kitap şermin yaşar'ın kısa kısa öykülerinden oluşuyor. yazarın kalemiyle ilk kez tanıştım kitap sayesinde. hikaye okumayı seven biri olarak beğendim kitabı. içindeki bazı hikayelerden kısa kısa bahsetmek isterim sizlere;
nokta nokta gül:
bu hikayeyi okurken hem güldüm hem duygulandım. isimlerin insanların kaderiyle bağlantılı olduğunu düşünüyorsanız siz de benimle az çok aynı hisle bitireceksiniz bu hikayeyi. cevriye isimli karakterimiz kötü talihini sevmediği ismine bağlayıp isim değiştirmeye karar veriyor. karar veriyor vermesine ama şimdi de talihini açacak bir isim seçmesi gerekiyor. cevriye'nin ismiyle birlikte talihi de değişecek mi diye düşünüp keyifle okudum hikayeyi.
kalk yerine yat:
kitaba adını veren hikayemiz; kiralık ev arayan bekar, erkek ve işsiz biriyseniz sakın neriman isimli dul ve kedileriyle birlikte yaşayan ev sahibinin evini kiralamayın; yoksa hem ev, hem iş, hem doktor hem de avukat aramak zorunda kalacağınız bir geleceğiniz olur. okurken sıkıntı bastı, evi kiralayan karakterimiz kadar gerildiğim anlar oldu, haline üzüldüğüm güldüğüm yerler oldu, kalk yerine yat cümlesinin beni bu kadar rahatsız edeceğini düşünmemiştim hiç.
şimdi rahatladık:
sıra geldi kitapta beni en çok etkileyen hikayeye; hikayemiz 4 çocuklu bir ailenin evin annesini mutlu ve rahat ettirmeyeyle kafayı yiyen baba karakteri ve çocukların hikayesini konu alıyor. ne yalan söyleyeyim hikayenin başlarında baba figürünün anneye olan aşkını ve düşkünlüğünü görüp imrendim ve 'evet işte bu, biri beni böyle düşünüp sevsin, ilgilensin, evet aşk tam olarak böyle bir şey' desem de ilerleyen cümlelerde o aşkı sevemedim, en azından bencilce buldum. evin küçük kızı ismail'e aşık olur, ismail de aşıktır bizim kıza. ismail bir tesisatçı, e tesisatçıya kız mı verilir diyen evin annesi yüzünden evlenemezler, anne illa memur damat olsun diye tutturuyor, anne ne derse baba için o kanun yerine geçiyor tabi, kızımızı suratsız bir memurla evlendirip kendi hayatlarına devam ediyorlar. bizim kız depresyondan çıkamaz bir türlü, belki evliliğim düzelir diye de bir çocuk yapar yine de fayda gelmez (ah be güzelim çocuk çözüm olur mu hiç) bizim kız mutsuzluktan debelenip dururken anne ve babası hayallerini kurdukları evi sonunda yaptırmıştır, evin her köşesi anneyi düşünülerek yapılmış, dizayn edilmiştir baba tarafından, her şey anneyi rahat ettirmek içindir en nihayetinde. birlikte yeni evlerinde uyudukları ilk gece baba kalp krizi geçirip aileye veda ediyor, ve annenin hiç geçmeyen baş ağrısı başlıyor. doktorlara, psikologlara, hocalara bile gidiliyor ama asla geçmiyor o baş ağrısı. çenem düştü tüm hikayeyi anlatacak kıvama geldim, artık durmalıyım. hikaye beni duygusal olarak karmaşık olduğum bir dönemde yakaladı o yüzden farklı bir bağ kurdum kendisiyle, biraz da gerçekliğe yakın bulduğum her hikaye kalbime dokunur o yüzden keyifle okudum, sonu da çok hoşuma gitti, içim ısındı.
çöp:
evet geldik bir diğer kıymetli hikayemize; selim hayatının belli bir döneminde yokluktan dolayı çöpte kağıt toplayarak para kazanan biridir, çöpte bulduğu eski fotoğraf albümleri, mektupları, günlükleri okuyup, yorumlamayıp bir zamanlar birlikte anılar biriktiren insanların hayatına tanıklık eder. zaman içinde bu durum onda tuhaf bir bağlılığa neden oluyor, içinde kocaman bir ağlama isteği oluşunca çöplere koşar oradan ağlayabileceği geçmişler bulmaya çalışır. okumaya değer kıymetli bir hikayeydi benim için.
evet, kısa öykü kitabımızda beni etkileyen hikayelerden size ufak ufak bahsetmek istedim, hikaye okumayı seviyorsanız ben gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim kitabı, şimdiden keyifli okumalar dilerim.
devamını gör...