1.
the beast in me
the americans dizisinden tanıdığımız matthew rhys'la, homeland'dan tanıdığımız claire danes'in başrollerini paylaştığı 8 bölümlük gerilim, gizem ve polisiye türündeki mini netflix dizisi.
konusu kısaca şöyle:
çocuğunu trafik kazasında kaybetmiş, kaybettikten sonra hayatını ve evliliğini darmadağın etmiş, yas tutmayı hayatının amacı haline getirmiş ve nihayetinde de yazar tıkanması yaşamaya başlamış pullitzer ödüllü yazar aggie wiggs şehrin dışında yazmaya çalışarak yaşamaktadır.
bu sırada, karısını öldürmekle suçlanmış olan emlak kralı nile jarvis, basından uzak durmak için aggie’nin yanındaki büyük malikaneyi satın alır ve yeni karısıyla oraya taşınır.
aggie, komşusunun bu sansasyonel hikâyesini yazabileceğini düşününce yolları kaçınılmaz olarak kesişir. bundan sonraysa iki karakter de birbirinin karanlık taraflarıyla yüzleşmeye başlar ve adeta birbirlerini “canavar” olarak adlandırırlar.
aslında dizi ters köşeleriyle sizi şoka uğratan, klişeden uzak bir dizi değil maalesef. dizinin ortaya büyük bir gizem atma iddiası da yok ama oyunculuklar -özellikle de matthew rhys'ın performansı- çekimler, kullanılan mekanlar diziye gerçekmiş hissi veriyor ve kalbiniz ağzınızda izliyorsunuz. neyin nasıl ilerleyeceğini tahmin ediyorken üstelik.
claire danes'ın oyunculuğunu çok severim ama bu dizide çok abartılı buldum. aslında daha önce hiçbir dizisini izlememiş olsam çok etkilenebilirdim ama bana homeland'daki karakterinin ankisiyete seviyesini daha da arttırmış, üzerine başka bir şey eklememiş gibi geldi.
dizi 6 bölüm boyunca geçmişe hiç gitmeden günümüzde ilerliyor. 7.bölümdeyse geçmişe gidiyoruz ve nile jarvis'in karısının akıbetini öğreniyoruz. sonrasındaki 1 bölümde ise dizi apar topar sonuca bağlanıyor.
bana göre ilk 6 bölüm gereksiz uzatılmış. o kısımlar daha hızlı bir ritimle, ana konudan sapmadan 4 bölümde toparlanabilirdi. sonra 1 bölümde geçmişi aydınlattıktan sonra kalan 3 bölüm boyunca dağınık kalan kısımlar toparlanabilirdi.
dediğim gibi dizinin son bölümü aceleye gelmiş ve bazı konular epey dağınık bırakılmış.
tabi her şeye rağmen iyi oyunculuk, güzel prodüksiyon derken hafta sonu bir oturuşta izlenebilecek, eli yüzü düzgün bir dizi olmuş.
konusu kısaca şöyle:
çocuğunu trafik kazasında kaybetmiş, kaybettikten sonra hayatını ve evliliğini darmadağın etmiş, yas tutmayı hayatının amacı haline getirmiş ve nihayetinde de yazar tıkanması yaşamaya başlamış pullitzer ödüllü yazar aggie wiggs şehrin dışında yazmaya çalışarak yaşamaktadır.
bu sırada, karısını öldürmekle suçlanmış olan emlak kralı nile jarvis, basından uzak durmak için aggie’nin yanındaki büyük malikaneyi satın alır ve yeni karısıyla oraya taşınır.
aggie, komşusunun bu sansasyonel hikâyesini yazabileceğini düşününce yolları kaçınılmaz olarak kesişir. bundan sonraysa iki karakter de birbirinin karanlık taraflarıyla yüzleşmeye başlar ve adeta birbirlerini “canavar” olarak adlandırırlar.
aslında dizi ters köşeleriyle sizi şoka uğratan, klişeden uzak bir dizi değil maalesef. dizinin ortaya büyük bir gizem atma iddiası da yok ama oyunculuklar -özellikle de matthew rhys'ın performansı- çekimler, kullanılan mekanlar diziye gerçekmiş hissi veriyor ve kalbiniz ağzınızda izliyorsunuz. neyin nasıl ilerleyeceğini tahmin ediyorken üstelik.
claire danes'ın oyunculuğunu çok severim ama bu dizide çok abartılı buldum. aslında daha önce hiçbir dizisini izlememiş olsam çok etkilenebilirdim ama bana homeland'daki karakterinin ankisiyete seviyesini daha da arttırmış, üzerine başka bir şey eklememiş gibi geldi.
dizi 6 bölüm boyunca geçmişe hiç gitmeden günümüzde ilerliyor. 7.bölümdeyse geçmişe gidiyoruz ve nile jarvis'in karısının akıbetini öğreniyoruz. sonrasındaki 1 bölümde ise dizi apar topar sonuca bağlanıyor.
bana göre ilk 6 bölüm gereksiz uzatılmış. o kısımlar daha hızlı bir ritimle, ana konudan sapmadan 4 bölümde toparlanabilirdi. sonra 1 bölümde geçmişi aydınlattıktan sonra kalan 3 bölüm boyunca dağınık kalan kısımlar toparlanabilirdi.
dediğim gibi dizinin son bölümü aceleye gelmiş ve bazı konular epey dağınık bırakılmış.
tabi her şeye rağmen iyi oyunculuk, güzel prodüksiyon derken hafta sonu bir oturuşta izlenebilecek, eli yüzü düzgün bir dizi olmuş.
devamını gör...




