yoldaş'tan normal sözlük yazarlarına açık mektup

her yazarın en azından kendi kalitesi ile cevaben katkı verebileceği mektuptur. böyle mecralar kolay tutunamaz ama yine de içindeki samimiyet ve kaliteli insanları barındırma ve artırma çabası ile mutlaka daha iyi yerlere gelinir.
kimsenin bir ekşi sözlük beklentisi bence yok, olmamalı da, ki orasının da bir yazar olarak ne kadar rezalet bir yere dönüştüğünü görmemek için şapşik olmak lazım.
not: çok küçük çaplı reklamlar bu mecranın varlığını sürdürmesine yardımcı olur, cılkının çıkmasına da müsaade etmez diye düşünüyorum.

(bkz: biz bize yeteriz kafam)

ele tahta kılıç alıp "allah allah" diyerek koşturma isteği doğuran açıklamalardır. nereye koşacağım onu da bilmiyorum ama öyle işte * )

güzel mektup ancak sunucu masraflarını halledebilmek için bir şekilde para kazanılması lazım. daha önce de söylemiştim. bir reklam sekmesi açılsın. oraya girip reklamlara bakan linklere tıklayanlardan para kazanılsın. hem elimize yapışmaz. her gün girer 10 15 reklama tıklarız. sunucumuza katkımız olsun. istemeyen de tıklamaz. zorla da reklam gösterilmiş olmaz.

böyle açıklamalar herkesi motive ediyor. şahsen içim böle kıpır kıpır oldu. sokak hayvanları ile ilgili sosyal sorumluluk projesi dedin beni benden aldın kafa sözlük. destek konusunda yönlendirme olursa buradayız başkanlar.

düşündürücü mektup.

en azından moderatörlerin ya da sözgelimi bağışçıların nereden gelip nereye gittiğini rahatça görebileceği bir ekonomi oluşturmaya yönelik adımlar atılabilir zira sözlüğü döndürecek kadar bir bütçe olmazsa iş yüklenen arkadaşlar tarafından sözlüğe enerji vermek pek sürdürülebilir görünmüyor..

ya daha fazla insan gönüllü olmalı - bu organizasyonun büyümesi demek - ya da iş yüklenen kemik kadroya ve yaptırılacak işlere belli bir bütçe ayrılmalı. insanlar hayatlarından kısıp sözlüğe ancak bir dönem vakit ayırabilir.

yazarlar sözlüğe para girmesinden rahatsız olmaz, birilerinin sözlüğe giren parayla miami'de yaşamasından rahatsız olur. şahsen sözlüğün ihtiyacı kadar gelir elde etmesinde bir sakınca görmüyorum. yeter ki gelir araç olarak kalabilsin.

ovacık belediyesi buna benzer bir ekonomi modeli yaptıysa benjamin de yapar aslan benjo.

yıllar sonra ben de oradaydım. başından beri varım diyeceğimiz bir sözlük umuduyla...

kabul edelim aramızda çok sinir bozucu tipler var ama kime göre neye göre? ben cihatçıların sinirlerini bozmaya, onlar da benim sinirlerimi mıncırmaya devam. yapamıyoruz bir şey, hepimiz burdayız işte. keşke yapabilsek ama sadece sözlükte değil tabii.

kalite mevzusunda daha evvel bir başlıkta yazmıştım, biz neyiz ki sözlük ne olsun diye. doğrudur.

küfretmek yasak ya, sinirimi daha alternatif şekillerde atmaya başladım, kafa sözlük geliştiriyor.

sosyal sorumluluk projelerinden haberdar olmak isterim. hele ki konu sokak hayvanlarına, bayrak tutarım. güzel mektup, aidiyet geliştirdi. tebrikler.

yoldaş' ın dünya üzerinde farklı bir hakimiyet kurma amacıyla özel olarak kurduğu orduya asker toplamak için yazmış olduğu mektup.

varlığından daha yeni haberdar olduğum mektup.
(bkz: vay anam vay neler dönmüş serhat ya)

ilk tanım 312 beğeni almış, gözlerim belerdi.

bakın bu başlığın durduk yere hortlaması hayra alamet değil.
en son böyle bir şeyi 12 eylül darbesinde gördüm.
yani görmüş babam.

yazardan yoldaş'a kısa ve açık mektup:
"her türlü başlığın ayırt edilmeden yayımlandığı kategoridir.
rahatsızlık duyan kimseler için belirli kategoriler getirdik, #bilgi ya da #kültür-sanat gibi alanları kullanabilirsiniz."
rahatsız olduğumuz her şeyi gözardı edersek de olmaz değil mi? şikayet butonumuz var mesela.
"iğrenç " olarak nitelendirebileceğim başlıkları görmezden gelirsem kaliteyi arttırma konusunda hiçbir çabam olmayacaktır.
hatta gidip o "iğrenç" başlıkları açanların adının altını tanımlarla doldurmak, ekmeklerine yağ sürmekten başka bir şey değildir.
yoksa elbette herkes istediğince yazsın çizsin nasıl mutlu oluyorsa öyle doldursun güzide sözlüğün byte'lerını.
lakin şahsım da öyle yapıyor.
fakat başka insanları söylemleriyle ve aşağılama yoluyla rahatsız edenlere, trol mrol demem şikayeti basarım.
hadsizlikle özgürlüğü kimse karıştırmasın.
tüm adminlere ve yazarlara selam ederim.
arada yazın aksatmayın.
tabi bu tanım biraz şey de oldu.
adminim sana söylüyorum yazarım sen anla...

vay be bir zamanlar neymişiz.