zaman tüneli

türkiye saati ile 14 ocak 01:26'da başlayacaktır, henüz başlamamıştır.

"korkunu bastırmak" diye okudum, aslında biraz da öyle.."kibir en büyük günahımdır" demiş... neyin kibrindesin arkadaşım, toprağın beş karış altında güzelliğin beş para etmez..ha oldu, ha olacak geldik gidiyoruz, hesapsız yaşamaya bakın dostlar o zaman kokusunu alırız belki güzel şeylerin.

tesettür giyimin pahalı olmasını, dinsiz olduğum halde hâlâ zorla giydirmelerini geçtim. artık asıl sorunum istediğim gibi kışlık dış giyim bulamıyorum. babam topuk hizasında olmayan kabanlara izin vermiyor.
o kadar uzun olan kabanları giyince de kendimi doctor who'daki dalekler gibi hissediyorum.
resmen halıya sarılan emel sayın gibi bir his. kaşe ya da şişme fark etmiyor yere kadar olan kaban-mont korkunç derece kullanışsız.
yıllar evvel bir aptallık yapıp kaşe uzun kaban almıştım. ilk giydiğim gün okula giderken her sabah gittiğim otobüs durağına giden yolu yürü yürü bitiremedim.
yürümekle cebelleşirken bir an beko mağazasının vitrin camında kendimi gördüm. yürümüyor adeta yürümeye çalışıyordum. o gün bugündür ince pardesü üstüne panço/ atkı alarak kışları atlatmaya devam ettim.
bu tesettür markaları tonla paraya kaban satmayı nasıl biliyorlarsa ince ve ısıtan kabanlar da üretmeyi becersinler artık. yeter!



ı am a dalek
ı am an apple worm

#3343874 sevgili şappi hemen anlamış.

#3343857 bu yazar da pisa sınavlarında ülke ortalamasını tek başına düşüren kişi. okuyor ama daha ilk paragrafta belirtilen şeyi anlayamıyor. böyle saldırgan olunca eline ne geçiyor? 7 yıldır dinsizim ben. medreselerde yıllarım geçti hocalık yapmasam da hoca bile oldum. ailem hoca hanım kızlarının dinsiz olmasını kaldıramadı. türlü eziyetler etti ki hala ediyor. ben mücadeleme devam ediyorum. kime anlatıyorum ki yukarıdaki yazıyı okuyup anlayamayan biri bunu nasıl anlasın.

cem öget - tamirci çırağı / ismail hacıoğlu

sinek ilaçlama arabasının arkasından koşmak.. daha bir sürü şey gelir aklıma bir de floresan sokak lambaları..yağmur sonrası toprak kokusu bile bir başkaydı.

(bkz: ben senin alttaki o varoş kokunu alırım)

bir daha asla.

13 haziran 1999 metallica istanbul konseri'nde ön grup olarak şeeden kurban'a, içine çiş edilmiş pet şişe, bozuk para şu bu atılması. demek ki o zamanda bir grup z vardı. z'lik zamanlarötesi demek ki.
yalnız gençliğin "efso" dediği bir gündü, hey gidi rabbim dünya gözüyle neler gösterdin bize cümb-ül hami hazretleri bee. kurban'ı severiz-sayarız. olgun karşıladılar. hatalar da söylenilmeli böyle. her kuşağın ayısı vardır elbet. çok ayıptı o ironisiz şakasız. ön grup zaten p...nk, james gelip evinde sana özel şarkı mı söylesin az bekle işte efendi efendi.
alkol olayında sorun yoktu o dönem tabi. şimdi olsa çocukarımızın kötü etkilenmemesi için ayran içeriz. bu mesele ayrı. dönem saman gibi oldu, bu ayrı. sadece ayıba ayıp dedim gitti.

eğer bi konuda yanlış bilgim varsa hemen özür diler düzeltirim. ha bi de bilmediğim bir şey için bilmiyorum demekten çekinmem

yılın ilk dolunayı başladı. bazı burçları fena etkileyen bir-iki gün. kimseyi pıçaklamadan atlatalım amin

bizi bırakanları bırakabiliyor muyuz

mutlu ailede büyümüş şımarık veletlerin kahrını çekmektir.

ben bir parça hüznümü bırakmak istiyorum bu gece.
oldum olası çok düşünür az konuşurum, durgun sakin biriyimdir, çocukluğumdan beri de neden bilmem bi hüzün taşırım içimde.
bu aralar geçmişe dönüp baktıkça içim bi tuhaf oluyor. üzülmek mi bilmiyorum, ama bi tuhaf.
eskiden yaşadığımız evler, eskiden kullandığımız eşyalar, eskiden görüştüğümüz arkadaşlar/dostlar, eskiden aynadaki ben, eskiden duyduğum neşe, umut, güven.
kötü değil ama iyi de değil. hep özlüyorum bi şeyleri, hep özlüyorum.
ama tam olarak neyi özlüyorum onu da bilmiyorum.

kimse harakiri yapacak kadar japon değil

arabesk-fantezi müzik eşliğinde nispet yaparcasına dans hareketleriyle çekilen bir tiktok videosunun kepşını falan olabilir. 60+ façe kullanıcıları bile layklamıyor böyle lafları artık meka.

maç biter bitmez yayına girdiğim için yazamadım. ilk golümüzde, sürekli söylediğim gibi, pres denen şeyin ne kadar önemli olduğunu gördük bir kez daha. sanıyorum mertens'ti, kaleciye yaptığı baskı sayesinde kaleci topu ayağından hemen çıkararak hatalı pas verdi ve gol geldi. bunu sürekli yapmamız gerekiyor. icardi sık yapıyordu. darısı diğerlerine.

her hafta hakem şu bu muhabbeti dönüyor ama bu hafta gerçekten hakem galatasaray'ı katletmeye uğraştı. çok şükür ki beceremedi.

sara çabuk iyileş.

başlığı ben açmadım. dolunay var zaten delirtmeyin beni

başlığın adı "seni mutsuz eden bir ailede büyümek" olsa daha doğru olacak başlık olabilir. mutsuz insanlar, mutsuz çocuklar doğuruyor ve bunu hiç bilmiyormuşçasına çocuklarının mutluluk saçmasını bekliyor. sizi mutsuz bir dünyaya getiren aileden ,manyak da olabilirsiniz dahi de ,işte o aradaki çizgi...kişiyi deli eder.

küfüfen ehad

önce gözünün önünde gerçekleşen durumlardan ötürü asla evlenmeyeceğini söylersin.sonra hayatın boyunca karşı cinsten tiksinirsin.sonra olgunlaşırsın ve yuva kurman gerektiğini düşünürsün ama aynı şeylerin başına gelmesinden korkarsın.tartışan çift modeline büyürken yeterince şahit olduğun için kavgayı gürültüyü kaldıramazsın.evleneceğin kişiyi seçme konusunda ince eleyip sık dokursun.daha sonra kimseyle evlenmeye cesaret edemezsin.mutsuz aileye doğup,yalnız kalan benliğinle ölürsün.