yeni evli evi

perdeden halıya her şey pembedir. çay bardakları süsüdür ve evin içinde lezik şıngırtısı eksik olmaz.

yepyeni kullanılmayı bekleyen güzel eşyalar, temiz parkeler, canlı renkleri ile insanın içini açan yeni boyanmış duvarlar...
her şey yeni evli çift gibi ne kadar taze, ne kadar hoş.
her şeyi pembe gören ve evini öyle döşeyen bir geline denk gelmedim şimdiye kadar ama ona bile denk gelsem yine de eve bakınca gözüm gönlüm açılır.
renk uyumları umrumda değil dostlar.
ben, zamanın henüz daha eskitemediği, yeni anıların yaşanacağı tertemiz bir eve bakmayı seviyorum sadece.

kuzenimin kaynanasının silip süpürüp topladığı evdir. bizim gelin accuk tembelcene, 3 sene oldu, hala anası yapıyor işleri. oh, günlük dedikodumu da yaptım, rahatladım.

ayrıca allah herkese böyle dondurucusu olan yeni gelin evi nasip etsin inşallah;

rütbeme yakışanı yapıp bundan sonra her yere foto koycam, daha fazla foto koycam. beni sizler yarattınız.

ekleme: rütbem gitti ama görsellere devam.

genelleme yapmayın lütfen. ben evleneli 2 yıl oldu. vallahi pembiş, kurdeleli bir şey almadım. beni üzüyorsunuz.

genişleyebilen * turuncu-gri koltuklarım, dümdüz avizelerim, olmayan oturma odam, kitaplıklarım, minnacık balkonumla genellemelerin içinden geçtiğim başlıktır.

mağazavari bir evdir. kasılıyorum bu evlerde. fazla özenli olunca yuva sıcaklığı da olmuyor gibi geliyor bana.

yeni gelin teröründen nasibini almış olma ihtimali yüksek olan ev.

düşünsenize; erkeksiniz ve eve gelince şununla karşılaşıyorsunuz:


düşman g**tüne!

danteller ütülü, fırfırlı terlikler dizilidir.
salondaki gümüşlükte hanım kızımızın bir daha hiç kullanılmayacak olan altın suyuna batırılmış bardakları sıralıdır.

hikmet anıl öztekinin evini youtubede görmüştüm. kendisinin sadece bu özelliğini severim. eşiyle birlikte çok sade ve az eşyalı döşemişti evini. ferah gözüküyordu baya. olması gereken de budur bence

arkadaşlar sakın evlenirken ailesiyle birlikte yaşamayın.
size asla çift gözüyle bakmıyorlar.
hep birileri kendine çekmek için çağırıyor ve iki arada bir derede kalıyor karşı tarafta.
yahu eşimleyim şu an diyemeyen biriyle de olmayın. biz geliriz şimdi biz biraz takılcaz nedir
neden hesap vermek zorundasın ki zaten?
çok saçma şeyler. evliliği kaldırabilen kişilerle birlik kurarsanız sizin yararınıza.
annesinin yönlendirdiği biriyle olmayın başarısız olursunuz, düzelmez o.
eviniz de içinize sinmez. annesinin mobilyalarıyla yaşarsınız. olmadı size karışır bir şekilde mutsuz eder sizi.
siz de eşinizi mutsuz edersiniz e bu döngü nasıl son bulur. annesine döner sizi bırakır.
ilk terk edeceği sizsiniz zira.

yemek masası ve yatak bir arada daha ne olsun!!

halbuki sürekli fincanlı kadehli hikayeler atmasalar hiç sorun olmayacak.

o fincanın yanındaki kitap james joyce bile olsa entellektüel olamazsın o saatten sonra.

balayındaki gün batımında bırak, zorlama.

neyseki artık kombinlerinden dantel işgalinin çıkarıldığı evler. sırada da tek renk faşizminden kurtulmak var...*

mobilya mağazası gibidir. henüz kişiliğini bulmamıştır.

çiftin dekorasyon zevkini padıl padıl ortaya döken evdir. ev güzel olsun olmasın bence içi sıcacık olur. her şey güzel güzel yeni alınmış heyecanla seçilmiş keyifle yerleştirilmiş yeni bir hayata başlıyoruz heyecanı.
ah yicem

benim evimdeki her şey siyah. evin içi simsiyah.
eğer böyle beğenen biri olursa evlenirim yoksa işim olmaz.

her şey fazla düzenlidir, gözü bozan tek bir obje bulunmaz.
birkaç ay sonra bazı rutinler yavaş yavaş rafa kalkar, rahat yaşamın keşfi başlar.