1.
eğitim sistemimiz hiç bu işe girişmemiş olsaydı. kendi tercihimiz ile kursuna gidip öğrenebildiğimizi düşündüğüm şey. anaokulundan itibaren ingilizce dersi gördüm öğrenemedim , gerçekten sadece konuşmak isteyip üniversiteyi bitirip 6 ayımı ayırıp kursuna gittim yine öğrenemedim. lisede aldığımız almanca ve fransızca dersleri içinde aynı şeyi söyleyebilirim. bu işi ehline ve isteklisine bıraksalardı daha rahat yapardık diye düşünüyorum . üzgünüm.
devamını gör...
2.
zamanında oynadığım mmorpg oyunlardan dolayı ingilizceyi öğrendim. şu sıralar rusça öğrenmeyi deneyip, hiçbir şey yapamadığım durum.
devamını gör...
3.
aynı dertten muzdaribim.kendi kendime uygulamalarla öğrenmeye çalışıyorum.
devamını gör...
4.
yalnızca gramer öğretilip konuşma kısmının atlanması nedeniyle öğrenilemeyen meret. yahu dil bu dil konuşmadan nasıl öğrenicez. gel de yıllarca boşu boşuna göre tek bir cümle kurama olacak şey değil.
devamını gör...
5.
ülkemizde ciddi bir sorundur. bence dil öğrenilirken yapılan en büyük hata, ilk olarak grammar öğretilmesi. çünkü kelime bilmeden kuralların bir öneminin olduğunu düşünmüyorum. kelime ezberlemek öncelikli olmalı. sonrasında basit grammar kalıpları kullanarak öğrendiğimiz kelimelerle konuşma pratiği yapılmalı. konuşma pratiği yapmak için discord kanallarına katılabilirsiniz. yds, yökdil veya yks-dil için ise ydstime online kursunu tavsiye ederim.
devamını gör...
6.
aynı anda iki ayrı kursa gitmeme sebep olan istek. evet aynı anda iki ayrı dil kursuna gidiyorum kafayı bozdum.
devamını gör...
7.
bu konuda türkler sanırım en başarısız ülke, matematikteki başarısızlığımızla (orada da birinci yada ikinciyiz) ve şu anda okuduğunu anlamaktaki neredeyse %50 oranımızla doğrudan ilgili olduğunu düşünüyorum. uzun yıllar uluslararası lojistik operasyon yapmış bir insan olarak söylüyorum, iş dışında genel olarak çok fazla alana ilgi duyan aşırı meraklı, bir konuyu dibine kadar öğrenmeden rahatlayamayan bir tipim, ama bu dil konusunu başaramamak, kendimle ilgili ortaya koyduğum bütün iddiamı çürütüyor, hiçbir zaman ingilizcem çok iyi diyemedim, işimi yapabiliyordum, yeterliydi, aynı konularda yazışma yapılan yabancı müşterilerle, yine aynı şeylerin ezbere konuşulduğu fuarlarda bir şekilde hallettim, ama sonuçta iyi diyemiyorum, en son farklı sektördeki bir iş görüşmemde, ekstra olarak sordular, yine çok iyi değil dedim, aniden oradaki yabancı bir çalışanla mülakat yapacaklarını söylediler, soluğum kesildi, hayır dedim istemiyorum, korkmayın dediler.. neyse yaptık, dedimki nedir benim seviyem ortamı, yok dediler baya iyi, orta denemez, 10 yıl abd de okumuş yaşamış bir rus kişiydi mülakatı yapan, onunla aynı derecede olduğumu söylemiş, ama ben güvenip iyi diyemiyorum, bu konuya çok kafa yordum arkadaşlar, öncelikle, bence zihniyetimizden kaynaklanıyor, sadece yabancı dil konusunda değil bu tutukluğumuz, insanı büyüme aşamasında hiç rahat bırakmıyorlar, hep bir sınır koyuluyor herşeye, orda şöyle davranma, burda bunu yapma, hep cezalar, negatif şeyler, korkularla büyütülüyoruz, bu düşünce şekli yüzünden de kimse hiçbir yerde kendisi olamıyor, kendisini bırakmayı, cesaret edip birşeyleri denemeyi, yanılmanında mümkün olduğunu, ayıp birşey olmadığını öğrenemiyor kimse, bizim kuşakta (70-85 arası, doğanlar diyelim) çok iyi ingilizcesi olanda pek yok, bende kurslara gittim, ders aldım, dualingo filan hepsini denedim (istikrarlı bir şekilde sürdürmedimde ama) bir türlü halledemedim, youtube da nasıl öğrenilmesi gerektiğiyle ilgilide birçok video izledim, cambly biraz kafama yattı, en azından benim öğrenme şeklimin ona uygun olduğunu anladım, bunun önemli olduğunu farkettim, genel olarak bir şeyi nasıl öğrendiğiniz de çok önemli.. çünkü dersleri izleyemiyorum, sıkılıyorum..
öğrendiğim kadarıyla cambly de öğretmen seçimide çok önemliymiş, bazıları yanlışını farkedip sana açıklayıp gramerini izah edip filan, o şekilde çalıştırıyormuş, onları bulmak lazımmış, birde türkçe bilen türkiyede yaşayan yabancı öğetmenler de tavsiye ediliyor, son olarak iki kişilik yada üç kişilik gruplarla eğitim almak hem fiyat olarak hemde ders açısından avantajlı olabiliyormuş, şimdi yazarken farkettim, baya da birşey araştırmışım, bu ara ve her zaman gündemimde birinci sırada bu yabancı dil meselesi, bu sefer halledicem çok utanıyorum, ayıp yaa..
öğrendiğim kadarıyla cambly de öğretmen seçimide çok önemliymiş, bazıları yanlışını farkedip sana açıklayıp gramerini izah edip filan, o şekilde çalıştırıyormuş, onları bulmak lazımmış, birde türkçe bilen türkiyede yaşayan yabancı öğetmenler de tavsiye ediliyor, son olarak iki kişilik yada üç kişilik gruplarla eğitim almak hem fiyat olarak hemde ders açısından avantajlı olabiliyormuş, şimdi yazarken farkettim, baya da birşey araştırmışım, bu ara ve her zaman gündemimde birinci sırada bu yabancı dil meselesi, bu sefer halledicem çok utanıyorum, ayıp yaa..
devamını gör...
8.
motivasyonunu gün içinde 500 kez kaybedip yine 500 kez zirveye çıkardığımız eylem.
devamını gör...
9.
kütle halinde entry yazmak...
devamını gör...
10.
öğrenenlere hayranlık beslediğim bir yetenektir. ben ingilizcede kalakaldım millet kaçar kaçar öğreniyor..
devamını gör...
11.
çeşitli sebeplerle ihtiyaç olduğu için gerekendir.
devamını gör...
12.
ön edit: dil öğrenme nedeninizi iyi belirleyin ve görebileceğiniz yere asın. motiveniz düştüğünde yardımcı olacak size.
benim gibi duyma konusunda tam bir zavallıysanız ve kulak konusunda gerçekten kötüyseniz kesinlikle önce bundan başlamanızı önereceğim olaydır. arkadaşlar netflix'i indir bir sürü altyazılı film ve dizi var. sırf ingilizce için her ay para ödüyorum ve fark ettim ki gerçekten duya duya halledebilmeye başladım ben bu dinleme konusunu. hatta biraz daha ileride aksanları bile anlayıp hangi milletten olduğunu çözecek seviyeye geleceğim eminim. benim tavsiyem daha önce izlediğiniz bir film, dizi, anime ya da çizgi filmi izleyip hem kalıpları görmeniz hem de ne konuşulduğunu anlamanız. çünkü burası gerçekten önemli. gerekirse defalarca izleyin. işe yarıyor. sonrası da taklit oluyor zaten. taklit ede ede öğreneceksiniz. bazı cümle yapılarını da not alın. böylece unutmuyorsunuz.
diğer bir nokta konuşmak. aslında kelime dağarcığınıza bakar tamamen. benim dinleme kadar endişelenmediğim bir konu bu aslında. zaten iki arkadaşım da var ingilizcesi iyi olan ama olmasaydı kendi kendime konuşurdum bütün gün kesinlikle. bu sebeple gün içinde yaptığınız şeyleri ingilizce düşünerek konuşmaya çalışın.
ingilizce düşünmek derken evet bu nasıl olacak. basit kelimelerle başlayın. door, window, glass gibi kelimelerle yavaşça pratik yapın. mesela ingilizcesini söyleyerek bir eşyaya dokunmak yararlı olabilir.
kitap okuma meselesine gelirsek eğer seviye kitapları var. ben onlara para vermek istemiyorum diyecekseniz internette çok basit hikayeler var seviyenize göre bulabileceğiniz. onları okuyarak da ilerleyebilirsiniz.
yazmayı söylememe gerek yok ama günlük aktivitelerinizi yazarak hatalarınızı görebilirsiniz. grammarly uygulamasını da kullanabilirsiniz. cümledeki hataları ortaya çıkarır.
gramer. bu işin belki de belkemiğidir ancak en son öğrenmenizde sakınca yok bence. ama mutlaka öğrenmeniz lazım.
bu bilgiler ışığında sen ne kadar biliyorsun derseniz çok az. ancak kendimi elimden geldiğince geliştirmeye çalışıyorum ki ileride rahat edeyim. bir de ingilizceyi diğer avrupa dillerinin merkezi olarak düşünüp öğrenebilirsiniz. çünkü ingilizceye çeviriler bildiğim kadarıyla daha doğru oluyor. hem ingilizce pratiği hem de diğer dili daha hızlı öğrenme fırsatınız olur.
en azından artık başlayacağımdan bu yazı hem bana hem de başlangıç için yol arayanlara gelsin. kolay gelsin.
son edit: ingilizceyi sevmiyorum ve 2021'de almanca öğreneceğim. almancadan nefret ederim. her şey merak ve inat ve sağlam bir sebep bunu unutmayın.
benim gibi duyma konusunda tam bir zavallıysanız ve kulak konusunda gerçekten kötüyseniz kesinlikle önce bundan başlamanızı önereceğim olaydır. arkadaşlar netflix'i indir bir sürü altyazılı film ve dizi var. sırf ingilizce için her ay para ödüyorum ve fark ettim ki gerçekten duya duya halledebilmeye başladım ben bu dinleme konusunu. hatta biraz daha ileride aksanları bile anlayıp hangi milletten olduğunu çözecek seviyeye geleceğim eminim. benim tavsiyem daha önce izlediğiniz bir film, dizi, anime ya da çizgi filmi izleyip hem kalıpları görmeniz hem de ne konuşulduğunu anlamanız. çünkü burası gerçekten önemli. gerekirse defalarca izleyin. işe yarıyor. sonrası da taklit oluyor zaten. taklit ede ede öğreneceksiniz. bazı cümle yapılarını da not alın. böylece unutmuyorsunuz.
diğer bir nokta konuşmak. aslında kelime dağarcığınıza bakar tamamen. benim dinleme kadar endişelenmediğim bir konu bu aslında. zaten iki arkadaşım da var ingilizcesi iyi olan ama olmasaydı kendi kendime konuşurdum bütün gün kesinlikle. bu sebeple gün içinde yaptığınız şeyleri ingilizce düşünerek konuşmaya çalışın.
ingilizce düşünmek derken evet bu nasıl olacak. basit kelimelerle başlayın. door, window, glass gibi kelimelerle yavaşça pratik yapın. mesela ingilizcesini söyleyerek bir eşyaya dokunmak yararlı olabilir.
kitap okuma meselesine gelirsek eğer seviye kitapları var. ben onlara para vermek istemiyorum diyecekseniz internette çok basit hikayeler var seviyenize göre bulabileceğiniz. onları okuyarak da ilerleyebilirsiniz.
yazmayı söylememe gerek yok ama günlük aktivitelerinizi yazarak hatalarınızı görebilirsiniz. grammarly uygulamasını da kullanabilirsiniz. cümledeki hataları ortaya çıkarır.
gramer. bu işin belki de belkemiğidir ancak en son öğrenmenizde sakınca yok bence. ama mutlaka öğrenmeniz lazım.
bu bilgiler ışığında sen ne kadar biliyorsun derseniz çok az. ancak kendimi elimden geldiğince geliştirmeye çalışıyorum ki ileride rahat edeyim. bir de ingilizceyi diğer avrupa dillerinin merkezi olarak düşünüp öğrenebilirsiniz. çünkü ingilizceye çeviriler bildiğim kadarıyla daha doğru oluyor. hem ingilizce pratiği hem de diğer dili daha hızlı öğrenme fırsatınız olur.
en azından artık başlayacağımdan bu yazı hem bana hem de başlangıç için yol arayanlara gelsin. kolay gelsin.
son edit: ingilizceyi sevmiyorum ve 2021'de almanca öğreneceğim. almancadan nefret ederim. her şey merak ve inat ve sağlam bir sebep bunu unutmayın.
devamını gör...
13.
meselenin sosyolojik altyapısını bilemem. bence gramderde boğuluyoruz. kafada formül gibi duruyorlar ama pratik eksikliğinden konuşmaya dönüşemiyor. bence temel cümle kurma kurallarını, dilin yapısını öğrendikten sonra sürekli kelime ezberlemekle birlikte dile aşinalık geliştirmek çözümlerden birisi.
atalarımız boşuna kervan yolda düzülür dememiş zamanında. günlük konuşma için gerekli grameri çok iyi kavradıktan sonra kendimizi dile maruz bırakmalıyız bence. dinlediğimiz müzik, okumaya çalıştığımız haber, izlediğimiz film öğrenmek istediğimiz dile ait olmalı. tabi bir de bu iş için istikrar olmazsa olmazdır. üç gün dille ilgilenip iki gün tamamen kendi diline dönünce hiçbir anlamı kalmıyor.
atalarımız boşuna kervan yolda düzülür dememiş zamanında. günlük konuşma için gerekli grameri çok iyi kavradıktan sonra kendimizi dile maruz bırakmalıyız bence. dinlediğimiz müzik, okumaya çalıştığımız haber, izlediğimiz film öğrenmek istediğimiz dile ait olmalı. tabi bir de bu iş için istikrar olmazsa olmazdır. üç gün dille ilgilenip iki gün tamamen kendi diline dönünce hiçbir anlamı kalmıyor.
devamını gör...
14.
günümüzde ingilizceden ayrı bir de yabancı dil gerekiyor öğrenilmesi gerektiğini düşünmekteyim işe alımda önemli bir etken
devamını gör...
15.
başlarda zor olan, düzenli çalışma ve deneme - yanılma yöntemiyle (özelliklede konuşmada) yavaşça hız kazanan eğitimdir. türkiye'de ingilizce ve belki almanca dışında genelde başka dilde kaynaklar gerektirir. çocukken okulda verilen eğitimin yetersizliği ve verilen kaynakların seviyesi yüzünden çoğu kişiye sıkıcı ya da gereksiz gelen bir şeydir.
unutulmasın ki "roma bir günde kurulmadı" ve çalışmak bu işi başarmanın tek yoludur.
unutulmasın ki "roma bir günde kurulmadı" ve çalışmak bu işi başarmanın tek yoludur.
devamını gör...
16.
zaman ve çaba gerektiren bir eylemdir. ingilizce'yi öğrenirken bazen ağlardım. bazen çok sinirlenirdim. "niye bu kadar saçma bir dil var" derdim. artık bunlar geçti. kendimi başka bir dilde ifade edebiliyor olmam mutluluk verici. yakın bir zamanda ispanyolca öğrenmeye başlayacağım. zaten biraz ispanyolca biliyorum.
devamını gör...
17.
zor be, bana göre değil.
devamını gör...
18.
bu konuda bebekler bize rehber olmalı. ben waç iz yor pörpooç of vicit diye konuşsam ( what is your purpose of visit - ziyaretinizin sebebi nedir) utanırım ama bebekler utanmıyor ve sonunda doğru telaffuz etmeyi öğreniyor.
devamını gör...
19.
sanıldığının aksine o kadar zor değildir. ayrıca önemli de değildir.
devamını gör...
20.
kendimi sürekli gaz verip yarıda bıraktığım. çok istiyorum ama uğraşmıyorum.
devamını gör...