insanların bunlara para harcamasına aptallık dememiştim. bir yanlış anlamanız üzerinden çemkirdiniz, açıklamama rağmen hala benim algıladığınız gibi bir şeyi kastettiğim üzerinden bu konuda bana mesnetsizce yüklenmektesiniz.

oradaki tek "para harcama" konusu, 10.000 dolarlık bir labubu bebek olmasıydı. ki onda da bir dolar milyonerinin parasını buna harcamasını aptallık olarak görmediğimi belirttim sonrasında. ama mesela ayda 4.000 dolar kazanabilen bir amerikalı, "gerekirse 6 ay aç kalırım, kemer sıkarım ama bu oyuncağı alırım" derse bunu da aptallık olarak görürüm.

her ne kadar medeni bir tartışma çerçevesinden çıkmadığınız için size teşekkür etsem de, cidden artık bazı şeyleri anlamaya çalışın. bu konuyu da daha fazla uzatmak istemiyorum açıkçası kendi adıma. iyi günler dilerim.
devamını gör...
''her şeyin sonsuz olduğu küresel bir evrende yaşıyan bilinçli bir canlının, hem aptallıkların sonsuz hem de ona sinirlenmenin öyle olduğunu kavraması güç olmasa gerek. beni rahatsız etmeyin mantar yetiştirme çabama zarar veriyorsunuz.''
grigori perelman, 2010-petersburg*.
devamını gör...
hayat hareket etmek demektir. hareket etmek için ise motivasyon gereklidir. hayvanlar rasyonel varlıklardır. gereksiz hiçbir harekette bulunmazlar. çünkü onlar yeryüzündeki en büyük ve tek erdeme sahiptir; tembellik. insanlar bu erdemden yoksundur. o yüzden illa ki çok önemli bir şeylerle ilgileniyormuş gibi yapmaya mahkumlardır. halbuki yapıp, ettikleri önemli hiçbir şey yoktur.

insan hayvanların aksine aptallık yapma seçeneğine değil, mecburiyetine sahiptir. bu bir mükellefiyettir. çünkü onu harekete geçiren can sıkıntısının itici, saçmalığın ise çekici gücüdür. ister lububu, mububu için günlerini harcasın, ister ölüme çare arasın, ister atomu parçalasın, ister mastürbasyon yapsın, seks yapsın, parti kursun, kitap okusun, kitap yazsın, sörf yapsın, kayak yapsın, rock konserinde kafasını sallaya sallaya kendinden geçsin veya zikir ritüelinde aynısını yaparak kendinden geçsin, fark etmez, hepsi de birdir. insan karnını doyurmayı sağlama almanın felaketinin kurbanıdır. çünkü karnını doyurduktan sonra yapacak bir şey kalmaz. hayvanlar zamanının çoğunu karnını doyurm işiyle iştigal ederek geçirirler ama insan için bu on dakikalık bir meseledir. günde toplam bir saat sürse, geriye bomboş geçirilecek bir 23 saat kalır. doldurulması gereken koskaca bir 23 saat. o halde ne yapmalı? oyalanmalı. bütün bunların hepsi de sadece oyalanmaktan ibarettir. yoksa can sıkıntısı insanı ele geçirir ve sonunda intihara sürükler. en mantıklı olanı da odur zaten. çünkü insanın varoluşu saçmalığın sürekli olarak üretilmesinden başka bir şey değildir.

bir kadın aynanın karşısına geçip, perçeminin sağ tarafını biraz daha sağa çekince daha güzel olduğuna dair sanrısını bu sebeple harekete geçirir. perçem az bir şey daha sağa kaymıştır, hepi topu bu. bir erkek traş olduktan sonra, iyice yüzüne bakar, ufacık bir kıl kalmıştır, kimsenin göremeyeceği ama onu da alır, böylece daha kusursuz göründüğüne dair bir sanrıya kapılır.

önemli olan lububu'yu almak değildir, onu alırken ki süre boyunca zamanı öldürmektir. lububu alındıktan kısa bir süre sonra alınması gereken başka bir lububu çıkması da bundandır.

hayvanlar üremek için çiftleşirler, soyları devam etsin diye, doğru olanı, doğal olanı, mantıklı olanı budur. insanlar ise öylesine işte, zaman geçsin diye. canın sıkılır, açar bir porno izler, mastürbasyon yaparsın, o arada eğer bir arkadaşın arayıpta seni muhabbete sarsaydı, porno izlemek yerine muhabbet edecektin ya da tuttuğun takımın maçı olsa, onu seyredecektin.

bu varoluşta mantık aramak mantıksızlığın ta kendisidir ve aptallık yapmaktan kaçınmaktan başka aptallık yoktur. çünkü ancak aptallık yaptığın sürece eğlenebilir, kendini oyalayabilir ve hayatına devam edebilirsin. eğer mantıklı bir şekilde hareket etmeye çalışırsan, en mantıklı olanlar mezardadır, intihar edersin. ya o, ya bu.

hiçbir şeyin bir nedeni yoktur. her şey kendinde nedendir. yaşamak yaşamak içindir. bu kadar. daha fazlası yok. bu gerçeği kaldıramayanlar, aslında hiçbir bok yapmamalarına rağmen, bütün yaptıklarını mantığa, bahaneye bürüyerek, yine aynı amaçla saçmalamaktadırlar. o kadar.
devamını gör...
boş duvara bakar gibi bakan mimiksiz insan tipi.

allah kahretmesin.
hiç sevmiyorum, hiç.
devamını gör...
kendini geliştirememiş bir baltaya sap olamamış ailesinin gölgesinden çıkamayan kendi kararlarını verecek kadar olgun olmayan herkes bana aptal geliyor
devamını gör...
- aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklemek,
- var olan zekasını kullanamaya üşenecek kadar tembel olmak,
- kilitli zihin sahibi olmak, ilk bilgiyi son bilgiymiş gibi ısrarla kullanmak, fikri sabit olmak,
- yaratıcılığın, espri anlayışının gelişmemiş olması, taklitçi olmak,
- bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak,
- kendinden, bildiğinden şüphe duymamak, soru sormamak,
- çocukluk, gençlik travmalarının hayatını düzenlemesine izin vermek.
devamını gör...
#3680311
öncelikle aptallık anlayışının "oyun konsolu için geceden kuyruğa girilebilir, insanlar bunu hayatının merkezi yapabilir ama labubu bebeği yaparlarsa aptallardır" demen biraz çelişik. ikisi de oyuncak, ikisiyle de oynayanlar yetişkinler ve ikisine de aynı derece çılgınca bağlılar. senin aptallık sınırın digital olunca son mu buluyor? yapılan davranışlar aynı fakat ürün farklı olunca mı aptallıktan çıkıyor iş?

bana göre hayatlarının merkezine herkes kendini koyar. o yüzdendir ki onları mutlu edecek şeyler için çeşitli aksiyonlara girerler, maaşlarından para biriktirirler ve başkasına "aptallık" gibi gelecek davranışlar sergilerler. bu bazen para harcamaktır, bazen 2000 km yol gidip bi kahve içip geri dönmektir bazen de tribüne girip 90 dakika zıplamaktır. tabi hayatın tamamında aklımıza her geleni, bizi mutlu edeceğini düşündüğümüz hemen her şeyi yapmamalıyız da. mesela public seks seviyorsun diye galata köprüsünde öğlen vakti ilişkiye girmemelisin kimseyle ya da toplu taşımada elindeki ses bombasından son ses müzik açıp hebele gübele dans etmemelisin. tak kulaklığı öyle dans et kimseye dokanmadan ona lafım yok tabi de beni maruz bırakma müzik zevkine yeter.

benim aptallık tanımıma gelince; aynı şeyi defalarca yapıp farklı sonuçlar beklemektir.
devamını gör...
sadece kendi gemisini kurtararak kaptan olabilecegini sanmak.
devamını gör...
derinlik ihmali.
sayıyla, zamanla, boyla, enle, santimle hesabın tutacağını sanmak, derinliğin kıymet biçmedeki payını gözardı etmek ve böylece hayatı iki boyuttan ibaret sanmak başlı başına bir aptallık verisidir.
devamını gör...
bilmediği konularda üst perdeden konuşmak, hatasını kabul etmemek, araştırma yapma zahmetine girmemek ve tüm bildiklerinin kulaktan dolma bilgilerle sınırlı olması. aslında sayılabilecek daha pek çok özellik var. ancak bunlara ek olarak şunu da eklemek istiyorum, ne kadar bilgili ya da kültürlü olursak olalım, insanı ve insana dair meseleleri anlayamamak, sağlıklı iletişim kuramamak ve empati yapamamak da insanı çok yetersiz yapar çünkü bilgi tek başına yeterli değil. sosyal yaşamda var olabilmek, en azından temel düzeyde bir anlayış ve iletişim yetisi gerektirir. bu yetilere sahip değilsek, ne kadar bilgi birikimimiz olursa olsun sosyal ortamlarda kaçınılmaz olarak “aptal” diye algılanırız.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların aptallık anlayışı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim