zaman tüneli
henüz vakit varken gülüm (kısa film)
senaryosu cem kâmil dede tarafından yazılan ve aynı isim tarafından yönetilen kısa film; 1 hafta önce yayınlanmıştır.

henüz vakit varken gülüm ayrıca bir nazım hikmet ran kitabı ve şiiridir, aynı isimde bir de kısa filmin olduğunu görmek tebessüm ettirdi.
filmimiz zaman kavramı üzerine düşündürür iken, sevgi ve hayatı paylaşmak gibi konular üzerine de ilerliyor.
saatin sabah 8 olduğunu ve o sırada uyumakta olan bir adamı görmemiz ile film başlıyor, ömrünün son demlerini yaşayan karı koca çiftinin hayatlarının son demlerini güzel yaşamak için verdikleri çaba da gözle görülür nitelikte gibi duruyor.
ne çabuk yaşlandıklarına ve ömürlerinin sonuna doğru yaklaştıklarına inanmak istemiyorlar ama hayatın ve zamanın da böyle acımasız bir şey olduğunun farkındalar, bilgelikle yoğrulmuş bir şaşkınlık da var içlerinde, böyle olacağını biliyorduk ama bu kadar çabuk olacağını beklemiyorduk hissi onlara ağır geliyor olmalı...
daha sonra birlikte yemek yediklerini, televizyon izlediklerini, şakalaştıklarını, sohbetlerini, henüz vakit varken birbirlerine duydukları sevgiyi yeniden göstermelerini izliyoruz, derken uyumakta olan adamı yeniden görüyoruz, aradan ise yalnızca 6-7 dakika geçmiş, ama bize saatler gibi geliyor, tıpkı koskoca bir ömrün de bir an gelmesi gibi.
benim için duygusal sayılabilecek bir filmdi,
zaman kavramı üzerinde düşündürüyor olmasını sevdim, sevdiğin insanla bir ömür geçirmenin değerini, mutluluğunu, önemini hatırlatan, hissettiren bir kısa filmdi.
ana fikir bence şuydu;
bir şarkıda da söylendiği gibi,
yaşamak dediğin 3-5 kısa mutlu andan ibâret, yanında sevdiklerin olduğu zaman hayat daha güzeldir, hayat en çok yanımızda sevdiklerimiz olduğunda güzeldir.
şiir

henüz vakit varken gülüm ayrıca bir nazım hikmet ran kitabı ve şiiridir, aynı isimde bir de kısa filmin olduğunu görmek tebessüm ettirdi.
filmimiz zaman kavramı üzerine düşündürür iken, sevgi ve hayatı paylaşmak gibi konular üzerine de ilerliyor.
saatin sabah 8 olduğunu ve o sırada uyumakta olan bir adamı görmemiz ile film başlıyor, ömrünün son demlerini yaşayan karı koca çiftinin hayatlarının son demlerini güzel yaşamak için verdikleri çaba da gözle görülür nitelikte gibi duruyor.
ne çabuk yaşlandıklarına ve ömürlerinin sonuna doğru yaklaştıklarına inanmak istemiyorlar ama hayatın ve zamanın da böyle acımasız bir şey olduğunun farkındalar, bilgelikle yoğrulmuş bir şaşkınlık da var içlerinde, böyle olacağını biliyorduk ama bu kadar çabuk olacağını beklemiyorduk hissi onlara ağır geliyor olmalı...
daha sonra birlikte yemek yediklerini, televizyon izlediklerini, şakalaştıklarını, sohbetlerini, henüz vakit varken birbirlerine duydukları sevgiyi yeniden göstermelerini izliyoruz, derken uyumakta olan adamı yeniden görüyoruz, aradan ise yalnızca 6-7 dakika geçmiş, ama bize saatler gibi geliyor, tıpkı koskoca bir ömrün de bir an gelmesi gibi.
benim için duygusal sayılabilecek bir filmdi,
zaman kavramı üzerinde düşündürüyor olmasını sevdim, sevdiğin insanla bir ömür geçirmenin değerini, mutluluğunu, önemini hatırlatan, hissettiren bir kısa filmdi.
ana fikir bence şuydu;
bir şarkıda da söylendiği gibi,
yaşamak dediğin 3-5 kısa mutlu andan ibâret, yanında sevdiklerin olduğu zaman hayat daha güzeldir, hayat en çok yanımızda sevdiklerimiz olduğunda güzeldir.
şiir
devamını gör...
warhammer 40.000
emperor of mankind anadolu çocuğudur, tam bölgesi bilinmemekle birlikte anadoluda yetişmiş olmasına rağmen burnu kalkmış ve chaos un şark kurnazlığına yenilmiştir.
devamını gör...
utangaç ve çekingen bir insan olmak
10-0 geriden başlar. ezilir,ezerler.
devamını gör...
amerikan sapığı
merak uyandırıcı bir filmdi ancak ben pek beğenmedim.
patrick bateman yakışıklı, bakımlı, statülü… ama içi tamamen boş. onu manyak yapan şey sadece öldürmesi değil; hiçbir şey hissedememesi. hırsı, parası, markaları ezbere sayması, restoran takıntıları… hepsi bir kimlik simülasyonu. gerçek bir “ben” yok. bu yüzden sonu fight club’ı hatırlattı bana.
film boyunca bateman'ın işlediği cinayetleri ben gerçek sanmıştım ama anladığım kadarıyla hepsi hayal dünyasındaymış.
üzüldüğüm noktaları da saymak isterdim ama aşırı spoilera girer diye kendime saklıyorum.
patrick bateman yakışıklı, bakımlı, statülü… ama içi tamamen boş. onu manyak yapan şey sadece öldürmesi değil; hiçbir şey hissedememesi. hırsı, parası, markaları ezbere sayması, restoran takıntıları… hepsi bir kimlik simülasyonu. gerçek bir “ben” yok. bu yüzden sonu fight club’ı hatırlattı bana.
film boyunca bateman'ın işlediği cinayetleri ben gerçek sanmıştım ama anladığım kadarıyla hepsi hayal dünyasındaymış.
üzüldüğüm noktaları da saymak isterdim ama aşırı spoilera girer diye kendime saklıyorum.
devamını gör...
utangaç ve çekingen bir insan olmak
of bu yorar insanı ya.
dün akşam bi söyleşiye katıldım. soru sormak istedim. soru sorayım lan dediğim an kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. "hayır vazgeçmeyeceğim. soracağım." dedim kendi kendime. ortam karanlık zaten. kim görecek.
elimi kaldırdım. tamam bu süper. mikrofon uzatıldı.
aha mıçtık.
konuşurken dilim damağım kurudu. kaç kere yutkundum bilmiyorum. neys sordum. adam cevap da veremedi ya da soruyu açmam gerekiyordu ama yapamadım.
aşacağız ama. böyle böyle aşacağız.
dün akşam bi söyleşiye katıldım. soru sormak istedim. soru sorayım lan dediğim an kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. "hayır vazgeçmeyeceğim. soracağım." dedim kendi kendime. ortam karanlık zaten. kim görecek.
elimi kaldırdım. tamam bu süper. mikrofon uzatıldı.
aha mıçtık.
konuşurken dilim damağım kurudu. kaç kere yutkundum bilmiyorum. neys sordum. adam cevap da veremedi ya da soruyu açmam gerekiyordu ama yapamadım.
aşacağız ama. böyle böyle aşacağız.
devamını gör...
işim gücüm var insanı
hobidir o.
devamını gör...
yazarların kendini tanımlama şekli
some kind of human being
devamını gör...
yazarların kendini tanımlama şekli
lugat yetmez emenike.
devamını gör...
yazarların kendini tanımlama şekli
etiketi sökülmüş insan parçacığı.
devamını gör...
krampus
krampus'u bilenler goncolozu bilmiyor.
bana da bu koyuyor.
öcü gibi bir şeydir.
bana da bu koyuyor.
öcü gibi bir şeydir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çocukluk fotoğrafları
"çocukluk karanlık ve bodrum katına kapatılıp, unutulmuş küçük bir hayvan gibi devamlı inliyor. soğuk havada buharlaşan nefesin gibi ağzından tütüyor, bazen çok küçük, bazen çok büyük geliyor. asla tamamen uymuyor. onu ancak üstünden eski bir deri gibi sıyrıldığı gün sakince gözden geçirebilir, ondan, atlatmış olduğun bir hastalıkmış gibi bahsedebilirsin.
çoğu yetişkinler, mutlu bir çocukluk geçirdiklerini söylerler ve buna belki kendileri inansalar da ben inanmıyorum. bana kalırsa, sadece onu unutmayı başarmışlar."
çocukluk, tove ditlevsen
çoğu yetişkinler, mutlu bir çocukluk geçirdiklerini söylerler ve buna belki kendileri inansalar da ben inanmıyorum. bana kalırsa, sadece onu unutmayı başarmışlar."
çocukluk, tove ditlevsen
devamını gör...
işim gücüm var insanı
gerisi zamanla aşılır.
devamını gör...
artık sevmemek
sevgi muhabbetten türer. habib demektir sevgili. haliyle sen saksıyı seversin ama bir yerden sonra sıradanlaşır. haliyle muhabbeti oluşturacak unsurlar da olmaz ise kuru sevgi solmuş bitmiş çiçeğe benzer. toprağı siz değilseniz de ne kadar su verseniz çoşmaz.
devamını gör...
yazarların 2026 yılından beklentileri
araba.
devlette bi kadro.
becerebilirsem bi kitap.
bir de yanımda bir manita ya yemin ederim bıktım mesafelerden bık tım.
devlette bi kadro.
becerebilirsem bi kitap.
bir de yanımda bir manita ya yemin ederim bıktım mesafelerden bık tım.
devamını gör...
bugün canım çok sıkkın ve de moralim de çok bozuk
anlaşıldı.
derin nefes faydalı olabilir.
derin nefes faydalı olabilir.
devamını gör...
işim gücüm var insanı
iş olmazsa ekmek yok babacım.
-yine çok meşgulsün galiba.
-işim gücüm var.
-meyhanede mi?
yav iş bağlıyorum iş. döneceğim bir dakika merve hanım önemli bir konuya parmak bastı. merve hanım bir daha basar mısınız tışk.
-yine çok meşgulsün galiba.
-işim gücüm var.
-meyhanede mi?
yav iş bağlıyorum iş. döneceğim bir dakika merve hanım önemli bir konuya parmak bastı. merve hanım bir daha basar mısınız tışk.
devamını gör...
yazarların aldığı en kötü yılbaşı hediyesi
geçen yıl önceki iş yerimde sürpriz yumurtadan çıkar gibi müşteri şikayetleri bölümünü bana bağlamışlardı. iş veren yeni yıl hediyesi diyerek sırıtmıştı…
devamını gör...


