kafa sözlük dahil üç sözlükte yazıyordum. ama kafa sözlük'e yazar olunca önceliği ve ağırlığı buraya verdim. ister beş sözlükte üyeliğiniz olsun ama hepsine birden yetişemezsiniz.
devamını gör...

eksik bordro gerçek maaş bordroyo yansıtılmayarak çalışanlar asgari ücretli gösteriliyor. çalışanla anlaşılan maaşın eksik kalan kısmı elden ödeniyor. bu durum gelecekte çalışanın alacağı tazminatı ve emekli maaşını düşürüyor. yani patronunuz geleceğinizden çalıyor, devleti dolandırıyor.

sigortasız işçi çalıştırmak, iş verenler insanların "işsizlik korkusunu' kullanarak yasal bir zorunluluk olan çalışanın sigorta kaydı'nı yapmıyor. bu yüzden çalışanın izin günlerini, gelecekte alacağı tazminatı ve emekli maaşını çalıyor. bununla birlikte devleti dolandırıyor.

tazminat sıfırlama iş veren çalışanını 11. ayda işten ayrılmış gibi göstererek çalışanının 12 aylık yasal hak talep etme süresini gasp ediyor. iş veren daha sonra tekrar çalışanını işe alarak sigortasını en baştan başlatıyor. patronlar kanunlardaki bir açıklıktan faydalanarak çalışanların haklarını gasp ediyor.

fazla mesai yapma iş veren fazla mesai ücretini çalışanına vermez. haftalık çalışma süresi 45 saattir. bu sürenin üzerinde çalışanlara mutlaka fazla mesai ücreti ödenmelidir.
devamını gör...

"biri sustursun beni!"

adam odasından deli gibi çıktı kafasında bu cümle ile, kapısını bile kilitlemeden iki katı neredeyse koşarak indi, "yaşar abisinin" kapısını da aynı tezcanla çaldı, o kapıyı açasaya kadar içerde televizyon seyreden otelci yanında bitti, "ne oldu?, napıyosun?" diye sordu, adam cevap bile vermedi, kapıyı açan yaşar abisine "içecek neyin var?" diye sordu. gecenin bir köründe yarı deli çok aşık birini karşısında gören ihtiyar adam şaşırmadı bile, böyle hikayelere alışıktı.

"şarap var ama ucuz olandan, sen içmezsin..." daha lafı bitmeden adam çoktan "ver" demişti bile, gürültü ve seslere uyanan ürkek bakışlı somali'lerin gözü önünde şişeyi kafaya dikti adam, son yenilgisi değildi bu, alışıktı.

merdivenlere doğru - bu sefer - yavaş adımlarla giderken arkasından gelen "iyi değil, ne olmuş acaba?" konuşmalarını duydu, ilk basamağı kocaman bir yudum ve gülümseme ile aştı.

odasına girdi, kapıyı kilitledi, plastik bir bardak buldu, şarabı ona boca etti, kemıl soft paketinin son askerini yaktı.

ilk duman, ilk yudum!
sonra fark etti, beynindeki ses değişmişti, sadece küfredip duruyordu artık "allah belanı versin kadın" diye.

kulaklığını taktı, anca gizli saklı mecralara layık şarkıyı açtı.
kadının beğenip 2 kez dinlediği şarkıyı.

saat tam 01:42 idi.

devamını gör...

ayzıt bal porsuğu arkadaşımızın anlattıklarının üstüne ayrıca çocukları ve hayvanları korur. insanlara sevgiyi öğretir. simgesi kuğulardır. hatta bu yüzden kuğular kutsal kabul edilir ve onlara dokunulmaz.
hayvanları ve çocukları koruyuculuğu ise umay ana ile ortak özellikleridir.


bir gün kızım olursa adını alacağı tanrıça.
devamını gör...

patentini almalıyım, çok satabilir.
devamını gör...

zeki mürenin seslendirdiği harika şarkıdır. sözleri şu şekildedir.
ne mektup geliyor ne haber senden
söyle de bileyim bıktın mı benden
ne mektup geliyor ne haber senden
söyle de bileyim bıktın mı benden
her akşam güneşin battığı yerden
her akşam güneşin battığı yerden
gözlerin doğuyor gecelerime
gözlerin doğuyor gecelerime
devamını gör...

korunmaya muhtaç çocuklar vakfı bolluca çocukköyü için başlattığımız yardım kampanyası çocuklarımıza ulaşmıştır. bu yeni yıla kocaman bir aile olarak girdik. yeni yılda çocuklarımızın yüzünde kocaman bir gülümseme yaratan bütün yazarlarımıza teşekkürler. bu yardım kampanyasının ulaştığını sizinle daha erken paylaşmak niyetindeydik fakat fotoğraflar bize geç ulaştığından böyle bir gecikme yaşadık. elimize ulaşmış olan fotoğrafları aşağıya ekledik. kurumdan yeni fotoğraflar geldikçe başlığı güncellemeyi sürdüreceğim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


-yapılan yardımların hepsi kuruma ulaşmıştır, teyit etmek isteyen yazarlarımız için;
koruncuk vakfının iletişim numarası; 02126850383

-yardımda bulunan yazarların listesi;
yetkilibirinebenzemeyenabi
minervanın baykuşu
evernevergreen
youllthankmelater
blackeyes
jozydalton
iarwain ben-adar
perestoroyka
tenturdiyot
bal porsuğu ve ismini vermek istemeyen 21 yazarımız.
devamını gör...

hindistan'da aç kalan bülent ersoy, safiye soyman ve banu alkan'ın otel odasında ütü üzerinde sucuk yapmasıdır.
devamını gör...

genelde itin teki gibi uyuduğu halde melek gibi bir pozunu yakalamıştım o gün.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aynen.
devamını gör...

sivil halka karşı işlenen kitlesel suçlardandır. bu suçlar içerisinde bir insan grubunun katledilmesi ilk sırada zikredilebilecek suçlardandır.

ancak insanlığa karşı suçlar, soykırım suçundan daha geniş kapsamlıdır. çünkü, soykırım belli bir gruba karşı işlenmiş olan suçları kapsarken, insanlık aleyhine suçlarda fiilin sivil halka yönelik olması yeterlidir. bu açıdan soykırım suçu kapsamına girmeyen siyasi veya diğer gruplara yönelik fiiller insanlığa karşı suç teşkil edebilir.

bu suçların tanımı ilk defa nürnberg uluslararası askeri mahkemesi statüsü’nde yapılmıştır.

statüsünün 7. maddesinin 1. fıkrasında insanlığa karşı suçların tanımı yapılmakta ve insanlığa karşı suç oluşturan fiiller sayılmaktadır. maddenin 2. fıkrasında ise, bu fiillerin tanımına yer verilmiştir. madde. 7. fıkra 1: “bu statü’ye göre “insanlığa karşı suçlar”, herhangi bir sivil halka karşı yapılan yaygın veya sistematik bir saldırının parçasını oluşturan ve saldırının varlığı bilinerek işlenen aşağıdaki fiillerden her biri anlamındadır:
a) kasten öldürme,
b) imha,
c) köleleştirme,
d) sürgün veya halkın zorla nakli,
e) uluslararası hukukun temel kurallarına aykırı olarak hapis veya bedensel özgürlükten diğer ağır mahrumiyetler,
f) işkence,
g) ırza geçme, cinsel kölelik, fuhşa zorlama, zorla hamile bırakma, zorla kısırlaştırma veya bunlara benzer ağırlıkta diğer herhangi bir cinsel şiddet şeklini işlemek,
h) belirlenebilen bir grup veya topluluğa karşı, bu fıkrada belirtilen fiillerden veya mahkeme’nin yargı yetkisine giren suçlardan herhangi birisi ile bağlantılı olarak, siyasi, ırki, ulusal, etnik, kültürel veya dini nedenlere ya da bu maddenin 3. paragrafı anlamındaki cinsiyete dayanan nedenlere veya uluslararası hukukta evrensel olarak müsaade edilmeyen diğer nedenlere dayanan zulüm (persecution, kovuşturma).
i) kişilerin zorla kaybedilmeleri (enforced disappearaance of persons),
j) ırk ayrımcılığı suçu,
k) büyük acılara veya vücut bütünlüğünde veya ruhi veya fiziki sağlıkta ciddi zararlara kasten neden olan benzer nitelikteki diğer insanlık dışı fiiller.”
devamını gör...


- en kötüsü güzel burunlu yaratılmaktır. adınız güler , değil mi ?
- ben daha sizinkini bilmiyorum .
- öğreneceksiniz. bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. ama yapışıp kalır ona. onsuz olamıyor. (sustu. bir sigara yaktı.)bakın, şimdi adımdan daha önemli bir şey biliyorsunuz: sigara içtiğimi. işte bir başkası: bütün bu ''siz'' ler ''iz'' ler ''uz'' lardan sıkılırım ben. yapmacık, fazlalık gibi gelir bana. ikinci konuşmamda ''sen'' diyemeyeceğim biriyle bir daha konuşmam.
ne dersin(iz) ?
- galiba sizi anlıyorum.
- yanılıyorsun. ''siz'' anlanamaz, ''sen'' anlanır. bazı kitaplarda ''sizi seviyorum'' u okuyunca gülerim. sanki ''siz'' sevilirmiş !
''sen'' sevilir, değil mi ?
- seni anlıyorum. (kızardı.)
devamını gör...

kendi parasını kazanması ve öğrenmekten asla vazgeçmemesidir.
devamını gör...

başlığı açan kişinin tavsiyelerini dinlemeyin.*
zira dinlemeniz, ilişkinizin kötü gitmesinden daha kötü sonuçlara mal olabilir.
sısısıs.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

online sadece sayıdır dostum dediğim başlık.

değerli yazarlar kasmayın bu kadar orada 1 milyon yazsa ne olacak. tabi ki fazla olması daha iyi ama burası yeni bir sözlük.
benim şahsen umurumda değil olmayacakta banane yahu yazıyorum okuyorum takılıyorum işte.
etkinlikler oluyor katılıyorum. yardım oluyor katılıyorum. yazarlık görevimi yapıyorum.

hayalet gibi takılan yazarların olduğunun farkındayım yazdığınız tanımın hakkını vermiyorlar farkındayım.
sadece takip ettikleri yazarı yalayan yazarlar olduğunun farkındayım anlıyorum.
kaka tanımların çilekli pasta tanımlardan daha fazla oy aldığının farkındayım.

ben bunların farkındaysam sözlük de farkındadır. bir şeyler yaparlar sakin olun lan.
(bkz: şöyle koyayım böyle koyayım)
devamını gör...

(bkz: bedri rahmi)
(bkz: osman hamdi bey)
(bkz: fikret mualla)
(bkz: hoca ali rıza)
(bkz: ibrahim çallı)
devamını gör...

özledim, yan yana yürümeyi özledim. günün nasıl geçti anlatmanı özledim.
devamını gör...

orantısız troll ya da kaostan nemalanan art niyetli yazarların, lanetlediği, empati kurmadan, muhakeme yapmadan, desteksiz salladıkları oluşum.
sayın bekir pakdemirli'nin "küçükbaş hayvan varlığına bakıyorum, tüm sığır varlığında avrupa birliğinde birinci sıradayız. " beyanı gibi
evet bence de birinci sıradayız. birisi "meeee meee" diyor.koro halinde "meeeeeeee"liyoruz. bir araştıralım, işin aslını öğrenelim.
muhteşem yüzyıl izleyip kanuni'n çıktığı yere zorlayan müptezeller gibi olmayalım.
sözlüğün yazılı ve yazısız kuralları vardır.
twitter ya da facebook'ta yazar gibi entry yazılmaz.
yetkililer verilmiş salayiheti sırf birine gıcıklık olsun diye kullanamazlar. yürek ister o yürek.o işler öyle olmuyor abicim.
rusya var işin içinde hey!
silinen entry'ler hakkında subjektif bakmak yerine nesnel bakarsak konuya şahsi algılamazsak inanıyorum başarabiliriz.
başıma gelmiş bir olayı anlatayım;
başlık :kadınların sürekli sınıflandırılması
entry'm :kim o terbiyesiz ?
şimdi ne kadar g*te g*t diyemezsek de,
moderatörler bu entry'yi silmelerinde haklılar.
ortada bir yanlış anlaşılma ya da hata olduğuna eminseniz anlayışlılardır ne kadar portakal suyu kafa yapsada soru(n)larınızı dile getirip çözebilirsiniz. yeter ki kapılarını çaldığınız vakit elinizde portakal olsun.
moderatörler bir nevi memur hocam kim ister entry silip, düzeltmek, mesaj atıp iletişim kurmak, tek tek anlatmak...
formata uyan yazar ve yazı olursa aklı başında olan her moderetör, "oh bugün de az çalıştık " diye sevinir. saygılar.
devamını gör...

asit rock olarak da bilinmektedir.
türkçemize saykodelik rock olarak yerleşmiş olan rock müzik türüdür.

1960'ların ortalarında amerika birleşik devletleri ve kanada'da gelişen ham ve enerjik bir rock and roll tarzı olan garaj punk hareketinden gelişmiş ve pek çok müzik tarzına ilham veren blues etkisiyle ortaya çıkmış bu müzik türü, progressive rock* ile benzerlik taşımasına rağmen enstrümantal ve vokal olarak çok farklı ezgiler barındırması ile daha derin ruhsal motiflere, doğaçlamalara yer verir ve dinleyenin üzerinde gerçeküstü bir his bırakmasıyla pek çok müzik türünden ayrılır.

zihin değiştirme ve halüsinasyon görme gibi etkileri olan lsd* ve meskalin* benzeri maddelerin etkisinde icra edilen bir müzik tarzıdır. kişinin bireysellikten ve zamandan uzaklaşma hissini uyandırıp, gerçeklerden kopmasına neden olur.

bu tarzın ilk örnekleri jefferson airplane grubunun white rabbit ve somebody to love parçaları kabul edilir. the doors, the beatles, jimi hendrix ve pink floyd da bu müzik tarzını icra etmişlerdir.

türkiye de bu müziği icra edenlerden başı çeken bazıları; barış manço, erkin koray, cem karaca, selda bağcan, moğollar ve üç hüreldir. bu akımın günümüzdeki en büyük ve en önemli temsilcilerinin başında da altın gün vardır.
devamını gör...

küçük şeylerden tartışabiliyor, bunları büyütüp, hayat memat meselesi haline getirip sizi kırabiliyorsa,

onunla her tartışma sonunda, bitap düşüyorsanız,

tartışmalar sorunları halletmek yerine üzerini örtmek ya da daha fazla tartışmayalım, konuyu kapatalım cümlesiyle son buluyorsa,

kendinizi anlatamadığınızı ve en önemlisi de anlaşılmadığınızı hissediyorsanız,

birilerini size örnek gösteriyorsa,

takıntılı olduğu konular varsa ve bunu sürekli dile getirip, (cevaplamanıza rağmen) tekrar be tekrar soruyorsa,

ailesini, onun hatırına kabul ediyorsanız ya da o sizin ailenizi istemiyorsa,

evlilik onun için; sadece saygıdan, sadece sevgiden, sadece cinsellikten ya da sadece işim görülsün, yemek, bulaşık ve evle bir ilgilenen olsundan ibaretse,

namaz niyaz boğaz zihniyetindeyse,

evliliğin; ruhu doyuran bir zenginlik olduğundan bihaberse,

düzeltilmesi gereken huyları varsa, onu, olduğu gibi kabul etmiyor, daha sonrasında değişmesini isteyeceksiniz;
bir zahmet, evlenmeyin...

evlenince düzelmez, evlenince sorunlar küçülmez, evlenince daha büyük sorunlara bu sorunlar da eklenir. o düzletme ve değiştirme düşüncesinden vazgeçin.

ne kendi hayatınızı ne de bir başkasının hayatını karartmayın. emin olun evlenmek, boşanmaktan daha kolay. karşı tarafı tanımak için sadece muhabbet etmek, birlikte güzel vakit geçirmek yeterli olmaz.
onun; içine doğduğu çevreyi, aileyi ve hayatı boyunca geçirdiği evreleri tek tek bilmek ve ona göre hareket etmek gerekir. bu anlamda karşı tarafın ve ailesinin, nasıl insanlar olduğunu soruşturmak ve iyice öğrenmek zorundasınız.
aşk denilen mefhum, her yarayı saran bir merhem değildir çoğu zaman. içine düştüğünüz ortam ve muhatabı haline geleceğiniz insanlar; sizin ve çocuklarınızın; geleceğini, psikolojisini ve tabii çevresini oluşturacaktır. bu bağlamda sağduyulu, duyarlı ve ağır hareket edip, emin olunması elzemdir. herkese iyi insanlar diliyorum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim