1.
adam olduysan hesap ver kendine:
getirdiğin ne? götürdüğün ne?.
şarap içersem ölürüm diyorsun:.
içsen de öleceksin, içmesen de!"

yazilan bu rubailerin anlam derinliği o kadar fazla ki,insan ilk basta bir afalliyor. kalpten inandigi tüm inançlari bir kenara atip kendisi ile catisma haline giriyor. düşünüyor düşünüyor düşünüyor. yeri geliyor düşünmekten kafayi yiyor. ama en sonunda tüm inandigi seyler ile bu rubailerde yazanlarin zit seyler degil ; bir bütün oldugunu farkediyor..
devamını gör...
2.
beni özene bezene yaratan kim? sen!.
ne yapacağımı da yazmışın önceden..
demek günah işleten de sensin bana:.
öyleyse nedir o cennet cehennem?"

bu dizedeki sözleri ilk okudugunuzda ne hissettiniz mesela? ben kendini günahkar,şirk koşan bir müslüman olarak hissedip kendimden utandim. ama bu dizeleri beynimden asla silemedim. unutmak istedim unutamadim. gece gündüz sürekli aklimda bu dize döndü durdu. istemsizce düşünmeye basladim. daha sonra rabbimin bize bu akli bir seyleri düşünüp sorgulamak icin verdigini hatirladim. sonra kendime sunlari sormaya basladim: “ben bu dünyaya nicin geldin,amacim ne, sebebim ne?” bunlari düşündüm durdum.. delirircesine.. bizim yetistirilis tarzimiza ne kadar aykiriydi düşünmek. bir kaliba sığdırılip,belirli bir inancla yetistirilmis bir nesil olarak büyüdük. bir seyler sorunca bile “hâşa tövbe allah yakar” diye susturulduk. kendi yolumuzu kendimiz bulmak yerine at gözlüklerini takip tek bir tip insan modelini aldik. sonra da gelen kandirdi giden kandirdi..
devamını gör...
"bu dünyadan başka dünya yok, arama.
senden benden başka düşünen yok, arama.
vazgeç ötelerden, yorma kendini.
o var sandığın şey yok mu, o yok, arama."
devamını gör...
"ey kör! bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş!
bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
şu durmadan kurulup dağılan evrende
bir nefestir alacağın, o da boştur boş!"
devamını gör...
bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben;
şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken.
kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi,
niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden.
devamını gör...
mehmet güreli, kimse bilmez şarkısında geçen sözleri ömer hayyam'ın birkaç farklı rubaisinden alıp oluşturmuştur. şarkıyı birçoğumuz biliyoruz muhtemelen, bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye...

"bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?
ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe?
aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işte."
devamını gör...
çok güzel olan rubailerdir. ama çoğunun kendisine ait olmayan uydurma rubailer oldugu söylenmektedir.
devamını gör...
öldürmek de, yaşatmak da senin işin;
bu dünyayı gönlünce düzenleyen sensin.
ben kötüyüm diyelim, kimde kabahat?
beni böyle yaratan sen değil misin?

için temiz olmadıktan sonra
hacı hoca olmuşsun, kaç para!
hırka, tespih, post, seccade güzel;
ama tanrı kanar mı bunlara?

var mı dünyada günah işlemeyen söyle:
yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
bana kötü deyip kötülük edeceksen,
yüce tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
devamını gör...
"niceleri geldi, neler istediler;
sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler."
devamını gör...
sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
iki başımız var, bir tek bedenimiz.
ne kadar dönersem döneyim çevrende:
er geç baş başa verecek değil miyiz?
devamını gör...
"bir elde kadeh, bir elde kuran;
bir helâldir işimiz, bir haram.
şu yarım yamalak dünyada,
ne tam kâfiriz, ne tam müslüman!"
devamını gör...
her biri hayat dersidir anlayana. bir örnek bırakıverelim.

derler: aşık ve sarhoş cehennemlik olacak!
bu söz ki gönüllere sanma korku salacak.
giderse cehenneme tüm aşık ve sarhoşlar;
küçük yapın cenneti, yarın bomboş kalacak
(bkz: ömer hayyam)
devamını gör...
var mı dünyada günah işlemeyen söyle:
yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
bana kötü deyip kötülük edeceksen,
yüce tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.

niceleri geldi, neler istediler;
sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler.
devamını gör...
şarap küpü önüne serdik seccademizi;

şarap yakutuyla adam ettik kendimizi;

umudumuz, meyhanede yeniden bulmak
camide, medresede yiten günlerimizi.
devamını gör...
sen sofosun, hep dinden dem vurursun,

bana da sapık, dinsiz der durursun

peki ben ne görünüyorsam o'yum

ya sen ne görünüyorsan o musun?
devamını gör...
dünya ne verdi sana? hep dert, hep dert!
güzel canım da bir gün uçar elbet.
toprağında yeşillikler bitmeden
uzan yeşilliğe, gününü gün et.
devamını gör...
şu dünyada üç beş günlük ömrün var,
nedir bu dükkanlar, bu konaklar?
ev mi dayanır, bu sel yatağına?
bu rüzgarlı yerde mum mu yanar?
devamını gör...
" uğrunda dertlere düştügüm sevgili
bir başkasına tutulmuş o da dertli.
derdimin dermanı kendi derdinde
hekim hasta olunca kime gitmeli.

ey kör!bu yer, bu gök, bu yıldızlar,boştur boş!
bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
şu durmadan kurulup dağılan evrende
bir nefestir alacağın, o da boştur boş!


geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir gelmemis an için de feryat etme ,
geçmis gelecek masal bunlar hep
eglenmene bak ömrünü berbat etme.

niceleri geldi, neler istediler,
sonunda dünyayi birakip gittiler.
sen hiç gitmeyecek gibisin degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler.

yel eser, umutlar savrulur gider;
sensiz, bensiz kalır bağlar bahçeler;
altın gümüş nen varsa harcamaya bak!
ölür gidersin, düşmanın gelir yer.
devamını gör...
henüz okuma yazmayı yeni sökmüşken nereden okuyup da ezberlediğimi hatırlamadığım, uzun yıllar manâsına eremediğim ve hiç unutmadığım üç hayyam rûbaisi:

4 numaralı rûbai:

geçmiş günü beyhude yere yad etme
bir gelmemiş an için de feryat etme
geçmiş gelecek masal bunlar hep
eğlenmene bak ömrünü berbat etme.

8 numaralı rûbai:

niceleri geldi, neler istediler,
sonunda dünyayı bırakıp gittiler.
sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler!

17 numaralı rûbai:

dünyada ne var, kendine dert eyleyecek
bir gün gelecek ki can bedenden gidecek
zümrüt çayır üstünde, sefa sür iki gün...
zira senin üstünde de otlar bitecek.
devamını gör...
insan son nefese hazır gerekmiş:
nasıl ölürse öyle dirilecekmiş.
biz her an şarap ve sevgiliyleyiz:
böylece dirilirsek işimiz iş.

başlığı açan yazarın(bkz: ayinilkhalii) da dediği gibi, ilk okuduğunuzda size bir şeyleri sorgulatıyor, sanki dinden çıkmış gibi hissediyorsunuz ama okumaya devam ediyorsunuz. ne tamamen okumayı bırakabiliyor, ne de rahatsız olmaktan kaçabiliyorsunuz. garip bir çıkmaz.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bir ömer hayyam rubaisi bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim