fausto zonaro yazar profili

fausto zonaro kapak fotoğrafı
fausto zonaro profil fotoğrafı
rozet
karma: 700 tanım: 26 başlık: 11 takipçi: 35

son tanımları


urban dictionary

israiled (israillenmek) sözcüğünü literatüre kazandırmış bir mecradır. yani zorla gasp etmek. sadece bu başarısı sözlüğün kalitesini gösteriyor zaten.
devamını gör...

israeled

urban dictionary (şehir sözlüğü)'nin filistin'de kurulan israil isimli korsan unsurun mahiyetini tanımlamak amacıyla literatüre koyduğu bir terimdir israillenmek. türkçede "israillenmek" şeklinde telakki edilmesi doğru olacaktır. yani senin malını senden isteyen, sen vermeyince onu zorla gasb eden ve sonra da onu kendi malına sahip çıkmakla suçlayıp, onu öldüren anlamına gelmektedir. bu eylemin türkçede ve diğer dillerde bir karşılığı bulunmamaktadır. işte bu yüzden "israillenmek" terimi yerinde olarak türetilmiş ki meramı doğru biçimde ifade edilsin. çünkü olaydan çıkıp bir olguya dönüşmüştür artık. literatürdeki en anlamlı sözcükler arasında yer alması gerekir bence. sanırım türkçede ve dünya literatüründe eylemin kim tarafından gerçekleştirildiğini ihtiva eden tek edilgen fiildir.
devamını gör...

metrodaki bereli canlının filistin zavallılığı

bir yerde yaşanan zulüm kıyametini dile getirerek yapılması gereken en temel vicdani eylemde bulunan bir insan kusur mu işlemiş oldu. her organın acısı farklıdır. filistin ayrı bir acı, d. türkistan ayrı bir acıdır. tepki yalnızca "oraya" gidip savaşmaktan ibaretse, ötede oturan canlı'nın da çenesini kapayıp türkistan'a gidip savaşması gerekmez mi? madem yapmıyor, başkasını neden yapmamakla suçlayıp gürültü kirliliği yapıyor. bu bereli "canlılar" "laiklik, demokrasi" diye hır gır çıkardıklarında başkaları onlara yunan p.çi, fransız p.çi diyor mu ki, zulmu dile getirmek için şiiri okuyan arap p.çi olsun. bunlar hep protein eksikliğinden, b12 eksikliğinden kaynaklanıyor işte. çocuğunuzun böyle olmasını istemiyorsanız gdo'lu ürünleri tüketmesine izin vermeyin.

işin komedik yanı, tepki verenlerin çoğu "bu ülke laiktir, burası demokrasi ülkesidir" diye çemkiriyor. laiklik! ve demokrasinin! başına miğfer yerine tencere geçirmiş bu çeşit ateşpare askerlerine bu iki kavramın zulme sessiz kalmakla bir ilgisi olmadığını öğretmek istiyorum. ayrıca insanlar fikirlerini veya tarafını dile getirirken, vaya şiir okurken sana mı soracaklar. bu adamın elinden o kadarı geliyor, gücü bu kadarına yetiyor. hiç olmazsa senin gibi konfor pandası değil, hiç olmazsa haysiyeti duruşu var (seni muhatap dahi almamasından kendisinin yüksek karakterli olduğunu anlıyoruz çünkü), hiç olmazsa bu adamın ruhu devrimci, yapılan zulme sessiz kalmayarak insan olduğunu ortaya koyuyor. peki sen ne yapıyorsun? en temel düzeyde şurası kesin: şiir okuyan bir devrimci, bir insan, bir ruh. senin gibi canlı bir ceset değil. kütle olarak kaldırılabilecek ağırlıkta olsalardı, değil muhatap almak, bir peçete ile tutulup sağa sola değdirmeden yavaşça çöp bidonuna atılması gereken bu insanlar için belediyeler ne iş yapar, neden böyle canlıları toplayıp barınaklara koymaz, yapamıyorsa da neden bunları ilaçlamazlar ki!
devamını gör...

sürat kargo

an itibariyle beni dumura uğratmış korgocu ekip. satın aldığım ürünün kargolanma süreci ile ilgili hiçbir bilgi gelmemiş, ve sonra gelip kapımı çalıp evde kimse olmayınca tekrar giden ve beni telefonla asla haberdar etmemiş bir kargo. 5 gün sonra da sorgusuz sualsiz kargomu geldiği yere iadeye vermişler. arayıp sorunca da ben yaptım ismim müslüm gaziantep nizip şubesindeyim. şikayet et sen de kurtul ben de kurtulayım demiştir.
devamını gör...

roza hakmen

don kişot'u çevirmemiş baştan yazmıştır. çeviri ile kıyıdan köşeden ilgilenenler bilir başka dilden bir roman çevirmek çok çok zordur, hatta yer yer imkansızdır. o yüzden roza hakmen'in don kişot çevirisi dudak ısırtan bir başarıdır. okurken hem kitabın hem de çevirinin niteliği beni büyülüyordu.
devamını gör...

sürgün ülkeden başkentler başkentine

bu şiir pek bilinmeyen 4 parçadan oluşur. ülkendeki kuşlardan ne haber vardır şeklindeki hemen herkesçe bilinen versiyonu "sürgün ülkeden başkentler başkentine" adlı şiirin dördüncü yani son parçasıdır. ilginçtir ki diğer 3 parça da hemen hemen bu dördüncü kadar güzel ve muhteşem dizelere sahip olmasına rağmen pek bilinmemiştir. şiiri ı, ıı, ııı ve ıv şeklinde bir bütün halinde ne metin olarak ne de seslendirme olarak bulmak zor biraz. hatta bazı bilinen şiir yorum sayfalarında bile rastlamadım. şiir, dört parçasıyla bir bütün olarak küçük bir youtube sayfasında mevcut. hem de gayet güzel hazırlanmış, müzik ve içerik ile hoş bir harmoni oluşturulmuş. şuraya linkini bırakıyorum efendim merak edenler için:
devamını gör...

sürgün ülkeden başkentler başkentine ı ıı ııı ıv

bu şiir pek bilinmeyen 4 parçadan oluşur. ülkendeki kuşlardan ne haber vardır şeklindeki hemen herkesçe bilinen versiyonu "sürgün ülkeden başkentler başkentine" adlı şiirin dördüncü yani son parçasıdır. ilginçtir ki diğer 3 parça da hemen hemen bu dördüncü kadar güzel ve muhteşem dizelere sahip olmasına rağmen pek bilinmemiş, tanınmamıştır. daha da ilginci şiiri ı, ıı, ııı ve ıv şeklinde bir bütün halinde ne metin olarak ne de seslendirme olarak bulmak zor. hatta bazı bilinen şiir yorum sayfalarında bile rastlamadım. ilginç bir şekilde dört parçasıyla bir bütün olarak küçük bir youtube sayfasında mevcut bu şiir. hem de gayet güzel hazırlanmış, müzik ve içerik ile hoş bir harmoni oluşturulmuş. genel kanıya göre değil, kendi iradesiyle beğenen edebiyat severler için o dört parçalık şiirin linkini şuraya bırakıyorum. keyifli dinlemeler efendim:
devamını gör...

university of helsinki

finlandiya'da ikamet eden, dünyanin en iyi eğitimine sahip olan ülkenin, en iyi üniversitesidir. ha bu arada, bu üniversite dünyanın en berbat, en mide bulandırıcı web sitesine sahiptir. farenin tekerini siz bir tık döndürürsünüz, sayfa komple kaçar. sonra kaldığınız yeri bulmaya çalışırsınız. sinir bozucudur. rektörü şu an bu satırlarımı okurken ben çoktan uzaklarda olacağım, çünkü beni küstürdü haberi olsun yani valla. ahanda linki bakabilirsiniz. www.helsinki.fi/en
devamını gör...

sezai karakoç'un efsane ve mitlere bakışı

"o gün mısır'da ezilen beni israil ile bugün amerika' ya, avrupa'ya, hemen hemen bütün dünyaya hakim yahudilerin ne gibi bir benzerliği olabilir? hz. musa'nın ve halkının bir yurt aramasını, bir dünya hakimiyeti efsanesinin nirengi noktası yapmak, sadece bir bahane aramaktan başka türlü yorumlanamaz.

mitleri, efsaneleri ve hele hele dinî menkıbeleri, bugünün siyasî ve ekonomik hegemonya hayallerinin dayanağı yapmak, insanın kendi kendini aldatma- sından başka bir sonuç doğurmaz.

efsaneleri rahat bırakalım. o devi uyandırmayalim. çünkü: o devi bir kere uyandırıp sırtına binenler, kısa zamanda aldandıklarını anlayacaklardır. o dev kendilerini kaldırıp yere çalacaktır.

efsaneler, yanlış yerde kullanılmalarının intikamını alacaklardır."
devamını gör...

karikatür

boş beleş bir uğraş değil, ciddi zeka ve kavrayış gerektiren bir iştir. şuraya bir örneğini bırakıyorum:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ingrid bergman

kendiniz olun. dünya, özgün olana hayran olur.
ingrid bergman
devamını gör...

geceye bir söz bırak

ne dem baki ne gam baki, ya hu
devamını gör...

sömürgecilik ve antropoloji ilişkisi

sömürgecilik ve antropoloji arasındaki ilişki üç yönden ele alınabilir:
(1) antropolojinin sömürge hükümetiyle işbirliği ve emperyalizm kültüründeki geniş çaplı suç ortaklığı kapsamlı bir şekilde tartışılagelen bir konudur.
(2) kolonyal süreçlerin, antropologlar tarafından incelenen sosyal ve kültürel fenomenler için geniş kapsamlı ve çeşitli sonuçları olmuştur
(3) sömürgecilik ve sömürge kültürü kendi içlerinde antropolojik analizin nesneleri olarak ortaya çıkmıştır. bu noktaların sırası kabaca, disiplin içinde ve ötesinde konuyla ilgili tartışma ve analizlerin kronolojisi ile ilgilidir.
devamını gör...

antropoloji ve hristiyanlık

büyük dünya dinlerinin en kararlı misyoneri olan hıristiyanlık, antropologların merkezi avrupa'dan ve amerika'dan asya'ya, afrika'ya, okyanusya'ya ve ''yerli'' misyon bölgelerine kadar incelediği birçok halkın sosyal ve kültürel yaşamlarını etkilemiştir. bu evanjelik yayılım, yıllar boyunca hıristiyanlık üzerine antropolojik düşünce için baskın odak noktası sağladı. genellikle tarihsel bir tarzda yapılan antropolojik hristiyanlık çalışmaları, küresel ve yerel dini kurumların ve büyük ve küçük geleneklerin karşılıklı olarak inşa edildiği, tartışıldığı ve dönüştürüldüğü karmaşık yolları araştırmıştır. bu süreçte dindarlığın toplumsal temelleri, dinsel değişimin dinamikleri ve ulusötesi kurumların ve kültürel biçimlerin karakteri hakkında sorular ortaya attılar.
devamını gör...

dil öğrenmek

soyolog ve düşünür üstat abdurrahman arslan'nın hocasının 'bilgi çalmanın en iyi yolu' olarak tanımladığı eylem.
devamını gör...

kilise ve devlet

kilise-devlet ilişkileri, gelişmiş, sağlam demokrasilerde bile genellikle karmaşık siyasi ve anayasal sorunlar üretir. modern sanayi toplumunun yükselişiyle birlikte dinin siyasi öneminin azaldığını öngören modernleşme teorisinin beklentilerine rağmen, mevcut ülkeler arası araştırmalar, kilise ve devlet arasındaki ilişkilerin veya laiklik sorununun birçok toplumda hala önemli tartışmalar doğurduğunu göstermektedir. bu ilişkiler üzerinde temel bir fikir birliğinin olduğu ülkelerde bile, boşanma, kürtaj, eşcinsellik, ötenazi, okul duaları ve kilise okulları ile diğer dini kurumların kamu tarafından finanse edilmesi gibi dini temelli ahlaki konular hala hararetli bir şekilde tartışılmaktadır. kilise-devlet ilişkileri daha çok batı demokrasilerinin laikliğe yaklaşımlarındaki farklılıkları ele almaktadır. demek ki sadece islam ülkelerinde olan bir tartışma değil, batı'da bile hala belirli bir düzeyde canlılığını koruyabilen bir konudur laiklik.
devamını gör...

ibni rüşd

bir meseleyi yersiz ve ehil olana açmak zulüm olduğu gibi, meseleyi yerinde tespit etmemek ve ehlinden gizlemek de zulümdür şeklinde bir üst ilke ortaya koymuş olan endülüslü müslüman filozof, ilahiyatçı ve doğa bilimleri bilgini.
devamını gör...

gülün adı


-banyolar bedendeki sıvıların dengesini yeniden kurar. oysa gülme bedeni sarsar, yüz çizgilerini bozar, insanı maymuna benzetir.

-maymunlar gülmez, gülmek insana özgüdür, insan ussallığının belirtisidir.
-söz de insan usunun belirtisidir, ama sözle tanrı’ya küfredilebilir. insana özgü olan herşey ille de iyi değildir. gülmek delilik belirtisidir. insan güldüğü şeye inanmaz, ama ondan nefret de etmez. bu yüzden kötü bir şeye gülmek, onunla savaşma isteği duymamak anlamına gelir; iyi bir şeye gülmekse, iyiliğin kendiliğinden yayılmasını sağlayan gücü yadsımak demektir.

şeklinde bir diyalog geçen umberto eco'nun müthiş romanı.
devamını gör...

artizana

sanayi devrimi öncesi tarım dışı üretim biçimidir. artizanal üretim, işin bölümlere ayrılmasından önceki döneme işaret eder. artizana devresinden sonra sanayi devrimi gerçekleşmiştir.
devamını gör...

biz de bilirdik sevgiliye karanfil almasını

yılmaz güney'in proletaryaya bir selam çakma amacıyla yoksulluk ve aşk duygularını cümle içinde kullandığı nazım hikmet çakması, kamyon arkası bir duygu ve düşünce sloganıdır.

her aklıma geldiğinde şu şekilde tamamlamak istediğim bahtsız devrimci ifade: 'biz de bilirdik sevgiliye karanfil almasını lakin baktık karanfiller tazeydi biz de yedik'
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim