orijinal adı : civil disobedience/on the duty of civil disobedience
yazar : henry david thoreau
yayım yılı : 1849
savaş ve kölelik karşıtı aynı zamanda sivil itaatsizlik kavramıyla sonrasında dünyaya gelmiş olan pek çok isme örnek teşkil eden henry david thoreau'un makalesidir. bu metin, yazar amerikan iç savaşında harcanacak olan vergisini ödemediği için hapsedildiğinde yazılmıştır. bu eserin haksız yönetime karşı olarak da çevirisi bulunmaktadır.
yazar : henry david thoreau
yayım yılı : 1849
savaş ve kölelik karşıtı aynı zamanda sivil itaatsizlik kavramıyla sonrasında dünyaya gelmiş olan pek çok isme örnek teşkil eden henry david thoreau'un makalesidir. bu metin, yazar amerikan iç savaşında harcanacak olan vergisini ödemediği için hapsedildiğinde yazılmıştır. bu eserin haksız yönetime karşı olarak da çevirisi bulunmaktadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "keyser söze" tarafından 01.03.2021 09:08 tarihinde açılmıştır.
1.
(bkz: sivil itaatsizlik) henry david thoreau'nun ilk baskısı 1849 yılında yapılan deneme türündeki kitabıdır. sivil itaatsizlik veya başka bir deyişle pasif direniş, bireyin uğradığı haksızlıklar karşısında kamuoyunun ve ilgili mercilerin dikkatini çekmek suretiyle şiddetsizlik üzerine temellenen ve bir çeşit direniş hakkına işaret eden eylemler bütünü olarak tanımlanabilir. bu kitap sivil itaatsizliğin kurucusu olarak kabul edilen abdli şair, yazar ve düşünür henry david thoreau'nun fikirlerini yansıtan bir deneme niteliğindedir. sivil itaatsizlik yaklaşımını bizzat literatüre kazandıran kişi olarak ortaya attığı yaklaşımlarla aynı zamanda gandhi ve martin luther gibi isimlerin geliştirdiği fikir ve pratiklere esin kaynağı olmuştur.
-"en iyi devlet en az yöneten devlettir. " bu slogana katılmamak elde değil. gerçekten de böyle bir şeyi sistematik bir şekilde hemen görmeyi arzuluyorum. bu, deneyimlendiği takdirde şöyle bir sonucun ortaya çıkacağına inanıyorum. "en iyi devlet hiç yönetmeyen devlettir". ve ancak insanlar hazır olduklarında böyle bir devlet biçimi mümkün olacak. devlet en iyi ihtimalle belli bir amacı gerçekleştirmek için kullanılan bir araç olmaktan ibarettir; fakat genellikle devletlerin çoğu ve bazense tümü böyle işlemez. sy 57
- insanlar sadece insan olarak değil makineler gibi her şeyleriyle devlete hizmet ederler. insanlar ordudur, milistir, gardiyandır, polistir, kolluk kuvvetidir. birçok durumda, hukuki veya ahlaki sorumluluğun olmadığı bir eylem yoktur fakat insanlar kendilerini ağaç, toprak ve taş seviyesine indirgerler; belki de bu şekilde amaca hizmet edecek, bilinçten yoksun kişiler üretilir. böyle bir emir, önemsiz insanlardan veya bir pislik yığınından daha çok saygıdeğer değildir. onların yalnızca köpekler ve atlar kadar değeri vardır. ancak bu tarz insanlar bile genellikle iyi vatandaş sayılır. yasa koyucu, politikacı, avukat, bakan, müdür gibileri temelde devlete akıllarıyla hizmet ederler ve nadiren ahlaki farklılıklara giderken, bilmeden de olsa şeytana bir tanrıymış gibi hizmet ederler. kahramanlar, vatanseverler, şehitler, reformcular ve öteki bazı kişilerse devlete vicdanlarıyla hizmet ederler ve bu yüzden de çoğunlukla ona belirli bir direnç gösterirler, genelde onlara düşmanmış gibi davranılır. bilge bir kişi yalnızca bir insan olarak faydalı olacaktır; bir "toprak" parçası olmaya ve " rüzgarı uzakta tutmak için bir boşluğu kapamayı" kabul etmeyerek, en sonunda bu ofiste tozunu bırakcaktır.
fazla asil bir kökten geliyorum varlıklı olmak için.
ikinci planda olmak için yönetme konusunda,
bir görevlisi ya da aleti olmak için
dünya üzerinde bir egemen devletin.
herkesin devrim yapma hakkı var; yani, tiranlığı ve verimsizliği had safhadaysa ve dayanılacak gibi değilse devlete bağlılığı reddetme ve ona direnme hakkı diyelim buna. sy 61
- haksız bir şeyden dolayı insanları hapseden bir devletin çatısı altında, haklı bir insan için doğru yer de yine hapishanedir. massachusetts'in daha özgür ve herhangi birine daha az bağlı olan ruhlara sunduğu en uygun tek yer, halihazırda kendilerini kendi ilkeleri dışına iterken kendi eyleminden dolayı eyaletin dışında alıkonulduğu hapishanelerdir. kaçak kölenin ve şartlı tahliyesi olan kişinin, kendi ırkının hatalarından dolayı özür dilemeye gelen yerlinin onları bulması gereken yer orasıdır; eyaletin kendisiyle birlikte olmayanları ve ona karşı olanları koyduğu ayrı fakat daha özgür ve onurlu bir yer, özgür bir adamın köle bir devlette gururla bağlanacağı tek yer. sy 71
bu son alıntıyı girerken aklıma, thoreau'nun yakın dostu raplh waldo emersonla yaşadığı rivayet edilen, bir hikaye geldi.
amerikan hükümeti meksika ile yürüttüğü savaşı finanse etmek amacıyla kelle vergisi adı altında bir dolar para toplar.
thoreau, ödediği bir doların savaşın finanse edilmesinde ve başka insanların öldürülmesinde kullanılacağı gerekçesi ile ödemeyi reddeder ve bu yüzden bir gece hapse atılır.
kendisiyle bir çok ortak fikri paylaştığı ve yakın dostu olan ralph waldo emerson, arkadaşını görmek üzere onun hücresine gittiğinde aralarında şöyle bir konuşma geçer.
- henry, neden buradasın ?
- waldo, sen neden burada değilsin?
-"en iyi devlet en az yöneten devlettir. " bu slogana katılmamak elde değil. gerçekten de böyle bir şeyi sistematik bir şekilde hemen görmeyi arzuluyorum. bu, deneyimlendiği takdirde şöyle bir sonucun ortaya çıkacağına inanıyorum. "en iyi devlet hiç yönetmeyen devlettir". ve ancak insanlar hazır olduklarında böyle bir devlet biçimi mümkün olacak. devlet en iyi ihtimalle belli bir amacı gerçekleştirmek için kullanılan bir araç olmaktan ibarettir; fakat genellikle devletlerin çoğu ve bazense tümü böyle işlemez. sy 57
- insanlar sadece insan olarak değil makineler gibi her şeyleriyle devlete hizmet ederler. insanlar ordudur, milistir, gardiyandır, polistir, kolluk kuvvetidir. birçok durumda, hukuki veya ahlaki sorumluluğun olmadığı bir eylem yoktur fakat insanlar kendilerini ağaç, toprak ve taş seviyesine indirgerler; belki de bu şekilde amaca hizmet edecek, bilinçten yoksun kişiler üretilir. böyle bir emir, önemsiz insanlardan veya bir pislik yığınından daha çok saygıdeğer değildir. onların yalnızca köpekler ve atlar kadar değeri vardır. ancak bu tarz insanlar bile genellikle iyi vatandaş sayılır. yasa koyucu, politikacı, avukat, bakan, müdür gibileri temelde devlete akıllarıyla hizmet ederler ve nadiren ahlaki farklılıklara giderken, bilmeden de olsa şeytana bir tanrıymış gibi hizmet ederler. kahramanlar, vatanseverler, şehitler, reformcular ve öteki bazı kişilerse devlete vicdanlarıyla hizmet ederler ve bu yüzden de çoğunlukla ona belirli bir direnç gösterirler, genelde onlara düşmanmış gibi davranılır. bilge bir kişi yalnızca bir insan olarak faydalı olacaktır; bir "toprak" parçası olmaya ve " rüzgarı uzakta tutmak için bir boşluğu kapamayı" kabul etmeyerek, en sonunda bu ofiste tozunu bırakcaktır.
fazla asil bir kökten geliyorum varlıklı olmak için.
ikinci planda olmak için yönetme konusunda,
bir görevlisi ya da aleti olmak için
dünya üzerinde bir egemen devletin.
herkesin devrim yapma hakkı var; yani, tiranlığı ve verimsizliği had safhadaysa ve dayanılacak gibi değilse devlete bağlılığı reddetme ve ona direnme hakkı diyelim buna. sy 61
- haksız bir şeyden dolayı insanları hapseden bir devletin çatısı altında, haklı bir insan için doğru yer de yine hapishanedir. massachusetts'in daha özgür ve herhangi birine daha az bağlı olan ruhlara sunduğu en uygun tek yer, halihazırda kendilerini kendi ilkeleri dışına iterken kendi eyleminden dolayı eyaletin dışında alıkonulduğu hapishanelerdir. kaçak kölenin ve şartlı tahliyesi olan kişinin, kendi ırkının hatalarından dolayı özür dilemeye gelen yerlinin onları bulması gereken yer orasıdır; eyaletin kendisiyle birlikte olmayanları ve ona karşı olanları koyduğu ayrı fakat daha özgür ve onurlu bir yer, özgür bir adamın köle bir devlette gururla bağlanacağı tek yer. sy 71
bu son alıntıyı girerken aklıma, thoreau'nun yakın dostu raplh waldo emersonla yaşadığı rivayet edilen, bir hikaye geldi.
amerikan hükümeti meksika ile yürüttüğü savaşı finanse etmek amacıyla kelle vergisi adı altında bir dolar para toplar.
thoreau, ödediği bir doların savaşın finanse edilmesinde ve başka insanların öldürülmesinde kullanılacağı gerekçesi ile ödemeyi reddeder ve bu yüzden bir gece hapse atılır.
kendisiyle bir çok ortak fikri paylaştığı ve yakın dostu olan ralph waldo emerson, arkadaşını görmek üzere onun hücresine gittiğinde aralarında şöyle bir konuşma geçer.
- henry, neden buradasın ?
- waldo, sen neden burada değilsin?
devamını gör...
2.
henry david thoreau’nun vergi ödememesi nedeniyle yattığı bir gecelik hapiste kaleme aldığı kitabı. thoreau abd hükümetinde hala devam eden kölelik rejimine ve hükümetin meksikayı ilhakı ile başlayan meksika savaşı’na karşı tepkisini anlatıyor bu kitabında. vergi ödemeyişinin nedenini de açıklar; dolarımın nereye harcanacağını, araştırmam, dert edinmem bunu kendime. ancak dolarımla bir adam öldürmek için silah satın alırlarsa o zaman iş değişir doğallıkla der. abd hükümetinde devam eden köleliği ve bunun da üstüne haksız bulduğu meksika ilhakını anlatırken bir alıntı yapar thoreu
‘altın sırmalar içinde bir orospu,
urbasının kuyruğu eller üstünde ama ruhu çamurlar içinde.’
diğer insanları da haksız yönetime karşı oy vermemek dışında bir aksiyon almaya davet eder. ‘bir topluluğun vicdanı yoktur; vicdanlı insanlar topluluğu vicdanlı bir topluluktur.’ der. yasaya karşı yersiz saygı duyulmaması gerektiğini, duyulan yersiz saygının tabur tabur askeri, eri sağduyu ve vicdanlarına karşın savaşa sürüklediğini ifade eder.
okurken yer, zaman, toplumlar değişse de bazı dertlerin aynı kaldığı düşüncesini doğuran 30 sayfalık bu yazı bir gerçeği aslında klişe bir gerçeği gözler önüne serer. ‘tarih tekerrürden ibarettir.’
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://i.hizliresim.com/dHe2s9.jpg)
henry david thoreau
‘altın sırmalar içinde bir orospu,
urbasının kuyruğu eller üstünde ama ruhu çamurlar içinde.’
diğer insanları da haksız yönetime karşı oy vermemek dışında bir aksiyon almaya davet eder. ‘bir topluluğun vicdanı yoktur; vicdanlı insanlar topluluğu vicdanlı bir topluluktur.’ der. yasaya karşı yersiz saygı duyulmaması gerektiğini, duyulan yersiz saygının tabur tabur askeri, eri sağduyu ve vicdanlarına karşın savaşa sürüklediğini ifade eder.
okurken yer, zaman, toplumlar değişse de bazı dertlerin aynı kaldığı düşüncesini doğuran 30 sayfalık bu yazı bir gerçeği aslında klişe bir gerçeği gözler önüne serer. ‘tarih tekerrürden ibarettir.’
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://i.hizliresim.com/dHe2s9.jpg)
henry david thoreau
devamını gör...
3.
henry david thoreau'nun 1848 yilinda, meksika-amerika savasi ve koleligi protesto etmek icin vergi odemeyi reddetmesinden dolayi hapse girdikten sonra kaleme aldigi kitaptir.
thoreau'ya gore devleti mesru kilan yonetilen halkin verdigi onaydir. thoreau; devlet, toplumun ahlakina karsi bir hareketi devam ettirdiginde (kolelik ve kolelik icin savas), toplumun karsi cikmasi gerektigini savunuyor. thoreau'nun yaptigi da bu: vergi vermeyi reddederek, thoreau devleti mesru kilmayi reddediyor cunku devleti ve devletin yaptiklarini onaylamiyor.
ancak thoreau amerikan halkini da elestiriyor. thoreau, amerika'nin kuzeyinde yani kolelik karsi olan kesiminde yasiyor ve kitapta, komsularinin kolelige ve meksika-amerika savasi'na karsi aldiklarini ifade ediyor. ancak thoreau'nun komsulari soylenmekten baska hicbir sey yapmiyorlar. thoreau'ya gore vergi vermeye devam ederek, lafta kolelige karsi olsalar bile bu insanlar devletin koleligi devam ettirmesini destekliyorlar. thoreau'nun devlet ve halk tanimi cok dogru. halk, devletin bir parcasi ve devletin yaptigi her seyden, o devleti mesru kilan halk da sorumlu.
thoreau'ya gore devleti mesru kilan yonetilen halkin verdigi onaydir. thoreau; devlet, toplumun ahlakina karsi bir hareketi devam ettirdiginde (kolelik ve kolelik icin savas), toplumun karsi cikmasi gerektigini savunuyor. thoreau'nun yaptigi da bu: vergi vermeyi reddederek, thoreau devleti mesru kilmayi reddediyor cunku devleti ve devletin yaptiklarini onaylamiyor.
ancak thoreau amerikan halkini da elestiriyor. thoreau, amerika'nin kuzeyinde yani kolelik karsi olan kesiminde yasiyor ve kitapta, komsularinin kolelige ve meksika-amerika savasi'na karsi aldiklarini ifade ediyor. ancak thoreau'nun komsulari soylenmekten baska hicbir sey yapmiyorlar. thoreau'ya gore vergi vermeye devam ederek, lafta kolelige karsi olsalar bile bu insanlar devletin koleligi devam ettirmesini destekliyorlar. thoreau'nun devlet ve halk tanimi cok dogru. halk, devletin bir parcasi ve devletin yaptigi her seyden, o devleti mesru kilan halk da sorumlu.
devamını gör...
4.
her zamanda her düzende adaletsizliğe güvensizliğe kraldan çok kralcılığa karşı olması gereken hareket.thoreau bunu anlatır cezaevinde bir gecede yazdığı kitabında.insanlığın insan olmanın gereğidir haksız yönetime bozuk sisteme karşı gelmek.
devamını gör...
5.
her bir türk'ün okuması gereken kitaplardan bir diğeri. ülkede ekonomi, sosyoloji, hukuk, sağlık, eğitim her alanda adaletsizlik, yolsuzluk, iş bilmezlik, adam kayırmacılık, doğa katliamı, vatan topraklarının peşkeş çekilmesi vesaire vesaire onlarca yüzlerce sorun alıp başını gidiyorken, 2023 seçimlerini evlerinde oturup bekleyen bizlere şunu diyor thoreau:
ben belki oyumu doğru olduğunu düşündüğüm şekilde veririm, fakat o doğrunun kazanıp kazanmayacağıyla o kadar da ilgilenmem. bu işi çoğunluğa bırakmaya razıyımdır.
...
doğru olana oy vermek bile o doğru için hiçbir şey yapmamaktır. sadece insanlara yarım ağızla doğrunun kazanmasını arzu ettiğinizi söylemektir. akıllı insan doğruyu tesadüflerin insafına bırakmadığı gibi, doğrunun çoğunluğun iradesiyle galip gelmesini de istemez.
çoğunluk günü gelip de köleliğin kaldırılması için oy verirse, bunu ya kölelik umurlarında olmadığı için ya da artık ortada oylarıyla değiştirebilecekleri bir kölelik kalmadığı için yapacak. işte o zaman tek köle onlar olacak.
köleliğimizin şerefine dostlar.
bonus:
* insan nasıl olur da yalnızca fikir sahibi olmakla yetinip bundan memnuniyet duyabilir? mağdur olduğunu bilmenin neresi memnuniyet verici?
* ... sizden başkalarına yapılan adaletsizliğe aracı olmanızı bekleyen bir yapısı varsa, derim ki çiğneyin o yasayı.
* ben buraya bu dünyayı daha yaşanılır bir yer yapmak için değil, iyi kötü burada yaşamak için geldim. insanın elinden her şey gelmez ama bazı şeyler gelebilir; fakat insanın elinden her şeyin gelmemesi yanlış şeyler yapmasını da gerektirmez.
* değişim iyiye götürür, tıpkı insanın bedenini sarsan doğum ve ölüm gibi.
* başlangıcın ne kadar küçük göründüğünün bir önemi yoktur; bir kez iyi yapılmışsa sonsuza dek kalıcı olur.
* insanları haksız yere hapse atan bir yönetimde adil bir insanın ait olduğu yer hapishanedir.
* vicdanlar yaralandığında dökülen de bir tür kan değil midir? açılan bu yaradan insanın gerçek insanlığı ve ölümsüzlüğü akar, ebedi bir ölüme doğru.
ben belki oyumu doğru olduğunu düşündüğüm şekilde veririm, fakat o doğrunun kazanıp kazanmayacağıyla o kadar da ilgilenmem. bu işi çoğunluğa bırakmaya razıyımdır.
...
doğru olana oy vermek bile o doğru için hiçbir şey yapmamaktır. sadece insanlara yarım ağızla doğrunun kazanmasını arzu ettiğinizi söylemektir. akıllı insan doğruyu tesadüflerin insafına bırakmadığı gibi, doğrunun çoğunluğun iradesiyle galip gelmesini de istemez.
çoğunluk günü gelip de köleliğin kaldırılması için oy verirse, bunu ya kölelik umurlarında olmadığı için ya da artık ortada oylarıyla değiştirebilecekleri bir kölelik kalmadığı için yapacak. işte o zaman tek köle onlar olacak.
köleliğimizin şerefine dostlar.
bonus:
* insan nasıl olur da yalnızca fikir sahibi olmakla yetinip bundan memnuniyet duyabilir? mağdur olduğunu bilmenin neresi memnuniyet verici?
* ... sizden başkalarına yapılan adaletsizliğe aracı olmanızı bekleyen bir yapısı varsa, derim ki çiğneyin o yasayı.
* ben buraya bu dünyayı daha yaşanılır bir yer yapmak için değil, iyi kötü burada yaşamak için geldim. insanın elinden her şey gelmez ama bazı şeyler gelebilir; fakat insanın elinden her şeyin gelmemesi yanlış şeyler yapmasını da gerektirmez.
* değişim iyiye götürür, tıpkı insanın bedenini sarsan doğum ve ölüm gibi.
* başlangıcın ne kadar küçük göründüğünün bir önemi yoktur; bir kez iyi yapılmışsa sonsuza dek kalıcı olur.
* insanları haksız yere hapse atan bir yönetimde adil bir insanın ait olduğu yer hapishanedir.
* vicdanlar yaralandığında dökülen de bir tür kan değil midir? açılan bu yaradan insanın gerçek insanlığı ve ölümsüzlüğü akar, ebedi bir ölüme doğru.
devamını gör...
6.
yeni bitirdiğim kitap.
enteresan bir kitap, çağına göre oldukça çığır açıcı bir düşünsel yaklaşım. fikirlerin işlevselliği konusunda yazar ile aynı fikirlere sahip olduğum söylenemez ama yine de okuması güzel bir eserdi. ayrıca kitabın yazarı thoreau, gandi ve martin luther king gibi şahsiyetleri de etkilemiştir.
enteresan bir kitap, çağına göre oldukça çığır açıcı bir düşünsel yaklaşım. fikirlerin işlevselliği konusunda yazar ile aynı fikirlere sahip olduğum söylenemez ama yine de okuması güzel bir eserdi. ayrıca kitabın yazarı thoreau, gandi ve martin luther king gibi şahsiyetleri de etkilemiştir.
devamını gör...