yorgun

bir a. hicri izgören şiiridir.

ne zaman dağılsa sesim
şakağıma dayardın gözlerini

oysa adınla başlamak istedim bu akşama
istedim ki bir ayrılıkta bitmesin buruk
günlerdir bir tek dize düşüremedim
bu kaçıncı sürgünüm bütün renklerimi götürdün

kanayan bir öyküdür içimizdeki bozgun
hergün yeni bir hüznü takıp koluna
bütün saatleri acıya kuruyor sanki
şarkıların hüzzam makamındayız
kanıyoruz göçebe yollarda yılkı atlar
bir acı kahve hatrını unuttuk
her köşe başında bir maskara

tuzun ve şarabın tadı değişti
nasılsa eskidi yüzün -değişmedi gözlerin-
alevler yakmıyor artık inceltmiyor buzları
üstümüzde sağır ve dilsiz bir gökyüzü
her şey ayrıksı sanki bulutlar paslanacak
işte solan bozkır akşam ve zaman
sessizlik -sensizlik daha ne kadar
-aşksa aşk işte nabzım-
bütün sağnaklarını yağdır haydi yağdır
ister bir cehennem aç ister bir mayıs getir
her vurguna hazırım nasılsa her şey pusuda gibi

bu bungun akşama yazdırarak adını
dal gibi serin yine gözlerin

artık hiç birşeye katlanacak gücünün olmaması halidir.

artık hiçbir şey önemli değildir yorgun olan için. yazım hatası yapabilir normaldir çünkü yorgundur.

bu albüm çıktığında çift haneli yaşlara yeni geçmiş küçük miko metaforla ilk defa tanışmış olmasa da bu şarkı sayesinde duruma ayıkmış olabilir. sonrası tanıyanlarımın malumu. yapacak bir şey yok. bu arada şarkının söz ve müziği şebnem ferah'a ait değil. kurban'dan tanıdığımız deniz yılmaz'a ait. şaşırdık mı?
şebnem ferah tarafından seslendirilen bir şarkı.


yorgun geldim bu dünyaya kimse bilmez
sonsuzluk benim olsa fayda etmez
öyle bir derde düştüm ki hiç sorma
katlanmak zor gücün yoksa
çaresizlik gözlerinde
can verirken ellerimde
sustun artık sen
söylerim ben senin yerine
işte ben böyle öldüm ah
gittim kendimi gömdüm ah
sonra toprağa sordum ah
dünya böyle değildi
toprak dedi sen kördün
işte ben böyle öldüm ah
gittim kendimi gömdüm ah
sonra toprağa sordum ah
dünya böyle değildi
toprak dedi sen kördün
dünya böyle değildi
toprak dedi sen kördün ah
yorgun geldim bu dünyaya kimse bilmez
sonsuzluk benim olsa fayda etmez
öyle bir derde düştüm ki hiç sorma
katlanmak zor gücün yoksa
çaresizlik gözlerinde
can verirken ellerimde
sustun artık sen
söylerim ben senin yerine
işte ben böyle öldüm ah
gittim kendimi gömdüm ah
sonra toprağa sordum ah
dünya böyle değildi
toprak dedi sen kördün
işte ben böyle öldüm ah
gittim kendimi gömdüm ah
sonra toprağa sordum ah
dünya böyle değildi
toprak dedi sen kördün ah

stüdyoya 30 kemanla girildiği harika aranjman yıllarından muhteşem bir çalışmadır. tüm armonik çeşitliliğe rağmenn yine en güzel enstrüman ibo'nun sesi kalıyor.

cüneyt ergün'ün 2010 yılında çıkardığı teleften bir gece masalı isimli albümünde yer alan efsane güzel şarkı.

sözleri;

kiminin bedeninde, kiminin ruhundaki çökmüşlük hâlidir. delişmen, taze ruhların kıyâfeti olmuş yorgun bedenler; genç bedenlerin altında can çekişen yılgın ruhlar her gün televizyonda, çarşıda, pazarda geçit resmi yaparlar. her ikisi de değirmen taşlarıyla öğütülmüş, acıklı insan manzaralarıdır.

ziyadesiyle ben. *

yorgunum bugün
dünün aynısı
hatta tıpa tıp
yorgunum
saatler süren
otobüs yolculukları
saniyelerin saatler
sürdüğü mesailer
yorgunum
neden, nasıl, niçin.....
bilmeden yorgunum
ve yarını bugün
yaşamak için
dinlenmeye koşuyorum

ibrahim tatlıses'in ( bana göre ) sesiyle zirve yaptığı kayıt budur. yani inanılmaz nameler, inişler çıkışlar dehşet.