zaman tüneli
dwarf fortress
fışkıye yaptım bütün cücelerin(160) morali düzeldi. cüce diye melik gökçeklerin olduğu oyun.
devamını gör...
bakir erkek
bakir erkek tabi ki toplumun güvenliği ve huzuru için bir tehlike oluşturuyor. eski çağlarda bekar ve genç erkeklerin enerjisi osmanlı özelinde bilhassa orta ve şarki anadolu'nun serhad vilayetlerinde etkin olan tarikatler vasıtasıyla kontrol altına alınırdı. toplumda sivri uç oluşturabilecek, şiddete meyilli, kavgacı ama sosyal becerisi yüksek adamlar, ortalama 2 senede bir savaş yahut akın için gavurlar üzerine salınır, tehlikeli unsurlar taşkınlıkları küffar üzerinde gösterir, ölen ölür, kalanlarla yola devam edilirdi. evlilikler erken yaşta olurdu, hayat süresi ortama 45-50 sene civarıydı. kadınların seçme yahut reddetme hakkı yoktu. sosyal, ekonomik denkliğe göre erkek ve kadın eşleştirilip evlendirilirdi. sosyoloji primitif ama akışkan şekilde ilerlerdi.
bugünün toplumunda kara delik benzeri bir durum mevcut. kadın küçük yaştan itibaren pohpohlanıyor, geç yaşına kadar okullarda zaman geçiriyor ve işe alımlarda açık şekilde kayırılıyor. bankalar boşanmış annelere kredi kolaylığı bile sağlıyorlar. aslında tutucu-muhafazakar politikacılar ne kadar tepinirlerse tepinsinler, sosyolojinin akışı, dünyayla uyumlu ve kadın kitlesini arkalayan bir pozisyonda.
bir kadın olarak
elim yüzüm düzgün ve hoş bir bir vücuda sahipsem.
sosyal medyada profile çiçek resmi koysam dahi günde 10 mesaj alıyorsam
seçeneğim bolsa ve bu seçenekler üzerinden yaş durumuma göre ergenlikte sınıfın yakışıklı ve kaslısını, 20'lerde havalı ve beni gezdirip hediyelere boğacak özelliklere sahibini, 30'ların başlarında en iyi imkanları önüme serecek birisisi neden tercih etmeyeyim ?
aslına bakılırsa bekar veya bakir erkek oranında dramatik artışın sebebi hem mevcut erkek sayısının haddinden fazla olması ( evet savaş, kuraklık ve kıtlık gibi unsurlar sosyal yapıyı güçlendirir), kadınların da sosyal-ekonomik-cinsel açıdan artık erkekle denk güce ulaşmasıdır. ,
sosyal yapı ellerinin üzerinde mi yürüyor ? evet. peki geri döndürülebilir mi ? asla öyle bir şey olmayacak. 500 sene önce penisilin ve antibiyotik olsa ve hiç savaş çıkmasa, aletlerin insanlar yerine her işi yapacağı, kol yerine beyin gücünün etkili olacağı bir dünyada yaşansa, bugünkü kadar bakir erkek olurdu. bakirler olarak görünüm ve maddiyat gibi sebeplerden tercih edilmemeniz sizin değersiz olduğunuzu tabi ki göstermez. ancak, kadınlar soyu devam ettirmek için sizin ne kadar duygulu, tutkulu, iyi kalpli veya üretken olduğunuza bakmazlar. en basitinden tahsilli kadınlardan oluşan bir sohbet halkasına kulak misafiri olsanız dahi konuştukları mevzuların yüzeyselliği ve önemsizliği, sizi hayattan bezdirir. yine de onlar aranan, perestiş edilen ve arzulanan olacaklar. ilahi nizam bu şekilde işliyor.
önümüzdeki 10 senede türkiye'nin kadın erkek ilişkilerinde norveç, isveç gibi ülkeleri dahi çırak çıkartacak bir çözülme yaşayacağını görmek için kahin olmaya gerek yok. ahlaki yapı ise kolombiya, venezüela düzeylerinde seyredecek. belki 1-2 sene içerisinde bakir kaldığınıza şükür de edebilirsiniz.
bugünün toplumunda kara delik benzeri bir durum mevcut. kadın küçük yaştan itibaren pohpohlanıyor, geç yaşına kadar okullarda zaman geçiriyor ve işe alımlarda açık şekilde kayırılıyor. bankalar boşanmış annelere kredi kolaylığı bile sağlıyorlar. aslında tutucu-muhafazakar politikacılar ne kadar tepinirlerse tepinsinler, sosyolojinin akışı, dünyayla uyumlu ve kadın kitlesini arkalayan bir pozisyonda.
bir kadın olarak
elim yüzüm düzgün ve hoş bir bir vücuda sahipsem.
sosyal medyada profile çiçek resmi koysam dahi günde 10 mesaj alıyorsam
seçeneğim bolsa ve bu seçenekler üzerinden yaş durumuma göre ergenlikte sınıfın yakışıklı ve kaslısını, 20'lerde havalı ve beni gezdirip hediyelere boğacak özelliklere sahibini, 30'ların başlarında en iyi imkanları önüme serecek birisisi neden tercih etmeyeyim ?
aslına bakılırsa bekar veya bakir erkek oranında dramatik artışın sebebi hem mevcut erkek sayısının haddinden fazla olması ( evet savaş, kuraklık ve kıtlık gibi unsurlar sosyal yapıyı güçlendirir), kadınların da sosyal-ekonomik-cinsel açıdan artık erkekle denk güce ulaşmasıdır. ,
sosyal yapı ellerinin üzerinde mi yürüyor ? evet. peki geri döndürülebilir mi ? asla öyle bir şey olmayacak. 500 sene önce penisilin ve antibiyotik olsa ve hiç savaş çıkmasa, aletlerin insanlar yerine her işi yapacağı, kol yerine beyin gücünün etkili olacağı bir dünyada yaşansa, bugünkü kadar bakir erkek olurdu. bakirler olarak görünüm ve maddiyat gibi sebeplerden tercih edilmemeniz sizin değersiz olduğunuzu tabi ki göstermez. ancak, kadınlar soyu devam ettirmek için sizin ne kadar duygulu, tutkulu, iyi kalpli veya üretken olduğunuza bakmazlar. en basitinden tahsilli kadınlardan oluşan bir sohbet halkasına kulak misafiri olsanız dahi konuştukları mevzuların yüzeyselliği ve önemsizliği, sizi hayattan bezdirir. yine de onlar aranan, perestiş edilen ve arzulanan olacaklar. ilahi nizam bu şekilde işliyor.
önümüzdeki 10 senede türkiye'nin kadın erkek ilişkilerinde norveç, isveç gibi ülkeleri dahi çırak çıkartacak bir çözülme yaşayacağını görmek için kahin olmaya gerek yok. ahlaki yapı ise kolombiya, venezüela düzeylerinde seyredecek. belki 1-2 sene içerisinde bakir kaldığınıza şükür de edebilirsiniz.
devamını gör...
bir üstteki yazar hakkında düşünülenler
taş plak.
devamını gör...
duşta ağlamak
libidoya göre final sahnesi değişkenlik gösterebilir.
devamını gör...
duşta ağlamak
çok rahatlatıcıdır.
devamını gör...
yan yana
yarım saat öncesine kadar sinemada bulunmama vesile olan film. yıllardır sinemaya gitmiyordum, benim için ciddi bir eksikliği kapattı.
devamını gör...
duşta ağlamak
hazır girmişken ağlasam mı diyorum
ikisi bi arada çıksın
ikisi bi arada çıksın
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
hiç büyük kadın yazar olmaması
olanı da gamsızlıktan çocuk kitabı yazmış
(bkz: harry potter)
(bkz: harry potter)
devamını gör...
yan yana
the intouchables filmini halihazırda zaten beğenen biri olarak, kaliteli olduğunu düşündüğüm iki başrol oyuncu için, türk versiyonunu izlemek için sinemaya gitmeye ikna olduğum film.
böyle iç ısıtan, tatlı, minnoş bir film olmuş, oldurtmuşlar.
iyi geldi.
itfaiye, itfaiye
söndür bizi itfaiye.
böyle iç ısıtan, tatlı, minnoş bir film olmuş, oldurtmuşlar.
iyi geldi.
itfaiye, itfaiye
söndür bizi itfaiye.
devamını gör...
uyumuyorsan ne yapıyorsun sorusu
bugün yaşamak güzel dedim, jelatininden 2 aydır çıkarmadığım pijamalarımı çıkarıp giyindim, yakışmış mı diye bakıyorum.
devamını gör...
bakir erkek
nude atmışlığm bile yok
0 kmyim
0 kmyim
devamını gör...
uyumuyorsan ne yapıyorsun sorusu
banyo yapıyorum
kabinden yazıyorum bunu da
kabinden yazıyorum bunu da
devamını gör...
hayatın şifreleri
ya da ''dr. ömer çelakıl ile hayatın şifreleri''
2011-2012 yılları arasında tnt kanalında yayınlanmış, bir çeşit paranormal olayları, hurafeleri, dini olayları, mistik olayları ve metafiziğe dair hangi konu varsa onların işlenildiği, zamanının en kaliteli televizyon programlarından biriydi.

kanalı tnt olmasına rağmen, yayınlandığı dönemlerde ses getirmeyi başarmış. ben de 11-12 yaşlarında falandım. çok severdim bu programı. işlenecek konuyu önce etkileyici vtr'lerle gösterip, ardından 6'lı masa tarzında bir tartışma masası kurup, vtr'lerle gösterilen konunun o masa üzerinde, birkaç kişi eşliğinde detaylıca işlenildiği programdı. tabi bu masanın başında dr. ömer çelakıl var. bu adamı inanın bilmiyorum. merak edip de araştırmadım. sadece hayaın şifreleri'nden biliyorum. bir çeşit metafizikçi olduğunu düşünüyorum. her neyse bu önemli değil.
program çok kaliteli. tabi kaliteli olmasının bir sebebi var ki, o da içeriklerinin çok zengin ve dönemine göre eşinin benzerinin olmamasıydı. bir bölümde ''ölülerle iletişim kurmak mümkün mü?'' konusu işlenirken, diğer bir bölümde de ''michael jackson'ın gizemli ölümü'' tarzı realist konular işlenmekteydi. bu konular inanılmaz iyi aktarılırdı. tamam belki bunlara bir çeşit hürafe diyebiliriz, ama sonuç itibariyle seyir zevki yüksek içeriklerdi. bir korku/gerilim seven biri olarak, bu programı da o dönem hiç kaçırmadan, severek izlerdim.
şu sıralar 37 ekran tüplü televiyzonumla nostalji fetişi yaparken, yıllar sonra tekrar radarıma giren program oldu. keşke türk televizyonları her daim bu şekilde kaliteli olmayı başarabilseydi. yapacak bir şey yok, sağlık olsun.
2011-2012 yılları arasında tnt kanalında yayınlanmış, bir çeşit paranormal olayları, hurafeleri, dini olayları, mistik olayları ve metafiziğe dair hangi konu varsa onların işlenildiği, zamanının en kaliteli televizyon programlarından biriydi.

kanalı tnt olmasına rağmen, yayınlandığı dönemlerde ses getirmeyi başarmış. ben de 11-12 yaşlarında falandım. çok severdim bu programı. işlenecek konuyu önce etkileyici vtr'lerle gösterip, ardından 6'lı masa tarzında bir tartışma masası kurup, vtr'lerle gösterilen konunun o masa üzerinde, birkaç kişi eşliğinde detaylıca işlenildiği programdı. tabi bu masanın başında dr. ömer çelakıl var. bu adamı inanın bilmiyorum. merak edip de araştırmadım. sadece hayaın şifreleri'nden biliyorum. bir çeşit metafizikçi olduğunu düşünüyorum. her neyse bu önemli değil.
program çok kaliteli. tabi kaliteli olmasının bir sebebi var ki, o da içeriklerinin çok zengin ve dönemine göre eşinin benzerinin olmamasıydı. bir bölümde ''ölülerle iletişim kurmak mümkün mü?'' konusu işlenirken, diğer bir bölümde de ''michael jackson'ın gizemli ölümü'' tarzı realist konular işlenmekteydi. bu konular inanılmaz iyi aktarılırdı. tamam belki bunlara bir çeşit hürafe diyebiliriz, ama sonuç itibariyle seyir zevki yüksek içeriklerdi. bir korku/gerilim seven biri olarak, bu programı da o dönem hiç kaçırmadan, severek izlerdim.
şu sıralar 37 ekran tüplü televiyzonumla nostalji fetişi yaparken, yıllar sonra tekrar radarıma giren program oldu. keşke türk televizyonları her daim bu şekilde kaliteli olmayı başarabilseydi. yapacak bir şey yok, sağlık olsun.
devamını gör...
sizi hayatta en cok seven kim sorunsalı
bu sorunun cevabı birçok kişi için annedir. belki baba belki kardeş... orası cepte zaten. ama bunu özele indirip de cevap vermek çok zor. dolasıyla onu söyleyemiyoruz maalesef.
devamını gör...
sizi hayatta en cok seven kim sorunsalı
peki, 'benim en sevdiğim kişi' desem, siz cevap sayacak mısınız hayır. haklısınız. ( bende bu soruyu sorunsal saymıyorum zaten.)
beni hayatta en çok seven kişi, beni hayatta en çok seven kişidir.. başka kim olabilir..
beni hayatta en çok seven kişi, beni hayatta en çok seven kişidir.. başka kim olabilir..
devamını gör...


