1.
sen olasın diye yer yer asılıp âyineler
gelene gidene eyler nazarı döne döne
necâti bey
mende mecnûn'dan füzun âşıklık istidâdı var
âşık-ı sâdık menem mecnûn'un ancak adı var
fuzûli
ahmed çeke cevrüni ve lutfun göre ağyâr
ey şefkati az şâh-ı cihân yandım elinden
ahmed paşa
gelene gidene eyler nazarı döne döne
necâti bey
mende mecnûn'dan füzun âşıklık istidâdı var
âşık-ı sâdık menem mecnûn'un ancak adı var
fuzûli
ahmed çeke cevrüni ve lutfun göre ağyâr
ey şefkati az şâh-ı cihân yandım elinden
ahmed paşa
devamını gör...
2.
zerre menem güneş menem çar ile penc ü şeş menem
sureti gör beyan ile çünkü beyana sığmazam.
-seyyid nesimi
sureti gör beyan ile çünkü beyana sığmazam.
-seyyid nesimi
devamını gör...
3.
bende mecnûn’dan daha çok âşıklık yeteneği var.
gerçek âşık benim, mecnûn’un sadece adı var.
gerçek âşık benim, mecnûn’un sadece adı var.
devamını gör...
4.
mende sığar iki cahan, men bu cahana sığmazam,
gövher-i lamekan menem, kövnü mekane sığmazam.
(içimde iki dünya vardır ama ben bu dünyaya sığmazam, yersiz yurtsuz olan benim, dünya malına sığmazam.
nesimi.
gövher-i lamekan menem, kövnü mekane sığmazam.
(içimde iki dünya vardır ama ben bu dünyaya sığmazam, yersiz yurtsuz olan benim, dünya malına sığmazam.
nesimi.
devamını gör...
5.
“âdeme âdem gerektir âdem etsin âdemi
âdem âdem olmayınca âdem netsin âdemi.”
anlamı: adama adam gerekir, adam etsin adamı. adam, adam olmayınca, adam ne yapsın adamı?
âdem âdem olmayınca âdem netsin âdemi.”
anlamı: adama adam gerekir, adam etsin adamı. adam, adam olmayınca, adam ne yapsın adamı?
devamını gör...
6.
dest busi arzusuyla ger ölürsem dostlar
kuze eyleyin toprağım verin anınla yare su.
kuze eyleyin toprağım verin anınla yare su.
devamını gör...
7.
devamını gör...
8.
hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen.
merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen.
devamını gör...
9.
senun mahzûnun olmak bana şâdân olmadan yegdûr
gamunla aglamak illerle handân olmadan yegdür - nevi-
(senin yüzünden hüzünlü olmak benim için mutlu olmaktan daha iyidir, kederinle ağlamak başkalarıyla gülüp eğlenmekten daha iyidir.)
gamunla aglamak illerle handân olmadan yegdür - nevi-
(senin yüzünden hüzünlü olmak benim için mutlu olmaktan daha iyidir, kederinle ağlamak başkalarıyla gülüp eğlenmekten daha iyidir.)
devamını gör...
10.
of beytiler diye okuyup kendi kafama sıktım.
devamını gör...
11.
“güllü dîbâ giydin amma korkarım âzâr eder
nâzenînim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni” *
“ipekten gül desenli bir elbise giymişsin. ama kumaşın üstündeki gülün dikeninin gölgesi seni incitir diye korkarım.”
nâzenînim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni” *
“ipekten gül desenli bir elbise giymişsin. ama kumaşın üstündeki gülün dikeninin gölgesi seni incitir diye korkarım.”
devamını gör...
12.
sanma şâhım herkesi sen sâdıkâne yâr olur
herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur
sâdıkâne belki ol bu âlemde dildâr olur
yâr olur ağyâr olur dildâr olur serdâr olur
yavuz sultan selim
bu beyitlerin özelliği soldan sağa bir kelime yukarıdan aşağı bir kelime okunduğunda aynı mısraları vermesidir.
herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur
sâdıkâne belki ol bu âlemde dildâr olur
yâr olur ağyâr olur dildâr olur serdâr olur
yavuz sultan selim
bu beyitlerin özelliği soldan sağa bir kelime yukarıdan aşağı bir kelime okunduğunda aynı mısraları vermesidir.
devamını gör...
13.
ay başı geldi çattı
memurda şafak attı
nasıl geçeriz çarşıdan
kasaba manava yakalanmadan
denizde yüzüyo boy boy odun
evde ne şeker kaldı ne de un
denizde balık gibi yatıyo ay
şinanay yavrum şinanay
böyle giderse pahalılık vay vay vay
kafada ne tahta kalacak ne de yay"
memurda şafak attı
nasıl geçeriz çarşıdan
kasaba manava yakalanmadan
denizde yüzüyo boy boy odun
evde ne şeker kaldı ne de un
denizde balık gibi yatıyo ay
şinanay yavrum şinanay
böyle giderse pahalılık vay vay vay
kafada ne tahta kalacak ne de yay"
devamını gör...
14.
efendimsin cihânda i’tibârım varsa sendendir
miyân-ı âşıkânda iştihârım varsa sendendir
benim feyz-i hayâtım hâsıl-ı rûh-ı revânımsın
eğer sermâye-i ömrümde kârım varsa sendendir
veren bu sûret-i mevhûme revnak reng-i hüsnündür
gülistân-ı hayâlim nevbâharım varsa sendendir
felekden zerre mikdâr olmadım devrinde rencide
ger ey mihr-i münîr âh u zârım varsa sendendir
senin pervâne-i hicrânınam sen şem’-i vuslatsın
be-her şeb hâhiş-i bûs u kenârım varsa sendendir
şehîd-i aşkın oldum lâle-zâr-ı dâğdır sinem
çerâğ-ı türbetim şem’-i mezarım varsa sendendir
gören sergeştelikde girdâb-ı dest zann eyler
fenâ-ender-fenâyım her ne varım varsa sendendir
niçün âvâre kıldın gevher-i gaitanın olmışken
gönül âyînesinde bir gubârım varsa sendendir
şafak-tâb eyledin peymânemi hûnâb ile sâkî
sabâh-ı sohbet-i meyde humarım varsa sendendir
sanadır ilticâsı gâlibin yâ hazret-i mevlâ
başımda bir külâh-ı iftihârım varsa sendendir
sen benim efendimsin, benim bu cihanda itibarım varsa sendendir. aşıklar arasında bir şöhretim varsa yine sendendir.
benim hayatımın bereketi, akıp giden ruhumu ortaya çıkaran sensin. eğer ömrümde bir kazancım varsa senin sayendedir.
bu vehmi; hayal ürünü olan şekle parlaklık ve canlılık veren senin güzelliğinin rengidir. hayalimin bir gülbahçesi, ilkbaharım varsa bu senin ihsanındır.
devrinde felekten zerre kadar incinmedim. ey nurlu güneş! eğer ah edip ağlıyorsam senin için ağlıyorum.
sen kavuşma mumusun. ben ise senden ayrı kaldığımdan sana kavuşmak için bir pervane gibi senin etrafında dönüyorum. her gece sana kavuşma arzusuyla dolup taşıyorum fakat bu da yine senin sayende olmaktadır.
aşkının şehidi oldum. göğsüm yaralarla lâle bahçesine döndü. eğer kabrim nurluysa, aydınlıksa, karanlıklardan kurtulmuşsam bu da senin sayende olmuştur.
beni başı dönmüş, başıboş gören, bir çöl girdabı sanır. yoklukta yok olmuşum. dünyada da ukbada da neye sahipsem, hepsi sendendir.
senin yuvarlanan incin olmuşken beni niçin avare bir hale getirdin..? gönlümün aynasında bir toz parçası varsa bu da yine sendendir.
sâkî! gözyaşlarıyla kadehimi parlattın. içki sohbetinin sabahında bir türlü kendime gelememişsem senin yüzündendir.
ey rabbim, ey benim mevlâm! galib’in ilticası (sığınması) sanadır. benim eğer iftihar edeceğim, övüneceğim bir şeyim varsa, bu da bana, lütfundur.
(bkz: şeyh galip)
o kadar güzel ki hiç bölmek istemedim...
miyân-ı âşıkânda iştihârım varsa sendendir
benim feyz-i hayâtım hâsıl-ı rûh-ı revânımsın
eğer sermâye-i ömrümde kârım varsa sendendir
veren bu sûret-i mevhûme revnak reng-i hüsnündür
gülistân-ı hayâlim nevbâharım varsa sendendir
felekden zerre mikdâr olmadım devrinde rencide
ger ey mihr-i münîr âh u zârım varsa sendendir
senin pervâne-i hicrânınam sen şem’-i vuslatsın
be-her şeb hâhiş-i bûs u kenârım varsa sendendir
şehîd-i aşkın oldum lâle-zâr-ı dâğdır sinem
çerâğ-ı türbetim şem’-i mezarım varsa sendendir
gören sergeştelikde girdâb-ı dest zann eyler
fenâ-ender-fenâyım her ne varım varsa sendendir
niçün âvâre kıldın gevher-i gaitanın olmışken
gönül âyînesinde bir gubârım varsa sendendir
şafak-tâb eyledin peymânemi hûnâb ile sâkî
sabâh-ı sohbet-i meyde humarım varsa sendendir
sanadır ilticâsı gâlibin yâ hazret-i mevlâ
başımda bir külâh-ı iftihârım varsa sendendir
sen benim efendimsin, benim bu cihanda itibarım varsa sendendir. aşıklar arasında bir şöhretim varsa yine sendendir.
benim hayatımın bereketi, akıp giden ruhumu ortaya çıkaran sensin. eğer ömrümde bir kazancım varsa senin sayendedir.
bu vehmi; hayal ürünü olan şekle parlaklık ve canlılık veren senin güzelliğinin rengidir. hayalimin bir gülbahçesi, ilkbaharım varsa bu senin ihsanındır.
devrinde felekten zerre kadar incinmedim. ey nurlu güneş! eğer ah edip ağlıyorsam senin için ağlıyorum.
sen kavuşma mumusun. ben ise senden ayrı kaldığımdan sana kavuşmak için bir pervane gibi senin etrafında dönüyorum. her gece sana kavuşma arzusuyla dolup taşıyorum fakat bu da yine senin sayende olmaktadır.
aşkının şehidi oldum. göğsüm yaralarla lâle bahçesine döndü. eğer kabrim nurluysa, aydınlıksa, karanlıklardan kurtulmuşsam bu da senin sayende olmuştur.
beni başı dönmüş, başıboş gören, bir çöl girdabı sanır. yoklukta yok olmuşum. dünyada da ukbada da neye sahipsem, hepsi sendendir.
senin yuvarlanan incin olmuşken beni niçin avare bir hale getirdin..? gönlümün aynasında bir toz parçası varsa bu da yine sendendir.
sâkî! gözyaşlarıyla kadehimi parlattın. içki sohbetinin sabahında bir türlü kendime gelememişsem senin yüzündendir.
ey rabbim, ey benim mevlâm! galib’in ilticası (sığınması) sanadır. benim eğer iftihar edeceğim, övüneceğim bir şeyim varsa, bu da bana, lütfundur.
(bkz: şeyh galip)
o kadar güzel ki hiç bölmek istemedim...
devamını gör...
15.
devamını gör...
16.
bize didar gerek, dünya gerekmez
bize mana gerek, dava gerekmez
bize kadir gecesidir bu gece
sabahlar olmasın, seher gerekmez
bize aşk şerbetinden sun ey saki
bize uçmakta kevser gerekmez
kadehler dolu dolu içelim biz
sarhoş olmayız, humar gerekmez
eğer bu dert ile hasta düşersem
safalık vermesin, ilaç gerekmez...
bize mana gerek, dava gerekmez
bize kadir gecesidir bu gece
sabahlar olmasın, seher gerekmez
bize aşk şerbetinden sun ey saki
bize uçmakta kevser gerekmez
kadehler dolu dolu içelim biz
sarhoş olmayız, humar gerekmez
eğer bu dert ile hasta düşersem
safalık vermesin, ilaç gerekmez...
devamını gör...
17.
yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum?
kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
devamını gör...
18.
biz gamsız sarhoşlarız, aydın karanlıklarız
hem kadehle solukdaş, hem ayrılıklarız.
sevgilinin kaşları eğdi kaderimizi
o günden bugüne dek düşmüş yaratıklarız.
ey gülüm, sen daha dün parçaladın göğsünü
ama biz ta doğuştan kızıl şakayıklarız.
lale gibi ortada yalnız kadehi görme,
şu yaramıza da bak, gör nasıl aşıklarız.
şiirdeki renge, hayale bakma hafız,
sadece boş levhayız, dokundukça çınlarız.
hafız-ı şirazi
hem kadehle solukdaş, hem ayrılıklarız.
sevgilinin kaşları eğdi kaderimizi
o günden bugüne dek düşmüş yaratıklarız.
ey gülüm, sen daha dün parçaladın göğsünü
ama biz ta doğuştan kızıl şakayıklarız.
lale gibi ortada yalnız kadehi görme,
şu yaramıza da bak, gör nasıl aşıklarız.
şiirdeki renge, hayale bakma hafız,
sadece boş levhayız, dokundukça çınlarız.
hafız-ı şirazi
devamını gör...
19.
zaten diyetteyim beyti diye okudum. beyit meyit yok. beyti var.
devamını gör...
20.
bir yanım uzun sahil bir yanım engin deniz,
hergün simit yemekten ne bet kaldı ne beniz.
hergün simit yemekten ne bet kaldı ne beniz.
devamını gör...