gecenin bir yarısında aklıma nerden geldiğini bilmediğim, şimdilerde tükenmiş ya da butik olarak tek tük örneği kalmış olan üstü açık rüya sinemaları.

çocuktum, evimiz izmir / göztepe kilise sokağındaydı o zamanlar, yaz günleri akşama doğru üstünde ses tesisatı olan, akşama oynayacak filmin afişleri ile süslü arabalar dolaşırdı mahalle aralarında, gece oynayacak filmin reklamını yapar seyirci çekmeye çalışırlardı. film aile içinden birinin ya da birilerinin ilgisini çektiyse genelde evin en küçüğü o saatte bilet almaya yollanırdı, o da bizim evde bendim.

o civarda en gözde olan sinema gözümoğlu sineması idi ama yaklaşık 1 km çapında bir daire içinde hatırladığım kadarıyla 4 sinema daha vardı yazlık olarak faaliyetini sürdüren.

akşam yemeği biraz erken ve telaşla yenir, filmin başlamasından yarım veya bir saat önce sinemaya varılırdı, oturulacak tüm sandalyeler sıralar halinde birbirine bağlı olur ve tümü tahtadan olduğu için daha rahat olsun diye ya sinema içinden kiralanan ya da evden getirilen minderler kullanılırdı.

yerler muhakkak yeni yıkanmış, sinemanın içindeki renkli ampuller yanmış olurdu o sıcak izmir gün batımı saatlerinde.

film arasında ışıklar tekrar yanar, o devrin en yeni ve güzel şarkıları çalınır, ya cola, gazoz ya da meyvit meyve suları ile bolca çiğdem* yenir, ikinci yarının başlaması sabırsızlıkla beklenirdi. sinema ayrıca o zamanın gençleri için sosyalleşme yeriydi, kaçamak bakışlar, ilk sevdalar, utangaç gülümsemeler çoğunlukla burada yaşanırdı.

film bittikten sonra daha dev gibi apartmanların kaplamadığı sokaklardan eve çevredeki bahçeli evlerde bolca olan yasemin, hanımeli çiçeklerinin kokusu eşliğinde dönülürdü, tüm gün sokakta oynamaktan canı çıkmış ufaklıklar babalarının kucağında uykuya dalar, 3-4 gün sonra oynayacak olan filmin merakı sarardı herkesi.

geçmiş zaman olur ki, hayal-i cihan değer dedikleri bu olsa gerek.
devamını gör...
ismi gibi yaz akşamları, yıldızlı gökyüzü altında, püfür püfür esintili serin hava eşliğinde, üzerinde rahat oturulsun diye evden getirilen yumuşak yastıkların yerleştirildiği tahta sandalye veya oturaklarda, çekirdek ve sade gazoz keyfi yapılarak yeşilçam filmlerinin seyredildiği üstü açık sinemalardır. alkış, ıslık, tezahüratlar birbirine karışır, seyirci de kendini role kaptırır, hatta filmden de rol kapar.

gösterimde film olduğu akşamlar dolup taşan, eğer ki hafta sonuna rastladıysa, yer bulmanın zor olduğu, çoluk çocuk maaile gidilen ve romantik sevgililerin el ele geldiği bu sosyalleşme mekanları da, artık maziye havale edilmiştir.

yazlık sinemalarda , şimdiki üstü kapalı ve modern sinemalarda olduğu gibi sessizliğin yaşanması imkansız bir durum. aile boyu gidildiğinden ve tabi ki eksik olmayan çocukların ve film makinesinin gürültüsü ortamı bastırır. kese kağıtları silme çekirdek dolu ve kiloları bulan çekirdekler ne kadar çok çitlenirse, gösterimde eğlenceli bir film olduğu da izleyicinin de kendini kaptırıp elinin seriye bağlanmış şekilde kese kağıdına girip çıkmasından belli olur. tabi, çitlerken de önlerinde dağ gibi biriken kabuk yığınlarını da fark edemiyorlar.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazlık sinemalar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim