zorunluluk ve iyilik arasındaki fark
başlık "tosbağa" tarafından 16.06.2022 02:28 tarihinde açılmıştır.
1.
insanlar bazen zorunda oldukları şeyi yapınca iyilik gibi gösterip karşılığında bir şey beklerler. basitçe örnek verebilecek olursam;
aileniz siz ayaklarınızın üzerine basacak aşamaya gelene kadar size bakmak zorundadır
ebeveyniniz sizi o yaşa gelene kadar beslemek zorundadır (genelde iyilikmiş gibi gösterirler)
fakat bir akrabanızın size yemek yapması, harçlık vermesi iyiliktir.
bir işe başlamadan önce insanlara karşı zorunluluklarınızı düşünün öyle başlayın, yapınca iyilikmiş gibi göstermeye çalışmayın.
aileniz siz ayaklarınızın üzerine basacak aşamaya gelene kadar size bakmak zorundadır
ebeveyniniz sizi o yaşa gelene kadar beslemek zorundadır (genelde iyilikmiş gibi gösterirler)
fakat bir akrabanızın size yemek yapması, harçlık vermesi iyiliktir.
bir işe başlamadan önce insanlara karşı zorunluluklarınızı düşünün öyle başlayın, yapınca iyilikmiş gibi göstermeye çalışmayın.
devamını gör...
2.
olması gereken şeylerin adını iyilik yapmak koymuşlar diyor sagopa. ama öyle bir çağdayız ki iyilik de çoğu zaman gösterişten ibaret.
mesela bir devlet vatandaşına bakmak zorundadır. temel yaşama hakkı koşullarını yerine getirmeye mecburdur. ancak devlet yaptığı her yardımı o yardımdan daha maliyetli olacak şekilde milletin gözüne sokar.
sürekli övülmeyi beklemek zaafımız sanırım. ya da karşılıksız iyilik erdemine erişmek çok zor. kaba tabirle binmeyeceği eşeğin önüne ot koymak denilen şey doğamızın bir parçası. insan için her şey bir yatırım. yaptığı şeyden bir şekilde karşılık bulmak istiyor insan, az ya da çok. bu sadece birini mutlu etmek, insanlık görevi gibi bir karşılıksa tam tatmin edici olmuyor herhalde. en azından birileri görüp takdir etsin diye bekliyoruz. tabi günümüzde bu popülerlik arttırma, beğeni toplama gibi dönüyor çoğunlukla. bir elin verdiğini ötekisi bilmesin dönemleri çok gerilerde kaldı.
zorunluluk denilen şey de zorunluluktan çıktı zaten. annelik babalık görevi denilen şeye bile kim ne kadar bağlı artık. millet çocuğunu çok daha kolay terkedebiliyor çat diye. hatta bu bile yatırıma dönüştü. evlenirken anneye verilen süt parası diye bir şey var, sanki beslediği dana ineğe dönüştü de satıyor. kazayla birini öldürdüğünüzde verilen tazminata bile kan parası deniyor. ayrıldığın eşe nafaka ödüyorsun. işten çıktığında tazminat alıyorsun. bunlar yanlıştır doğrudur kısmında değilim, her şeyin bir karşılığı var ise, iyilik denen şey de bedava olmuyor, zorunluluk diye bir şey de kalmadı aslında.
mesela bir devlet vatandaşına bakmak zorundadır. temel yaşama hakkı koşullarını yerine getirmeye mecburdur. ancak devlet yaptığı her yardımı o yardımdan daha maliyetli olacak şekilde milletin gözüne sokar.
sürekli övülmeyi beklemek zaafımız sanırım. ya da karşılıksız iyilik erdemine erişmek çok zor. kaba tabirle binmeyeceği eşeğin önüne ot koymak denilen şey doğamızın bir parçası. insan için her şey bir yatırım. yaptığı şeyden bir şekilde karşılık bulmak istiyor insan, az ya da çok. bu sadece birini mutlu etmek, insanlık görevi gibi bir karşılıksa tam tatmin edici olmuyor herhalde. en azından birileri görüp takdir etsin diye bekliyoruz. tabi günümüzde bu popülerlik arttırma, beğeni toplama gibi dönüyor çoğunlukla. bir elin verdiğini ötekisi bilmesin dönemleri çok gerilerde kaldı.
zorunluluk denilen şey de zorunluluktan çıktı zaten. annelik babalık görevi denilen şeye bile kim ne kadar bağlı artık. millet çocuğunu çok daha kolay terkedebiliyor çat diye. hatta bu bile yatırıma dönüştü. evlenirken anneye verilen süt parası diye bir şey var, sanki beslediği dana ineğe dönüştü de satıyor. kazayla birini öldürdüğünüzde verilen tazminata bile kan parası deniyor. ayrıldığın eşe nafaka ödüyorsun. işten çıktığında tazminat alıyorsun. bunlar yanlıştır doğrudur kısmında değilim, her şeyin bir karşılığı var ise, iyilik denen şey de bedava olmuyor, zorunluluk diye bir şey de kalmadı aslında.
devamını gör...