1.
sembolik harflerin ard arda gelmesiyle oluşan anlamlı metin.
devamını gör...
2.
düşüncelerin simgeler yoluyla belirli bir alana kayıt edilmesi.
eskiler mürekkeple, çok eskiler çivi ve papirusla yaparken bu işlemi, bugün çoğunlukla bilgisayar tuşu ya da bildiğin tükenmez kalemle görülen iş.
tarih boyunca medeniyetlerin gereksinimlerine göre birçok alfabe oluşmuş olup bugün yeryüzünde en çok kullanılan alfabe türleri;
latin, moğolca türevleri (çince/korece/japonca), arap, kiril, ve sanskrit alfabeleridir.
ha bir de alına yazılan türden olan vardır ki, henüz hiç kimse şifrelerini çözüp de okumayı başaramamıştır.
eskiler mürekkeple, çok eskiler çivi ve papirusla yaparken bu işlemi, bugün çoğunlukla bilgisayar tuşu ya da bildiğin tükenmez kalemle görülen iş.
tarih boyunca medeniyetlerin gereksinimlerine göre birçok alfabe oluşmuş olup bugün yeryüzünde en çok kullanılan alfabe türleri;
latin, moğolca türevleri (çince/korece/japonca), arap, kiril, ve sanskrit alfabeleridir.
ha bir de alına yazılan türden olan vardır ki, henüz hiç kimse şifrelerini çözüp de okumayı başaramamıştır.
devamını gör...
3.
sümerliler tarafından geliştirilen ve tarihi çağların başlamasını sağlayan semboller bütünüdür.
devamını gör...
4.
ilk resimlerle başlamıştır. daha sonra bu resimler daha sistematik hale getirilerek sümerler zamanında alfabe oluşturulmuştur. günümüzde pek çok çeşidi bulunan alfabelerle yazı yazılmaktadır.
devamını gör...
5.
yazgı, kader anlamlarında da kullanılan sözcük.
devamını gör...
6.
çeşitli harflerin yan yana kullanılmasıyla meydana gelir.
devamını gör...
7.
harf ve simgelerle iletişim kurmayı sağlayan araçtır.
sümerler tarafından icat edildiği bilinmektedir.
şahsi hikayemde ise, varlığımı borçlu olduğum şeydir yazı. hayatımın omurgasıdır. dik durabiliyorsam, onun sayesinde...
sümerler tarafından icat edildiği bilinmektedir.
şahsi hikayemde ise, varlığımı borçlu olduğum şeydir yazı. hayatımın omurgasıdır. dik durabiliyorsam, onun sayesinde...
devamını gör...
8.
istedim ki hep kuşlar cikkidi cikkidi ötsün kalbimde. böyle bir durumun mümkün olmayacağı üst mevkiler tarafından defalarca bildirilse de aldırmadım.
bir mantık çerçevesinde adımlar atılmadığı takdirde yaşanacakların sadece benim sorumluluğum olduğu defalarca tebliğ edildi.
yine de istedim ki, kelebekler çırpınsın midemde. bir gün ömür biçtiler kelebeklere ve aslında kelebekler için bu belki de hiç sorun değildi çünkü onların bir günü bir saniyeden daha da azdı. tam üç
yüz
atmış
beş
sene yaşayan hayvanlara bir gün yaşamış süsü verdiler.
sonra romantik söylemlerde sen bir kelebeğin ömrü kadarmışsın diye ahkam kesti bazı kendini bilmezler.
bunlar hep bana bildirildi işte. ben bilseniz daha ne kadar zamandır biliyordum bunları,ohoo... dünyanın yaradılış hikayesinin de içinde olduğu bir dosyaya iliştirilip tarafıma ivedilikle gönderildi.
gözlerimin içi dolu bir çocuk bahçesi gibi cıvıl cıvıl olsun istedim.
çocukların hep bağırıp çağırdığını ve bazen birbirlerine anne ve babalarından ve çevrelerinden ve okuldan ve televizyondan ve bilmem nerelerden duydukları küfürleri ettiğini de kulağıma bir kuş fısıldadı. biraz utandığından çok da dillendirmek istemedi bu durumu.
sevdiğim kim varsa tek benim olsun istedim. gözleri benden başkasını görmesin istedim.
hep gözlerimin içine bakıyor gibiydi.
superman gibi x ışınları taktırmış meğersem olaya bak sen. ben bana bakıyor zannederken sağa sola arkama ve uzaklara bakıp duruyormuş hem de aynı anda ve hızlıca. bunu da kedilerden öğrendim. bir bir anlattılar.
ben neden hep bile bile böyle yanıldım. üstüne gittim aşkın meşkin, hep evrakları boşver dedim. evraklar devlet gibi, şirket gibi bir şey. bu senin hayatın.
öyle her okuduğuma inanamam dedim. kediler de bazen uydurur.
kuşlar havada kalmaktan jetlag olmuş olabilir.
ama kelebekler filan hep öldü.
bir mantık çerçevesinde adımlar atılmadığı takdirde yaşanacakların sadece benim sorumluluğum olduğu defalarca tebliğ edildi.
yine de istedim ki, kelebekler çırpınsın midemde. bir gün ömür biçtiler kelebeklere ve aslında kelebekler için bu belki de hiç sorun değildi çünkü onların bir günü bir saniyeden daha da azdı. tam üç
yüz
atmış
beş
sene yaşayan hayvanlara bir gün yaşamış süsü verdiler.
sonra romantik söylemlerde sen bir kelebeğin ömrü kadarmışsın diye ahkam kesti bazı kendini bilmezler.
bunlar hep bana bildirildi işte. ben bilseniz daha ne kadar zamandır biliyordum bunları,ohoo... dünyanın yaradılış hikayesinin de içinde olduğu bir dosyaya iliştirilip tarafıma ivedilikle gönderildi.
gözlerimin içi dolu bir çocuk bahçesi gibi cıvıl cıvıl olsun istedim.
çocukların hep bağırıp çağırdığını ve bazen birbirlerine anne ve babalarından ve çevrelerinden ve okuldan ve televizyondan ve bilmem nerelerden duydukları küfürleri ettiğini de kulağıma bir kuş fısıldadı. biraz utandığından çok da dillendirmek istemedi bu durumu.
sevdiğim kim varsa tek benim olsun istedim. gözleri benden başkasını görmesin istedim.
hep gözlerimin içine bakıyor gibiydi.
superman gibi x ışınları taktırmış meğersem olaya bak sen. ben bana bakıyor zannederken sağa sola arkama ve uzaklara bakıp duruyormuş hem de aynı anda ve hızlıca. bunu da kedilerden öğrendim. bir bir anlattılar.
ben neden hep bile bile böyle yanıldım. üstüne gittim aşkın meşkin, hep evrakları boşver dedim. evraklar devlet gibi, şirket gibi bir şey. bu senin hayatın.
öyle her okuduğuma inanamam dedim. kediler de bazen uydurur.
kuşlar havada kalmaktan jetlag olmuş olabilir.
ama kelebekler filan hep öldü.
devamını gör...
9.
yazı, ortaya çıktığında etkileşim aldığında mı bir anlam ifade eder yoksa yazıldığında mı? ben bir yazı yazdım ve paylaşmadım, kimse görmedi, kimse okumadı. yazının nesne olabilmesi için mutlaka paylaşılması, birilerinin görmesi, bir etkileşim alması şart mı? yazmanın tek amacı etkileşim almak mı? diyelim ki değil. yazdım ve artık yazdığım yazı bir nesne. peki birileriyle yazdığımı paylaşmayacaksam neden yazıyorum? düşünmem yeterli değil mi?
devamını gör...
10.
mavi tik olmadan bir anlamı yoktur yada gülücüğe odaklanırsın.
devamını gör...
11.
nereye yazdığına göre değişir. ben suya, buza, kalıcı olmayan şeylere yazıyorum.
devamını gör...
12.
mezopotamya'da yazı m.ö. 3200 yıllarında sümerliler tarafından icat edilmiştir. sümer yazısı ekonomik ihtiyaçlardan doğmuştur.
devamını gör...