ispanya'da yetişen en büyük islam filozoflarından biridir. endülüs emeviler dönemi' nde yaşamış ve aristo felsefesi ile ilgilenmiştir ayrıca avrupa' ya aristo'yu tanıtan filozoftur. islam dünyasında akılcılığı başlatmıştır. aklın inançtan önce geldiğini savunmuştur. ona göre gerçek inanca ancak akıl yolu ile ulaşılabilirdi. batı'da "avirreos" adıyla tanınır.
devamını gör...
arap felsefeci ibn-i rüşd aynı zamanda hekim, tıpçı ve matematikçi olarak da bilinmektedir.
devamını gör...
ameldeki mezhebi malikî, akâidde mezhebi ise eş'ârî idi. kurtuba'da 10 yıl kadar kadılık görevi yapmıştı. sadece dinî ilimlerde değil aynı zamanda tıp alanında da kendini yetiştirmiş bir insandı. el-külliyât fi't- tıb o'nun hekimliğe ilişkin değerli bir eseridir. aristo'nun eserlerini özetleyerek faydalanılacak şekilde tertip etti. bu sahadaki ciddi ve sistematik çalışmaları sayesinde bütün batı dünyasında şârih-i âzâm diye anılır oldu. ayrıca ''emîr'ül felâsife'' ve ''sultân'ul ukûl ve'l efkâr'', yani ''filozofların padişahı'' ve ''fikirlerin ve akılların sultanı'' ünvânı ile tanındı. aristo'nun ''kitâb'ul hayâvan'' ını ve ''mâ- ba'de't-tabia'' sını ve diğer eserlerini şerh etti. ibn rüşd'ün öğrencileri daha çok musevîler ve hristiyanlar arasından çıktığı için bu öğrenciler ''rüşdiye'' (averroism) hareketini meydana getirmişlerdi.

dindar, zâhid, ibadetinde devamlı olan, takvâ sahibi bir kişi olduğu bilinmektedir. ''ilm-i teşrih (anatomi) ile meşgul olmak allah'a imânı kuvvetlendirir ve o'na dair bilgiyi artırır.'' sözü ibn rüşd'e aittir. allah o'na rahmet eylesin.

prof. dr. süleyman uludağ, ''ibn rüşd'' isimli eserinde o'nun hakkında şu tespitlere yer vermektedir: ''ibn rüşd, çok haklı olarak; ''ilim, hâdise ve eşyânın sebepleri hakkındaki doğru bilgidir.'' dedikten sonra, sebep fikrinin ve sebeplerdeki tesir kudret ve kâbiliyetinin inkâr edilmesi hâlinde hikmetin de ilmin de mahv olacağını ifade etmekte, umumî olarak bütün kelâmcıların, husûsî olarak da gazzâlî'nin ilmi ve hikmeti mahv ettiklerini anlatmaya çalışmaktadır. kâtip çelebi, ''keşf'üz-zünûn'' un ''hikmet'' maddesinde ve ''mizan'ül hak''da; ''osmanlılarda müftülerden biri hikmetin ve felsefenin okunmasını ve okutulmasını yasakladı. ondan sonra hikmet de şeriat da mahv olup gitti.'' demekte, böylece ibn rüşd'ün fikirlerini tekrar etmektedir. gerçekten de islâm'daki ilim anlayışının yıkılmasına sebep teşkil eden âmillerin en mühimlerinden biri, akılla olduğu kadar şeriatın özü ile de ilgisini kesmiş olan eş'ârî kelâmının, bütün islâm âlemine hâkim hâle gelmesidir..''
devamını gör...
çoook uzun zamandır aklımdaydı ama bir türlü yazamadım. artık yazma vaktidir.
avrupa semalarında averroes olarak çağrılan ve tam adı "" ebû el velid muhammed bin ahmed bin muhammed bin ahmed bin ahmed bin rüşd "" olan endülüs'lü filozof, tıp adamı, fakih, kelamcı, mantıkçı, matematikçi, siyaset erbabı ve devlet adamı. [*kurtuba 520/595-*merakeş 1126/1198]
aslında bu devlet adamı nam-ı tabiki de kadılık yaptığı dönemlere ilişkindir, yoksa ibn-i rüşd'ün herhangi bir devlet büyüğüne yamanmak ve/veya yalakalıkla kıçının dibine sığınmak gibi bir derdi ve de devlette bir yerlere kapak atayım fikri hiç olmamıştır, tam aksine ona bu görevler bizzat sultan/lar tarafından verilmiştir.
onun derdi aklın ön plana çıkarılması ve gerçeği onunla bulabileceğimiz üzerinedir ve bu sebeple batı dünyasında nam-ı büyük şarih olarak anılır, yani commentator*.
kendisi çokça asistoteles şarihi olarak ün yapmışsa da aslında platon'un devletine de mükemmel bir şerh yazmıştır. (ibn-i rüşd'ün siyaset felsefesi)**
(bkz: telhisu's-siyase li eflatun) (bkz: şerh etmek) (bkz: şarih)
tabi çok ilginç şekilde bu büyük şarihin orijinal arapça şerhleri her daim bulunamamıştır, yukarıdaki bu eser de günümüze arapçasından ibranice'ye tercüme edilmiş haliyle orijinal olarak ulaşmıştır.*
tıp, matematik, siyaset bilimi, ahlak, kelam, fıkıh, astronomi, felsefe ve hatta dil üzerine toplamda 58-60 adet ve hatta üzeri bilinen eseri ve şerhi vardır.
tabi en bilineni ise gazali'nin felsefecileri eleştirdiği *tehafütü'l-felasife'sine karşılık reddiye manasında yazdığı meşhur eseri *tehafut et-tehafüt'ü yazmıştır.
eserlerinin tam sayısı farklı farklı verilir, bu da ayrı bir bilgi olsun tabi.
ilk kadılık yeri *işbiliye'dir, daha sonra kendi talebi ile ilim ve irfan bakımından daha önde olan *kurtuba şehrine kadı olmuştur.
aslında devlet görevi* hikayesi hükümdarın veziri olan ebu bekr ibn tufeyl ile tanışması sonrası olmuştur.
ibn tufeyl aynı zamanda emevi halifesi ebu yakub yusuf'un doktorudur da. hükümdar kültürlü biriydi ve felsefe ile filozoflara ilgi duyuyordu çokça ve bir gün ibn tufeyl'e kendisine aristo'nun kitaplarını daha iyi anlaşılır kılınmasını ve onları şerh edecek birisini bulmasını ister.
ve böylece halifeye tavsiye edilmiş olur. ibn tufeyl ile birlikte huzuruna çıktığı zaman da halife ebu yakub yusuf kendisine önce adını ve ailesini sorar, bu bilgilerden sonra da *feleklere dair filozofların görüşlerinin ne olduğunu sorar.
filozoflara göre felekler kadim midir yoksa yaratılmış mıdır?
ibn rüşd halifenin sorularının metafizik alanının derinliklerine ineceğini hissettiği ve de biraz da korkuya kapıldığı için bu soruya;"özür beyan edip, felsefeyle ilgilenmediğini" söyleyerek cevap verir.
bunu sezen halife de konuyu ve sohbeti ibn tufeyl ile devam ettirir.
halife bildiği kadar platon, aristoteles ve diğer filozofların bu konudaki görüşlerinden bahseder ve hatta islam dünyasının bu konulardaki eleştirilerinden de ara notlar olarak bahseder.
halifenin merakını, ilmi bilgisini ve tüm bunlara tamamıyla olmasa da ciddi bir şekilde vakıf oluşunu ibn rüşd hayranlıkla izler.
üzerindeki korkusunu atınca da bu sefer kendi bildiklerini ve kendi görüşlerini sıralar ve bir nevi halifeyi de cevaplamış olur.
ve buradan (halifenin makamında duyduklarından) aldığı ilham ve feyz ile aristo'nun her alandaki eserlerini okur, düşünür ve tekrar bir şerh etme ihtiyacı hisseder, büyük düşünür yolculuğu da böylece başlamış olur.
daha sonra yaptığı bütün şerhleri ve kendi eserleri de halife tarafından memnuniyetle karşılanır ve kendisi o ilk bahsettiğimiz sevilla (işbiliye-1169) kadılığına getirilir.
daha sonra aradığı eser/kaynakları bulamamaktan ve yoğun çalıştığı için de vakit kıtlığından şikayet eder ve 2 sene sonra da tekrar ilim yuvası, o dönem için yazılı kaynakların merkezi olan kurtuba* şehrine başkadı olarak tayin edilir. (1171)
yaklaşık olarak halife ölene kadar da 13 yıl boyunca bu görevi sürdürür ve eserler verir. (1184)
her ne kadar gazali ile olan atışmaları hep gündem de olsa da aslında her iki adam apayrı kulvarların adamıdır.
gazali meselelere kelam ve diğer** açılardan baksa da ibn rüşd ayrı kulvarın adamıdır ve haliyle onu da eleştirmiştir.
bana göre gazali'nin de haklı olduğu yerler vardır, en azından kısmen de olsa vardır.
ve öyle söylendiği gibi gazali'nin dini kavrayışı ve ona bakışı sonrası islam aleminde bir daha düzelme olmadı veya çok daha kötüye gitti açılımı da aslında çok doğru değildir.
(nereden de baktığınıza bağlı)
gazali'den önce de islam dünyasında durum kötüye doğru gidişat içindeydi, istisna yerler/bölgeler hariç.
gazali belki de sadece tuzu/biberi oldu.
bu kadar kelamcı ve fakih bir nebze "ulan bu ibn rüşd ne demiş acaba, neler oluyor bu mağrip'de" diyebilseydi şimdi başka bir şey konuşulur muydu,işte bu hep sorulan bir soru olacak gibi, ki bence cevabı da yok bunun.
cevabı olursa da çok afaki olacaktır, çünkü dönem dinamiklerini birebir öngörmemiz mümkün değil.
tabi burada ibn rüşd'ün gazali reddiyesini onun ölümünden sonra yazmış olmasını da cebe koyalım.
ibn rüşd gazali'nin ölümünden 15 yıl sonra dünyaya gelmiştir.
asıl merak edilen de şu olmalıdır aslında;
filozofların tutarsızlığına reddiye yiyen gazali eğer aynı dönemde yaşasaydı tutarsızlığın tutarsızlığına nasıl bir cevap yazardı.
veya yazar mıydı?
alıntılar:
(bkz: metafizik büyük şerhi)*
(bkz: ibn rüşd'ün siyaset felsefesi)**
(bkz: tehafut et-tehafüt)*

ibn rüşd hakkında okuduklarımdan (e-kitap ve matbu olarak, matbu her daim tercihimdir) ve notlarımdan muhtemelen onlarca sayfa entari yazabilirim ama şimdilik bu şekilde bırakalım, hem de başlığa detaylı ve güzel bir girizgah olmuş olsun.

not: el emeği göz nurudur, iyi okumalar efenim.
edit: düzeltmeler yapıldı.
devamını gör...
bir meseleyi yersiz ve ehil olana açmak zulüm olduğu gibi, meseleyi yerinde tespit etmemek ve ehlinden gizlemek de zulümdür şeklinde bir üst ilke ortaya koymuş olan endülüslü müslüman filozof, ilahiyatçı ve doğa bilimleri bilgini.
devamını gör...
kırdığın şeyi tekrar birleştirmen onu bir bütün yapmaz *
devamını gör...
kimseden daha iyi olmadığınızı anlayacak kadar mütevazi,
herkesten farklı olduğunuzu kavrayacak kadar
bilge olun*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ibni rüşd" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim