1.
ay bende bolca var. çok severim kendi küçüklüğümü, unutmamak için bolca hatırlatırım kendime ama kötü olanlar da var tabii. bugün bahsedeceğim komikli biraz.
dördüncü sınıfa yeni geçiyorduk, kara tahtayı kaldırmıştı müthiş meb. malumunuz, tahta kalemi lazım oldu. öğretmenimiz annelerimize her öğrencinin bir kırmızı, bir siyah ve bir mavi tahta kalemi alıp gelmesini söyledi.
biz de ne olduğunu bilmiyoruz. tebeşir tozuna alışmışız.
neyse aldık kalemleri, ben bi gün önceden denedim giysi dolabımın kapağında. kırmızı olan yazmıyordu. dedim yeni aldık, nasıl yazmaz? sonra siyah olanla yazdığım yazının üstünden geçtim kırmızı kalemle. oha, kırmızı kalem, siyah kalemin yazdıklarını siliyo! o zaman bu kırmızı kalem değil, silgi. diyerek muazzam bişi keşfettim zannettim. okul açıldı, öğretmenime heyecanla size bişi göstericem çok şaşıracaksınız dedim. siyahla adımı yazıp, üstünden kırmızıyla geçerek; bakın örtmenim, siyah olan kalem, kırmızı olan silgi dedim. öğretmenim de bütün bokluğuyla "kırmızı kalem o, mürekkebi yok içinde otur yerine geri zekalı" dedi. çok üzülmüştüm ve ağlamıştım. sıçmık beyinli herif.
dördüncü sınıfa yeni geçiyorduk, kara tahtayı kaldırmıştı müthiş meb. malumunuz, tahta kalemi lazım oldu. öğretmenimiz annelerimize her öğrencinin bir kırmızı, bir siyah ve bir mavi tahta kalemi alıp gelmesini söyledi.
biz de ne olduğunu bilmiyoruz. tebeşir tozuna alışmışız.
neyse aldık kalemleri, ben bi gün önceden denedim giysi dolabımın kapağında. kırmızı olan yazmıyordu. dedim yeni aldık, nasıl yazmaz? sonra siyah olanla yazdığım yazının üstünden geçtim kırmızı kalemle. oha, kırmızı kalem, siyah kalemin yazdıklarını siliyo! o zaman bu kırmızı kalem değil, silgi. diyerek muazzam bişi keşfettim zannettim. okul açıldı, öğretmenime heyecanla size bişi göstericem çok şaşıracaksınız dedim. siyahla adımı yazıp, üstünden kırmızıyla geçerek; bakın örtmenim, siyah olan kalem, kırmızı olan silgi dedim. öğretmenim de bütün bokluğuyla "kırmızı kalem o, mürekkebi yok içinde otur yerine geri zekalı" dedi. çok üzülmüştüm ve ağlamıştım. sıçmık beyinli herif.
devamını gör...
2.
yıl 1994 ilkokul 4. sınıftayım. akşamları tvde kemal sunal filmleri gırla. akşamdan şaban oğlu şaban filmini izlemişim. şener şen ile parola sahnesi var. o aklımda yer etmiş. ertesi gün okulda tenefüste bahçede dolaşırken 1. sınıfta okuyan bir çocuğa yaklaşıp "çabuk parolayı söyle" dedim. çocuk şaşkın şaşkın yüzüme bakıyor. ben ısrarla "çabuk parolayı söyle" diyorum. cevap yok. tenefüs bitti. derse girdik. okul günü sakince geçti. eve gittim.
yarın okula gittim. ilk tenefüs zili çaldı. bahçede dolaşırken bir kadın bana doğru yaklaştı. yüksek sesle "sen benim oğlumdan nasıl para istersin?" dedi. "teyze para isteme yok!" tam olayı anlatacağım kadın izin vermiyor. sürekli tehdit ediyor. hakaret ediyor. konuşturmuyor. parolayı bilemeyen çocuğun annesiymiş. etrafımız iyice kalabalıklaştı. ben olaydan kurtulmayı geçtim. beni hayrete düşüren başka bir şey cereyan etti. asıl korkutan o oldu.
alien filmi var ya, namıdiğer yaratık. o filmde oynayan abla var ya sigourney weaver işte bu filmde oynayan abla tıpa tıp bizim parolayı bilemeyen çocuğun annesi. "aha dedim! poku yedik!" o an aklıma alien filmi geldi. içimden "bu kadın beni parçalar." dedim. çocuk aklımla tırstım. çünkü alien filmini bir kaç kez izlemiştim. o da aklımda yer etmiş. bu teyze tıpa tıp aynı.
sonra doğru müdür yardımcısının yanına gittik. durumu açıkladım. nihayet olay çözüldü.
yarın okula gittim. ilk tenefüs zili çaldı. bahçede dolaşırken bir kadın bana doğru yaklaştı. yüksek sesle "sen benim oğlumdan nasıl para istersin?" dedi. "teyze para isteme yok!" tam olayı anlatacağım kadın izin vermiyor. sürekli tehdit ediyor. hakaret ediyor. konuşturmuyor. parolayı bilemeyen çocuğun annesiymiş. etrafımız iyice kalabalıklaştı. ben olaydan kurtulmayı geçtim. beni hayrete düşüren başka bir şey cereyan etti. asıl korkutan o oldu.
alien filmi var ya, namıdiğer yaratık. o filmde oynayan abla var ya sigourney weaver işte bu filmde oynayan abla tıpa tıp bizim parolayı bilemeyen çocuğun annesi. "aha dedim! poku yedik!" o an aklıma alien filmi geldi. içimden "bu kadın beni parçalar." dedim. çocuk aklımla tırstım. çünkü alien filmini bir kaç kez izlemiştim. o da aklımda yer etmiş. bu teyze tıpa tıp aynı.
sonra doğru müdür yardımcısının yanına gittik. durumu açıkladım. nihayet olay çözüldü.
devamını gör...
3.
cüzdanımı almak için sırama koşarken başka bir sıraya takılıp yüz üstü düşmüştüm, hayatımdaki tek burun kanaması o zaman olmuştu.
devamını gör...
4.
kankam gizem'le oynadığımız gizli oyunlar....
özledim.
özledim.
devamını gör...
5.
siyah olan ilkokul önlüğümü, kara bir kış günü dışarıda şiddetli geçen bir kar topu savaşından sonra ısınmak niyetiyle sobaya yaklaşarak yakmıştım.
devamını gör...
6.
2 ayrı şehir ve 4 ayrı okulda ilkokul okuduğumdan hangisinden bahsedeyim dediğim başlıktır.
ilkokul 4'teki sınıf arkadaşlarımla ve öğretmenimle çok ayrı bir bağımız vardı ama hoca ve sınıf kötüydü akademik bakımdan ki ilkokul 3'teki okulumdan ayrılma sebebim de buydu. anadolu lisesini kazanamayacaktım o okullardan birinde devam etseydim. annemler söke'nin en iyi ilkokul öğretmenini ve sınıfını araştırdı ve buldu. aslında kesinlikle öğrenci kabul etmiyorlardı ama zorla ikna ettiler annemler, ilkokul 5'i orada okudum ve oradaki, ilkokul 1-2'deki gibi, çok iyi öğretmenim ve rekabetli sınıfım sayesinde anadolu lisesini kazanabildim.
ama o ilkokul 4'teki sınıfımdan ayrılmak çok koymuştu bana insani olarak. bütün sınıf ve öğretmenim ağlamıştı ben gideceğim diye. "gitmeeeee, bizi bırakmaaa..." falan böyle, ciddi drama. ben de başta şaşkınlığa uğrayıp sonra dayanamayıp ağlamıştım onlarla birlikte.
gene de yapılabilecek bir şey yoktu ve doğru karar buydu. yani sonuçta iyi ki anadolu lisesini kazanabildim.
ilkokul 4'teki sınıf arkadaşlarımla ve öğretmenimle çok ayrı bir bağımız vardı ama hoca ve sınıf kötüydü akademik bakımdan ki ilkokul 3'teki okulumdan ayrılma sebebim de buydu. anadolu lisesini kazanamayacaktım o okullardan birinde devam etseydim. annemler söke'nin en iyi ilkokul öğretmenini ve sınıfını araştırdı ve buldu. aslında kesinlikle öğrenci kabul etmiyorlardı ama zorla ikna ettiler annemler, ilkokul 5'i orada okudum ve oradaki, ilkokul 1-2'deki gibi, çok iyi öğretmenim ve rekabetli sınıfım sayesinde anadolu lisesini kazanabildim.
ama o ilkokul 4'teki sınıfımdan ayrılmak çok koymuştu bana insani olarak. bütün sınıf ve öğretmenim ağlamıştı ben gideceğim diye. "gitmeeeee, bizi bırakmaaa..." falan böyle, ciddi drama. ben de başta şaşkınlığa uğrayıp sonra dayanamayıp ağlamıştım onlarla birlikte.
gene de yapılabilecek bir şey yoktu ve doğru karar buydu. yani sonuçta iyi ki anadolu lisesini kazanabildim.
devamını gör...
7.
yanlışlıkla kızlar tuvaletine girmiştim. derste öğretmenden izin aldık bir kız öğrenciyle birlikte. sonra ikimiz vardık ayak yoluna, fakat ikimizde aynı mekana girdik. çıkarken kız öğrenci anlayamayacağım şekilde kapıyı gösteriyordu, ama ben anlamıyordum. sonraki teneffüs saatinde bir baktım, jeton düştü, tabelada saçı bağlı kız silueti var, yani orası kızlar tuvaletiymiş, kız da bana kapıdaki tabelayı işaret ediyormuş yanlış tuvalete girdiğimden dolayı.
devamını gör...
8.
hoca elimi kibritle yaktiydi
devamını gör...
9.
okulun arkasına gitmek yasaktı. tabii ki bendeniz bu yasağı delmiş bulundu.* neyse işte, çıktık arka taraftan bir baktım bizim sınıf hocası bahçede nöbetçiymiş bir an göz göze geldik. hemen yanıma geldi "mihmandar senin ne işin var burada?" dedi. arkamda da iki arkadaşım daha vardı bana uyan, bir onlara bir bana baktı. onların yapmasını normal karşılardı fakat benim yapmamı asla. ben her zaman en yüksek notu alan sınıf ve okul zekisi kızdım, usluydum* doğrudur fakat ben aynı zamanda okulun ağır ablasıydım, okuldaki her çocuk beni tanırdı yaramazlık da yapardım ama gene de notum yüksek olurdu. benden sonra zaten bu olay tekrarlanmasın diye oraya demir oarmaklıklar filan koydular.*
merak edene not: hayır disiplin yemedik.
merak edene not: hayır disiplin yemedik.
devamını gör...
10.
ilkokul 2. sınıftayken 4. sınıfa giden bir kıza aşıktım. çok başarılı bir öğrenciydi. sesi de kendi gibi çok güzeldi. sonra zamanla kendisini daha az görmeye başladım. meğer belediye konservatuvarına girmiş. orkestralara takılıyormuş vesaire. tabii çocukluk aşkı işte. yaş 8, cedric kafasında bir elemanız. ilkokul bitti. yıllar yılları kovaladı. ondan bir daha uzun bir süre haber alamadım. sonra youtube'da bi şarkıcı gördüm. o mu diye araştırdım. hakikaten oymuş. şaşırdım tabii. biraz da hayıflandım. neyse efenim o şarkıcı belki çoğunuzun belki de bazılarınızın bildiği güliz ayla'ydı.
devamını gör...