80’lerde çocuk olmak
seksenli yıllara ait anılar,sayısı seksenin üzerinde şair, yazar, besteci, drama eğitmeni, senarist gibi çeşitli sanat dalları mensuplarınca yazılıp kadir aydemir tarafından yayına hazırlanmış .
sadece 80’li yıllarda değil, 90’lı yılllarda da yaşayan o günlerin kendine has tarihsel zamanıyla olgunlaşmış bir nesli anlamak için okunacak çok da eğlenceli, herkesin kendisinden ya da anne babasından bir şeyler bulacağı yazılar bunlar.
o dönemin siyasi yapısını, gündelik yaşantısını, sözü sohbetini, şarkılarını, filmlerini,reklamlarını hatta yiyecek içeceğinin neler olduğunu yazarların gözüyle yeniden anımsayabiliriz.
kitabın sonunda bir de ‘gün gün 80’ler ‘ bölümü bulunuyor.bu bölümün içinde bir gelenler bir de gidenler (aramızdan ayrılanlar) var.
keyifli okumalar dilerim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

eve yeni kaşar peyniri alındığında açılışta kalın bir dilim kesip afiyetle yiyorum.

tanım: yaptığımız küçük şımarıklıkları paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...

gözyaşlarım süzülürken yanaklarımdan, solgun gecenin hiddetli rüzgarı yüzüme çarpıyor. inanın hanımlar, baylar. insan hayatında bu kadar kötü durumda olamaz. ha bire içiyorum. canım felaket sıkılıyor. dünya bana dar geliyor. ama tuhaftır ki üzüldüğüm, ağladığım ölçüde de keyifleniyorum. diş ağrısından çekilen zevk vardır ya, o mesele benimki de. ben de zevk alıyorum. fakat bundan zevk aldığımı anımsadığım an da kendime lanetler ediyorum. niçin? bunun nedenini de kestiremiyorum. bazı noktalarda tıkanıveriyor akıl etme yetim.

oh, kaçıncı kez karalıyorum! gerçi karalayıp karalamadığım da şüpheli. aslında bakarsanız her şey şüpheli.

insan acıdan zevk alamaz. en azından bize söylenen bu, öyle değil mi? acıdan zevk alamayacağımız söylenir, teolojik bir kökeni bile var denebilir bu işin. bakın, kimse acıyı övmüyor. deliliği övmüyor. hüznü övmüyor. ölümü övmüyor! niye!

illaki hayat ve neşe mi övülecek?

insan doğası deyip duruyorum nice zamandır. insan olmak, insan doğasından sıyrılmaktır, diyorum. kendi kendime aforizmalar üretip sefa içinde yaşıyorum. ama benliğimin bir parçası insan doğasından ayrılarak ne kadar yabanileştiğimi kanıksıyor gittikçe. bu ne demek biliyor musunuz? siz anlayamazsınız. eğer kendinize insan diyorsanız, anlayamazsınız. ayrımı anlayabildiniz mi? asıl insan kim? biliyorsunuz artık.

ve nokta nokta nokta. uzunca bir üç nokta! siz doldurun!
devamını gör...

bu kadar azip kudurmanin sonu iyi degildir.
devamını gör...

safranbolu
03.07.2019/iki yıl önce bugün
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

masal okudum.
devamını gör...

bahar gelmiş gibi, pencerem açık, hayatın seslerini dinliyorum…

ne demişti orhan veli;

“ben ki her nisan bir yaş daha genç,
her bahar biraz daha aşığım;
korkar mıyım?
ah,dostum, derdim başka…”

ne mevsim bahar ne de aylardan nisan… derdim aynı… üstelik korkmuyorum da…

yine de “beni bu güzel havalar mahvetti…”

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

böbrek ağrısı.en son acilde doktora ya öldürün ya da bayıltin duramıyorum dedigimi hatırlıyorum.
devamını gör...

türkiye'de yaşayan bir türk'ün maksimum taşıdığı türk geni %10 %11.
taşıdığı gene göre ayıralım insanları, sadece türk kanı taşıyanlara türk densin. eee, sonra?
devamını gör...

rem: rapid eye movement'ın kısaltmasıdır.

rem uykusunda gözler, kapalı göz kapaklarının altında kıpırdanır. rem olmayan uykuda ise bu tür göz hareketleri oluşmaz ve uyku daha sessizdir. beyin daha aktif olduğundan rem uykusunda daha yoğun rüyalar görülebilir.

bebekler uykunun %50'sini rem aşamasında geçirebilirken, yetişkinler yaklaşık %20'sini geçirebilir.
devamını gör...

ahmet haşim'in
ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden' dizesini benimsediğimi zannederken; bu videodaki hanımefendi gibi yanlış çıkıyormuşum merdivenlerden.
devamını gör...

adab-ı muaşeret kuralları,
ahlaki değerler.
devamını gör...

tıp öğrencisi oldukları zamanlar derste hızlı not alma alışkanlıklarının yazdıkları reçetede kendisini göstermesinin bir sonucudur. yani doktor yazısının okunmazlığı, bu seri yazı yazma alışkanlığının kağıda dökülümü.
devamını gör...

''seni de sigarayı da bıraktım, bir sigara yaktım ve aynaya baktım.''
çoğu kimselerin tekrar ettiği alışkanlık. sigara bırakılmaz ara verilir. ölene kadar içmesen de ara vermiş sayılırsın.
tavsiye olarak bağımlı olunan maddenin yerine bir şey koymak çözüm olabilir. sakız çiğnemek, çekirdek tüketmek çeşitli içecekler tüketmek bağımlılığınızı bastırmaya yarayabilir. eğer kendi kendinize bırakabileceğinizi düşünmüyorsanız ''171'' sigara bırakma hattını arayarak ilgili sağlık kurumundan yardım alabilirsiniz. çevrenizden duyduğunuz nikotin bantı vb işlevlerde piyasaya sürülmüş çözümleri ilgili doktorlar ile görüştükten sonra kullanmanızı tavsiye ederim. sigaradan kurtulup nikotin bandı bağımlısı olan insanlar etrafımızda kol geziyor .* motivasyon kaynağı olarakta eğer belirli bir gün bırakabilmişseniz içmediğiniz tutarı hesaplamak motive edici bir kuvvet haline gelmeye başlayabilir. pandemi başından itibaren yaklaşık 250 gündür sigarayı tüketmeiyorum 250x16=4.000 lira şuan cebimde hayırlı işler*).
devamını gör...

latince kökenli bir söz. siz böyle çalışıyorsunuz ama kendiniz için değil anlamına gelmektedir. hak ettiğimiz çabaladığımız ve uğruna savaştığımız ödüllerin ve diğer şeylerin başka insanlara verilmesi anlamına geliyor.
devamını gör...

parası var diye insanların sağlığını hiçe sayan bir kadının ceza yeme olayıyla popülerliği garip bir şekilde bağdaştırmasıdır. buradan

antalya'nın muratpaşa ilçesi sakıp sabancı bulvarı üzerinde rutin kontrollerini gerçekleştiren polis ekipleri, durdurdukları araçtaki iki kadının sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal ettiğini anlayınca, cezai işlem uygulamak üzere araçtan indirdi. araçtan inen kadınlar, kısıtlamayı ihlal ettikleri yetmezmiş gibi söyledikleri sözlerle de pes dedirtti. kadınlardan fenomen olduğunu iddia eden hilal bayko, 15. kez ceza yediklerini ve hiçbir cezayı ödemeyeceklerini belirterek pişman olmadığını söyledi.

kısıtlama ihlali yapan hilal bayko, "meşhur olalım sizin sayenizde. pişman değilim bir daha olsa bir daha çıkarım. gezmek için dışarı çıktım. evde çok sıkıldım, gezeyim dedim. biraz yasaklara karşı durmak istedim, biraz ceza yiyeyim dedim. param çok böyle savurmak istedim. sonra polisler beni tuttu, şimdi cezai işlem yapıyorlar. umurumda mı? değil. güzel bir ceza mı? çok güzel.
devamını gör...

--- alıntı ---

muammer baran karaman'da 1926 yılında mansurdede mahallesi'nde doğmuştur. kendisini yetiştirmiş zeki ve çok kültürlü bir insandı. o yıllarda katılmış olduğu inönü planör kursu'nda yaşadığı büyük heyecandan sonra psikolojik bir rahatsızlığa yakalanmış ve bu rahatsızlığı yedek subaylığı döneminde iyice belirginleşmiştir.yıllarca karaman'da kendine ait içinde eşya olmayan bir evde tek başına yaşamış,giydiği kırmızı renkli, kat kat elbiseler,yaz kış ayağından çıkarmadığı kırmızı çizmeleri,elinden hiç düşürmediği şişte dizili meyvelerle bir simge haline gelmiştir.

çok güzel mızıka çaldığı, bir kaç tane yabancı dil bildiği,bir çok öğrencinin ödevlerine yardım ettiği söylenirdi.muammer baran, 29 nisan 2004 perşembe günü vefat ettiğinde haber bir anda kulaktan kulağa yayılmış ve ertesi gün kılınan cenaze namazında karaman'ın tarihinde hiç görülmemiş şekilde binlerce karamanlı bir araya gelmiştir.

bunun üzerine 3 sene önce dönemin belediye başkanı ali kantürk karaman'ın çok sevdiği bu insanın adına bir park yaptırarak buraya onun heykelini dikmişti. muammer baran 20.02.1965 - 31.07.1965 tarihleri arasında adalet bakanlığı yapan irfan baran'nın da akrabasıydı.

sabah namazı isimli şiiri

dikbasan camisinde ezan okunduğu zaman
mevsimler değişir gibi kımıldanır içim.
dudaklarımda doğar dualar ve güneşler.
ışır gözlerimle öyle melekler ki
cennet bahçelerinde kevser içmişler.
dikbasan camisinde ezan okunduğu zaman
hafızamda rabbimden başka yoktur hatıram.
ilk fecri görenlerin hayreti muhayyilemde
güneşli bulutlarda nurlar kadar parlak
ümitler, bağlanışlar yaşarım o demde.
dikbasan camisinde ezan okunduğu zaman
ne kadar gençtir karaman ne güzeldir
secde dualarının rahatlığı içimde.
bir ses ki sükûn ve sonsuzluk
bir ses ki hayat olur bende.
dikbasan camisinde ezan okunduğu zaman
altınlaşır sokak, rüyalaşır mekân
bir sıyrılış ki o, “zaman” duyulmaz.
bir vazgeçiş kendimden başka her şeyden
bir “an” ki hayata doyulmaz.

--- alıntı ---

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bundan birkaç yıl önce annem ile birlikte bir tur aracılığı ile gittik. bu kadar güzel bir şehir ve turistik yer görmedim daha önce. hava oldukça sıcak ama nem yok denilecek kadar, bu yüzden hiç terlemiyorsunuz. peri bacalarına gidip gezebilirsiniz, fotoğraf çekinebilirsiniz. daha sonra sabah 6’da balona binebilirsiniz fakat benim gittiğim zamanda tek kişi için 500 lira idi, bu yüzden binemedim. şimdi daha da fiyat artmıştır. peri bacaları haricinde eğer kapadokya’ya giderseniz ürgüp ve göremeyi de gezmenizi tavsiye ederim. gitmek isteyen yazarlara şimdiden iyi gezmeler diliyorum. bir gün ben de tekrardan gitmeyi çok istiyorum.
devamını gör...

herkesin emeğine sağlık, bizi okuyabilmek çok güzel , ben de yolladım
devamını gör...

şahsımı seviyorum. kendimle ve kabuğumla barışık bir tosbağayım. marul fiyatları ile ilgili ise hiç bir yorumum yok. milletin bahçesinden otlanıyorum. zaten kış uykusu zamanım geldi üç dört ay uyurum. o yüzden bana bulaşmayın.

büyük resmi gördüm, kaplumbağa çorbası yapılıp, saraylarda servis edilmek istemiyorum.

kamu spotu: kaplumbağa çorbası içmeyiniz / içirmeyiniz.

teşekkürler

(bkz: öyle başlığa böyle cevap)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim