zugra güzelliği vs meja güzelliği

güzellikte ve zerafette, zekada ve karizmada, bilgide ve eğlencede zirve olan bu birbirinden güzel iki insanın güzelliğinin hangisinin daha üstün olduğu şeysi..

valla kıyaslamak, karşılaştırmak yersiz. ama bence de her iki yazarımızda saydığım özellikler hususunda birer markadır. şüphesiz ki bana lucifer ve saz arkadaşları da katılacaktır bu konuda.. meja hanımı senelerce övdük. zaten bu bilinen bir şey. ama geçtiğimiz günlerde zugra hanımın gençlik fotoğrafını görmüştük. yahu o nedir öyle. amerikalı aktristlere benziyordu. ödül töreni gecesi güzeli gibiydi.. rüya gibi bir güzellik. valla tebrik ediyorum.. ben güzel insan görünce çok mutlu oluyorum.

kardeş sen güzellik görmemişsin. çık dolaş.swh.
e, hiçbiri.

kardeş bir de naruto dayı karizması ve sevimliliği diye başlık açabilir misin?

güzellikte zugra
zekada meja
trollükte zugra
bilimde meja

seçimim meja (güzel güzel bilgi ediniyorum, estetik mental ihtiyaçlarımı karşılamıyor)

iki yazarın da sözlükte ya da herhangi bir yerde fiziksel güzellik iddiası olmaması nedeniyle, var olmaması gereken kıyas.

#3025755
sakin ol şampiyon. adam trollük yapıyor. *

edit: gülün geçin olm böyle şeylere. biz ciddiye alıyoruz sanıp bizden çok ciddiye alıp bilenenlerle uğraşıyoruz sonra.

şimdi meja zugra'yı döverken zugra sol kroşe aparkat, hoppp meja'dan bir tekme bögrüne böğrüne zugra'nın. hakem müdahale etmiyor. maç devam ediyor. zugra yere düştü evet, 10, 9, 8... aaaaaaaaaaaaaaaaa kalktı ayağa, uçan tekmeler, uçan tekmeler, birileri paspas verdi zugra'nın eline. kafasına kafasına...
olm nasıl versus bu?
yazar dövüştürmeyin kuzum.

zugranın gençliği burnu bi tık küçük olsa mejayı sollar
lakin üzgünüm meja daha güzel.
ayrıca zugranın kaşlarını mejaya versek meja daha güzel olur.

1 entryle ikini birden hem özdüm hem gömdüm.

bin tane gönlüm olsa ikisine de vermem, benim gibi yakışıklının yanında sönük kalırlar.

koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler.

ortaki vs daha anlamlı olabilir.

ikisinin de kafası güzel ve bu radyo yayınlarını dinlenebilir kılma açısından onları 1-0 önde başlatan bir artı.

zugra güzel, meja akıllı. ikisini de seçemez miyiz?

valla güzellikleri beş para etmez şu bendeki aşk olmasa.*

la adam salmış başakları sağa sola çarpıyor. (başak geçmek) siz ciddiye alıp yorum yapıyorsunuz. hayır içip içip sözlüğe de üflemiyorum ama bilemedim neyiniz var tıs tıs tıs ( hava kaçırıyorum) . neyseah iki bira çakında sinir stresinizi atın üzerinizden.

meja hanım da gülüp geçiyoruz diyor da, ne olursa olsun bu sözler de hoşuna gitmiyor değil. bırak şimdi tevazuyu, her kadın yalandan da olsa iltifat aldığında içinden "ayy salak şey!" diye içinden geçirir. yeme şimdi bizi.

meja kim ya? zugra güzellikte de, doğallıkta da bin basar meja'ya lakin o da yaşar çalmıyor o yüzden benim oyum patagonyalı'ya.

meja rafine tat diğeri ucuz tavuk döner.
meja klasik müzik diğeri arabesk rap.
meja şampiyonlar ligi futbolcusu diğeri bank asya topçusu.

ben zugra diyorum. bazıları gibi narsist, egoist, "onların yüzlerine bile bakmam" "onlar kim" "işte konu ben olunca kıskanıyorlar" gibisinden hiç söylemleri olmadı, bu yüzden karakter güzelliği olarak zugra havada, karada, suda, boşlukta her yerde alıyor.

bazıları radyo yayınına katılmasının sebebi de sözlükteki değerini yükseltmeye çalışmasıdır, gözünde hiçbir değeriniz yok arkadaşlar.

#3077057

aradan laf cımbızlayarak ya da kendi kafanda kurduklarınla atıp tutman da baydı artık cidden. o kadar insan dinliyor yayınları, bir sen garip garip sonuçlar çıkarıyorsun. sana göre herkes yalaka, herkes kankacı, herkes bilmem ne... hiç düşünme sen "acaba bu insanlar normal de ben mi bir şeyleri yanlış anlıyorum" diye. şu dm'den benimle biraz olsun sohbeti olan herkes, senin dediğin gibi biri olmadığımı bilir.

insanların beni kıskandığına dair herhangi bir söylemim yok, olmaz da. kendimi başkalarından üstün gördüğüme dair herhangi bir söylemim de yok. kendimi güzel, zeki ya da başka bir şey bulduğuma dair de hiçbir yerde hiçbir iddiam olmadı. konu ben olunca sorun oluyor demişliğim var. onun nedeni de senin gibiler zaten. ne yaptıysam size, derdiniz neyse, sabah uyanıp akşam uyuyana dek arkamdan atıp tutmanın derdine düşmüşsünüz. düşmanlığınız bitmek bilmiyor. ben kimseye durduk yere kötü bir şey söylemem. başlatan olursa cevap veririm. önce başlatıyorsunuz bir şeyleri, görmezden geldikçe uzatıyorsunuz, sonunda cevap verince "auuuv ne dediiii! bunun karakteri bozuuuk." hele de bunu yaşımdan cinsiyetime kadar her konuda ileri geri konuşan biri söyleyince trajikomik oluyor. sataşmayın. ben size sataşıyor muyum?

benim karakterimde de sorun yok, kimseyle derdim de yok. seninle bile, her kimsen... tanımadığım insanla ne derdim olacak? sen de beni tanımıyorsun ama derdin bitmek bilmedi. kendi karakterinle mi ilgilensen acaba bu durumda biraz?

yüzüne bakmam dediğim birileri varsa, arkamdan konuşanlardır. insan gibi konuşmak dururken kuduz gibi saldıranlardır. burada 100 kişiye sor, 99'u aynı şeyi söyler. 99 kişi yalaka olduğundan, benimle aynı fikirde olmak için özellikle söylediklerinden değil, aklın yolu bir olduğundan. herkese abuk subuk sıfatlar yakıştırıp duruyorsun. tek açıklaması var bunun: eli kendin gibi bilirsin.

radyo yayınları sözlük değeri falan yükseltmez. 3-5 saat sohbet eder kapatırız, o kadar. herkese de açıktır. hemen hemen her programda herkese gelin katılın diyoruz. gelmemeyi kendiniz seçip sonra da insanlara "gruplaşıyorlar" diyemezsiniz arkadaş! kendi kendinizi dışlıyorsunuz her şeyden, sonra da bunun suçunu başkalarına atıyorsunuz.

sözlük değeri ne ayrıca? millete "burayı bu kadar büyütmeyin" diye akıl öğretip öğretip sonra da burada iki güzel kelime duymanın çok önemli bir şey olduğunu zanneden senin gibiler sadece. benim buradan övgü almaya ihtiyacım yok. kimsenin yok. buradaki herhangi bir olumlu davranışın ciddi ciddi insanları havalara soktuğunu sanıyorsan bir doktora görün derim. "gözünde değeriniz yok" derken de kendin gibiler adına konuş. çok değer verdiğim insanlar var burada çünkü bunu hak ediyorlar.