beni bana anlat yazar profili

beni bana anlat kapak fotoğrafı
beni bana anlat profil fotoğrafı
rozet
karma: 573 tanım: 235 başlık: 13 takipçi: 4
Bazı şeylerin anlamı var, bazılarının yok. Benim hayatımın var mı? Bilemiyor, sorgulamıyorum uzun zamandır. Sadece takılıyorum. Yazıyor, okuyorum. Bu.

son tanımları


sigara içerken uzaklara bakan insan

uzaklarda değerli birisi olan insandır.
devamını gör...

file çorap

bazı kadınlara yakışıyor. ama özellikle kalın bacaklı kadınlarda aşırı sırıtıyor.

tanım : bir kadın çorabı.
devamını gör...

sevilmediğini anlamak

sevilmiyoruz dostum. kimimiz bir kişi, kimimiz herkes tarafından. tanrı bile sevmiyor üstelik. yoksa bu cehennemde bırakır mıydı bizi?

tanım : sevilmemek hakkında ki hezeyanım.
devamını gör...

yazarların yakın gelecekteki hayali

yurt dışına gidebilmek. aksi halde yaşamamayı dilerim. gidememek aynı şey çünkü.
devamını gör...

çocukluk arkadaşı

yaklaşık 25 yıldır dostum olan bir çocukluk arkadaşım var. neler yaşadık onunla neler. sigaraya beraber başladık. içtik, gezdik eğlendik. sonra evlendi. eskisi gibi gelemez, takılamaz olduk. bir gün öğrendim ki kocası uygun bulmuyormuş arkadaşlığımızı. buna rağmen ara sıra görüşüyorduk. ama hep aklımın bir köşesinde "acaba ona zarar mı veriyorum" düşüncesi gelip geçiyordu. ona açtım bu düşüncemi. "saçmalama" dedi bana. "sen benim 25 yıllık dostumsun, o benim bir yıllık kocam. karışamaz bana."

bir akşam evde takılırken onunla ortak bir arkadaşım aradı, konuştuk. benim yüzünden kocasıyla sürekli kavga ediyorlarmış. bunu öğrendim. içime nasıl bir bıçak saplandı anlatamam.

ne yapmalıydım?

epey plan yaptım. onu kendimden uzaklaştırmalıydım. yuvasını dağıtmamak pahasına ben aradan çekilmeliydim. buna karar verdim.

son buluştuğumuz gün sudan sebeplerle kavga çıkardım. bilerek kırdım onu. azarladım. ağlattım. ve kalkıp gittim. o gün milat oldu. yavaş yavaş soğuttum kendimden. bende ondan. sonra da tayinim çıktı gittim o şehirden. bağlantı koptu.

aradan 5 yıl kadar geçti. iki kızı oldu. şimdi mutlular, kocasıyla da iyiler. ortak arkadaşım sayesinde sürekli alıyorum haberini. ve o bilmiyor ama bit gölge gibi onu izliyorum. çünkü dost olmak, dostunu mutlu görmeyi gerektiriyor...
devamını gör...

hayattaki en yüce değer

başka insanların yaşam hakkına saygı duymak. gerisi teferruattır.
devamını gör...

rüyada eski sevgiliyi görmek

eski sevgililerimi genelde uygunsuz pozisyonlarda görüyorum.

not : aşırı uygunsuz.
devamını gör...

biten ilişkinin ardından yapılanlar

önce bir süre savrulurum. içerim. yine savrulurum. sonra kimse ile olamayacağıma ikna ederim kendimi. ve haftasında biriyle olurum.
devamını gör...

linç yerim korkusuyla düşünceleri özgürce söyleyememek

yazamam, yoksa linç yerim.
devamını gör...

yazarların normal sözlük'ü keşfettiği yerler

ben ekşi sözlükte bit başlıkta görüp geldim. orada 10 yıldan fazla süredir yazarım. şu an hala gözlemliyorum.

not : ilk izlenimlerim pek olumlu değil. her an şener şen gibi depar atarak kaçabilirim.
devamını gör...

bir insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük

bana kalırsa bu kötülük, kişinin kendine olan saygısını ve umudunu yitirmesidir.
buraya bununla ilgili bir bilgi bırakıyorum.

parasını kaybeden bir insan bir şeyini kaybeder, sağlığını kaybeden insan çok şeyini kaybeder, umudunu ve kendine olan saygısını kaybeden insan ise her şeyini...
devamını gör...

distopik bilim kurgu kitapları

1984 ve cesur yeni dünya.

tanım : kurgusal anlamda uçlarda olan eserler.
devamını gör...

güne anlamsız bir fotoğraf bırak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

başak burcu

duygusal ve hesaplama konusunda kendini yetiştirmiş, özellikle mantıklı davranmaya çalışan kişileri tanımlar bu burç. yani beni.
devamını gör...

hangi entryi kim beğenmiş hepsine teker teker bakan yazar

amacı beğeni almak olan yazardır. böyle birisi genellikle beğenilmeyen entrilerini siler hatta. beyhude çabadır oysa. benim beğeni bildirimlerim bile kapalıdır oysa. o derece umursamıyorum yani.
devamını gör...

genç bir doktorun anıları


mihail bulgakov'a ait okuduğum ilk kitap.

  son derece anlaşılır ve sade bir dille kaleme alınmış, sıcak bir üsluba sahipti eser. baştan sona bir gün olmadan bitirdim. eğlenceli ve akıcıydı ayrıca.

gelelim kitaba:

--spoiler --

        genç bir doktor olan bomgard mezun olduktan sonra bir kasabaya atanır. orada teorik olarak aldığı eğitimleri pratiğe çevirme imkanı bulur. ve üzerinden korkusunu atacak kadar tecrübe edinir. ikinci bölümde ise arafan bir yış geçmiş ve şehre taşınmıştır. orada iken eski görev yaptığı kasabadan bir telgraf alır tam oraya gidecekken telgraf aldığı doktoru(okul arkadaşını) şehre getirirler. arkadaşı intihar etmiştir ve bir süre sonra hastanede can verir. ancak ölürken doktor bomgard'a günlüğünü bırakır. böylece doktor bomgard arkadaşının neden adım adım intihara sürüklendiğini öğrenir.

--spoiler --
devamını gör...

yazarların bugünkü mutsuzluk sebebi

hala hayatta olmak. işte bugünkü hüzün sorunum.
devamını gör...

fiyatının hakkını veren yiyecekler

bu yiyecek benim için kokoreçtir. normalde pek tüketmesem de alkollüyken harika gidiyor. saat kaç olursa olsun böyle günler bir yolunu bulup yerim. özellikle yol kenarında minibüsten bozma, salaş kokoreççiler muazzamdır.
devamını gör...

diyelim ki o bunu okuyor


okuduğunu düşünmüyor, okuyacağını biliyorum. çünkü artık iletişimimizde ikinci aşamaya, birbirimizin gölgesi olma boyutuna geçtik...

dün gece hiç uyumadım. oysa alacağım 3 saat 32 dakikalık bir uyku hakkım vardı. sahi, hakkım var mıydı? ve senin hakkın var mıydı? şimdi daha mı iyi oldu, daha mı mutlu olacaksın?

belkide böyle olması gerekiyor, bitmesi gerekiyordu. ama soruyorum, hayatumızın hangi anında olması gerekeni, olması gerektiği gibi yaptık? baş kaldıramaz mıydık mantığımıza ve hep en doğrusunu mu isteyeceğiz yapmak için...

neyse. bırakıyorum. senin olsun herşey... bu şiir bile.

"kal" deseydin kalırdım, demedin oysa...
kuru bi' "bitmesin"'den başka hiçbir şey demedin,
öyle kuru, öyle soğuk, öyle uzaktı ki ondaki anlam,
bu kadar kolay mıydı her şey, bu kadar yakın mıydık uçuruma?
savunmıcak mıydın sevgimizi?
"kal, kal" diye haykırmayacak mıydın ardımdan?
düşündüğüm bu değildi.
hayal ettiklerim, beklediklerim başkaydı senden.
mücadele beklemiştim oysa, yelkensiz olan gemimizi,
kıyıya ulaştırırız sanmıştım.
kıyıya ulaştırırsın sanmıştım.
oysa onu denizin ortasında, savunmasız bırakmama göz yumdun.
bu kadar yıpratıcı olamazsın.
oysa bir anlam olmalıydı yaşadıklarımız da.
paylaşılan duyguların bir anlamı olmalıydı.
yüreğimdeki martıların bir anlamı olmalıydı.
beynimizdeki melodilerin, aramızdaki çekimin,
geçen akşamki sohbetin bir anlamı olmalıydı.
duygularımızın bir anlamı olmalıydı.
yüreğimideki tüm martıları uçurdun şimdi.
hangi yöne gittiler bilmiyorum.
geri dönerler mi bilmiyorum.
dünya boşaldı mı ne?
neden bu kadar sessizleşti birden yaşam?
neden artık parlamıyor yakamozlar gözlerimde?
neden artık rüzgar esmiyor?
her şey seninle mi kaldı yoksa?
mantığım, mantığımı bana bırak lütfen, ona ihtiyacım var.
bazı şeyleri anlamak için ona ihtiyacım var.
evet, ben istedim ayrılığı.
çıkmaz yollara yönelen bendim.
kucağında bir yığın noktayla karşına çıkan bendim.
kahretsin! bunu neden yaptığımı bilmiyorum.
ve senin buna nasıl göz yumdugunu...
tıpkı balkondaki akasyaları sularken,
fazla sudan dolayı solucaklarını bilmediğim gibi.
su onun için hayat olmalıydı oysa.
ve sen de benim tutunacak dalım.
bazı şeyler vardı aramızda, biliyorsun.
olmaması gereken ama daima var olan.
farklı uçlardaydık seninle,
farklı mevsimleri seviyorduk, farklı zamanlarda...
sen büyük fırtınalara vardın.
bense lodostan bile ürküyordum.
oysa başardığımız şeyler vardı her şeye rağmen...
daha doğrusu öyle sanıyordum.
binlerce yıldız arasında, ay'ın güzelliğini gösterebilmekti tek amacım.
yıldızları söndürmekti, sorunları yok etmekti.
"bitti, bitti", bitti deyişim öylesine bi' şeydi, öylesine sıradan, şakacıktan.
"hayır, hayır" demeliydin,
hatta kıyametler koparmalıydın yüreğimde,
hendekler açmalıydın yoluma, gidemeyeyim diye...
sahip çıkmalıydın, gözlerimdeki ay'a, sevgimiz diye.
beni yolumdan alıkoymalıydın, "kal" demeliydin.
defalarca "kal" demeliydin, oysa demedin.
belki de senin çiçeklerin çoktan solmuştu ve ben,
akasyaları kışın yaşatmaya çalışmakla hata etmiştim.
belki böylesi daha iyi oldu.
"kal" deseydin kalırdım, hem de seve seve kalırdım.
martılarla kalırdım, yakamozlarla kalırdım, demedin oysa...
bilir misin? kaç çığlık olup yıkıldı yüreğim, giderken.
bilir misin? nasıl bir cana hasretti yüreğim, yolumdan döndürecek,
bilir misin? nasıl zor oldu, ardıma bakmadan çekip gitmek.
"kal".
"kal" desen kalacaktım.
demedin oysa...

tanım : o'na söylenmeyen, söylenemeyecek olan sözler.
devamını gör...

ertesi gün

emar hoca'ya ait, kasım 2015 yılında bestelenen ve okunan melankolik rap parça.

link;

devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim