zaman tüneli
mutlu olmanın yolları
haklısın karıcım.
devamını gör...
mutlu olmanın yolları
beklentiyi doğru ayarlamaktır. örneğin sözlüğe girerken hiçbir beklentim yoktu. üstüne komik bir başlık görüp mutlu oldum.
(bkz: sinan canan)
(bkz: sinan canan)
devamını gör...
mutlu olmanın yolları
aptal olmaktır, mutlu olmanın yolu gerçekten taş gibi bir kalbe, hiçbir veriyi kabul etmeyen zihne ve ahmak bir düşünceye sahip olmaktır.
her şeyin farkındaydanız; o zaman cümleten geçmiş.
her şeyin farkındaydanız; o zaman cümleten geçmiş.
devamını gör...
chatgpt ile dertleşmek
qwen chat cok daha basarili. bi tiyoda vereyim, erotik konularda cok daha toleransli )))
devamını gör...
chatgpt ile dertleşmek
gerçek hayatta anlatamadığı, insanların destek değil köstek olduğu dertlerini paylaşmak, kendini rahatlatmak için birebir.
gerçekten iyi geliyor, tıpkı bir psikolog gibi.
gerçekten iyi geliyor, tıpkı bir psikolog gibi.
devamını gör...
hiç büyük kadın yazar olmaması
anlaşılan konuya uzaksınız.. yüzlerce var. da sizin kadın saymama, büyük saymama hatta yazar saymama ölçütünüzde sorun olabilir mi..
edit: başlığa baktım 'son singapur vapuru'na ait olması şaşırttı beni.. "konuya uzak"lığı hiç haketmeyen biri.. çünkü kitaplarla, okumayla içiçe bir yazar. yani konuya da yakın.. çok yakın.
ama bu kurguda bir başlıkla anlatmak istediği ne, doğrusu anlayamadım..
edit: başlığa baktım 'son singapur vapuru'na ait olması şaşırttı beni.. "konuya uzak"lığı hiç haketmeyen biri.. çünkü kitaplarla, okumayla içiçe bir yazar. yani konuya da yakın.. çok yakın.
ama bu kurguda bir başlıkla anlatmak istediği ne, doğrusu anlayamadım..
devamını gör...
ilk kez dinlediği şarkı videosunda boyuna konuşan elemanlar
off öyle pis bir güruh ki uzun uzadıya tanımlayarak varlığını şereflendirmeyeceğim bunların.
yeni duyduğun ya da yıllardır aşina olduğun ama diğer insanların tepkisini merak ettiğin bir şarkıya takılıyorsun. çorba karıştırırken, puzzle veya ütü yaparken dinliyorsun, ciddi bir toplantıda kafanda çalıyor falan. youtube bu yeni takıntını anlıyor, yaban otu gibi ekranın her yerinde bu şarkıyla ilgili bir video fışkırıyor.
şarkının türü metal değil mesela, o yüzden kendini "metalhead" ilan etmiş ne idiği belirsiz bir eleman "metalhead reacts to..." diye video çekiyor. ne metalcilerin şarkıya bakışına merakın var, ne elemana sempatin*. sadece o şarkıyı dinlerken kendi girdiğin ruh halini, o bas vurduğunda ya da enstrümantal kısım geldiğinde suratına yansıyan o eblek sırıtışı bir başka insan evladında görme ümidiyle tıklıyorsun bağlantıya.
aman yarabbi. beş saniyede bir şarkıyı durdurup konuşuyor, vay efendim girişi merhum babasının çok sevdiği alabama menşeli bir grubun bilmemnebela şarkısını andırıyormuş, vay nakaratında autotune'lu bir selda bağcan havası alıyormuş falan fişmekan. ulan bir sus da şarkıyı dinle, benim aşık olduğum o bas yürüyüşünü ilk duyduğun anı göreyim, göz bebeğine gelen o ışığı göreyim de layığıyla "yaa.. işte böyle yapıyo adamı.. yaaa... dimi" diye mutlu mutlu sırıtayım. tepki videosu mu derin analiz mi belli değil, akordunu şeyettiğimin elemanı boyuna konuşuyor.
sus ve dinle. sus ve uç kardeşim. biz uçtuk, senin uçuşunu da izlemek istiyoruz. seni -çoğunlukla- tanımıyoruz, sen kimsin bilmiyoruz. sen, videonu izleyen insanların zihninde bu şarkıya verdiğin tepki süresi kadar var olacak ve sonra kaybolup gideceksin.
şu kahrolası dijital krallıkta iki insan bağlantısı kuralım da adımız temelli psikopata çıkmasın istiyoruz, onda da delirtiyorsunuz adamı. yeter lan.
(iyi ki uzun yazmadım)
yeni duyduğun ya da yıllardır aşina olduğun ama diğer insanların tepkisini merak ettiğin bir şarkıya takılıyorsun. çorba karıştırırken, puzzle veya ütü yaparken dinliyorsun, ciddi bir toplantıda kafanda çalıyor falan. youtube bu yeni takıntını anlıyor, yaban otu gibi ekranın her yerinde bu şarkıyla ilgili bir video fışkırıyor.
şarkının türü metal değil mesela, o yüzden kendini "metalhead" ilan etmiş ne idiği belirsiz bir eleman "metalhead reacts to..." diye video çekiyor. ne metalcilerin şarkıya bakışına merakın var, ne elemana sempatin*. sadece o şarkıyı dinlerken kendi girdiğin ruh halini, o bas vurduğunda ya da enstrümantal kısım geldiğinde suratına yansıyan o eblek sırıtışı bir başka insan evladında görme ümidiyle tıklıyorsun bağlantıya.
aman yarabbi. beş saniyede bir şarkıyı durdurup konuşuyor, vay efendim girişi merhum babasının çok sevdiği alabama menşeli bir grubun bilmemnebela şarkısını andırıyormuş, vay nakaratında autotune'lu bir selda bağcan havası alıyormuş falan fişmekan. ulan bir sus da şarkıyı dinle, benim aşık olduğum o bas yürüyüşünü ilk duyduğun anı göreyim, göz bebeğine gelen o ışığı göreyim de layığıyla "yaa.. işte böyle yapıyo adamı.. yaaa... dimi" diye mutlu mutlu sırıtayım. tepki videosu mu derin analiz mi belli değil, akordunu şeyettiğimin elemanı boyuna konuşuyor.
sus ve dinle. sus ve uç kardeşim. biz uçtuk, senin uçuşunu da izlemek istiyoruz. seni -çoğunlukla- tanımıyoruz, sen kimsin bilmiyoruz. sen, videonu izleyen insanların zihninde bu şarkıya verdiğin tepki süresi kadar var olacak ve sonra kaybolup gideceksin.
şu kahrolası dijital krallıkta iki insan bağlantısı kuralım da adımız temelli psikopata çıkmasın istiyoruz, onda da delirtiyorsunuz adamı. yeter lan.
(iyi ki uzun yazmadım)
devamını gör...
rave the rhythm
meşhur basic instinct filmindeki bir gece kulübü sahnesinde de kullanılan, 1991 tarihli, belçikalı channel x projesinin şarkısıdır. valla bayağı etkileyici bir tekno parça. sharon stone kadar güzel mi? evet, hem onun kadar güzel hem de onun filmdeki karakteri kadar sapık bir çalışma bence.
işte o film sahnesi:
bu da şarkının tamamı:
işte o film sahnesi:
bu da şarkının tamamı:
devamını gör...
mantı açabilen hafif balık etli kültürlü kız
bana çok uzak bir yerde şu an. aynı şehir ama uzak bir semt.
devamını gör...
mutlu olmanın yolları
yegan yolu mutlu olmaya uğraşmamaktır.
devamını gör...










