zaman tüneli
trt 2
televizyonda ücretsiz böyle bir kanalım olmasına çok şaşırmıştım ilk keşfettiğimde. nefis bir kanal. bilgilendirici , edebi ve insanı sakinleştiren bir yanı var. favori kanalım kendisi.
devamını gör...
geceye ağır bir söz bırak
bir metre küp tungsten düşsün kafana.
devamını gör...
letgo'da kullanılmış iç çamaşırı satan ahlaksız güruh
hele linki verin ahlakına biz karar veririz diyeceğimiz guruhtur.
(bkz: letgo ' nun only fans ' a rakip olması)
(bkz: letgo ' nun only fans ' a rakip olması)
devamını gör...
çalışıyorsa kurcalama
bazen doğru olmayan bir söz:
almayalım bu iş dememe rağmen gerekmez bir dc güç kaynağı işi aldı patron. hem zaman kısıtlı, hem ortada daha önce yapılmış bir örnek yok. gece gündüz uğraşıp bir cihaz yaptık. cihaz, kısaca 80-150 volt akü voltajında sabit 120 volt çıkaracak, 10 amper de akım verecek.
bir ağustos gecesinde bitirdim cihazı. tüm testleri yaptım. 10 amper akımı yağ gibi veriyor. kısa devre olunca da sigortaya gerek kalmadan şlak diye kısa devre koruması çalışıyor.
sabah olunca test değerlerini falan patrona gösterdim. patron itü'lü * oturdu o da test etti. her şey okay.
öğle oldu. "şef" dedim. "bunun sıcaklık testleri ne olacak". "kim ısıtacak koca aleti "diye yanıtladı. sonra sanayi atasözünü tekrarladı: "çalışıyorsa elleşme. ölüyü çok ellersen ya osurur ya sıçar"
o yaz ankara'nın en sıcak yazlarından biri. dışarıda 40 dereceye yanaşıyor. ve o güneş doğrudan bizim cihaza vuruyor. dur şuna bir enerji verelim tekrar dedim. enerji verince çıkış gerilimi 120volta geldi. akım çekmeye başladım. yarı iletkenler sıcak zaten. bir de ortam sıcaklığı yüksek. daha on ampere gelmeden fıştt diye bir sesle güç yarı iletkenleri yandı.
bu aleti teslim etsek gittiği yerde yansa ta anasının tamına kadar gidip biz alacağız. hem paramızı alamayacağız, hem masraf, hem de yeniden ihale ederlerse fiyat farkını ödeyeceğiz. yapamadık diye iade etmek daha akıllıca.
neyse iki gece sadece okuyup sorunu buldum. çözdüm. halen çalışıyor. mikroişlemci programını da verdiğimiz için halen imal edip duruyorlar.
kısaca: elleyin.
almayalım bu iş dememe rağmen gerekmez bir dc güç kaynağı işi aldı patron. hem zaman kısıtlı, hem ortada daha önce yapılmış bir örnek yok. gece gündüz uğraşıp bir cihaz yaptık. cihaz, kısaca 80-150 volt akü voltajında sabit 120 volt çıkaracak, 10 amper de akım verecek.
bir ağustos gecesinde bitirdim cihazı. tüm testleri yaptım. 10 amper akımı yağ gibi veriyor. kısa devre olunca da sigortaya gerek kalmadan şlak diye kısa devre koruması çalışıyor.
sabah olunca test değerlerini falan patrona gösterdim. patron itü'lü * oturdu o da test etti. her şey okay.
öğle oldu. "şef" dedim. "bunun sıcaklık testleri ne olacak". "kim ısıtacak koca aleti "diye yanıtladı. sonra sanayi atasözünü tekrarladı: "çalışıyorsa elleşme. ölüyü çok ellersen ya osurur ya sıçar"
o yaz ankara'nın en sıcak yazlarından biri. dışarıda 40 dereceye yanaşıyor. ve o güneş doğrudan bizim cihaza vuruyor. dur şuna bir enerji verelim tekrar dedim. enerji verince çıkış gerilimi 120volta geldi. akım çekmeye başladım. yarı iletkenler sıcak zaten. bir de ortam sıcaklığı yüksek. daha on ampere gelmeden fıştt diye bir sesle güç yarı iletkenleri yandı.
bu aleti teslim etsek gittiği yerde yansa ta anasının tamına kadar gidip biz alacağız. hem paramızı alamayacağız, hem masraf, hem de yeniden ihale ederlerse fiyat farkını ödeyeceğiz. yapamadık diye iade etmek daha akıllıca.
neyse iki gece sadece okuyup sorunu buldum. çözdüm. halen çalışıyor. mikroişlemci programını da verdiğimiz için halen imal edip duruyorlar.
kısaca: elleyin.
devamını gör...
letgo'da kullanılmış iç çamaşırı satan ahlaksız güruh
bence satılabilir
van 100. yıl ünivesiteli bir mahondis olarak düşüncem bu yönde..
van 100. yıl ünivesiteli bir mahondis olarak düşüncem bu yönde..
devamını gör...
izmirlilerin kendilerini üstün görme çabası
doğu'da doğmak suç olsaydı en büyük suçlu güneş olurdu.
devamını gör...
sözlüğe tam canlılık getirecekken vazgeçen yazarlar
bu sefer başkası getirsin hep ben mi getirecem diyen yazarlar...
devamını gör...
sözlüğe canlılık getirme potansiyeli olan yazarlar
yazsalar getirirler..
devamını gör...
sözlüğe canlılık getiresi olmayan yazarlar
beni bilen bilir bir zamanlar az sakin ol şampiyon diye yönetim yazmamam için uyarırdı.
artık yazasım gelmiyor.
gün içinde grip bir bakıp çıkıyorum.
artık yazasım gelmiyor.
gün içinde grip bir bakıp çıkıyorum.
devamını gör...
sözlüğe canlılık getiren yazarlar
nereden getiriyorlarsa artık, bize de bir kısmını dağıtsınlar. enerji yoksunluğu çekiyoruz.
devamını gör...
home for rent
tayland yapımı korku, gerilim, gizem türünde bir film.
amerikan korku filmleri kadar iyi bir prodüksiyona sahip olmasa da benim açımdan film iyi sayılır.
korku türündeki yapımların imdb puanı genelde düşük oluyor. buna göre değerlendirdiğimde bu film için verilen 6.6 gayet iyi bir puan olduğunu düşünüyorum
filmin konusu;
evini kiraya veren bir kadın, kiracılarında gariplikler olduğunu fark eder, eşindeki değişim ve evinin içinde yaşanan tuhaf şeyler onu korkutmaya başlar. bu gizemli olayları anlamaya çalışırken kızının tehlikede olduğunu anlar, onu tüm bu tehlikelerden uzak tutmak için çabalarken kendini gerilim dolu olayların içerisinde bulur.
film, farklı bir yolla üç şekilde bize sunuluyor; yani aynı dönemde gerçekleşen olaylar farklı kişilerin açısından bize aktarılıyor, bu çok riskli bir yöntem olsa da çok akıllıca bir şey yapılmış. olaylar bir yapbozun parçaları gibi sadece eksiklikler tamamlanacak şekilde gösterilmiş, bu da olası bir sıkıcılıktan kurtarmış senaryoyu. yalnız filmin çok uzun olması kaçınılmaz olmuş.
ilk önce hiçbir şeyden haberi olmayan olaylara dışardan tanık olan bir kadının gözünden olayları seyrediyoruz: bu bize bir şeyler olduğunu gösterse olayların ardındaki sırrı pek vermiyor. sadece gizem, yer yer de korkutucu ögelerle karşılaşıyoruz.
sonraki adımda kadının eşi ve onun yaşadıklarını aynı olaylar etrafında tekrar seyrediyoruz ve son olarak da olayları başlatan kişiler açısından her şey açıklığa kavuşturulacak şekilde bize gösteriliyor.
filmin sonunda tüm taşlar yerine oturduğunda ve ana karakterler her şeyi öğrendiğinde ise onlar için ölüm kalım savaşı başlıyor.
spoiler:
filmin başlarında acaba bir annabelle tarzı bir film bizi mi bekliyor diye düşünürken konu farklı bir yöne kayıyor. bir süre olaylar tipik korku ögeleriyle devam ederken filmin sonuna doğru da iskelet anahtar filmi gibi bir konu karşımıza çıkıyor. tabii amaç aynı olsa da tam bir iskelet anahtar filmi gibi de değildir.
amerikan korku filmleri kadar iyi bir prodüksiyona sahip olmasa da benim açımdan film iyi sayılır.
korku türündeki yapımların imdb puanı genelde düşük oluyor. buna göre değerlendirdiğimde bu film için verilen 6.6 gayet iyi bir puan olduğunu düşünüyorum
filmin konusu;
evini kiraya veren bir kadın, kiracılarında gariplikler olduğunu fark eder, eşindeki değişim ve evinin içinde yaşanan tuhaf şeyler onu korkutmaya başlar. bu gizemli olayları anlamaya çalışırken kızının tehlikede olduğunu anlar, onu tüm bu tehlikelerden uzak tutmak için çabalarken kendini gerilim dolu olayların içerisinde bulur.
film, farklı bir yolla üç şekilde bize sunuluyor; yani aynı dönemde gerçekleşen olaylar farklı kişilerin açısından bize aktarılıyor, bu çok riskli bir yöntem olsa da çok akıllıca bir şey yapılmış. olaylar bir yapbozun parçaları gibi sadece eksiklikler tamamlanacak şekilde gösterilmiş, bu da olası bir sıkıcılıktan kurtarmış senaryoyu. yalnız filmin çok uzun olması kaçınılmaz olmuş.
ilk önce hiçbir şeyden haberi olmayan olaylara dışardan tanık olan bir kadının gözünden olayları seyrediyoruz: bu bize bir şeyler olduğunu gösterse olayların ardındaki sırrı pek vermiyor. sadece gizem, yer yer de korkutucu ögelerle karşılaşıyoruz.
sonraki adımda kadının eşi ve onun yaşadıklarını aynı olaylar etrafında tekrar seyrediyoruz ve son olarak da olayları başlatan kişiler açısından her şey açıklığa kavuşturulacak şekilde bize gösteriliyor.
filmin sonunda tüm taşlar yerine oturduğunda ve ana karakterler her şeyi öğrendiğinde ise onlar için ölüm kalım savaşı başlıyor.
spoiler:
filmin başlarında acaba bir annabelle tarzı bir film bizi mi bekliyor diye düşünürken konu farklı bir yöne kayıyor. bir süre olaylar tipik korku ögeleriyle devam ederken filmin sonuna doğru da iskelet anahtar filmi gibi bir konu karşımıza çıkıyor. tabii amaç aynı olsa da tam bir iskelet anahtar filmi gibi de değildir.
devamını gör...
bir şarkıda geçen en acı söz
ellerimde çiçekler kapında sırılsıklam görürsen bir gün şaşırma
ellerimde çiçekler
ellerimde çiçekler
devamını gör...
itici gelen hitap şekilleri
ıçinde c geçen hitaplar içinde c geçen her kitap bana itici gelmekte sebebini bilmiyorum
devamını gör...
çalışıyorsa kurcalama
bir sanayi atasözüdür ve uyulması elzemdir...
devamını gör...
karadeniz'de bir köye yerleşmek
sadece karadeniz'deki köylere özgü bir şey değil anlatılan. okul kitaplarımızda anlatılan "misafirperver türk, ya da anadolu köylüsü" yalandır. bir kış günü, kar fırtınasından kaçmak için sığındığımız aksaray'ın bir köyünde, köy odasında bizi soymaya kalkışmışlardı. ceplerimizde bir şey bulamayınca da ertesi gün bize hilton otelinde yatmışız gibi fatura çıkarmışlardı. trabzon'un köyünde mecburi hizmet yapan bir doktor, uçarak gittiği yerden "aman beni kurtarın" diye kaçmıştı. "bunlar karşıdaki insanla konuşmuyor, kendi kendileriyle konuşuyor. sürekli yere bakarak konuşuyor ve sürekli dedikodu yapıyor" demişti. kardeşim kars'ın bir köyünde yaptı doktorluk mecburi hizmetini. o da benzer şeyler anlatmıştı.
kısaca "köyde yaşama" fantezinizi gözden geçirin. yoksa her gün camı taşlanan natalya'ya dönersiniz.
kısaca "köyde yaşama" fantezinizi gözden geçirin. yoksa her gün camı taşlanan natalya'ya dönersiniz.
devamını gör...
geceye ağır bir söz bırak
beni sana ayaklarım değil kalbim getirmişti ve sen beni reddettiğinde senden ayaklarımla değil kalbimle uzaklaştım gözün aydın olsun
devamını gör...
sözlüğe canlılık getiren yazarlar
biz yeşeremedik ki etrafımıza oksijen saçalım...
devamını gör...
karadeniz'de bir köye yerleşmek
allahtan bir gün kafam atarsa diye yerleşecek bir köyüm var...
devamını gör...