alimden notlar yazar profili

alimden notlar kapak fotoğrafı
alimden notlar profil fotoğrafı
rozet
karma: 14235 tanım: 1862 başlık: 264 apolet: 1 takipçi: 76
Deli olmayanları hiç anlamıyorum. Düşünsene deli değilsin. Tövbe Bismillah. --- Ben geceleri sabaha kadar, bahçede nöbet tutuyorum. Yıldızları çalmasınlar, diye. Yıldızlı, romantik gecelerinizi bana borçlusunuz.

son tanımları | başucu eserleri


allah evreni yaratmadan önce neredeydi ve ne yapıyordu

arş kelimesi bizim evrenimizin dışındaki uzak bir yerleri vurgular.
kuran ı kerim de arş ı ala şeklinde de telaffuz edilir.
yani allahın bulunduğu yer gibi düşünebilirsiniz.
ra'd suresi 2 inci ve secde suresi 4 üncü ayette görüldüğü şekilde,,,
allah bu evreni yaratmış ve arş ı ala'ya geçip kurulmuştur.
sizlerin 14 milyar sene önce, big bang ve evren yaratılmadan önce allah neredeydi, ne yapıyordu meraklarınız için ; allah, hud suresi 7 inci ayeti göndermiştir.
big bang'den ve evren yaratılmadan önce allahın arş ı ala denilen mekanı su üstündeydi.
nasıl bir su'dur veya nasıl bir su benzetmesidir ; orasını sadece allah kendisi bilir.
big bang ve evrenin yaratılışından öncede allah bir şeyler yapıyordu.
kuran ı kerimde allah kronolojik olarak 100-200 milyar sene öncesi hakkında da bilgi vermek zorunda değil.
üstelik kuran ı kerim 1 500 sene önce ; ilk okul diploması bile olmayan cahil adamlara indi.
gerçek olan evrenden öncede allah vardı ve bir şeyler yapıyordu.
anlayacağınız...
allah,
sonsuz geçmişten beri boş durmuyor.
aslında kuran ı kerimde evrenin yaratılışından öncesine ait bilgiler içeren başka ayetler de var.
anlamak isteyene bu 3 ayet de yeter.

kuran ı kerim
hûd suresi
7 - hem o'dur ki gökleri ve yeri altı günde yarattı. bundan önce ise arş'ı su üstünde idi. bu kâinatı yaratması sizden hanginizin daha güzel iş yapacağını ortaya koymak içindir. böyle iken sen onlara "öldükten sonra elbette dirileceksiniz!" dersen, o kâfirler bunu haber veren kur'ân'ı kasdederek "bu, aldatıcı olma yönünden, besbelli bir büyüden başka bir şey değil!" derler.

kuran ı kerim
ra'd suresi
2 - allah o'dur ki gökleri, sizin de görüp durduğunuz gibi, direksiz yükseltti. sonra da arşının üstünde kuruldu. güneşi ve ayı hizmet etmeleri için sizin emrinize verdi. bunlardan her biri belirli bir vakte kadar dolaşmaktadır. bütün işleri o yönetir. âyetleri size açıklar ki rabbinize kavuşacağınıza iman edesiniz.

kuran ı kerim
secde suresi
4 - allah o hak mâbuddur ki gökleri, yeri ve ikisinin arasındaki varlıkları altı günde yaratmış, sonra da arşına kurulmuş mutlak hükümrandır. sizin o'ndan başka ne hâmîniz, ne şefaatçiniz vardır. hâla gereğince düşünmez misiniz?
devamını gör...

çocuk esirgeme kurumu

seneler öncesiydi.

çocuk esirgeme kurumuna gider, öğretmenlerden ihtiyaçlarını sorardım.
devlet baba her şeyi eksik yaptığı gibi ; çocuk esirgeme kurumunda da eksikler olurdu.
en çok da yiyecek içecek konusunda olurdu.
devlet yemek yapar çocukların karnını doyurur, fakat yaz mevsiminin uzun günlerinde ikindi vakti acıkan çocuklara yiyecek vermezdi.
100 kilo kaşar peyniri alırdım.
öğlen artan ekmekleri, ikindi vakti, kaşarlı tost yapıp çocuklara verirlerdi.
bayram gelir...
devlet baba coca cola vermezdi.
çocuklar bayramı ekmek ile coşkulayacak ve sevinecek.
kolilerce coca cola veya çikolata veya şeker alıp götürürdüm.

yani, öğretmenler neyi eksik derlerse, ben onu götürürdüm.

sonra...
bir binamız var fakat içi donatılmamış.
haliyle çocuk koyamıyoruz dediler.
bina donatılırsa 18+18= 36 çocuk daha alabiliriz şeklinde teklifte bulundular.
yatak, çekyat, lavabo, halı, yatak, yastık, minder, derslik sıra ve masa, donanımlı iki adet mutfak...

36 çocukluk her donanımı aldım veya yaptırdım.
binaya 8-12 yaş arasında ; kız, erkek karışık 36 çocuk konuldu.

kuruma gittiğimde ; etrafımda, çocuklardan bir çember olurdu.
''baba, baba'' diye bağrışarak ; bana sarılmak, kucaklamak için birbirlerini ezerlerdi.

nasıl bir mutluluktur...
anlatılmaz yaşanır, denilen türden.

geçenlerde yolum düştü, uğradım.
çocuk esirgeme kurumu o binayı kapatmış.
yeni sisteme geçmişler.
çocuklar 3-4 kişilik evlerde ; başlarında öğretmen anneleri ile ; aile ortamında yaşıyorlarmış.

bir yandan hüzünlendim.
devlet yaptıklarımı bozmuş.
bir yandan sevindim.
çocuklar aile ortamında büyüyorlar.

çocuk esirgeme kurumundaki öğretmenler ve idarecilerden allah razı olsun.
tanıdıklarımın hepsi pırlanta gibi insanlardı.
devamını gör...

islamiyet

batılı hristyanlar, vatikan, yahudiler, israil ve amerika tarafından,

bilinçli ve stratejik olarak öcüleştirilen, insanlara yabancılaştırılan en son din.

kuran ı kerim gibi müthiş bir kitabı olmasına rağmen aşağılanmış, garipleştirilmiş(kimsesizleştirilmiş) ve gerçek müslümanlar tarafından bile sahip çıkılmamış dindir.

müslüman görüntüsündeki ; münafık ve kafir din adamı müsveddeleri ile tarikatlar, fetvalar, hadisler ve fıkıh saçmalıklarıyla insanların kendisinden uzaklaştırıldığı din'dir.

tek çaresi vardır...
anlayarak kuran ı kerim okumak.

kuran ı kerim
furkan suresi
25 - gün gelecek gök, beyaz bulutlar şeklinde yarılıp dağılacak, melekler bölük bölük indirilecek.
26 - işte o gün tam hâkimiyetin rahman'a ait olduğu iyice açığa çıkacaktır. kâfirler için o gün, çok çetin bir gün olacaktır.
27 - o gün zalim, parmaklarını ısırır "eyvah!" der, "keşke o peygamberle birlikte yol tutsaydım!"
28 - eyvah! keşke falanı dost edinmeseydim!
29 - vallahi bana gelen öğütten (kur'ândan) beni o uzaklaştırdı. zaten şeytan, insanı (işte böyle uçuruma sürükleyip sonra da) yüzüstü, yalnız bırakır."
30 - o gün peygamber: "ya rabbî, halkım bu kur'ân'ı terkedip ondan uzaklaştılar!" der.

furkan 30 ayeti cehennemlik müslümanları kasdederek söylenmiş bir ayetdir.
hz muhammed ; kendi halkını ; yani müslüman ümmetini allaha şikayet edecek ve müslümanların ya da müslüman geçinenlerin, kuran ı kerim ile alakalarının kalmadığını allaha bildirecektir.

müslüman geçinenlerin helak sebebi kuran ı kerimi terketmeleridir.
kuran ı kerimi anlayarak okumamalarıdır.
hayatlarını kuran ı kerim hükümlerine göre yaşamamalarıdır.
devamını gör...

bilim insanları mutlu etmeye yetmiş midir sorusu

insanları mutlu eden şey, beyinde yaşanan dopamin patlaması, dopamin fırtınasıdır.

beyninize dopamin fırtınası yaratacak bir şeyler bulursanız ve yaparsanız, mutsuzluk diye bir şey yaşamazsınız.

öküz gibi, boş boş oturup miskinlik yaparsanız, beyniniz dopaminsizlikten ötürü mutsuzluk formuna kayacaktır.

mutlu olmanın bilimle alakası yoktur.
dağdaki çoban, sizden daha mutlu bir ömür geçirebilir.

inşirah suresi, 5 inci ayetten itibaren, allah bu konuda insanlara nasihatta bulunur.
5 - demek ki güçlükle beraber kolaylık vardır.
6 - evet, güçlükle beraber kolaylık vardır!
7 - o halde her işi bitirince, hemen başka işe giriş, onunla uğraş!
8 - hep rabbine yönel, o'na yaklaş !

yapmakta olduğunuz işi bitirince, kendinize yeni bir iş icat edin, yeni bir iş bulun ve beyninizi boş bırakmayın.
boş kalan beyin şeytanın malzemesi olur.
şeytan bu boş gezen kişileri çok kolay yoldan çıkartır.
yoldan çıkanın sonu da mutsuzluktur.
her iki dünyada da.

mutlu olmak için sürekli kendinizi meşgul edecek bir şeyler bulun.
hem yaptığınız, yarattığınız, vücuda getirdiğiniz eserin dopamin fırtınasını yaşarsınız.
çünkü bir şeyler var etmek insanı mutlu eder.
hem şeytandan korunursunuz.

nineleriniz, anneleriniz boşunamı binlerce saat dantel ördüler, örgü kazaklar, kaşkollar, çoraplar ördüler.
niye bu insanların mutsuzluk ve şeytanla işleri olmadı.

niye dedeleriniz elinde keserle, bel küreğiyle sürekli ; bahçede ve evin içinde dolaşıyor.
niye mutlu bu insanlar.

tefekkür edin, yani düşünün ve kendinize gelin.
devamını gör...

düşün ki tanrı bunu okuyor

ey allah,
enam suresi 52 inci ayetinde ''gücünün yettiğinden fazla yük yüklemem'' diyorsun.
al i imran 142 ve bakara 214 ayetlerinde ''cennete hemen girivereceğinizi mi zannettiniz'' diyorsun.
ben ömrümün büyük bir kısmında senin yüklerini taşıdım.
hatta taşıyamadığım, taşımaktan yorulduğum, bıktığım günlerim çok oldu.
benim gücümün tükendiğini gör.
artık yüklerini taşımak istemiyorum.
senin yüklerini taşımaktan bıktım.
artık beni çayıra sal.
enbiya 71 ayetindeki ; hz ibrahim ve hz lut peygamberlerini çayıra saldığın gibi ; beni de çayıra sal ey allahım.
hayır ve şer allahtandır diye ayetin var.
yani iyilik ve kötülük allahtandır diye ayetin var.
bana gönderdiğin kötülüklerinden bıktım.
bana artık iyi yüzünü göster, hayırlı yüzünü göster.
bana şu andan itibaren sadece iyilik gönder.
müminliğimden razı ol,
mümin olarak ölmeyi nasip et,
benden razı ol,
benden hoşnud ol,
üzerimdeki, gönderdiğin kötülük yüklerini kaldır,
ve beni hz ibrahim, hz lut gibi çayıra sal ey allahım.
....amin.

enam suresi --- ok.
152 - rüşdüne erinceye kadar, yetimin malına en güzel şeklin dışında bir sûrette yaklaşmayın! ölçüyü, tartıyı tam ve doğru yapın! biz hiç kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz. hakkında konuştuğunuz kimse, akrabanız bile olsa, yine doğruyu söyleyin. allah'a verdiğiniz ahdi tutun! işte düşünüp tutasınız diye allah size bunları emretti.

al-i imran suresi. --- ok.
142 - allah, sizin içinizden cihad edenlerle sabır gösterenleri ortaya çıkarmadan, kolayca cennete girivereceğinizi mi zannettiniz?

bakara suresi. --- ok
214 - yoksa siz, daha önce geçmiş ümmetlerin başlarına gelen durumlara mâruz kalmadan cennete gireceğinizi mi sandınız? onlar öyle ezici mihnetlere, öyle zorluklara dûçar oldular, öyle şiddetle sarsıldılar ki, peygamber ile yanındaki müminler bile "allah'ın vaad ettiği yardım ne zaman yetişecek?" diyecek duruma geldiler. iyi bilin ki allah'ın yardımı yakındır.

enbiya suresi. ---ok
71 - onu lût ile beraber kurtarıp, bütün insanlar için kutlu ve feyizli kıldığımız diyara ulaştırdık.
devamını gör...

din adamları ve gerçek islam

kimse sizden tefsir alimi olmanızı beklemiyor.
din alimi olmanızıda beklemiyor.
eğer inanıyorsanız ve doğru yolu arıyorsanız ; tek doğru yol vardır ; allah ve kuran.
din adamlarına, tarikat şeyhlerine, şıhlara, türbelere ve türbecilere, fetvalara, hadis denilen münafık icadı saçmalıklara ve din tüccarları olan kişilere asla inanmayacaksınız.
şeyh denilen, tarikat lideri denilen, imam denilen, din adamı denilen, bu din tüccarları ; şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır, mealden kuran okursanız kafir olursunuz diye bu milleti tahakküm altına alırlar.
kurandan uzaklaştırırlar.
ayrıca bu din tüccarı münafıkların yazdıkları kuran mealleride halkı yanıltmaktan, dinden soğutmaktan başka bir işe yaramaz.

madem doğruyu arıyorsunuz.
yaşar nuri öztürk mealini okuyun.
bu din adamı denilen münafıklar sürüsü ; yaşar nuri doğruları söyleyince ; yaşar nuri'yi kafir ilan etmişlerdi, aforoz etmişlerdi.
işlerine gelmedimi kafir ilan edip ; ortalığı velveleye verir bu münafık din adamı denilen çıkarcılar sürüsü.

size birde tüyo vereyim.
tüyomu ; allahın ayeti ilede destekleyeceğim.
allah ; kuranda ; size hükümler gönderdim, hükümlerime uyun, hükümlerime uyarak yaşayın diye söyler.
hüküm ayetlerine uyarak yaşayın diye söyler.
ayrıca kuranda müteşabih ayetler denilen ; teşbih, benzetme ayetleri vardır.
bu ayetlerin içeriğini ancak allah bilebilir.
bu ayetler öbür dünyanın, meleklerin ve gaybın bazı olaylarından ufak tefek tüyolar verirler.
alimlerin bir kısmıda ; öbür dünya ile ilgili bazı gerçekleri bu ayetlerden çıkarabilirler veya çıkarmaya çalışırlar.
ateistler ise bu müteşabih ayetleri kurcalayıp, kafirliklerini arttırırlar.
ben demiyorum bunları.
aşağıdaki ayette allah söylüyor.
eğer alim değilseniz müteşabih ayetlere takılmayın.
allahın konular üzerine verdiği hükümlere uyarak yaşayın.
sizden alim olmanızı bekleyen yok.
allahta ; herkesin alim olmasını beklemiyor zaten.

madem doğruyu öğrenmek istiyorsunuz ; allahın kuranından öğrenin.
din adamlarına itibar etmeyin.
din adamlarının birde şu sözleri vardır.
allah kuranda her şeyi açıklamamış ; allahın eksik bıraktığı konularda biz hüküm veriyoruz, derler.
hadis ve fıkıh ve fetvalarla ; allahın eksik bıraktığı şeyleri açıklıyoruz diyerek ; tanrıcılık oynarlar.
lanet olsun onlara.
allah onlara lanet etsin.

kuranda maide 101 ayeti vardır.
allah bu ayette...
ben kuranı sizin günlük yaşayışlarınıza göre indiriyorum.
konuları sizin güncel olaylarınıza göre belirliyorum.
kuran indirilirken şunu bunu pek fazla merak edip sormayın.
ısrar ederseniz merak ettiğiniz konuda hüküm gönderirim, bu hükümde size ağır gelir.
allahın kuranda hüküm vermediği konulardan muaf tutuldunuz.
hükümden muaf tutulduğunuz konulardaki davranışlarınız ve yaptıklarınız konusunda size günah yoktur, diye söyler.
allah bağışlayıcıdır, affedicidir diyerek bitirir.
allahın hüküm vermediği konularda hiç kimse hüküm veremez.
hüküm allahın tekelindedir.
allahtan başka hiç kimse hüküm veremez.
allahtan başka, hüküm verme ukalalığına kalkışan ve hüküm veren kafirdir şeklinde onlarca ayet var kuranda.
fakat kendilerine din adamı diyen münafıklar ; tanrıcılık oynayarak ; hüküm, fetva vermeye devam ederler.
hep merak etmişimdir.
bu din adamlarına ; bu deli cesareti nereden geliyor, diyerek.
ya kafirler ve allaha inanmıyorlar.
insanları kandırmak için müslüman görünüp tiyatro oynuyorlar.
yani münafıklar.
yada çok cahiller.
birbirinden duydukları lafları ; size satıyorlar.
kuranda allahın en kızdığı cümlelerdir...
biz atalarımızdan böyle gördük, biz atalarımızdan böyle öğrendik.
işte bu cahil din adamları birbirinin şahitliğini yapıyor.
bozacının şahidi, şıracı.

al-i imran suresi --- ok.
7 - bu muazzam kitabı sana indiren o'dur. onun âyetlerinin bir kısmı muhkem olup bunlar kitabın esasıdır. âyetlerin bir kısmı ise müteşabihtir. kalplerinde eğrilik olanlar sırf fitne çıkarmak, insanları saptırmak ve kendi arzularına göre yorumlamak için müteşabih kısmına tutunup onlarla uğraşır dururlar. halbuki onların hakikatini, gerçek yorumunu allah'tan başkası bilemez. ilimde ileri gidenler: "biz ona olduğu gibi inandık. hepsi de rabbimizin katından gelmiştir" derler. bunları ancak tam akıl sahipleri düşünüp anlar ve şöyle yalvarırlar:
al-i imran suresi --- ok.
8 - "ey bizim kerîm rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi saptırma ve katından bize bir rahmet bağışla. şüphesiz bağışı bol olan vehhab sensin sen!"
al-i imran suresi --- ok.
9 - "sen, geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde bütün insanları bir araya toplayacaksın. allah sözünden asla dönmez."

muhkem ayetler ; sağlamlaştırılmış ayetler, içinde hüküm, emir barındıran ayetler.

maide suresi --- ok.
101 - ey iman edenler! açıklandığı takdirde hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın! eğer kur'ân'ın indirilmesi esnasında onları sorarsanız, size açıklanır. halbuki allah onları bağışlamış, sizi onlardan muaf tutmuştur. çünkü allah gafurdur, halimdir (affı ve müsamahası geniştir).

101. ey iman edenler! açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. eğer kur'an indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. (açıklanmadığına göre) allah onları affetmiştir. (siz sorup da başınıza iş çıkarmayın). allah çok bağışlayıcıdır, aceleci değildir.

101. ey imân edenler! öyle şeylerden sormayınız ki, eğer size açıklanırsa sizi üzer. ve eğer siz kur'an'ın indiği sırada sorarsanız onlar size açılır. allah teâlâ onlardan af buyurmuştur. ve allah teâlâ gafurdur, halimdir.

101. ey o bütün iyman edenler; öyle şeylerden sual etmeyin ki size açılırsa fenanıza gidecektir, halbuki kur'an indirilmekte iken sorarsanız onlar size açılır, allah onlardan şimdilik afiv buyurdu, allah gafur, halîmdir

maide 101 ayetinin indiriliş sebebide aşağıdadır.
resûl-i ekrem (s.a.) <<allah size haccı farz kıldı, hac vazifenizi yapınız>> dediği zaman birisi kalkarak <<her sene mi yâ resûlallah?>> demiş ve sorusunu üç kere tekrarlamıştı. bu âyetin geliş sebebi budur. allah unuttuğu için değil, affettiği, kolaylık dilediği için bazı şeyleri açıklamaz; sorular sorarak işi güçleştirmek, teşrî hikmetine aykırıdır.
devamını gör...

evrende bir nokta olan insan

insan evrende bir noktanın üstündedir.
ne yana yürürse yürüsün evrenin ucuna ulaşamaz.
ömrü boyunca yürüdüğü yol sadece ; evrende bir nokta miktarını aşamaz.

ister cennete ve iyiliğe doğru yürüsün, cennete varamaz.
ister cehenneme ve kötülüğe doğru yürüsün cehenneme varamaz.

-------------------------------------
hz ibrahim peygamber, kral nemrut’ a karşı gelmiş. nemrut, ne güçlü bir kral olduğunu herkes görsün anlasın diye hz ibrahim‘ in ateşte yakılması emrini vermiş. meydanda odunlardan büyük bir yığın yapıp odunları tutuşmuşlar. o kadar büyük bir alevmiş ki bulutlara kadar yükselmiş. bütün hayvanlar ateşten korkmuş kaçmış. nemrut’un askerleri ibrahim peygamber‘i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış.

bu sırada, göklere kadar varan ateşe doğru bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile telaşla gidiyormuş. başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş:

– acele ile nereye gidiyorsun?

telaşla yetişmeye çalışan karınca, ağzındaki bir damla suyu ellerinin arasına alıp cevap vermiş:

– haberin yok mu? nemrut, hz ibrahim peygamberi ateşe atacakmış. meydana ateşin olduğu yere su götürüyorum.

diğer karınca kahkahalarla gülerek demiş ki:

– senin yanan büyük ateşten haberin yok mu? ateşe hiç bakmadın mı? ne kadar büyük, senin bir damla suyun ateşe ne yapabilir ki?

bir damla su taşıyan karınca:

– olsun, hiç olmazsa hangi taraftan olduğum anlaşılır.

---------------------------------------

işte bu evrendeki yolculuğunuzda varacağınız yeri ''tarafınız'' belirler.
allah yaptıklarınızı elbette göz ardı etmeyecektir.
fakat ilk önce hangi tarafta olduğunuza bakacaktır.
sizi varacağınız yere ; seçtiğiniz yol götürür.

nisa suresi. ---
175 - allah'a iman edip ona sımsıkı sarılanları ise o ; kendi tarafından bir rahmet ve geniş bir nimet içinde yerleştirecek ve onları, kendisine varan doğru yola koyacaktır.
devamını gör...

kadın yazarlardan erkek yazarlara sorular

tanımların yüzlercesini okudum.
öyle saçma sorular varki...

kadın yazarlar çıldırmış olmalılar.
ya manyak bir ütopya içinde yaşıyorlar.
ya da saçma bir hayal dünyası içinde olmayacak beklentiler içinde ; şizofrenik bir dünyada yaşıyorlar.
resmen erkeklerle dalga geçmeye programlanmışlar.

allah bu dünyada erkek ve kadını birlikte yaşasınlar diye yaratmış.
birbirine eş olsunlar, birbirine destek olsunlar, birbirinin ihtiyaçlarını karşılasınlar diye yaratmış.
allah sizi birbirinize düşman olun diye yaratmamış ki...
önce bunu kafanıza iyi sokun.

gelelim olması gereken hayatın nasıl olduğuna...

birbirinizden çok fazla beklenti içindesiniz.
birbirinize şartlar koşuyorsunuz.
oysa beklentilerinizi birbirinizden değil, hayattan bekleyin.
hayat bir gün olur da isteklerinize cevap verir.
siz ise hayat beklentileriniz için birbirinizle yardımlaşın.

karşınızdakini yormayın.niçin böyle yaptı diye her şeyi sorgulamayın.
insandır, hayattır ; her şey yapılabilir.
hayat düz bir çizgi değildir.
oturun konuşun ; yardımlaşın ve çözün.

karşınızdakine bir şeyler yaptırmak için ; beyninizde programlar ve kumpaslar kurmayın.
yaptırım uygulamayın.birbirinizi olduğu gibi kabul edin ve birbirinizi sevin.
birbirinizi severseniz hayat daha kolay ve daha yaşanılabilir bir yer olacaktır.

birbirinizi düşman kabul etmeyin, düşmana davranır gibi davranmayın.
elbette kadın ve erkek farklı yaratılmıştır.
hayattan beklentileri farklıdır.
bu farklılığı düşmanlık senaryosuna dönüştürmeyin.
birbirinizi dost bilin.
birbirinizle dost olun, arkadaş olun ; iyi günde, kötü günde her şeyi paylaşın ve birbirinize destek olun.

yeni tanıştınız diyelim.
karşınızdaki kişi sizin ; şunu yapalım bunu yapalım, şuraya gidelim, bunu yiyelim gibi tekliflerinize ; istemiyorum, hayır yapmam gibi ; çok sayıda olumsuz cevaplar veriyorsa ; yol yakınken ayrılın.
herkes birbirinle aynı zevkleri paylaşmak zorunda değil.
uyuşmadığınızı bilerek evlenip, sonra da karşınızdakini değiştirmek için uğraşmayın.
hayatı kendinize ve karşınızdakine zindan etmeyin.

benzer ve uyumlu karakterlerde iseniz birbirinizi hiç bırakmayın.
bu allahın verdiği bir şanstır, bu şansı geri tepmeyin.

hayattaki hayallerinize ulaşmak için karşınızdakini kullanmayın.
hayallerinizin karşılığını hayattan bekleyin.
sırt sırta verin ve hayatla savaşın.
birbirinizle değil.

aradığınızı bulunca onu bırakmayın.
her şeyi açıkça konuşun.
gerektiğinde ; karşınızdakini yormamak için bazı şeylerden feragat edin, vaz geçin.
hayatta bazı şeylerin eksikliği önemli değildir.
fakat sevdiğin kişinin eksikliği her şeyden daha çok üzücüdür.

hayattan ve karşınızdakinden ; hayalinizdeki beklentilerinizi yüksek tutmayın.
gerektiğinde çıtayı düşürün.
allahın verdiğinden fazlasının peşine düşmek ; sizi ve karşınızdakini yorar.
beklentileriniz karşılanamıyorsa birbirinizle savaşmayın.
bir birinize düşman olmayın.
asıl düşman olan hayattır, kaderdir.
sırt sırta vererek hayatla savaşın.

hayatın cilvelerinin peşine düşüp birbirinizden hemen vaz geçmeyin.
yeni arayışlara girmeyin.
yeni kişilerin peşine düşmeyin.
birbirinizin tamamlayıcısı olduğunuzu unutmayın.

özellikle kadınlar erkeğe güven verin.
önce güven verin.
her tanıştığınız erkekten ; bir hafta sonra evlilik teklifi beklemeyin.
erkekler bu tip kadınlardan tiksinir.
kendini kullanılmış veya kullanılıyormuş gibi hisseder.
bir kadının oyuncağı olmak istemez.
bir kadının elinde maymun olmak istemez.
siz kadınlar erkeğin kalbinde taht kurmaya bakın.
tahtınızı kurduktan sonra ; evlenerek o tahta zaten oturursunuz.

eşitlik denilen bir saçmalığa inandırılmışsınız.
herkes eşittir diye bir yalanın peşinde koşuyorsunuz.
dünyada ve sosyolojide sınıf farkları vardır.
sosyolojide okutulan ekonomi üçgeni sınıfların varlığının matematik delilidir.
siz kadınlara söylüyorum.
elinizden geliyorsa üst sınıftan birisiyle evlenmeye çalışın.
fakat sonradan görme hallerine girip erkeğinizi yormayın, bıktırmayın.
şükretmeyi bilin.

eğer kendi sınıfınızdan gariban bir erkekle evlenecekseniz ; birbirinizle savaşmayın ; sırt sırta vererek hayatla savaşın.

bayağı bir uzun yazmışım.
kitap kadar olmuş.
yazımı okuyanlar iban numarama 20 tl ücret ödesinler : )
nede olsa emeğe ve kitaba saygı...

not: bakalım bu uzun yazıyı kaç kişi okuyacak.
merak ediyorum.
devamını gör...

terk etmek vs terk edilmek

terk etmek ; içinde çok fazla felsefe barındıran bir konudur.

1) sevgilisinizdir ; daha güzel bir başkasını bulur terkedersiniz.
2) sevgilisinizdir uyuşmadığınızı anlarsınız terk edersiniz.
3) sevgilisinizdir ; birbirinizin ihtiyaçlarını karşılamadığınızı görür ve terkedersiniz.
4) sevgilisinizdir ve aşkınız biter, birbirinizden bıkarsınız terkedersiniz.

bu bahaneleri çoğaltmak mümkün.

asıl terkedilmek nedir bilirmisiniz.

evli bir kadın veya erkek ; eşini hayatının baş köşesine koymaya mecburdur.
birbirleri için yaşamaya mahkumdur.
birbirinin gönlünü okşamak zorundadır.
karşısındakini sevdiğini ve onunla ilgilendiğini karşısındakine hissettirmelidir.

oysa uzun seneler evli olan kadınlar ne yapıyorlar.
hayatlarını ; kocası yokmuş gibi yaşamaya başlıyorlar.
evlilik hayatları devam ettiği halde kocasızmış gibi yaşıyorlar.

kocasına sormadan bir çok eşya alıyorlar, kocasının fikrini sormuyorlar.
emrivakiler ile altın günleri veya kadın toplantıları yaparak kocalarını dışlıyorlar.
annelerinin veya kız kardeşlerinin evinden çıkmıyorlar.
haftanın pek çok günleri annelerinde, kız kardeşlerinde, kızlarında, oğullarında yatıyorlar.
kendi yaptıkları bir program içinde yaşamaya başlıyorlar.
kocalarını sadece para makinesi gibi görüyorlar.
kafeslemek için aylarca hatta senelerce uğraştığı adamı ; kafesledikten sonra düşman gibi görüyorlar.
evli olduklarını ve evliliğin yazılı ve örf kurallarını iplemiyorlar.
sadece kendilerini ve kendi isteklerini düşünüyorlar.
empati yoksunular.
karşısındakini düşünmüyorlar.
sevgilerini ve alakalarını esirgiyorlar.
zaten sevmiyorla da !
kocasının sevgisini görmezden geliyorlar.
kocasının sevgisini suistimal ediyorlar, sömürüyorlar.
sex olgusunu silah gibi kullanıyorlar.
amaçlarına ulaşmak için seks bir araç oluyor.
bu hayatı beraber yaşadıklarını umursamıyorlar.
vs vs vs

erkek dediğin de öküz değil.
karısının ; evlilik çatısı altında kendisini terk ettiğini, hayatından çıkardığını görüyor elbet.
işte en acı terkediliş budur.
seni ; kendi dünyasında, evlilik çatısı altında terketmiş bir kadına sövüşlenmeye devam etmek zorunda kalıyorsun.
neymiş efendim, evlilikmiş.
olmaz olsun böyle evlilikler.

birlikte yaşamaya devam ettiğin halde, terkedildiğini farkederek buna katlanmak en acı şey.
devamını gör...

cehennem pahalı cennet ucuzdur

kuran ı kerim
zümer suresi 53
“ey kendi nefisleri aleyhinde israf edip haddi aşan kullarım, allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz! çünkü şüphesiz ki, allah bütün günahları bağışlar. muhakkak ki, o çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.”

allah bu ayette bu gerçeği açıkça vurgulamıştır.

insanlar günahı parayla satın alır.
kumar oynar, para verir.
içki içer, para verir.
hovardalık yapar, para verir.
insanlara gösteriş yapar, rüküşlük yapar, para verir.
israf da bulunur, para verir.
aşırı yiyerek obez olur, para verir. (aşırı yemek de israftandır.)
zayıflamak için spor yapar, diyetisyene gider, para verir. (şişmanlığının ceremesini çeker.)

bunlar bir kaç dakika içinde aklıma gelenler.

cennet ise cehenneme kıyasla çok daha ucuzdur.
paranızın kırk da birini zekat olarak verirsiniz ve cennete girersiniz.
hacca gidersiniz ve cennete girersiniz ; zaten her sene tatil masrafı yapıyorsunuz ; bir sene de allahın hatırı için mekkeye gidebilirsiniz.
namaz kılarsınız ve cennete girersiniz, üstelik bedavadır.
oruç tutarsınız ve cennete girersiniz, üstelik bedavadır.
''la ilahe illallah'' dersiniz ve cennete girersiniz, üstelik bedavadır.
karşınızdaki insana bir tatlı tebessüm edersiniz ve cennete girersiniz, üstelik bedavadır.
karşınızdaki kişiye hoşgörülü davranır ve allah rızası için affedersiniz ve cennete girersiniz, üstelik bedavadır.
bir çocuk sevindirirsiniz ve cennete girersiniz, üstelik bedavadır.

matematiksel istatistiğe vurunca ; cehennemin ne kadar pahalı ; cennetin ne kadar ucuz olduğunu siz de göreceksiniz.

bu gerçeği görmeniz ve mutlu hayatlar yaşamanız dileklerimle.
allah hepinizin hakkınızda hayırlısını versin. amin.
devamını gör...

lanet olsun iblis denilen şeytana ve tüm işbirlikçilerine

kuran ı kerim de asıl bahsedilen şeytan iblis adındaki cin'dir.
allah ile restleşen bu iblis adındaki cin'dir.
ve allah ''kovuldun şeytan'' diyerek iblisi aşağılamıştır.
şeytan diye maddi bir varlık yoktur.
nasıl ki insanlar birilerine kızınca ''o..spu'' diye hitap ediyorlar.
allah da kızınca ''şeytan diye hitap ediyor.
allahın huyu bu...
şeytan= o..spu
mesela dedik...
yani allahın lugatinde şeytan kelimesi hakaret ve aşağılama içeren bir sıfattır.

kehf suresi 50 inci ayette iblisin çocuklarından bahsedilir.
demekki iblisin çocukları da var.
belki milyon veya milyarlarca.
iblis bir sürü cin çocuk sahibi olarak ; şeytanlar ordusunu genişletmiştir.
yani cinlerden teşekkül ; bir çok işbirlikçi sahibi olmuştur.

kehf suresi
50 - hani bir zaman biz meleklere: "âdem'e secde edin!" deyince, onlar da derhal secdeye kapanmışlardı. ne var ki iblis eğilmemişti. o cinlerden idi. rabbinin emrinin dışına çıktı. ey âdem'in evlatları! onlar size düşman oldukları halde, siz kalkıp benden ayrı olarak onu ve onun evlatlarını mı dost ediniyorsunuz? zalimler için ne fena bir bedel! ne zararlı bir takas!

allah; nas suresinde de şeytan denilen karektersizlerin cinlerden başka ; insanlardan da olduğu gerçeğini vurgulamıştır.
sonuçta şeytan demek ; allahın en sevmediği kişiler, varlıklar demektir.
yani iblisin ; insanlardan müteşekkil ; insanlardan yardım aldığı bir şeytan ordusu daha vardır.

nas suresi
3 - insanların ilahına sığınırım.
4 - o sinsi şeytanın şerrinden
5 - o ki insanların kalplerine vesvese verir,
6 - o şeytan, cinlerden de olur, insanlardan da.

pekiiii....
iblisin işbirlikçileri sadece cinler ve insanlar mıdır.
aklı çalışanları davet ediyorum.
iblisin cinlerden ve insanlardan başka işbirlikçisi yok mudur.
devamını gör...

hicret

hicret etmek yani göç etmek bazen gereklidir.
hatta kuran ı kerime göre allahın emridir.
eğer dininizi ve özgürlüğünüzü yaşayamıyorsanız ; onursuz ve kötülük içinde yaşıyorsanız ; hicret yani göç etmeniz elzemdir.

eskiden bazı karakollara girince, girişin karşısında kocaman bir tabela olurmuş.
ben görmedim fakat duydum.
tabelada ''buranın allahı yoktur'' yazarmış.
veya ''burada allah yoktur'' yazarmış.

bu ana fikirden yola çıkarak...

''yaşadığım yerde tanrı bana yardımcı olmuyor, tanrının bana yardımcı olacağı bir yerlere gitmeliyim''

fikriyle göç edebilirsiniz.

tabii ki bu yazdıklarım abartılı ve latife dolu bir örnekti.
allah her yerde vardır, sizi her yerde görür ve duyar.
fakat bazı kötü yerlerde pisliğin içinde yaşıyorsanız ; tanrının yardımı ; hicret ederek allaha kendinizi ispat ederseniz daha çabuk ulaşır.

aslında kuran ı kerimde hicret (göç) ile ilgili ayetler vardır.

kuran ı kerim
nisa suresi
97 - iman edip de hicret etmeyerek kendi öz nefislerine zulmeder vaziyette olanların canlarını alırken melekler onlara diyorlardı ki: "ne işte idiniz?" onlar da: "biz bu ülkede, dinin emirlerini uygulayamayan, baskı altında yaşayan kimselerdik" deyince, melekler bu sefer şöyle dediler: "peki allah'ın dünyası geniş değil miydi? siz de orada hicret etseydiniz ya?" işte onların durağı cehennemdir. ne fena bir dönüş yeridir orası!

yani allahın bu ayetindede görüldüğü gibi...

kötülük, bela, musibet, kafirlik, yokluk, esaret içinde yaşayan,
istediği güzel, imanlı, onurlu hayata ; bulunduğu yerde ulaşamayanlara hicret (göç) farzdır.
boşunamı türkiyede milyonlarca muhacir vatandaşımız var.
muhacir kelimesi türkçe olarak, göç eden demektir, hicret eden demektir.
islamı ve istedikleri onurlu hayatı, kafir ülkelerinde yaşayamadıkları için ; hicret, göç ederek türkiyeye geliyorlar.

allah muhacir vatandaşlarımıza ; allahın bu ayetteki emrine uydukları için rahmetle karşılık versin. amin.
devamını gör...

öldükten sonra ne olacak sorunsalı

enfal suresi ---
50 - melekler o kâfirlerin yüzlerine ve arkalarına vurarak "tadın bakalım cayır cayır yanmanın acısını!" diyerek canlarını alırken bir görmeliydin!

muhammed suresi ---
27 - haydi dünyada birtakım hile ve dolaplar çeviriyorlar, peki melekler, onların yüzlerine, sırtlarına vura vura canlarını aldıkları zaman halleri ne olacak?

nahl suresi ---
32 - onlar ki melekler canlarını tatlılıkla alırlar: "selam size! yaptığınız işlerden dolayı buyurun cennete!" derler.

yaniiii...

neymiiiişşşşş...

2 tane seçenek varmış.
ya ; daha ölmeden, canınız alınırken meleklerden dayak yemeye başlayacaksınız.
sonrasında ; pişmiş tavuğun başına gelmeyen acı ve kötülükler başınıza gelecek.

ya da ''selam'' diyerek gelen meleklerin itinasıyla ; tatlı bir şekilde öleceksiniz.
sonrası cennet ; huri veya nuri.
devamını gör...

cahiliye döneminde doğan kız çocuklarının gömülmesi

''kız çocuklarının gömülmesi''
kulağa ne kadar kolay geliyor, değil mi.

cahiliye arapları her ne kadar şirk ehli putperest olsalar da ; kız çocuğunu gömmenin de bir ritüeli vardı.
yani seremonisi, kuralları vardı.

kız çocuğu 1 veya iki günlükken ; yani 1 veya 2 günlük bebekken ;babası tarafından mezarlığa götürülür,
babası tarafından ; mezarı kazılır,
babasının elleriyle diri diri mezara konulur.
babası tarafından ; üzerine toprak atılarak gömülürdü.

bebek ; toprakta havasızlıktan boğularak ölürdü.

üstelik bunu yapan da ; onu öldüren de, babasıydı.

''kız çocuklarının gömülmesi''
ne kadar basit bir cümle değil mi.

bu günkü feministler ; erkekler kadınları öldürüyor diye ; haklı olarak kızıyorlar.
muhammed ve kuran ı kerim gelmeseydi ; kızacak cesaretleri bile olmayacaktı.
kocaları tarafından öldürülecek yaşlara bile gelemeyeceklerdi.
çünkü babaları tarafından 1 günlük bebekken ; diri diri gömülerek öldürüleceklerdi.
devamını gör...

allah'ın hikmetinden sual olunmaz

allahın hikmetinden niçin sual olunmaz, biliyormusunuz.

enbiya suresi. ---
23 - o, yaptıklarından sorumlu değildir. o'nu sorguya çekecek kimse yoktur, ama insanlar mutlaka sorgulanacaklardır.

cesaretiniz varsa ; allahın karşısına geçip ; size yaşattıklarından ötürü sorumlu tutun da göreyim.
hesap sorun da göreyim.

bi tarafınız yiyorsa...

bakara suresi. ---
214 - yoksa siz, sizden önce gelip geçmiş olanların karşılaştıklarının benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? onlara şiddetler, belalar ve zorluklar gelip çattı; sarsıldılar. öyle ki, resul ve onunla birlikte inananlar, "allah'ın yardımı ne zaman?" diye yakarıyordu. haberiniz olsun ki, allah'ın yardımı çok yakındır.

1- sizi imtihan ettim der ve ağzınızı kapatır.
2- kötülüğüne karşılık cezalandırdım ve azap ettim der ve ağzınızı yine kapatır.

allah ile başa çıkabilirmisiniz.
her yaptığına bir sebep gösterir.
devamını gör...

hiç kimseyi özlemeyen insan

ben...
gerçekten hiç kimseyi özlemiyorum.
çocukluğumda özlerdim.
şehir dışındaki teyzemi...

üniversite yılları geldi.
şehri terk edip, ankaraya okumaya gittik.
ailemi, kardeşlerimi özlerdim.

yani özlemek nedir, bilirim...
bir insanın, burnunda tütmesi...

şimdi o duygu kayboldu.
aylarca görmesem bile ; hiç kimse aklıma düşmüyor.
hiç kimseyi özlemiyorum.
ben nasıl böyle bir insan oldum ; onu da bilemiyorum.
belki insanlara kırıldım ve küstüm.
belki de ; kişilik denilen şey budur.
kişiliğimi buldum belki de.

belki de geçmişte seni kıran, seni üzen, sana kötülük eden insanlar özlenmiyordur.
devamını gör...

evrim doğruysa bugün maymunların insan olmamasının nedeni

kötü beslenme !

ciddi söylüyorum :)
kötü beslenme.

ot ve yaprak yiyerek evrimleşilebilir mi.
geri zekâlı primatlar.

zengin besleneceksin.
protein, et, balık, tavuk, havyar, bal ve süt ürünleri tüketeceksin.

60 sene önceki ; bizim çocukluğumuzdaki insanlardan ; 30 sene daha fazla yaşıyoruz ve 30 santim daha uzun boyluyuz.
bu kadar basit.

evrimdeki atalarımız ; yakaladığı hayvanı öldüren, katiller sürüsüydü ve zengin besleniyorlardı.

işin garibi...
evrim halâ devam ediyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim